02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OOOF OFF LINE Tanol Türkoğlu ([email protected]) BİLİM TARİHİ Facebook’tan sonra en popüler sosyal ağ sitelerinden olan Twitter da halka arz ediliyor. Peki kimler kazanıyor, kimler kaybediyor? Kasım ayı başında sosyal medyanın Facebook’tan sonra en popüler sitelerinden olan Twitter da halka arz ediliyor. Twitter’ın halka arz fiyatı 26 dolar olarak belirlenmiş durumda. Twitter malum bir mikro blog sitesi. Mikro derken kast edilen her Twitter mesajının (tweet) yüz kırk karakter uzunluğunda olabilmesi tıpkı SMS mesajı gibi. Yüz kırk karakter ile insan derdini nasıl anlatır diye dertlenmeyin; birden çok mesaj gönderebilir, yüz kırkı dilediğiniz kadar katlayabilirsiniz. Twitter’ın halka arz edilmesi demek, kâğıt üzerinde de olsa elinde Twitter hissesi olan birilerinin kazanması demek. Peki kim bu ilk gün kazanacak olanlar? Chartgirl.com sitesinde yayımlanan bir grafiğe göre bu listede bakın kimler var? Jack Dorsey : Kuruculardan. Elindeki hissenin değeri 600 milyon dolar. Evan Williams : O da kuruculardan. Ondaki hisselerin değeri ise bir buçuk milyar dolara yakın. Noan Glass : Kuruculardan olup “Twitter” isminin babası, ancak elinde hisse olmadığı için pek bir şey kazanamayacağı söyleniyor. Biz Stone : Diğer bir kurucu. Elindeki hisse oranı ancak binde bir. Dick Costolo : Twitter’a 2010’da katılan CEO. Elindeki hisse değeri 200 milyon dolar. Jim Clark : İlk yatırımcılardan. 150 milyon dolar. Marc Andreessen : İlk yatırımcılardan, elindeki hisselerin 2011 değerinin 80 milyon dolar olduğu söyleniyor. Naval Ravikant : İlk yatırımcılardan. 20 milyon dolar düzeyinde. Jeff Bezos : Evet o; Amazon.com’un kurucusu. Elindeki hisse miktarı bilinmiyor. Gelelim yatırım firmalarına: Charles River Ventures : Yüzde 1 hisse. Union Square Ventures : 722 milyon dolar. Spark Capital : 842 milyon dolar. Benchmark Capital : 821 milyon dolar. DST Global : 616 milyon dolar. JP Morgan : 1 milyar 27 milyon dolar. Rizvi Traverse : 390 milyon dolar. Görüldüğü gibi en çok kazanlar yatırım firmaları, sonra bireysel yatırımcılar ve kurucular geliyor. Peki kimler kaybedecek? Büyük bir olasılıkla yaratılan albeni nedeniyle daha ilk günden Twitter hisselerine saldıracak olan milyonlar! Parayı Kim Tweetledi ? Edebiyat Cumhuriyeti sezebilmiş miydi? S Şair Halid Fahri Bey, Suad Derviş Hanım’la 1936 yılında yaptığı söyleşide, “Bizim edebiyat inkılabı sezdi” demektedir. Osman Bahadır [email protected] uad Derviş Hanım, 18 Mart 1936 tarihli Cumhuriyet biyatta özlenilen değişikliğe isim verilmediği gibi. Nitekim gazetesinde, şair Halid Fahri (Ozansoy) Bey (1891 cumhuriyet ilan edildikten sonra edebiyat da baklayı ağzın1971) ile yaptığı “Halid Fahri ‘bizim edebiyat inkılabı dan çıkardı ve “Ben de bunu istiyordum” dedi. sezdi’ diyor” başlıklı söyleşisini yayınladı. Halid Fahri Bey, bu “Son inkılabımız edib yetiştirdi mi?” diye soruyorsunuz. söyleşide başlıca olarak şunları söylemektedir; İnkılaptan evvel az çok şöhret yapanlar, mesela Yakup Kadri, “İnkılabımızı evvelden tam bildiren bir edebiyatımız yok Falih Rıfkı ve diğerleri inkılaptan sonra da büyük ve inkılapçı sa bile, bazı seziş ve temenniler, hikaye