24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Dünya’da yaşamın başladığı döneme denk geliyor olmalı. Fakat bugün Mars’ta bulunan nem, bilim insanlarına göre gezegende yaşayan ve soluk alan mikropların araştırılması için yeterli bir gerekçe olabilir. 6) NEANDERTHAL GENOMU ÇÖZÜLDÜ Bilim insanları, 38.000 ile 44.000 yıl önce Hırvatistan’da yaşamış üç Neanderthal kadının kemiklerinden Neanderthal gen haritasını çıkarttı. Hasarlı DNA parçalarını yeni yöntemler ile inceleyebilen bilim insanları, modern insan genomunu Neanderthal genomu ile karşılaştırma şansını elde etti. Neanderthal genomu ayrıca insanlarda en son evrilmiş genlerin tespit edilmesinin de yolunu açmış oldu. Bu haritalama işlemi genler arasında 78 adet fark olduğunu gösteriyor. Bu genler, yaraların iyileşmesi, deri rengi, ter bezlerinin salgısı gibi biyolojik tepkimelerde önemli rol oynayan proteinlerin kodluyor. Modern insanın dünyanın dört bir yayına yayılmasından sonra çevre koşullarına uyumu, bu genler sayesinde gerçekleşmiş olabilir. Sibirya’daki bir mağarada bulunan 30.00050.000 yıl arasında yaşadığı tahmin edilen bir parmak kemiğinden elde edilen genoma göre modern insan ve Neanderthal insanı birbirleriyle tane gezegen bulunduğunu iddia ediyorlardı. 2010 yılına gelindiğinde bu sayı 502’ye ulaştı ve artmaya devam ediyor. Teknolojideki gelişmelere koşut olarak astronomlar, evrende bol miktarda Dünya benzeri gezegenin bulunacağını tahmin ediyor. Ancak şimdilik, daha önce keşfedilmiş daha büyük gezegenlerin boyutlarına ve yörüngelerine bakarak, bilim insanları 2010 yılında gezegensel sistemlerin nasıl oluştuğu ve evrildiği konusunda çok önemli bilgilere eriştiler. 9) KLASİK FİZİK KURALLARINA MEYDAN OKUYOR! Fizikçiler ve mühendisler, sıra dışı ve ayarlanabilir optik özelliklere sahip olan malzemeler üreterek, ışığı yönetme ve müdahale etme olanağına kavuştular. Aynı şekilde yarattıkları mercekler çözünürlük sınırlarını zorlamaya başladı. Hatta nesneleri görünmez kılan “görünmezlik pelerini’ adı verilen projede önemli gelişmeler kaydedildi. Ocak ayında 7 büyüklüğünde bir deprem Haiti’yi vurdu. Yaklaşık 230 bin kişi yaşamını yitirdi ve 1 milyon kadarı da evsiz kaldı. Şile’de Şubat ayındaki 8.8, Yeni Zelanda’da Eylül ayında 7.1 büyüklüğündeki depremler çok geniş bir alanda hasar yaratmakla birlikte ölen insan sayısı daha azdı. Nisan ayında İzlanda’daki Eyjafjallajökull Yanardağı’ndaki patlama bir hafta boyunca Avrupa’da ticari uçuşların durmasına yol açtı. La Nina’dan kaynaklandığı düşünülen şiddetli yağmurlar, Pakistan topraklarının beşte birinin sular altında kalmasına ve 20 milyon kişinin etkilenmesine yol açtı. Ayrıca Rusya’nın tarihinin en sıcak yazını yaşaması yüzlerce orman yangının çıkmasına neden oldu. 10) DOĞAL FELAKETLER SOLUK ALDIRMIYOR Derleyen, Reyhan Oksay B) Okuyucuların yıl içinde en çok okudukları haberler • Süper hassas saatler, insan saç telinin ayak tırnaklarından daha hızlı yaşlandığını ortaya çıkarttı. • Koşu ayakkabıları hakkında şok edici gerçek. Çıplak ayakla daha iyi koşuluyor. • Korkusuz, saldırgan hayvanlar daha fazla enerji harcadıkları için sakin hayvanlardan daha kısa ömürlü oluyorlar. • Depresif köpekler, sahiplerinden ayrı kalınca, mutlu köpeklerden daha fazla havlayıp, ağlar gibi sesler çıkartıyorlar. Çünkü kendilerini terk edilmiş hissediyorlar. • Basit bir mineral yağı veya organik bir solvent olan dikloromethane damlası, karmaşık bir labirentte yolunu sıçanlardan uluyor. Bu keşif tıkanık bir trafiğin nasıl açılması gerektiği veya kanser ilaçlarının hedefe en kısa yoldan nasıl ulaşması gerektiği konularında yol gösterecek. • Erkeklerin dans ederken yaptıkları bazı figürler kadınlara daha cazip geliyor. Örneğin erkeğin kafasını, boynunu ve torsosunu müziğin ritmine göre hareket ettirmesi daha estetik bulunurken, kol ve bacaklarını aşırı ölçüde sallamaları gözü rahatsız ediyor (muş). • Dişilerin bazı hayvanlarda eşlerini birleşmeden sonra seçtikleri anlaşıldı. • Mastürbasyon yapan tek memeli insan. Neden? 7) ARSENİĞE DAYALI YAŞAM BULUNDU (MU?) Kasım ayında NASA’dan bilim insanları astrobiyoloji konusunda çok önemli bir açıklama yapacaklarını duyurdular. 2 aralık tarihinde yapılan açıklamada Kaliforniya’daki Mono Gölü’nde bulunan bir bakterinin sıra dışı bir beslenme şekline sahip olduğunu belirttiler. Bakteri, DNA’ları ve proteinleri için yapı taşı olarak, fosfor yerine arsenik kullanıyordu. Ne var ki bu açıklamadan hemen sonra bilim dünyasında şiddetli bir tartışma başladı. Biyokimyacılar kullanılan metodolojiyi ve orijinal araştırmada geçerli olan varsayımları sorgulamaya başladılar. Bu konuda ileri araştırmaların yapılması gündemde. • Bilime sabotaj. MichiganÜniversitesi’nde doktora sonrası çalışmalarını sürdüren Hintli Vipul Bhrigu, meslektaşlarının deneylerini sabote ederek kendi çalışmasını ön plana çıkartmaya çalıştı. Gizli kamera bilime yöneltilen bu talihsiz saldırıyı ortaya çıkarttı. • Şubat ayında Alabama Üniversitesi’nde bir biyolog üç meslektaşını tabanca ile vurdu. • NASA ve Almanya, SOFIA adı verilen teleskop için 15 yıllarını ve milyarlarca dolarlarını harcadılar. Uzaya fırlatılan teleskop, ilk sonuçlarını vermeye hazır. Bilim insanları teleskopa bu kadar büyük bir yatırım yapılmasının doğru olup olmadığını tartışıyor. • Uzay turizmi iklim değişikliğini hızlandıracak. • Herhangi bir organizmanın kökünü kurutmak ekosistem için ciddi sonuçlar doğurabilir. Ancak sivrisinekler bu kuralın dışında. • Büyük Patlama’dan önceki zaman hakkında bu yıl da herhangi bir bilgi edinilemedi. 8) GÜNEŞ SİSTEMİ DIŞINDAKİ GEZEGENLER 2000 yılında bilim insanları güneş sisteminin dışında 26 CBT 1241/9 31 Aralık 2010
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle