Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
www.iku.edu.tr B L M KÜLTÜR VE E TM YAŞAM, BEYNİMİZ VE VAROLUŞUMUZ 4 Beyin dinamiği araştırmalarında ulusal ve uluslararası çalışmalar da göz önünde bulundurulduğunda gelecekte izlenilmesi düşünülen çalışmalar neler olacak? İKU beyin araştırmalarında geleceğe giden rota Derleyen: Aysel Düzgün Günümüzde Türkiye’de 300 bin civarında Alzheimer hastası olduğu düşünülmektedir. Genç nüfusun giderek yaşlanacağı bir ülke olarak düşünüldüğünde ise Türkiye’de 3040 yıl sonra bu hastalığın en önemli sağlık sorunu olacağı tahmin edilmektedir. Bipolar Bozukluk: Çoğu insanın psikolojik rahatsızlar içerisinde en az duyduğunu tahmin ettiğimiz Bipolar bozukluk ise, bilimsel açıklamalarda “maniden depresyona kadar uzanan ruh halindeki aşırı değişiklikler” olarak tanımlanırken bu ruh hali oynamaları arasında, Bipolar bozukluğu olan kişinin normal ruh halini de deneyimleyebileceği ayrıca açıklamalarda ifade edilir. “Manik” terimi aşırı hareketli, enerjik, konuşkan, umursamaz, güçlü, öforik bir dönemi tanımlar. Bipolar hastalarda sonra, birdenbire bu yükseklerde uçan ruh hali karanlık bir ruh haline dönüşebilir, örneğin; bu hastalarda sinirlilik, kafa karışıklığı, öfke, kapana kısılma hissi ortaya çıkar. Bu bir öncekine tamamen zıt olan ruh hali depresyon GELECEĞE YÖNELİK İZLENECEK ROTA olarak taKısıtlı bir kadroya sahip olmasına rağmen nımlanır ve araştırma ağında bulunan 20 kişilik bir araştırıcı grubu tarafından da çalışmalarına destek bu dönemde üzüntü, verilmektedir. ağlama, değersizlik hissi, enerji kaybı, uyku problemleri ortaya çıkabilir. Bu yükselmeler ve alçalmalar her insanda değişiklik gösterdiğinden, Bipolar bozukluk teşhis edilmesi zor olan bir rahatsızlıktır. Şizofreni: Kişilik bölünmesi olarak düşünülen Şizofreni sanılanın aksine bölünmüş bir kişiliği ifade etmez. Şizofreni; kişinin düşüncesini, hareketlerini, duygularını ifade şeklini, gerçeği algılamasını çarpıtan ve kişinin diğerleriyle ilişkilerini bozan ciddi bir beyinsel rahatsızlıktır. Şizofreni hastaları çoğunlukla toplumda, işte, okulda ve ilişkilerde problem yaşarlar. Şizofreni hayat boyu süren bir hastalıktır, doğru tedaviyle kontrol altına alınabilir. Şizofreni kişinin neyin gerçek neyin hayali olduğunu anlayamadığı bir zihinsel hastalık, bir psikozdur. Zaman zaman psikotik rahatsızlığı olanlar gerçekle ilişkilerini kaybederler. Dünya kafa karıştırıcı düşünceler, görüntüler ve sesler karmaşası gibi görünebilir. İKU BEYİNMER Araştırma Merkezi’nde psikiyatrik hastalıklar konusunda araştırmalar devam ederken Prof. Erol Başar, gelecekte araştırma merkezinde gerçekleşmesini istediği projelerini anlattı. Merkezinizde geleceğe yönelik neleri planlıyorsunuz? Önümüzdeki ilk önemli adım, başlığını “Takeoff” diğer kelimelerle “yeni sıçrama” olarak verdiğimiz, International Journal of Psychophysiology’de yayımlanacak ve yaklaşık 25 makaleden oluşacak bir özel sayı. Bu sayı hazırlanırken araştırma ağımızdan 12 yayının katılması öngörülmektedir ve dünyadaki değişik üniversitelerden 1012 kadar yazar katılımı planlandı. CLAIR projesinin gerekli hazırlıkları dikkatli bir grup tarafından gerçekleştirildiği takdirde bu projenin gelecekte beyin araştırmalarına etkisinin de çok büyük olacağı ümit edilebilir. 40 yıl önce deneylerle Türkiye’de başlayan, bütün dünyaya yayılan bir kuramın geniş kapsamlı bir uygulaması da gerçekleştirilmiş olacak. Bu uygulamanın Avrupa’da ve Amerika’da uygulanması beklenilebilir. “Yeni Sıçrama” olarak açıklanmaya çalışılan bu kavramın ve hazırlanan sayının uygulamaları büyük bir hızla da yayılmaktadır. Büyük yazı grupları hazırlanırken genellikle deneysel bir envanter ortaya çıkar. Bu birikim neticesin de yeni araştırma rotaları ortaya çıkabilir. Bundan önceki Cumhuriyet Bilim Teknik Dergisi’nde tarif etmeye çalıştığımız “ClLAIR” Projesi” yani beyinde fonksiyonel bölümleri yansıtan Brodmann bölgeleri, osilasyonlar göze alındığı için yeni bir şekle dönüşecek. En güncel konulardan biri Alzheimer’da ileride klinikte uygulanabilecek bir EEG analiz sistemi. Teorik olarak Alzheimer hastalığını tanı ve erken teşhis için yeterli malzememiz var. Ancak bunların bir nöroloji kliniğinde ve