ve şiir gibi ufak parça edip olarak işlerine devam ediyorlar. Yeni gençler de yetişti, larda bulunabilir. Mesela, Yakup Kadri’nin çok eski bir hika içlerinde istidadlar da var. Fakat bunların içinde bize inkıyesini hatırlarım. Bir şapka hikâyesini. Şapka lap havasını hakkıyla getiren bir şahsiyet yok. Bengiydiği için öldürülen bir gencin hikâyesi, taasce Falih Rıfkı, Yakup Kadri neslinden beri bugüne subun zulmünü pek sarih bir surette göstermez kadar gelen edebi nesli, ruh, fikir ve araştırma itibami? Edebiyatı Cedide müntesibinin (ilgililerirıyla eş saymak doğrudur. Yakup Kadri’nin Ankara nin) eserlerinde daima başka bir hayata, başka romanındaki inkılap fikirleriyle, bugünün gençleri ve hür bir hayata hasret sezilir. Edebiyatı Cearasında kıymetlilerinin yazdıkları eserde bariz bir dide mensupları kendi hayatları haricinde bir fark görmüyorum. Mesela, hepimiz hürriyetin timsali değişiklik arıyorlardı. Fakat bu aradıkları, hasolarak Namık Kemal’i görürüz. Halbuki bu inkılabın retini çektikleri şeye bir isim veremiyorlardı. Halid Fahri Ozansoy ruhunun ve fikriyatının timsali sayılabilecek bir edib İçlerinde en ileri olan Tevfik Fikret’in “Tarihi daha çıkmadı. Herkes araştırmada. Bence gaye itibaKadim”ine gelince, onun kadar laik bir yazı henüz bu devirde rıyla aynı fikir etrafında yürüyenlerin toplandığı bu edebi sayazılmış değildir. Esasen bir inkılaba takaddüm eden (önce hada inkılap edebiyatının şahikasını kuracak olan edib yarın gelen), hatta onu isteyen, onu hazırlayan edebiyat, inkılabın bir yanardağ gibi ortaya çıkacaktır. ismini açıkça koymamıştır. Tanzimattan bugüne kadar gelen Yeni ve eski edebiyatın üstadlarını da soruyorsunuz. Ben edebiyatımızda rejimi iten ve ileri gitmek isteyen hamleler bir kere Divan Edebiyatı’nı Türk edebiyatının bir aynası olavardır. Namık Kemal hürriyeti istiyor. Hürriyet ismini ağzına rak görmüyorum. Tamamen İslami bir edebiyattır o. Binaenaalanların boğuldukları o devirde, bundan daha ilerisini, hür leyh ümmet edebiyatından sıyrılamayan bu nevin, şark ederiyetlerin hürriyeti olan cumhuriyeti düşünmeye imkân var biyatı nevinin en büyük üstadı, İran edebiyatıdır. Ben Divan mıdır? Samipaşazade Sezai’nin Sergüzeşt romanı, eski devre Edebiyatı’nı bu edebiyatın bir devamı olarak görüyorum. Eğer bir isyan değil midir? Köleliğin kalkmasını isteyen, yani ferd büyük üstadları Tanzimat devrinden sonra aramaya başlarüstünde esareti kabul etmeyen muharrir, kütlenin esaretini sak, Türk, Osmanlı ve İslam medeniyetinin en büyüğü olan nasıl ister? Hamid’i (Abdülhak Hamid Tarhan) ben bu üç medeniyeti Bu neviden daha birçok misaller söyleyebiliriz. İkinci temsil eden en kuvvetli lirik adam olarak telakki ederim. Ve Meşrutiyet geldiği zaman Fikret ve fikir arkadaşlarının ideali bunun için de bir cephesinden onu Türk edebiyatının bir üstahakkuk etmiş sayılabilirdi. Fakat arkadaşlarının hepsinden tadı olarak görürüm. Sanat cephesinden de Yahya Kemal. O ileri olan Fikret, hürriyetten dört ay sonra tahayyül etmiş ol bir kelime ile saf şiir nazariyesini hakikate götüren şairdir ve duğu inkılabın bu olmadığını idrak etmişti. Hüseyin Cahit’le bu itibarla da o aruzun en son ve kendisinden sonra da artık birlikte