18 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

INOVIZ Sağlık için İzmir Sürdürülebilir bilim ve teknoloji köprüleri programı ve anlayışı çerçevesinde İzmir'de, firmalar ve araştırmacılar için yetkin bir İletişim ve İşbirliği platformu olan İNOVİZ kuruldu. ‘Bilgi ve İnovasyon Yönetimi’ Yüksek Lisans Programı Türkiye’de bir ilk olan Bilgi ve İnovasyon Yönetimi yüksek lisans programı, Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı’na bağlı olarak açıldı. Dünyadaki örnekleri arasında George Washington Üniversitesi gibi önde gelen kurumlardan biri olan program, kurumların her düzeyinde görev yapan ve bilgilerini yenilemek, güncelleştirmek isteyen profesyonellerle, kariyerini geliştirme çabasında olan üniversite mezunlarına yönelik olarak faaliyet gösterecek. Programın kuruluşuna öncülük eden Yeditepe Üniversitesi Kurumsal İlerlemeden Sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nilüfer E rican, şu bilgileri verdi: “Vizyonu ‘Bilgiyi kurumsal bir varl k olarak yönetecek, profesyonel i gücü ve yöneticileri yeti tirmek’ olan, bu program, Türkiye’nin bu alandaki önemli bir aç n gidermeye yönelik olarak faaliyet gösterecektir. Kurulu unda, sanayi/sektörün ihtiyaçlar da göz önünde bulundurulan program, özellikle irketlerde ‘Ö renim Yöneticisi Chief Learning Officer (CLO)’, ‘Bili im Yöneticisi Chief Information Officer (CIO)’ ve ‘Bilgi Yöneticisi Chief Knowledge Officer (CKO)’ gibi görevlere gelmek isteyenlere yöneliktir.” Prof. Dr. Nilüfer Eğrican Programın sanayi/sektör, sivil toplum ve uluslararası akademik bağlantılardan oluşan bir Danışma Kurulu’na sahip olan program Bankacılık, Bilişim / Bilgi Teknolojileri, Danışmanlık, Internet, Medya, Yayıncılık ve ilişkili Sektörler, Telekomünikasyon başta olmak üzere tüm hizmet sektörlerine yönelik. Program mezunlarının, özellikle, ArGe, Bilgi Yönetimi, Bilişim / Bilgi Teknolojileri, Eğitim / eöğrenme, İnsan Kaynakları ve Stratejik Planlama gibi departmanlarda istihdama uygun. . Bilgi: http://kim.yeditepe.edu.tr ; Tel: 0 216 578 03 40 İ zmir’deki üç büyük üniversite (Ege, Dokuzeylül ve Yüksek Teknoloji) Biyomühendislik, Biyomekanik, Malzeme Bilimi gibi konuları içeren Biyomedikal Teknolojiler alanında ulusal ve uluslararası yetkinlikte sayılır. Bu alandaki insan kaynakları, fiziki alt yapı ve araştırma sonuçları Izmir’de filizlenmekte olan Biyomedikal Teknolojiler Sanayi ve Üretim sektörünü destekleyecek ve ona liderlik yapabilecek niteliktedir. Bu nedenle bu alanda bir kümeleşme ve mükemmeliyet odağı yaratılması ile Izmir’in liderliği sağlanabilecektir. INOVİZ bu amaçla oluşturuldu INOVIZ’in misyonu: Teknoloji ve bilgi transferine ortam sağlamak, Eğitim ve öğretim fırsatları oluşturmak, Pazara giriş faaliyetlerine destek olmak. Vizyonu ise: Ilgili alanlarda faaliyet gösteren akademik kurumlar arasında iletişim platformu oluşturmak, Sanayi ile akademi arasındaki işbirliğini arttırmak, Sosyoekonomik açıdan sektörel kümeleşmeyi tetikleyerek performansı arttırmak ve sektördeki bilgi, beceri ve yetkinliğin yoğunlaşmasını sağlamaktır. İNOVİZ akademik ve Sanayi sektörlerine dayanan üç ayaktan oluşmakta: İNOVERSITE kapsamında üç üniversitenin, TÜBİTAK’ın, TASSA’nın ve belirlenen AB Üniversitelerinin katkıları ile “Biyomedikal Teknolojiler” alanında uluslararası bir Lisansüstü Derece Programı başlatılacak. Yüksek Lisans, Doktora ve Doktora sonrası derecelerinin verileceği bu program üç üniversitenin ve TASSA’nın ABD de ikâmet eden Türk Araştırıcı alt yapısı kullanılarak TÜBİTAK üst yönetim desteği ile ve bir Üst Koordinasyon Kurulu denetiminde gerçekleştirilecek. Amaç bölgenin biyomedikal teknolojiler konusunda lider konuma gelebilmesi için kalifiye eleman yetiştirilmesi ve bu alandaki ArGe faaliyetlerinin teşvikidir. İNOVAKENT kapsamında ise ESBAŞ ve yerli / yabancı diğer sektörel paydaşlar desteği ile oluşturulacak bir ArGe Merkezi’nde, Üniversiteler tarafından satın alınması maddi açıdan zor cihazlar temin edilecek. İNOVATEK ise araştırma sonuçlarını ticarileştirilmesi için ortam hazırlanacaktır. İzmir ve civarı Biyomedikal Teknolojiler için giderek daha cazip hale dönüşmektedir. Bu kapsamda hem ulusal hem de uluslar arası yeni teknolojiler ve özgün ürünlerin geliştirilmesi için alt yapı tamamlanmış olacaktır. EBİLTEM’in de AB CIP Programı kapsamındaki bir proje üzerinden, koordinatör kuruluş olarak içinde bulunduğu, bölgede etkin olan “Enterprise Europe Network” aracılığı ile: • Uluslar arası proje ortaklıkları oluşturulacak, • ArGe destekleri temin edilecek, • Yeni teknolojilerin uluslar arası pazarlarda duyurulması ve tanıtımı gerçekleştirilecek, • Yatırımcılar bölgeye çekilmeye çalışılacaktır. Sonuç olarak, özgün bir yaklaşımla geleceğin teknolojilerine yönelik, bilgi toplumuna donanımlı bireyler yetiştirecek, Yaratıcı, Yenilikçi, Çözümcü, Yapıcı Yerel, Yöresel, ulusal ve küresel boyutları olan ve ekonomiye katma değer sağlayıcı bir girişimin önderliği gerçekleştirilecek: • Izmir’de yerli ve yabancı bilim insanlarının rahatlıkla çalışabilecekleri bir ArGe Cazibe ortamı yaratılmış olacak, • Alt yapı ve insan kaynakları tarafından zenginleşen bölgeye yerli ve yabancı yatırımcılar çekilebilecek ve • Bölgede bir Biyomedikal Sektör Kümelenmesi tetiklenebilecek. Eskişehir'de SANGEM açıldı Eskişehir Sanayi Odası (ESO), Eskişehir sanayisine hareket ve yeni bir soluk getirmek amacıyla kısa adı SANGEM olan Sanayi Geliştirme Merkezi kurdu. SANGEM, kâr amaçlı olmayan bir kuruluş; verdiği hizmetler karşılığında kobilerden herhangi bir ücret talep etmemekte. Ayrıca SANGEM çalışanları, yazılı bir etik sözleşme imzalayarak firmalara ilişkin bilgileri üçüncü şahıslarla paylaşmayacaklarını ve çalıştıkları kobinin yararları dışında herhangi bir amaçla kullanmayacaklarını taahhüt etti. Açılış toplantısında konuşan Sava Özaydemir, sanayide iyileştirme çalışmalarına hız verdiklerini ve bu amaçla da SANGEM gibi bir oluşuma ihtiyaç duyduklarını belirterek, “Sanayicimizin kalk nmas için, acilen iyile tirme desteklerine ihtiyaç var. Bu nedenle de ESO çat s alt nda SANGEM gibi bir olu uma gerek oldu unu dü ündük. Bu yeni olu um, sanayicinin s k nt lar n belirleyecek ve onlara sektördeki sorunlar üzerine çözüm önerileri geli tirecek. Sanayicinin kalk nmas için bunun