Prof. Görsev Yener kontrolünde geçerliliğinin gösterilmesi gerekir. Bilinçaltının önemi ve sezgi konusunda uzun yıllardır tasarlamış olduğumuz, insanların rüyaları sırasında olan değişiklikleri izlemek için bir görüş tarzımız var. Bu konuda Gustav Jung’un görüş açısının ve bir psikiyatrın desteğiyle bir araştırma serisi başlatılabilir. Çünkü sezgi ve yaratıcılık gibi, episodik memory gibi süreçlerin beyin osilasyonlarına ilintisi henüz incelememiştir. Bu tip kavramlar geliştirilmedikçe beyni ancak sisli bir şekilde veya sadece bir ayışığının getirebileceği kadar aydınlatabiliriz. Yukarıda anlatılan rotayı takip edip hedeflerinize ulaşabileceğinizi düşünüyor musunuz? Bu dergide beş yıl önce söz verdiğim projelerin büyük kısmı gerçekleşti. Merkezimizdeki kadro önemli tecrübe kazanmıştır. Fakat kısa zamanda bu projeleri realize etmek için yeni kadrolar gerekir. Diğer üniversitelerle ortak çalışmalarımızda bu kadro açığı oldukça örtülmektedir. İnsan ve hayat kavramlarını bir araya getirirken arada bu bağın oluşmasını ve insanın yaşamla bir bütün olarak var olmasını sağlayan beyin olgusunu, bilim dünyası gerek seçtiği yöntemlerle gerekse bilimsel açıklamalarına dayanan verileriyle bizlere tanıtmaya çalışırken bu olguyu anlamaya ve çözümlemeye çalışmanın da ayrıca bir güç gerektirdiğinin farkındadırlar. İ CBT 140313 / 7 Şubat 2014 nsanları birbirlerinden ayıran en büyük özelliklerden biri de beyin yapılarındaki düşünce, algılayış ve öğreniş sürecini ortaya çıkaran beyin dinamiklerinin bir bütün olarak iletişim kanallarından birbirleriyle tutarlı bir şekilde geçerek bütünleşmesidir. Bu bir araya gelişin temelinde kişinin biyolojik ve psikolojik yapısının da beyin dinamikleriyle anlaşabilmesi çok önemli bir yere sahiptir. Her araştırma alanının kendi içinde beyin üzerine tartışacağı ve beyin üzerine getireceği açıklamalar birbirlerinden farklı olabileceği gibi ortaya çıkan bu tartışmaların ve açıklamaların birbirlerine eşdeğer de gelebilecekleri tarafları belli belirsiz fark edilebilir. BEYİNMER Araştırma Merkezi’nde beyin araştırmalarında izlenecek rota, insan beynini tanımada kullanılacak yöntemleri geliştirecek bir seyir takip edecek. Hayatın içinde herkesin aynı akla, bedene ve beyne sahip olmayışı herkesin birbirinden öğreniş, düşünüş ve algılayış olarak ayrılarak yaşamın içinde yerini edinmesini sağlar. Ancak bu farklılık insanların birbirleriyle yaşamasına engel olacak şekilde değil, dengeyi sağlayacak dinamiklerin de insanın beyninde kendisine düşen görevi yerine getirmesiyle gelişen bir süreçtir. Kişilerin beyinlerinde anlam verilemeden çıkacak bir boşluk ya da beyin dinamikleri arasında kurulamayan doğru bir iletişim, kişinin kendi iç dünyasından kaynaklanabileceği gibi çevresiyle kurduğu ya da kuramadığı etkileşimden de kaynaklanabilir. Beyin işleyiş süreci olarak durağan bir fonksiyon bağıyla değil kendi içerisinde sahip olunan dinamik yapıyla, oluşacak bu boşlukları doldurabileceği gibi artık bu dinamik yapının gücünün de yetmediği durumlar yaşanacaktır. Bu oluşan boşlukların daha sonra derin kuyulara dönüştüğü fark edilecektir. Şizofreni, Alzheimer ve Bipolar hastalıkları da beyinde kuyulara dönüşen hastalıklardan bazılarıdır. Alzheimer Hastalığı: İnsan beyninde doldurulması mümkün olmayan boşlukların bir süre sonra dipsiz kuyulara dönüştüğü Alzheimer hastalığında yaşanan eksiklik, zihin işlevlerinde kaybı niteleyen bir kelimedir. Burada önemli olan nokta, normal bir zihinsel gelişme sonrasında bu işlevlerin kaybı durumunda bunamanın ortaya çıkmasıdır. Alzheimer hastalığı demans yapan hastalıklar içinde en sık izlenen bozukluktur. Bu hastalık yeni bir hastalık olmasa da hastaların sayısı giderek artmaktadır. Çünkü hastalıkla ilgili en önemli risk faktörü yaştır ve yaşlanma kaçınılmaz bir durumdur. Günümüzde tüm dünyada en hızlı artan yaş grubunu 65 yaş ve üstü kişiler oluşturmaktadır. Alzheimer hastalığının görülme sıklığı yaş ile artmaktadır (65 yaş üstü 100 kişiden 8’inde Alzheimer hastalığı görülmektedir). Alzheimer hastalığıyla ilgili yapılan öngörülerde 21. yüzyılda doğal, sosyal veya ekonomik felaketlerle karşılaşılmazsa hastalığın görülme sıklığının daha da artacağı düşünülmektedir.