Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Paleolitik Heykellerde Fizik ve Abartma Bilgisi “O dönemin heykellerine ve duvar kabartmalarına bakınca sanatçıların yaptıkları heykellerde heykeli yapan sanatçıların kafasında fiziksel bir model olduğunu gösteren iki önemli özellik olduğunu fark ettim.” Prof. Dr. Ergun Akleman Visualization Department Texas A&M University Mesela bir ipi iki ucundan tutar birbirine yaklaştırırsanız alacağı şekil yerçekiminden dolayı oluşur. Eğer yerçekiminin etkisini içselleştiremezseniz ipi doğru çizemezsiniz. Bazı paleolitik heykeltıraşların bu kavramı da içselleştirdiklerini de yaptıkları heykellerden anlamak mümkün. Dolayısıyla bu iki kavramı ilk defa paleolitik heykeltıraşların bulduğunu söyleyebiliriz. Bu konudaki iddiamı Şekil 2’de gördüğünüz 1.5 metre boyundaki meşhur Willendorf Venüs heykelinden yola çıkarak göstereceğim ve bu heykeli yapan sanatçının abartma kullandığına ve yerçekimin şekiller üzerindeki etkisi için kafasında bir model olduğu WİLLENDORF VENÜSÜ HEYKELİNDE ABARTMALAR Bu heykelde belin kalçaya oranı ve omuzların kalçaya oranı bilinçli olarak abartılmış. Bu abartmalar yapılan heykelin kadınlık vasfını ön plana çıkarmaktadır. Bu iki abartmaya ayrıntılı olarak bakalım. Belin kalçaya oranı: Kadınlarda bel çevresinin kalça çevresine oranı genelde 0.7 ile 0.9 arasında oynar ve bu oran kadını erkekten ayıran en önemli farklardan biridir. Kadın şişmanladıkça bu oran azalmasına karşın bel hâlâ kalçaya göre ince kalır. Bu heykelde bel çok yukarıya çekilip abartılmasına karşın kalçadan çok daha incedir. Oran aşağı yukarı 0.6'dır. Yani bu örnekteki bel/kalça oranı ince bir kadındaki bel/kalça oranından daha azdır. Başka bir deyişle bu heykelin bel kalça oranı özellikle abartılmıştır. Omuzun kalçaya oranı: Kadınlarda omuzlar kalçaya göre biraz daha dardır. Erkeklerle kıyaslandığında erkeklerde omuz/kalça oranı 1’in üstünde, kadınlarda ise altındadır. Bu heykelde omuzun kalçaya oranı aşağı yukarı 0.6 mertebesindedir. Başka bir deyişle yine bu heykelin kadınsallığı omuzun kalçaya oranı azaltılarak abartılmıştır. G ünümüzden aşağı yukarı 30 bin yıl kadar önceki paleolotik ya da taş devri denen dönemden günümüze heykeller, duvar kabartmaları ve mağara resimleri kaldı. Paleolitik dönemden kalan bazı sanat eserlerine bakınca o dönem sanatçılarının sanata ilişkin çok temel bilimsel bilgileri bulduklarının farkına vardım. Bu yazıda heykel ve duvar kabartmalarındaki fizik bilgisi ve abartmayı işleyeceğim. O dönemin heykellerine ve duvar kabartmalarına bakınca sanatçıların yaptıkları heykellerde heykeltraşların kafasında fiziksel bir model olduğunu gösteren iki önemli özel WİLLENDORF VENÜSÜ HEYKELİNDE YERÇEKİMİ İLE BELİRLENEN ŞEKİLLER Şekil 1. Paleolitik çağın bugünden uzaklığının görsel gösterimi. Paleolitik çağın günümüzden ne kadar uzak olduğunu hissetmek için önce bir çizgi çizin. Bu çizginin uzunluğu 32 bin yıla karşı düşsün. Sonra bu çizgiyi ikiye ayıracak şekilde ortadan bölün. Her bir parka 16 bin yıla karşı düşer. Yani ortada çizdiğiniz çizgi aşağı yukarı neolitik çağa (yani mağara resimlerinin olduğu döneme) karşı düşer. Şimdi 16 bin yıl uzunluğundaki parçayı tekrar ikiye bölün. 8 bin yıllık iki parça elde edersiniz. Bu parçayı tekrar ikiye bölün. 