Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sağlık İkinci coğrafya doktorumuz Ahmet Besim bey İkinci coğrafya doktorumuz Ahmet Besim bey, doktora tezini 10 Nisan 1933 tarihinde Edebiyat Fakültesi konferans salonunda kalabalık bir topluluk önünde savunmuştur. Hazırlayan: Osman Bahadır bahadirosman@hotmail.com Katarakt yeni doğan bebekte bile görülüyor Göz küresi içerisinde görme fonksiyonunda önemli rol oynayan saydam bir mercek bulunmaktadır. Göz içindeki bu merceğin saydamlığını kaybetmesine ve opaklaşmasına katarakt adı verilir. Tüm dünyada en sık görülen görme kaybı nedenidir. Özellikle geri kalmış ülkelerde birinci sıradaki körlük nedeni olmasına karşın tedaviyle geri döndürülebilir bir görme kaybı nedenidir. Doç. Dr. Osman Oram, Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi Göz Polikliniği Katarakt’ın sebepleri ve belirtileri nelerdir? Katarakt en sık ilerleyen yaşa bağlı olarak ortaya çıkar; ileri yaşlarda her insanda katarakt gelişimi görülebilir. Ek olarak, diabet, hipoglisemi gibi metabolik hastalıklarda, delici ve veya künt göz travmalarında, kortizon gibi bazı ilaçların uzun süreli kullanımında, göz içi iltihabı ve yüksek miyopi gibi bazı göz hastalıklarında, anne karnında geçirilen toksoplazma ve kızamıkçık gibi bazı enfeksiyonlarda, Down sendromu gibi bazı sendromlarda katarakt ortaya çıkabilir. Kataraktın en önemli belirtisi görme keskinliğinin giderek azalmasıdır. Görmedeki azalmaya ek olarak özellikle gece görülen ışıklarda dağılmalar ve gözlerde kamaşma, genel olarak ışık hassasiyetinde artış, ileri yaşlarda gözlük ve lens numaralarında belirgin değişmeler, renk algılamasının giderek bozulması, çift görme diğer katarakt belirtileri arasında sayılabilir. Katarakt çeşitleri nelerdir? Kataraktlar oluşum nedenine göre yaşa bağlı katarakt, travmatik katarakt, diabet gibi metabolik hastalıklarda görülen metabolik katarakt, ilaç kullanımına bağlı oluşan toksik katarakt, göz içi iltihabı gibi göz hastalıklarında görülen komplike katarakt ve doğuştan ortaya çıkan konjenital katarakt gibi alt gruplara ayrılır. Katarakt hastalığı nasıl teşhis edilir? Katarakt, bugün göz muayenesi için tüm göz kliniklerinde yaygın olarak kullanılan biomikroskop adı verilen cihazla çok erken dönemde bile kolaylıkla teşhis edilebilmektedir. İleri dönemde mercekte opasitenin artmasıyla ve beyazlaşmayla kataraktın varlığının dışarıdan çıplak gözle bakılarak dahi anlaşılabilmesi mümkündür. Katarakt hastalığının tedavi yöntemleri nelerdir? Kataraktın tedavisi günümüzde cerrahidir. Bugüne kadar çeşitli ilaçlarla katarakt gelişiminin yavaşlatılması amaçlansa da, etkinliği ispatlanmış bir ilaç tedavisi henüz bulunmuyor. Katarakt cerrahisinde amaç, saydamlığını kaybetmiş göz merceğinin alınarak, yerine net görmeyi sağlayacak yapay bir saydam mercek yerleştirilmesidir. Günümüzde en gelişmiş cerrahi yöntem olarak kabul edilen fakoemulsifikasyon tekniğinde, saydamlığını kaybetmiş göz merceği, gözün kornea adı verilen saydam tabakasında oluşturulan 3 mm.’den daha küçük bir kesiden göz içine sokulan ultrasonik dalgalar veren bir cihazla sıvılaştırılır ve emilir; yerine