neşretmekte olduğu Tanin’den de çekilmişti. Şairin bir üstad daha beklenmeyen şahsiyetidir. ittihatçılar devrinde yazdığı Hanı Yağma’ları ve daha buna Tevfik Fikret, lisana ve vezne getirdiği yenilik ve mısrabenzer yazıları hep bu hayal kırıklığının şikâyetidir. Fikret larındaki eğiliş ve bükülüş kabiliyetiyle ilk büyük sanatkâr bunu istemediğini, bundan başka bir şey istediğini söyledi. olarak göze çarpar. Ve bunları bugünkü lisanın malzemesiFakat istediği şeyin ismini bir türlü söylemedi. Bu, edebiyatın ni kuranlar arasında görmemek haksızlık olur. Sonra şiirde haricinde de, siyasi ve umumi hayatta da böyle oldu. heceyi eski muttaridliğinden (sıralı oluştan) kurtaran ve Memlekette Türkçülük cereyanı başladıktan sonra, bil nesirde Edebiyatı Cedide’den daha açık bir hamle ile milli hassa Balkan Harbi’ni takip eden milli felaket yılları, Büyük mevzulara geçen milli edebiyatçılar içinde pek ince sanatçıHarp, İstiklal Harbi ve İnkılap, memleketi esaslı bir surette lar çıktığı muhakkaktır derim. Sanatları üzerinden bir tenkid yeni bir rejime götürüyordu. Fakat kimse hangi rejime doğru yürütmemek şartıyla; Hüseyin Rahmi’den, Yakup Kadri’den gidildiğini söylemiyordu. Hatta cumhuriyetin resmen ilanın bu meyanda bahsedebiliriz. Şiirde de dün ve bugün, hecede dan evvel geçen aylarda, cumhuriyet rejimi memlekette fiilen muvaffakiyet gösteren üstadlar ve üstadcıklar pek az değildir.” kurulmuş olduğu halde ona bir isim verilmemişti. Tıpkı edeçıkmak; toplumsal sorunlara duyarlı, üniversite ve toplumu buluşturan çalışmalar yapmak hedefler olarak belirlendi.  Toplantıda belirlenen DEÜNİDER Geçici Yönetim Kurulu aşağıdaki isimlerden oluştu: Aylin Durmaz Edeer, Hemşirelik Fakültesi, Bülent Kılıç, Tıp Fakültesi , Elif Uzgören, İİBF İşletme Bölümü, Erdener Özer, Tıp Fakültesi, Erkut Konter, Eğitim Fakültesi, Güzel Yücel, Deniz Bilimleri Enstitüsü , Halil Resmi, Tıp Fakültesi, Mithat Vural, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü, Nilsen Gökçen, Edebiyat Fakültesi , Türkan Günay, Tıp Fakültesi , Yıldız Ersağdıç, Güzel Sanatlar Fakültesi CBT 1391 12 /15 Kasım 2013 Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği (DEÜNİDER) kuruluş aşamasını tamamladı. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Dernekleşme Süreci Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü DESEM salonunda gerçekleşen toplantıda dernekleşme süreci hakkında bilgi verildi. Toplantıda hazırlanan dernek tüzüğü taslağı tartışıldı, kurucu üyeler ve geçici yönetim kurulu belirlendi.  DEÜNİDER’in kuruluş amacının, sayıları 4 bine yaklaşan Dokuz Eylül Üniversitesi öğretim elemanlarının çalışma koşulları, özlük hakları, araştırmaeğitim ve hizmet alanlarındaki sorunlarını tartışmak, çözüm önerileri geliştirmek, bütün üniversite bileşenleri arasındaki iletişim ve dayanışmayı sağlamak olduğu belirtildi. Üniversitede “akademik özerklik ve özgürlüğü”, “bilimsel ölçütleri ve  demokratik değerleri” savunmak ve geliştirmek derneğin temel ilkeleri olarak ifade edildi. Bu ilkelere dayalı olarak akademik yaşam ve üniversitelere ilişkin ulusal ve uluslararası gündemi izlemek, etik değerlere sahip
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle