23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TEKNOLOJİPOLİTİK bahsettim ve Hindistan’dan da bir yazı beklediğimi söyledim. Aklıma hemen bir isim gelmedi. Yine soruşturacağım. Biz birkaç ay Bodrum’da Gündoğan Koyu’nda kalacağız. Yolun düşerse bekleriz. *** Cumhuriyet’te tanıttığım son kitabın başlığı “İktisat Penceremden,” başlığını taşıyordu; bana Büyükada’da verdiği son kitabının başlığı ise, “Hayal Penceremden, Şiirler, Skeçler ve Resimler ”. Kendi şiirleri, şiir çevirileri (Türkçeden İngilizceye ve İngilizceden Türkçeye), resimleri, eskizleri… Bu kitabı, hiçbir yayınevine vermeden kendi imkânlarıyla, 2009’da hazırlayıp bastırmıştı; yayınevlerine karşı bir tür protesto muydu? Ben bu son kitabını da burada tanıtarak, ona son görevimi yapıyorum. Ve onun aynı zamanda bir duygu adamı olduğunu hatırlayarak. İşte, onun son kitabından, daha öğrenci iken, yazdığı belki de ilk şiiri: Baha Kuban baha.kuban@gmail.com Geçen yazıda, Almanya’da enerji dönüşümü programı “Energiewende”nin daha az bilinen yanları üzerinde durmuştuk: ‘dağıtılmış’, ‘merkeziolmayan’ bir altyapıya geçiş ve enerji üretiminin küçük ölçekli ve sıra dışı mülkiyet biçimlerine yaslanması. niteliği iyice ortaya çıkmaya başladı. Bana gelen mektupların zarfları yırtılmış ve üstünde İngiliz Posta İdaresi’nin (Royal Mail) “tarafımızdan açılmamıştır, böyle ulaşmıştır” ibareli bantları yapıştırılmıştı. Benim durumum da parlak değildi. Oktay Hoca haklıydı. Onunla olan çok hoş anılarımı burada anlatmaya kalksam, herhalde bu dergiyi doldurmam gerekirdi. CBT 1350/ 9 1 Şubat 2013 Sonra uzun yıllar onu göremedim. Bir gün Tunalı’da, sakallı bir adamın bana “Ergun, beni tanımadın mı” sorusuyla yeniden ilişkiler başladı. İş Bankası’nın Yönetim Kurulu üyesiydi ve o nedenle Ankara’ya günü birliğine gidipgeliyordu Bu işi çok sevdiğini sanmıyorum; süresi bitince hemen ayrıldı. O kâr artıran kurumların değil, gelir yaratan ekonomilerin adamıydı. Sonra, Büyükada’daki o güzel köşküne gitmek, İskele yanındaki o ahbap lokantada öğle vakti rakı ve balık…Çok uzun yılların yorgunluğunu çıkarıyor ve kitaplar yazıyordu. Yine bir gün, “bak, burada 5 yeni kitabım var, kimse de beş satır yazmadı” dedi. Büyük bir iktisatçının, bundan da büyük bir düşünürün şikâyeti miydi? “İktisat Siyasası”ndan “Cumhuriyet İktisat Tarihi”ne değin çok özgün eserler. Bana bir görev düşüyordu. Cumhuriyet Kitap Eki’nde, 2006’nın Temmuz’unda çıkan “Beş Kitap ve Bir İktisatçı” başlığında bir kitap tanıtma yazısı hazırladım; ne kadar memnun olmuştu; gönderdiği email (1 Temmuz): Sevgili kardeşim Ergun, Belki sana sözünü etmiştim, kaç gündür yaşıma bakmadan, denizlerde idim. Bu nedenle eposta mesajını ancak bu sabah okuyabildim. Bir cümle ile son yıllarımın en mutlu anlarını yaşadım. Bir kez, ben yaşta biri için, yazdıklarına, çok olumsuz olsa bile, hiçbir tepki olmaması ne kadar üzücü ise, seninki kadar derin ve kapsamlı bir değerlendirme