görmeyi sağlayacak yapay bir mercek yerleştirilir. Yöntemde saydam tabakadaki çok küçük kesi dikiş kullanımı gerekmeksizin kısa sürede kendiliğinden kapanır. Yöntemin en büyük avantajı erken dönemde net görme sağlanabilmesidir. Katarakt ne zaman ameliyat edilmelidir? Katarakt ameliyatından sonra neler değişecektir? Modern katarakt tedavisinde artık katarakt ameliyatı için eskiden olduğu gibi gözün tamamıyla göremez hale gelmesi beklenmemektedir. Günümüzde katarakt ameliyatının zamanına hasta kendisi karar verebilmekte, katarakta bağlı görme kaybının normal hayatını sürdürmesini, günlük işlerini yapmasını olumsuz etkilediğini düşündüğü anda ameliyat olabilmektedir. Genel olarak görme keskinliğinin katarakt nedeniyle %5060 düzeyine inmesi halinde ameliyat gerekli olmakla birlikte, pilotlar gibi yüksek görme hassasiyeti gereken kişilerde görme keskinliğinin %8090 düzeyine indiği durumlarda bile ameliyat yapılması mümkündür. Katarakt ameliyatından sonra birinci günde dahi görmede çok önemli bir düzelme görülecek, katarakt hastası çok kısa zamanda katarakt oluşmadan önceki görme kalitesine geri dönebilecektir. Katarakt ameliyatının riskleri ve komplikasyonları nelerdir? Katarakt ameliyatı deneyimli göz doktorları tarafından gerçekleştirildiğinde başarı oranı çok yüksek olan bir yöntemdir. En önemli risk olarak uygun ameliyathane şartlarında çok Osman Oram nadir olarak karşılaşılan enfeksiyon riski sayılabilir. Düşük oranlarda görülmekle birlikte merceğin eritilmesi sırasında çevre dokuların zarar görmesi, retina tabakasında operasyon sonrası sıvı toplanması ameliyatın olası komplikasyonları arasında sayılabilir. Katarakt yaşlılık hastalığı mıdır? Gençlerde de görülür mü? Katarakt en sık olarak ileri yaşlarda ortaya çıkmakla beraber yeni doğan bebekte, küçük çocukluk döneminde ya da gençlikte yani her yaşta görülebilen bir problemdir. Katarakt tekrarlar mı? Kataraktın cerrahi tedaviden sonra tekrarlaması söz konusu değildir. Ancak göz içine yerleştirilen yapay merceğin arkasında görmeyi etkileyebilecek hafif bir bulanıklık oluşabilir. Bu durum yeni bir cerrahiyi gerektirmez, çok kısa süren bir lazer işlemiyle ameliyat yapılmaksızın ortadan kaldırılabilir. Katarakt’ın farklı ameliyat yöntemleri ile tedavi edilebileceğini biliyoruz. Bu ameliyat yöntemlerinin farkları nelerdir? Katarakt ameliyatı yöntemleri daha eski dönemde kullanılan dikişli yöntem ve güncel dikişsiz fakoemulsifikasyon yöntemi olarak ikiye ayrılabilir. Bugün için tüm gelişmiş ülkelerde ve başarılı göz kliniklerinin hemen tamamında kullanılmakta olan dikişsiz fakoemulsifikasyon yöntemi modern katarakt tedavisinde tek yöntem sayılabilir. Fakoemulsifikasyon yöntemi eski dikişli yönteme göre çok daha kısa zamanda normal hayata dönmeyi ve net görebilmeyi sağladığı için önemli üstünlük sağlamaktadır. Fakoemulsifikasyon yönteminde yenilik olarak ise son dönemde kullanılmaya başlanan ve ameliyat sonrası hastanın hem uzak hem de yakını net görmesini sağlayan multifokal yapay mercek kullanımı sayılabilir. Çok geç (ilerlemiş katarakt) döneminde katarakt ameliyatı olmak ameliyat başarısını etkiler