4 bin yıllık iki parça elde edersiniz. En sağdaki 4 bin yılı tekrar ikiye bölerseniz 2 bin yıllık iki parça bulursunuz ki en sağdaki bölüm milattan sonra 2 bin yıllık bölümdür. Bel Kalça Şekil 2. Avusturya Willendorf’da bulunan 30.00025.000 B.C. taştan yapılma Venüs heykeli diye bilinen şişman kadın heykelinin üç görüntüsü. nu gösteren işaretleri anlatacağım. Şekil 2’de üç değişik bakış açısından verilen heykel bir kadın vücudunun abartılmış halini gösterdiği için ilk bakışta soyut gibi görünse dahi açıkça doğadan esinlenmiş gerçekçi bir yapıt. Bu heykeli yapan sanatçının hem abartma, hem de kuvvet şekli belirler kavramlarını bildiğine (ya da bulduğuna) dair işaretler heykelin Şekil 2’deki üç fotoğrafında görünüyor. Göğüslerin biçimi: Göğüsler normal kadın göğsüne göre abartılmıştır ama bu heykelin göğüsleri soyut göğüsler değildir. Soyut göğüs yerçekimine meydan okur. Gerçek insan göğüsleri yerçekiminden dolayı aynen burada yontulduklarına benzer bir şekil alırlar. Gerçek olmayan ve büyütülmüş bir göğüsü yerçekimi kurallarına göre şekillendirmek için heykeltraşın çok iyi bir gözlemci olması gerekir. Karın altı ve cinsel organ: Benzer şekilde şişman karın yerçekimi altında doğru biçimde şekillendirilmiş ve ortadaki resimde görüldüğü gibi cinsel organ çok gerçekçi olarak heykelleştirilmiştir. Bu heykeller gerçek insanların heykeli olmadığına yani doğadan tıpkı tıpkısına kopya edilmediğine göre bu gözlemlerin tek açıklaması bu heykeli yapan sanatçının kafasında yerçekiminin insan vücudunu nasıl deforme ettiğine dair çok iyi bir modelinin olduğu ve sanatçının iki cinsin vücutlarını arasındaki ayırımı bildikleridir. Günümüzdeki her heykeltıraşın bu bilgilere sahip olduğunu söyleyebilir miyiz, bilemiyorum. Willendorf Venüsü Heykelinde Başka Özellikler Bacaklar yine abartılarak kısaltılmış ama bacakların şekilleri, dizler, bacakların birbirine göre uzaydaki yerleri ve yerçekimi ile belirlenen gerçekçi olarak yontulmuştur. Vücut ortadan simetrik değildir. Sadece iki göğüs değil aynı za CBT 1234/ 12 12 Kasım 2010 lik olduğunu fark ettim. 1. Abartma: Sanatta abartma en önemli buluşlardan biridir. Abartma kavramı Disney animatörlerinin tanımladığı animasyon prensiplerinden birisi olarak animasyon ve karikatür ile daha çok ilişkili olmasına karşın abartma sadece animasyon ve karikatürle sınırlı değildir. Neredeyse bütün sanat eserlerinde abartma görülür. Abartma sanıldığı kadar kolay da değildir. Temsil edilecek şeyin ortalamadan farklı olan özellikleri saptanıp ortalamadan olan farklar abartılmalıdır. Mesela burnu normalden farklı olan bir kişinin burnunu daha da büyütürseniz abartma olur, küçültürseniz hiçbir anlamı olmaz. Bazı paleolitik heykeltıraşların abartmayı çok iyi uyguladıklarını heykellere bakarak söyleyebiliriz. 2. Yerçekiminin Şekil Üzerindeki Etkisi: Torm from force yani “kuvvet şekli belirler” kavramı yine Disney animatörleri tarafından ortaya atılmıştır. Cismin şeklinin üzerine uygulanan kuvvet tarafından belirlenmesinin en önemli örnekleri yerçekiminin şekilleri belirlemesidir. Şekil 3. Paleolitik çağdan kalan kabartma ve heykeller Aşağı yukarı MÖ 25 bin yapımı 50 santimetre yüksekliğinde Laussel Venüsü kabartması. Fransa’da Dordogne bölgesinde bulunmuştur. Şu anda Bordeaux’da D’aquitine Müzesi’ndedir. Aşağı yukarı MÖ 30 bin yıllarında yapılmış 11 cm. boyunda bilinen ilk seramik heykel Vestonicka Venüsü. Çek Cumhuriyeti’ndeki Dolni Vestonice paleolitik yerleşkesinde bulunmuştur. Aşağı yukarı MÖ 25 bin yıllarında fildişinden oyulmuş 15 cm. boyundaki Lespugue Venüsü’nün restore edilmiş bir kopyası. Bu heykelin aslı Fransa’da Lespugue bölgesindeki Rideaux mağarasında bulunmuştur. Aşağı yukarı MÖ 25 bin yıllarında mamut dişinden oyulmuş 13 cm. boyundaki Malta Venüsü. Bu heykel Rusya’da Baykal Gölü yakınlarındaki Malta Mağarası’nda bulunmuştur.