ile karşılaşmak da o kadar sevindirici. İkinci olarak, şahsım ve yazdıklarım hakkında, bir kısmını hak etmediğim iltifatlar da, ister istemez, insanın gururunu okşuyor. Fakat yazında, en az bunlar kadar beni memnun eden husus, bizim kuşağın iktisat çabalarını Türkiye’nin düşünce tarihi içine nefis bir biçimde oturtman. Bütün bunlar için pek çok teşekkürler. Hazırladığın Sönmez kitabı hakkında ancak şimdi kafamı toplamak fırsatı bulacağım. (Dip not 2’de sözü edilen kitap içindeki makalesi). Bizi ziyarete gelen Dr. Shankar Acharya’ya projeden KİTAP YAZDIM BAHSEDEN YOK BİR AZ DA HAYAL Bıktım artık dünyanın donuk yüzünden Benim gönlüm hayale daha çok meyyal Verin bana bol renkli rüyalarımı Bırakın bir az daha göreyim HAYAL Bir yeni âlem yaratmak için Her resimden Şiire dökmek isterim hayalleri Ve de resme döndürmek Olmamış halleri. 22 Haziran 1946 Hayallerinle rahat uyu Oktay Ağabey… 1 Yine Prof. Yenal’ın hem DPT’den hem de Dünya Bankası’ndan çalışma arkadaşı Dr. Attila Sönmez’in anısına hazırladığım bir kitapta yer alan makalesi, onun planlama sorununu ne kadar iyi bilip değerlendirdiğinin kanıtıdır. (Oktay Yenal: Planlamaya Dair: Dünyada ve Türkiye’de İktisadi Planlama Kuram ve Uygulamaları”, Ergun Türkcan (Hazırlayan) Türkiye’de Planlamanın Yükselişi ve Çöküşü, 19601980, İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2010, içinde ss. 51126.) 2 Karaosmanoğlu (Karşıyaka’dan Dünyaya, s. 261) bu konuda şunu söylüyor: “Kısa bir süre sonra Planlama Müsteşarlığı’nı görüşmek üzere, o sırada yurtdışında olan Oktay Yenal’ı çağırdım. Oktay geldi, fakat Nihat Erim, Oktay’ın Planlama Müsteşarlığı’na gelmesini istemedi. Merkez Bankası başkanlığına getirilmesi teklifimi de kabul etmedi. Oktay’ın sakallı olmasından hoşlanmadığı anlaşılıyordu”. Gerçekten Oktay Yenal o zamanda çember sakallıydı, hep de öyle kaldı, sadece biraz daha beyazlaşmış olarak. Yukarıdaki satırların yazarı olan ve Prof. Yenal ile İktisat Fakültesi, DPT ve uzun süre Dünya Bankası’nda birlikte çalışmış Dr. Karaosmanoğlu da, ne yazık ki, bu yazıları okuyamayacak kadar hastadır. Ona da saygı ve sevgilerimi iletiyorum… Konunun uzmanları dahil pek çok kişinin fazlasıyla iddialı bulduğu, 2050’de %80 %100 yenilenebilir enerji tedariki hedefi ilan eden Almanya ve Danimarka gibi iki ülkede de ‘dağıtılmış’ tedarik sistemlerinin önemli oranlarda yerel, kolektif, yurttaş mülkiyetine dayalı enerji kapasitesi planlarının yapılması, konunun en az bilinen ve en az duyurulan yönü. Almanya’nın yenilenebilir enerji atılımının bugün yüz binleri istihdam ettiği ve milyarlarca euroluk dev teknoloji sektörleri yarattığı biliniyor. 2008 gibi ekonominin yavaşlama yıllarında bile bu sektörün istihdam ve büyümede %10 düzeylerini yakaladığı da biliniyor. Ama bu gelişmelerin esas olarak yerel bir fenomen olduğu, irili ufaklı hemen her belediyenin binlerce güneş, rüzgâr, biyoyakıt tesisi kurduğu, Almanya’da 100,000’e yakın yurttaşın enerji yatırımlarında pay sahibi olduğu, enerji işletmelerinde kolektif mülkiyet ve yönetimi gerçekleştirmek için 500’den fazla kooperatif kurulduğu daha az biliniyor. 