çok önemli oldu unu dü ünüyoruz. Böylesi bir çal ma modeli ile sanayiye yeni hareket gelece i kan s nday z. Thomas Kuhn ve biyoloji devrimi Thomas S. Kuhn’a göre, bilimin tarihsel gelişim süreci, uzun süren olağan bilim dönemleri ile bu dönemlerin ardından zaman zaman ortaya çıkan bilimsel devrimlerden oluşmaktadır. Fakat Kuhn’un bu tezi biyoloji devrimine uymuyor. Osman Bahadır, [email protected] K uhn’un tezine göre, bilimsel devrimler yeni bir paradigmayı benimser ve devrimi izleyen olağan bilim dönemindeki çalışmalar da artık bu yeni paradigmanın egemenliğinde yürütülür. Yeni bir bilimsel devrimin eşiğine kadar bu süreç bu şekilde devam eder. Ancak Kuhn’un bu tezi, biyoloji tarihiyle ve biyoloji devrimleriyle hiçbir şekilde uyuşmamaktadır. Darwin’in 1859’da yayımlanan Türlerin Kökeni kitabının biyolojide bir devrim yarattığı konusunda hiçbir kuşku yoktur. Fakat ne bu devrim, ne de ondan önceki ve sonraki “olağan bilim” dönemleri, Kuhn’un varolduğunu iddia ettiği özellikleri taşımamaktadır. 1859 öncesi biyolojisindeki olağan bilim çalışmalarının esasını, canlı varlıkların sınıflandırılması çalışmaları oluş CBT 1172/ 7 4 Eylül 2009 turuyordu. Darwin’ci bilimsel devrim, Darwin’in yaptıkları da dahil olmak üzere bu sınıflandırma çalışmalarının üzerinde yükselmiştir. Yani devrim, Kuhn’un iddia ettiği gibi bu olağan bilim çalışmalarının girdiği bir çıkmaz sokakta gerçekleşmiş değildir. 1859 devriminden sonraki dönemi ise “olağan bilim” dönemi olarak adlandırmak olanaksızdır. Çünkü Darwin’ci devrimden 41 yıl sonra bir büyük biyoloji devrimi daha oldu. 1900’de Hugo de Vries, genetik devriminin temellerini kurdu. (Bu devrim gerçekte 1865’te Mendel tarafından başlatılmış, fakat yaygınlaşamadan kalmıştı). 1859’dan kısa sayılabilecek bir süre sonra gerçekleşen bu devrim, 1859 sonrasındaki gelişmelerin, hiç de yeni paradigmanın yönlendirdiği “olağan bilim” çalışmalarıyla sınırlı olmadığını gös termektedir. Fakat 1859 sonrası dönemin “olağan bilim” dönemi olarak görülemeyeceği gerçeğinden daha önemli olan şey, bu yeni devrimin (genetik devriminin), hiçbir şekilde Kuhn’cu tarzda bir paradigma kaymasına yol açmamış olmasıdır. Tam tersine genetik devrimi, Darwin’ci olağan bilim çalışmalarının ve böylece Darwin’ci devrimin tezlerinin geliştirilmesine (türlerin evriminin doğrulanmasına ve evrimin mekanizmalarının açıklanmasına) yeni olanaklar sağlamıştır. Nitekim, başlangıçta birbirlerinden ayrı ilerleyen evrimsel biyoloji ile genetik bilimi arasında 1937’de Dobzhansky tarafından başlatılan sentez çalışmalarının biyoloji biliminin gelişmesinde son derece verimli sonuçlara yol açmış olması da bu görüşü doğrulamaktadır. Biyoloji tarihinin gelişme tarzı ve biyoloji devrimlerinin yapısı, Thomas S. Kuhn’un Bilimsel Devrimlerin Yapısı * adlı eserinde ortaya koymuş olduğu modele uymamaktadır. Biyoloji devrimine uymayan bir yapının, bilimsel devrimlerin genel yapısı olduğu ileri sürülebilir mi? * Thomas S. Kuhn, Bilimsel Devrimlerin Yap s , Çeviren: Nilüfer Kuya , K rm z Yay nlar , Birinci Bask , May s 2006, stanbul.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle