Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Okullarımızda ÖlçmeDeğerlendirme Sorunu Ülkemiz okullarında, özellikle ilköğretimde, ortaöğretimde ölçme – değerlendirme ça öğrencileri değil, öğretmenleri de değerlendirdiğini söylışmaları tam anlamıyla bir sorundur. Hele seçme sınavları, çoktan seçmeli testlerle uy leyen deneyimli öğretmenler çok haklıdırlar. Sonuç olarak, ilköğretim – ortaöğretim öğretmengulanmaya başlandığından bu yana sınavların niteliği gittikçe düştü. lerinin öğrencilerine uyguladıkları sınavlar salt öğCelil Altın (Emekli Öğretmen), celilaltin@yahoo.com B CBT 1168 / 12 7 Ağustos 2009 u durum çoktan seçmeli testlerin uygulanmasındaki yanılgıdan ileri geliyordu. Eskiden beri uygulanan yazılı sınavların kullanım alanı başka, kompozisyon niteliğindeki sınavların başka, iki seçenekli –çok seçenekli testlerin kullanım alanı gene başkadır. Okullarda sınavlar, öğretilen konuların öğrencilerde oluşturduğu hangi birikimlerin ne kadarının, ne amaçlarla nasıl ölçüldüğünü saptamak için yapılır. Sayılan bu üç tür sınavın üçünün de kullanım amaçlarına göre özel değerlendirme biçimi vardır. Ülkemizde bu üç tür sınavın uygulanmasında önemli bir ölçme – değerlendirme sorunu var. Bu sınavların üçünün de ayrı uygulanma amacı, hazırlanma biçimi ve değerlendirme yöntemleri var. İlköğretimden geçmiş herkes yazılı sınavın ne olduğunu, nasıl uygulandığını bilir. Öğretmen, programına göre okuttuğu derse ilişkin her dönemde birkaç yazılı sınav uygular. Bu sınavlarda işlediği konulardan sorular üretir, öğrenciler bu sorulara yazılı olarak yanıt verir, öğretmen de bu yanıtları okur, puanlar, notlarla değerlendirir. Ortaöğretimde de her dersin öğretmeni bu yöntemle kendi dersine ilişkin sorularla işlediği konuları öğrencilerine ne denli öğretebildiğini yoklar ve öğrenci başarılarını saptar. *** Test uygulamaları ise öğrencilerin soruları yazarak yanıtlamalarını gerektirmiyor. Bir soruya biri doğru, ötekiler yanlış olarak verilen iki, üç, dört, beş yanıttan doğru olanın seçilmesi isteniyor. Böylece testlerin uygulanışında, yazılı sınavlarda olduğu gibi dört – beş soruyla yetinilmiyor; 20, 30, 40, 50’ye ulaşan sayıda sorular sorulabiliyor. Öğrenci bu soruların seçeneklerinden soru köküne göre doğrusunu bulup soruyu yanıtlıyor. Dershaneler bu yöntemi okullardan daha sık kullanıyor ve her dersten daha çok test üretiyor, sonuçları da bilgisayar programlarında değerlendiriyor, kısa zamanda öğrencilere duyuruyor. Dershane soruları hemen piyasaya çıkıyor, okullar da bu soruları alıp sınıflarına uygun düşenleri kendi okullarında uyguluyorlar. Öyle ki okullarda neredeyse artık eskiden beri uygulanan yazılı sınavlar bir ölçüde tarihe karışıyor. Doğrusu bu tutumla son derece yanlış bir yol izliyoruz. Öncelikle yazılı sınavların yerine test uygulayıp işlediğimiz konuları değerlendirmek için her sorunun hazır yanıtından hangisi doğrudur, diye sormak; öncelikle öğrenciyi düşündürmekten uzak, belleğindekiyle yetinmeye zorlamak oluyor. Öğrenci, sorunun yanıtını düşünüp yazmak yerine doğru sandığını imlemekle yetiniyor. Önce soruyu okumak, ardından da soruya yanıt düşünmek, sonra da o yanıtı yazarak dile getirmek çok önemli bir eğitim etkinliğidir. Kalemin yazma aracı olmaktan çok düşünme aracı olduğunu söyleyenler ne denli doğru bir sap rencileri ölçmez, öğretmenleri de değerlendirir. *** tama yapmışlar! Gerçekten bir soruyu sözle yanıtlamak Doğrusu, ölçme değerlendirme konusunda yukabaşka, yazarak yanıtlamak başkadır. rıda üzerinde durduğumuz açıklamalar okullarımızda Öğrenci düşündüğünü yazarken bile yazdığının yeterince olumlu bir izlenim bırakmıyor. Öğretim yanlış olduğunu anlayabilir, yanıtını değiştirme gere yöntemlerine ilişkin kitaplar da bu konuları yeterinğini duyabilir. Bu nedenle öğretimde soruların yazıyla ce ele almıyor. Son yıllarda öğretim fakültelerinden yanıtlanması test seçeneklerine doğru yanıt vermesi şöy çıkıp da şimdi okullarda görev alan yeni öğretmenlele dursun, sözlü yanıt vermesinden bile kat kat an rin sınıflarda konuları nasıl işlediklerini yetiştirdiği lamlıdır. İşte okullarımızda yazılı sınavların yerine test öğrencilerinden, uyguladığı sınavlardan anlayabilileri kullanmak kabul edilebilecek bir tutum değildir. yoruz. Öğretmenler, kendilerini yetiştirmek için de Dershanelerde günlerce konu anlatıp ardından bunla yeterli öğretim kaynağını bulmakta çok zorluk çekirı testlerle yoklamak, öğretim değil, konuları bellekle yorlar. Bu amaçla Kültür Okullarında öğretmenler re yığmaktır. Testler salt seçme sınavları için kulla için bir elkitabı hazırlandı. Kültür Okullarında yeni nılması gereken bir ölçme aracıdır. görev alan bir öğretmen, eğitim – öğretimin niteliği Ayrıca test sorularının dört–beş seçenekle üretilip nedir? Başarılı olmak için öğretmenliğin hangi etde birini doğru yanıt saymak da yetersizdir. kinliklerini öncelikle ele almak durumundadır? Yeni Seçeneklerden birini değil, en az ikisinin doğru olma öğretmen önce bunları yeniliyor, ardından çalışması düşündürür öğrenciyi, yanıtı bellelarını atandığı bu okulda sürdürüryor. ğindekiyle değil, düşünerek bulmalıdır *** Dilbilgisi kurallarının öğrenci. Üstelik o denli zor bir iş de deYukarıda ilköğretim, ortaöğretim ğildir iki yanıtlı test üretmek. İki doğru yazılı – sözlü sınflarında işlenen konuların değeryanıttan birini bulup ötekini bulamayan anlatımlarda, özellikle lendirilmesi konusuna bir bakış getirildi. öğrencinin, doğru bulduğunu da rastge günlük gazetelerde, Ancak başlangıçta sözü geçen yazılı anle bulmuş olduğu olasılığını ortaya ko radyo ve latım (kompozisyon) konusuna hiç deyar. Bu nedenlerle test sorularıyla öğ televizyonlarda ağır ğinmedi. Okullarımızda yazılı anlatımın rettiklerimizi değerlendirmek, bir bakı yanlışlarla kullanılması öğretimi de büyük bir sorundur, hem de ma kendimizi avutmaktır. Testler ancak, gün günden artıyor. çok büyük bir sorun. İlköğretimin birinci salt çeşitli genel yeteneklerin seçme sısınıfından lisenin son sınıfına dek her Bu konu da navlarında kullanılabilir. Başka ülkelerde okullarımızda üzerinde sınıf için zorunlu olan bu dersin nasıl iştestler yoluyla sınav kazananlar, ayrıca lendiği yürekler acısıdır. Eskiden beri bir de yazılı ya da sözlü sınavdan geçiri özellikle durulması son derece verimsiz uygulamalarla sürgereken bir sorundur. lerek denetlenir. dürülen bu dersin öğretimi bir türlü ye*** terli bir yönteme kavuşturulamadı. Bu Öte yandan yazılı – test sınavlarını uygulamakla ölç konuda çok sayıda kompozisyon kitabı da yazıldı. me değerlendirme işi bitirilmiş de olmuyor. Bu sınav Bilindiği gibi yazılı anlatım üzerinde durulması gereken larla saptanan yanıtlar üzerine yapılacak çalışmalar, uy dört temel öğe vardır: «Sözcük, tümce, bölümce, megulama etkinliklerinden daha önemlidir. Uyguladığımız tin.» Bu dört öğenin anlamını, anlatımını alıştırmalayazılı ya da test soruları genellikle bütün öğrencilerce ra dayanarak ele alan Değerli Türkçe Öğretmeni Emin yeterli düzeyde yanıtlanmış olur; böylece öğrencilerde Özdemir, ANLATIM SANATI VE KOMPOZİSdüzeylerine göre başarı sağladıkları görülür. Genellikle YON adlı yapıtında çok açık ve uygulamalı biçimde işolağan sayılabilecek bu gibi durumlarda öğretmen, öğlemiştir. Türkçe – edebiyat öğretmenlerinin salt bu yarencilerle görüşerek başarısızlık nedenlerinin soruların pıtı izlemeleri, okullarımızdaki yazılı anlatm sorunlarını niteliğinden mi, konuların sınıfta işlenişinden mi, çözmek için yetip artıyor. yoksa soruların hazırlanışından mı ileri geldiğini araşAyrıca çok sayıda özel kitabı olan, okullarımızda aytırır; gereken önlemleri alır. rı bir ders niteliğinde okutulan dilbilgisinin ve komAma sınıflarda genellikle en başarılı öğrencilerin bipozisyonun da önemle ele alınması gerekiyor. Dilbilgisi, le kimi sorularda yeterli başarı sağlayamadıkları da göyazılı anlatım çalışmaları sırasında daha kılgın uygurülür. Bu sonuç olumsuz bir durumun habercisidir. Bunun nedeni öğrencilerde aranmaz artık; ya öğretmen lamalarla sınıflarda öğrencilerin önüne konulduğunda soruyu yeterince açık soramamış, öğrencilerin yanıl değişik açılardan çok verimli çalışmalar ele alınabilir. malarına yol açılmıştır; ya da sorunun çıkarıldığı konu «Dilbilgisi dilin dört işlemidir.» özdeyişi bugüne değin sınıfta iyi işlenememiş, en iyi öğrenciler bile bu konu okullarımıza girememiştir. Metinlerin içinde bölümyu yeterince anlayamamış, öğrenememişlerdir. Her iki celerin, bölümcelerin içinde tümcelerin, tümcelerin içindurum da öğretmenin kendisini değerlendirmesine de sözcüklerin anlam ve anlatımdaki işlevleri, matebağlanabilir. Buradan yazılı ve test sınavlarının yalnız matikteki dört işlemden başka bir şey değildir.