2011 yılında Almanya’nın enerji faturasını 6 milyar € azaltan yenilenebilir enerji yatırımlarının önemli bir kısmı, bugün 100RE diye bilinen 100’den fazla bölgede gerçekleşiyor. Tümüyle (yani yüzde yüz) dağıtılmış, küçük ve orta ölçekli yenilenebilir enerji teknolojilerine dayalı güç ve ısı tedariki hedeflerine ulaşmaya çalışan bu bölgelerde, yatırımların ana sürücüsü yerel kontrol ve yerel katkı. Bölgesel, yerel kontrol ve kolektif mülkiyet, dağıtılmış enerji tedarik modelinin ihtiyaç duyduğu kalifiye, emek yoğun yatırım biçimleri, yerel ekonomilere daha fazla katkı yapıyor, daha fazla yerel istihdam ve katma değer yaratıyor. 100RE’nin oluşturduğu toplam nüfusun Almanya’nın dörtte biri (1/4) olduğunu vurgulamakta fayda var. Ekolojik Ekonomi Araştırmaları Enstitüsü’nün (IÖW), Alman Yenilenebilir Enerji Ajansı (AEE), için yaptığı bir araştırmaya göre, yerel yönetimlerin yalnızca yenilenebilir enerji üretimi sayesinde vergilerden kazanacağı miktar 2020 yılına kadar yılda 1.2 milyar € ‘yu bulacak. Alman belediyeleri ülkedeki yenilenebilir enerji dönüşümünden farklı biçimlerde yarar sağlıyorlar. Enerji üretimi için belediye sınırları içinde kurulan yeni firmaların vergi sonrası kazançları, yerel istihdam, yükselen hane halkı gelirleri ve doğrudan vergi gelirleri, Almanya’da yerel yönetimlerin yenilenebilir enerji yatırımlarından sağladığı faydalar arasında sayılabilir. Belediyeler sıklıkla yerel kooperatifler ya da kendi kurdukları firmalar aracılığı ile yenilenebilir enerji yatırımlarına bizzat dahil oluyorlar. Bu arada, Alman belediyelerinin ulusal gelir vergisinden %15 pay aldığını hatırlatalım. AEE’ye göre, bugün güç üretiminde %20’yi aşan yenilenebilir enerji kaynakları oranı, 2020 yılına gelindiğinde %46’yı aşacak. Yine, bugün %9’u bulan yenilenebilir enerji kaynaklarından ısı üretimi %25’e, yenilenebilir enerji kaynakları esaslı yakıt ya da biyoyakıtlar, toplam yakıt tüketimi içinde %6’dan %22’ye çıkacak. Mevcut eğilimlerin devamı halinde, yerel yönetimlerin yenilenebilir enerji yatırımlarından sağlayacağı katma değer, milyar € cinsinden aşağıdaki şekilde hesaplanmış; Bugün 2020’de Rüzgârdan elektrik üretimi 2.050 2.764 Fotovoltaik elektrik üretimi 2.445 3.672 Küçük HES 0.030 0.069 Biyogaz 0.557 1.878 Ağaç biyokütlesi 0.537 1.363 Jeotermal ısı pompaları 0.253 0.400 Güneş Isı Kolektörleri 0.354 0.964 Biyoyakıtlar 0.557 2.131 Yani bu hesaba göre, Alman belediyelerinin yenilenebilir enerji yatırımlarından bugün 7 milyar €‘ya yaklaşan kazançları 2020 yılına gelindiğinde 13 milyar €‘yu aşacak. Kriz şartlarında hiç de azımsanacak bir kaynak gibi görünmüyor... Enerji Üritiminde Kolektif Mülkiyet, Değişimin Kilidi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle