29 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BİLİM DÜNYASINDAN SON ARAŞTIRMALAR Yıllardan bu yana Voyager 1’in güneş sistemimizi nihayet terk edip etmediği tartışılıyordu. Fakat anlaşıldığı üzere uydu yıldızlararası uzaya 2012 yılında ulaşmış bile. Iowa Üniversitesi’nden Donald Gurnett, Voyager 1’ın yaklaşık olarak 35 yıllık yolcuğunun ardından, uzayın dış sınırını geçtiğini açıklarken, Voyager projesi araştırmacılarından Edward Stone de “Artık yeni ve kesin verilere sahip olduğumuz için bunun insanlığın yıldızlararası uzaydaki tarihi adımı olduğuna inanıyoruz” diye konuştu. Aslında daha önceleri de sondanın güneş sistemimizin sonuna ulaştığı tahmin edilmişti. Fakat NASA bunu doğrulamamıştı henüz. Voyager 1, 5 Eylül 1977’de yolculuğuna başlarken, ikiz sonda Voyager 2, iki hafta önce (20 Ağustos) yola çıkmıştı bile. Sonda yaklaşık saatte 60.000 km hızlı uzayda yol alıyor ve dünyaya olan 19 milyar kilometrelik mesafesiyle insanoğlunun en uzaktaki habercisi. Olağanüstü uzaklık nedeniyle sondanın sinyalleri 17 saatten sonra ulaşıyor dünyaya. Biraz daha yavaş uçan Voyager 2 ise dünyamızdan 15 milyar kilometre uzaklıkta bulunuyor. Güneş sistemimizin sınırı (helyopoz), Güneş’ten gelen sabit parçacık akımlarının dıştan akan yıldızlararası parç a cıklarca durdurulan y e r olarak tanımlanır. Helyopozun arkasında yıldızlararası uzay başlar. Fakat Güneşin kütle çekimi daha uzağı etkiliyor. Geçen yılın Ağustos ayında Voyager’ın ölçüm aletlerindeki güneş parçacıklarının sayısı en az 1000 faktör düşerken, yıldızlararası parçacıkların miktarı neredeyse yüzde on oranında artmıştı. Araştırmacılar o zaman Voyager1’in yıldızlararası uzaya girdiğini tahmin etmişlerdi. Fakat parçacık yoğunluğunun kesin olar belirlenmesi ancak bu yılın nisan ayındaki ve geçen yılın ekim ayındaki ölçüm verileriyle mümkün oldu. Voyager yıldızlararası uzaya girerek, insanlığın bilimsel hayalleri ve girişimleriyle ilgili yeni bir sayfa açıyor. Sondanın 2025 yılına dek veri göndermesi bekleniyor, o tarihten sonra enerji kaynakları tükenmiş olacak. Fakat Voyager 1 yine de uzaydaki yolculuğuna devam ederek, 38.000 yıl sonra Küçük Ayı takımyıldızındaki, zayıf ışıyan AC + 79 güneşini geçecek. Şayet Voyager sondaları yabancı bir uygarlığa ulaşacak olursa dünyamızdan haber alabilecekler. Çünkü iki sondada da üzeri altın kaplı “Dünyanın Sesleri” adlı bir plak ve kullanım kılavuzu ile birlikte bir de plakçalar bulunuyor. Elveda Voyager! Yeni menenjit aşısı işe yarıyor Yaşamı tehdit eden beyin zarı iltihabına karşı geliştirilen yeni bir aşının Afrika’da çok etkili olduğu bildirildi. Bir Orta Afrika ülkesi olan Çad’da uygulanan aşılamadan sonra menenjite yakalanan insanların oranı %94 azalmış. Afrika’da çok yaygın olan menenjit A’nın alt türü aşılanan hiçbir kişide görülmedi deniyor The Lancet dergisinde. MediAfriVac olarak isimlendirilen menenjit A aşısı, 2011 yılının sonuna dek Çad’daki üç bölgedeki toplam 1,8 milyon kişide uygulanmış. 2012 yılında aşılı insanları inceleyen bilim insanları, 100.000 kişide 2,5 beyin zarı iltihabi vakasıyla karşılaşmışlar. Fakat tek bir menenjit A vakası bile görülmemiş. Aşılanmamış nüfusta 100.000 kişide 44 hastalık vakası saptanmış. Ayrıca aşılanmış insanlarda hastalığı bulaştırma riski de %98 oranında düşmüş. MediAfriVac aşısının 2010 yılında onaylanmasından bu yana Senegal ve Etiyopya arasında yer alan “Menenjit kuşağında” 100 milyon insan aşılanmış. Bu bölgede yaklaşık 450 milyon insan menenjit A tehdidi altında. Menenjitin A tipi, Afrika’daki beyin zarı iltihaplarının yüzde sekseninden fazlasından sorumlu. Aşağı yukarı 714 yıl arasında bu bölgede salgınlar yaşanıyor. Dünya Sağlık Organizasyonu’na göre 2009’daki son salgında burada 5.300 kişi yaşamını yitirmiş. Menenjit beyin ve omurilik zarlarına saldırıyor. Hastalık sağırlığa ve felce neden olarak ölümle sonuçlanabiliyor. gele dolaşmıyor. Araştırmacılar maymunların yolculuklarını önceden planladıklarını ve bir önceki akşam da hemcinslerine yüksek sesle bildirdiklerini buldu. Zürih Üniversitesi antropologu Carel van Schaik ve ekibi, uzun bağırışların dişileri birlikte gitmek için hareketlendirdiğini, düşük rütbeli erkekleri ise korkuttuğunu izlemişler. Sumatra orangutanının (Pongo abelii) bağırışları 4 dakika kadar sürüyor ve kilometrelerce uzaktan duyuluyor. Bu güçlü ses için erkek orangutanların kalın yanaklara ihtiyaçları var. Bu yüzden ergenlikten sonra sesi yükselten kıkırdağımsa yanaklara sahip oluyorlar. Orangutanlar genelde yalnız hareket etseler de sosyal ilişkilerini de korurlar ve her akşam bir ağacın tepesinde yeni bir yuva kurarlar. Araştırmacılar gün boyu Endonezya’nın Sumatra adasındaki Aceh bölgesinde Gunung Leuser Ulusal Parkı’nda yaşayan ba siz olmak üzere iki gruba ayırmış. Araştırma çerçevesinde tüm çocuklardan uydurma bir harita üzerindeki bazı yerleri akıllarında tutmaları istenmiş. Ertesi gün ise bilgiler kontrol edilmiş. İki grupta da iki farklı öğrenme yöntemi uygulanmış. Çocuklar haritada işaretli yerleri kendi kendilerine ezberlemiş ya da öğrenme sürecinde test edilmişler. Gerçi hareketli olan çocukların test sonuçları daha iyi ama öğrenme yöntemi de sonucu etkilemiştir diyor araştırmacılar. Sportif olmayan çocuklar, sadece kendi kendilerine ezberledikleri zaman daha az başarısız olmuşlar. Öğrenme sırasında yapılan testlerde çocukların sportif olup olmadıkları etkili olmamış. Tarihsel süreçleri anlamak için gerekli olan isimleri veya tarihleri öğrenebilmek için çocuklarn bunları ezberlemeleri gerekiyor. zı hayvanları izledi. Yaklaşık 2000 hektarlık alanda hareket eden maymunlar günde bir kilometreyi geride bırakıyor. İnsansı maymunların geleceği düşünebildikleri aslında birçok kez kanıtlanmıştı ama sadece hayvanat bahçesinde yaşayan hayvanlarda. Bu yetinin doğal ortamdaki hayvanlarda da bulunduğu kanıtlandı. Sumatra’da halen 6.600, Endonezya’daki Borneo adasında ise 40.00060.000 orangutanın yaşadığı tahmin ediliyor. Devamlı ağrı çekmek insana fazlasıyla eziyet verir, ama hiç acı/ağrı hissetmemek de sağlıklı bir durum değil. Bazı insanlar yaralansalar bile acı hissetmiyor. Bilim insanları bu tür vakaların bazılarında bir mutasyonun sorumlu olduğunu saptadı. SCN11A genindeki değişim, sinir hücrelerinin içindeki bir sodyum kanalının aşırı işlemesine neden oluyor diyor Jena Üniversitesi’nden Enrico. Buna bağlı olarak da sinir hücresi aşırı dere Ağrı hissetmeyen insanlar Orangutanların yolculukları planlı Orangutanlar tropikal ormanlarda rast Illinois Üniversitesi bilim insanları, hareketin öğrenme üzerinde olumlu etki yaptığını gösterdi. Hareket eden çocuklar daha iyi bir belleğe sahip. Lauren Raine ile çalışan ekip 48 çocuğu incelerken bunları formda olan ve olmayan veya hareketli ve hareket Hareket eden, daha iyi öğreniyor Yeni virüse karşı ilk aşı Geçen yıl Arap Yarımadası’nda ilk kez görülen MersCoV virüsüne karşı etkili olacak bir aşı için ilk adım atıldı. Münih LudwigMaximilians Üniversitesi’nden Gerd Sutter ve ekibi, coronavirüs yapısında bir aşı vürüsü üreterek bu aşı maddesini laboratuar farelerine aşıladı. İki kez aşılanan hayvanların kan sıvısında MersCov’yi nötrleştirecek durumda olan yüksek miktarda antikor saptandı. Virüs gerçekten de etkinliğini kaybetti diyor bilim insanları Journal of Virology dergisinde. Yeni coronavirüsün bir akrabası olan Sars’ta da hayvan deneyleriyle, dikenli zar yapısına uzanan aşı maddelerinin etkili olduğu ortaya çıkmıştı. Diğer bir araştırma grubunun ikinci bir hayvan deneyi MersCoV’nin iki antiviral ilaçla başarıyla tedavi edilebileceğini gösterdi (Nature Medicine). Bu tedavinin özellikle de hastalığın erken evrede teşhis edildiği kişiler için bir seçenek olarak görülmekte. Dünya Sağlık Organizasyonu Eylül 2012’de yeni virüsle ilgili 114 vaka açıklamıştı. Bugüne kadar elli dört kişi yaşamını yitirdi. Vakaların birçoğu Arap Yarımadasında ortaya çıktı. Virüsün yarasalar ve (tek hörgüçlü) develerle insanlara bulaştığı düşünülüyor. CBT 1384 6 / 27 Eylül 2013
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle