Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HUKUK POLİTİKASI İstanbulİzmir Otoyolu Körfez Köprüsünden Mutlaka Demiryolu da Geçmeli Körfez köprüsü üzerinden mutlaka demiryolu geçişi sağlanmalı. Bunun için henüz fırsat kaçmadı. Aksi halde, yarın bu yanlışlığın sonuçlarından hepimiz çok üzülürüz ama geç olur. Prof. Dr. Güngör Evren stanbulİzmir otoyolu projesinin 2008 yılı başındaki ihale ilanında, İzmit Körfezi köprüsü üzerinde üç gidiş üç dönüş şeritli karayolu ve ayrıca bir gidiş bir dönüş iki demiryolu hattı bulunuyordu. Aynı yılın ağustosunda “1 numaralı zeyilname” ile köprü üzerindeki demiryolu hatları kaldırıldı. 27 Eylül 2010 günü demiryolsuz Körfez köprüsü ile İstanbulİzmir otoyolu sözleşmesi imzalandı. Körfez Köprüsü üzerindeki raylar kaldırılmasaydı, İstanbul ülkemizin nüfus ve gelir bakımından ilk sıralarındaki Bursa, Ankara, İzmir ile etkin demiryolu bağlantılarına kavuşacaktı. İstanbul’u Bursa’ya bağlayacak hattın İnönü’ye kadar uzatılması ile bir yandan Bursa İstanbul’a ve Ankara’ya bağlanırken öte yandan yapılmakta olan İstanbulAnkara hattından 50 km. kadar kısa ve daha ucuz uygun bir hat oluşacaktı. Böylece, İnönüKöseköy hattı ve uzantısı ile demiryolsuz köprünün gündeme getirdiği BursaOsmaneli hattını yapmaya gerek kalmayacaktı. Körfez köprüsünden rayların kaldırılmasına karar verilince, İnönüKöseköy hattının yapımı başlatılmış ve böylece İstanbul’un Bursa, Ankara ve İzmir ile bağlantılarının tümünü birden en uygun çözüme kavuşturan önemli bir fırsat kaçırılmış ve yazık olmuştur. Bu fırsat kaçırılmıştır ama köprü üzerinden, İstanbul’un Bursa’ya ve İzmir’e etkin yüksek hızlı demiryolu hatları ile bağlanması şansı hâlâ sürmektedir. Körfez geçişiyle Bursa İstanbul’a yaklaşık 150 km. uzunluğunda bir hatla bağlanabilecektir. Köprüden rayların kaldırılması sonucunda, Bursa’nın, yeni yapılacak BursaOsmaneli hattıyla, Osmaneli üzerinden yaklaşık 300 km. yani iki kat uzunluğunda, yani Körfez’den geçişe göre yaklaşık 150 km. daha uzun bir demiryolu hattı ile İstanbul’a bağlanması planlanmıştır. Bu otoyola göre çok uzun hat anlamsız ve yararsızdır. Bursa ile ilgili gereksiz hat uzamasının olumsuzluğu İzmir’e de yansıyacaktır. Yani Körfez köprüsünden yararlanamayan İstanbulİzmir hattı da, otoyoldan çok uzun olacağı için etkin ve yararlı bir bağlantı oluşturmayacaktır. Körfez köprüsü üzerinden mutlaka demiryolu geçmesi gereği ortadadır. Bu durumda, “Körfez köprüsünden neden demiryolu geçmiyor, daha doğrusu, başlangıçta var olan hatlar hangi gerekçe ile kaldırılmıştır?” sorusu gereklilik ve haklılık kazanmakta. Teknolojik açıdan sorun bulunmadığını uygulama örnekleri kanıtlıyor. Demiryolu geçişinden doğacak köprü maliyet artışı, bu sayede tasarruf edilecek enerji, yatırım, işletme maliyetleri ve kazanılacak büyük zaman karşısında önemsiz düzeydedir. Hayrettin Ökçesiz hayret@akdeniz.edu.tr Yalnız kalmayı göze almayı da gerektiren hukuksal düşünmenin kültüründen gündelik siyaset erbabına bir küçük demet özdeyişi (*) Yeni Yıl armağanı olsun diye sunuyorum. Kim bilir, belki işe yarar! Özgürlüğün Fiyatı Yoktur Audiatur et altera pars Öteki tarafı da dinlemelidir. Bonafides praesumitur İyiniyet varsayılır. Cuilibet in arte sua credendum Herkese kendi uzmanlık alanında inanmalıdır. Cum vitia prosunt, peccat qui recte facit Eğer hata yardımcı oluyorsa, kurala uygun davranmakla haksızlık edilmiş olur. De internis non judicat praetor Yargıç saikleri yargılamaz. Dolosus versatur in generalibus Dürüst olmayan kimse genel olanda oyalanır. Dolus non praesumitur Kasıt varsayılamaz. Dona clandestina sunt semper suspiciosa Gizli hediyelerden kuşkulanmalıdır. Executio est finis et fructus legis İcra yasanın hedefi ve meyvesidir. Facta non praesumuntur, sed probantur Olaylar varsayılmaz, kanıtlanır. Facultas probationum non est angustanda Kanıtlama olanağı daraltılamaz. Fiat justitia et pereat mundus Adalet gerçekleşmeli ve kibir yıkılmalıdır. Fiat justitia ne pereat mundus Adalet yerini bulsun ki, dünya yıkılmasın. Falsus in uno falsus in omnibus Bir yerde yalan söyleyen, tümünde yalan söylemiş olur. Fidem non servanti fides servanda non est Sözünü tutmayana sözün tutulması gerekmez. Fides hosti servanda Düşmana verilen söz tutulur. Hominum causa omne jus constitutum est Tüm hukuk insanlar için konmuştur. In dubio pro libertate Kuşkulu durumlarda özgürlüklerden yana olmalıdır. In dubio pro reo Kuşkulu durumda sanık lehine hüküm verilmelidir. In judiciis non est acceptio personarum habenda Mahkeme önünde kimsenin farklı bir görünüşü yoktur. Injuriam ipse facias, ubi non vindices Haksızlığa sen karşı çıkmazsan, kendin bir haksızlık etmiş olursun. Inter arma silent leges Silahlar konuştuğunda yasalar susar. Judicuum non debet esse illusorium Bir yargı kararı alay konusu olmamalıdır. Jura novit curia Hukuku mahkeme bilir. Juris effectus in executione consistit Hukukun gücü icrasındadır. Juris praecepta sunt haec: honeste vivere, alterum non laedere, suum cuique tribuere Hukukun ilkeleri şunlardır: şerefli yaşa, kimseye zarar verme, herkese hakkını ver. Jus est ars boni et aequi Hukuk iyi ve adil olanı bilme sanatıdır. Justitia erga inferiores verissima Muhtaçları gözeten adalet gerçek adalettir. Justitia nemini neganda Kimse hukuksal korunmadan mahrum edilemez. Leges ab omnibus intellegi debent Yasalar herkesçe anlaşılabilmelidir. Lex lege tollitur Yasa yasa ile yürürlükten kalkar. Libertas est inaestimabilis Özgürlüğün fiyatı yoktur. Litorum usus publicus est Kıyılar kamuya açıktır. Negatio conclusionis est error in lege Mantığın ihlali hukuksal bir hatadır. Nemo damnatus nisi auditus vel vocatus Çağrılmaksızın ve dinlenilmeksizin kimse mahkum edilemez. Nemo tenetur seipsum accusare Kimse kendi kendisini suçlamakla yükümlü tutulamaz. Non videtur vim facere, qui suo jure utitur Hakkını kullanan kimse kaba güç kullanmış olmaz. Nulla poena sine culpa Kusursuz ceza olmaz. Nulla poena sine lege Kanunsuz ceza olmaz. Nullum crimen sine lege Kanunsuz suç olmaz. Quod omnes tangit, debet ab omnibus approbari Herkesi ilgilendiren şey herkesçe onaylanmalıdır. Salus publica suprema lex Kamunun yararı en üstün yasadır. Summum jııs summa injuria Hukukta ifrata kaçmak en büyük haksızlıktır. Sevgili Okurlarım, İnsana ve onurlu geleceğine inançla Mutlu Yıllar dileğiyle… (*) Bu sözlerin kaynakları hakkında bkz. “Lateinische Rechtsregeln und Rechtssprichwörter”, çeviren, açıklayan ve hazırlayan: Detlef Liebs, Darmstadt 1982 Çıktı: “Behice Boran. Yazılar, Konuşmalar, Söyleşiler, Savunmalar”, hazırlayan: Nihat Sargın, üç cilt, İstanbul 2010 İ CBT 1241/ 19 31 Aralık 2010 Bir de, yapişletdevret modelinden kaynaklanan gerekçeden söz edilmektedir. Buna göre, maliyeti arttıracağı kaygısıyla, ihaleye katılacak firmalar demiryolu geçişine karşı çıkmış ve etkili olmuşlar. Finansman elbette önemli bir sorun ancak ulusal düzeyde önem taşıyan ve çok yönlü yansımaları olan bir yatırımın belirleyici öğesinin finansman modeli olması kabul edilemez bir durum. Daha uygun bir model bulunabilir, en basitinden köprüye iki hat eklemekten kaynaklanan maliyet artışı kamu kaynaklarından karşılanabilir. Bu kamu yararlılığı açısından ve sağlayacağı faydaların büyüklüğü nedeniyle, devletin çok doğru ve yerinde bir kaynak kullanımı olur. Görülüyor ki, akla gelebilecek olasılıklar çerçevesinde, Körfez köprüsünden demiryolu hatlarını kaldırmak için geçerli bir neden yok. Ulaştırma sistemimizin sorunları ve ulusal ulaştırma politikası bağlamında, buraya kadar yapılan değerlendirmelerin anlamını netleştirmeye çalışalım. Ulaştırma sistemimiz yüzde 95 ölçüsünde karayoluna dayalı olan, pahalı, güvensiz, dengesiz ve sağlıksız bir sistemdir. Yapılan etütler ve planların ortaya koyduğu strateji şudur: Ulaştırma sistemi, karayolu lehine bozulmuş dengenin sağlanması yönünde geliştirilmeli. Dolayısıyla yatırımların ve alınacak önlemlerin demiryolu ve denizyolu taşıma paylarını arttıracak şekilde planlanması gerekmektedir. Oysa, İstanbulİzmir otoyolu, ilgi alanı içinde karayolu bağımlılığını pekiştirecektir. Bu eksende devre dışı bırakılan demiryolunun etkinlik kazanabilmesi ise yeni bir demiryolu Körfez köprüsünün yapılacağı uzak bir başka bahara kalacak. Bu gerçek karşısında, yönetimce de tartışmasız benimsenen demiryolu taşıma payını arttırma stratejisine göre, İstanbulİzmir arasında, öncelikle Körfez köprüsünden geçen bir demiryolu yapılması gerekirdi. Otoyol ile İstanbul’dan İzmir’e 33.5 saatte gidilebileceği belirtiliyor. Körfez köprüsünden geçen hızlı demiryolu ile bu süre 22.5 saat olacaktır. Enerji verimliliği, işletme maliyeti düşüklüğü, çevre dostu niteliği ve güvenliliği de çok önemli kazanımlardır. Bu nedenle, 2008 yılı başındaki ihale ilanında var olan hatların ağustos ayında “1 numaralı zeyilname” ile kaldırılması anlaşılmaz bir durumdur. Demiryoluna geçit vermeyen bir Körfez köprüsü, İstanbul’un Bursa, İzmir ve genelde Ege Bölgesi ile bağlantısını, yalnızca karayoluna dayalı sağlıksız bir ulaştırma sistemine mahkum edecektir. Önemli bir demiryolu desteğinden yoksun kalacak ulaştırma sistemimizin sorunları ağırlaşacaktır.