mi? Modern katarakt cerrahisinde katarakt oluşmuş mercek göz içinde ultrasonik dalgalarla eritilerek temizlendiği için ameliyatın kataraktın çok ilerlemeden yapılması çok daha iyi sonuç vermektedir. İleri katarakt olgularında merceğin eritilmesi güçleşeceği, operasyon süresi uzayacağı ve komplikasyon oranı artacağı için bugün önerilen katarakt çok ileri düzeye gelmeden cerrahidir. Katarakt ameliyatı sonrası nelere dikkat edilmelidir? Günümüz modern katarakt ameliyatı sonrası hastalar çok kısa zamanda normal hayatlarına geri dönebilmektedir. Dikkat edilmesi gereken en önemli nokta ameliyat sonrası birkaç hafta süreyle, verilen damla şeklindeki ilaçların önerilen şekilde düzenli olarak kullanılmasıdır. C umhuriyet gazetesinin 11 Nisan 1933 tarihli nüshasında, Ahmet Besim (Darkot) beyin (19031990) coğrafya doktoru unvanını almasıyla ilgili bir haber vardır. Bu haber gazetede şu şekilde yer almaktadır: “Dün Darülfünun Edebiyat Fakültesi’nde mühim bir doktora tezi müdafaa edilmiştir. Tezin sahibi 1928 Edebiyat Fakültesi mezunlarından Ahmet Besim beydir ve imtihanı kazandığından kendisine doktor unvanı verilmiştir. Ahmet Besim bey, Strasbourg Darülfünunu mezunudur. Müdafaa ettiği tezin mevzuu (konusu), kapalı havzaların morfolojisine dair tetkiklerdir. Tezi bir müddet evvel Edebiyat Fakültesi coğrafya zümresi heyeti tedrisiyesi görmüş ve müdafaasını Maksim Gorki kabul etmiştir. Ahmet Besim bey dün Fakülte konferans salonunda kalabalık bir heyet huzurunda ve saat 15’ten 17’ye kadar tezini müdafaa etmiş ve kendisine sorulan suallere cevaplar vermiştir. Ahmet Besim bey, doktor Nihat beyden sonra Edebiyat Fakültesi coğrafya zümresinden doktora alan ikinci zattır. Dün kendisiyle görüşen bir muharririmize demiştir ki; “1928’de Edebiyat Fakültesi’nden mezun oldum ve 1931’de de S t r a s b o u r g Darülfünunu’ndan çıktım. Ahmet Besim Aynı darülfünunda bir se(Darkot) bey ne de diploma imtihanlarına çalışarak muvaffak oldum. Kapalı havzalar hakkında Cezayir’de tetkikat yaptım. Bu sene de burada doktora tezimi aynı mevzuu bütün dünyaya şamil (bütün dünyayı kapsayacak) bir vaziyette tetkik ederek hazırladım. Bu, fakülteye müderris muavinliği için haiz olunması lazım gelen bir merhaledir (aşamadır). Muavinlik için gelecek hafta bir imtihan daha vereceğim.’ Ahmet Besim beyi tebrik ederiz.” MAKSİM GORKİ VE YENİ TÜRKİYE 19 Nisan 1933 tarihli Cumhuriyet gazetesinde ise, büyük Rus yazarı Maksim Gorki’nin Türkiye’ye geleceğine ve ülkemizde fikir temasları yapacağına dair bir haber yer almaktadır. Haberde şunlar söylenmektedir: “İtalya’da Sorento limanından şehrimize gelen Sovyet bandıralı Kubany vapuru süvarisi M. Zviagin İtalya’da iken büyük Rus edibi Maksim Gorki ile görüşmüştür. Maksim Gorki, vapur süvarisine, Rusya’ya dönerken Türkiye’yi görmek istediğinden bahsederek şunları söylemiştir: ‘Yakında Rusya’ya döneceğim ve bu esnada bütün dünyayı hayretlere garketmiş (boğmuş) teceddütler (yenilikler) yapan yeni Türkiye’yi mutlaka göreceğim. Yeni Türkiye’nin devlet ve fikir adamlarıyla görüşmek istiyorum. Türk inkılabını çok yakından takip etmekteyim.” CBT 1241/17 31 Aralık 2010