Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kültür Dünyanın ikinci sınıf insanı olmaktan kurtulmak! Danimarkalı Rasmussen’in üye olduğu partinin, adı öğrenmeye değmez başka bir üyesi, AB’nin yeni Hıristiyan ülkeleri için ‘onlar bizden daha akılsız’ demiş. Rasmussen, Sarkozy, Merkel gibi adamların Müslümanları nasıl gördüklerini, kendine saygısı olan bir Türk muhakkak düşünmeli. Rasmussen Sarkozy’ye mi yakın, yoksa Tayyip Erdoğan’a mı? Doğan Kuban B CBT 1159/2 5 Haziran 2009 izim gibi toplumların, insanlar birbirlerinden daha zeki ya da akıllı oldukları için değil, daha fakir ve kıt olanaklı, daha cahil ve daha örgütsüz oldukları için geri kaldıklarını, 21. yüzyılda hâlâ anlamayan varsa, ancak aptal olabilirler. Böyleleri doktora da yapar, profesör de olabilirler. Dünyanın her köşesinde cahil adam var. Fakat okumuşun aptalının, cahilinden daha beter olduğunu bizim geleneğimiz saptamıştır. Gökte y ld z ararken nice turfa Müneccim Gafletle görmez kuyuyu rehgüzerinde Onlar ki laf ile verirler dünyaya nizamat Bin türlü teseyyüb bulunur hanelerinde diyordu, Ziya Paşa. ABD ve AB, eski güçlerini yitirmiş olsalar bile, dünyanın gidişatını kontrol etmek için, 19. yüzyıl sömürgecilerinden daha fazla uğraşıyorlar. Art k kontrol olanaklar elektronik. Amerikan başkanı her gün dünyanın başka bir yerinde olabiliyor. Dünyayı dolaşmak için Mr. Fogg gibi 88 güne gereksinimi yok. 19. yüzyılın sarı ırkı, ya da "Sarı Tehlike"si bugün dünya patentlerinin %16’sını alıyormuş. Akıllı Avrupalıların durumu yeniden değerlendirmeleri gerekiyor. Avrupalıların akıllı oldukları için mi, Hıristiyan oldukları için mi çağdaş uygarlığı yarattıkları, yoksa tarihin Avrupa’da buluşmuş özel koşullarının mı bu uygarlığı yarattığı konusu, yeterince irdelenmiş değildir. Bilimsel ve tarihi bir araştırma ve tartışma konusudur. Burada Hegel’in Alman şovenizmi, ya da Spengler’in ‘Batının Çöküşü’nde dile getirdikleri anımsanabilir. Mezopotamya ve Mısır’daki uygarlıklar, Yunan ve Roma'ya örnek olmuş bir kültür yaratmışlardı. Çin, erken ortaçağda Avrupa’dan çok daha ilerde bir uygarlık yaratmıştı. Yunan ve Roma mirasının farkında olarak, İslam da erken ortaçağda felsefe ve bilimde Avrupa’ya öncü olacak bir uygarlık yaratmıştı. Ne var ki bunlar artık sadece müzelik üstünlüklerdir. Batılıların bugün tahammül edilmez ovenizmi, sanayi devriminin onlara sağladığı üstünlükten kaynaklanıyor. Özgürlü ün kurumlaşması, insan haklarına saygılı hukuk, bilim ve ara t rma kurumları, felsefeleri, edebiyatlar , sanatlar , yarattıkları ve korudukları fiziksel çevre, sanayileri tümü kurumsallaşmış. Yani toplum toplum içinde kökleşmiş. Az okumuş da çok okumuş kadar, bu olgulardan ve onların sağladığı olanaklardan haberdar. ka bir deyişle içi boş olmak demek. Bizde tek örgütlü olan cehalet. Bu da Ziya Paşa’nın söylediği şeyin bir varyasyonu. Ne var ki Batı’nın dünyaya egemen olması yadsınacak, hor görülecek bir şey değil. Örgütlü ve sağlam yapılı toplumlar. Türkiye’nin güncel haberleri ise, partilerden futbola kadar, her şeyin rüzgârda uçuştuğunu anlatan bitmez tükenmez bir yalelliye benziyor. Gerçi uygarlık, onlar tanımladığı gibi onlara ait değil. Fakat çağdaşlığı onlar tanımlıyorlar. Ve akıllı toplumlar (Çinli ve Hintli, Koreli gibi) onları bilinçli olarak izliyor. Bizim, çağdaşlığın neresinde olduğumuzu ise yukarıdaki alanlardaki başarımlarımızla sayısal olarak saptamak olasılığı var. Müslüman olduğunu söyleCAH L AMA DENEY ML yen herkes kendisine şu soruyu Irak’ta Şiilerle Sünnileri VE DUYARLIYIZ sormak zorunda: Biz ABD ve birbirlerine düşürenler, Türkiye’nin cahil olduğu, uyutulduğu AB'ye köle olmaktan nas l kurdoğru. Fakat bizim uzun bir tarihi denetuluruz? Müslümanlar onlardan Türkiye’de laik olanlarla yimden gelen bir duyarlılığımız ve denesatın aldıkları silahlarla mı onlalaik olmayanları birbiryimimiz de var. Bugün medya denilen garı yenecekler, yoksa kendilerini lerine düşürmeye çalırip oyuncağın bu tarihi bilgiyi içi boş bir eğiterek, üreterek mi? Bu, aklı kultelevizyon oyununa çevirdiği bir afyonşıyorlar. Kontrolun bir lanma ve geçmişe değil geleceğe lama devri geçiriyoruz. Aptal olmadığımızı bakmayı öğrenme sorunudur. ucu Yeni Düyunu önce kendimize kanıtlamamız gerek. Avrupa ve Amerikalılar önce, Umumiye’den geçiyor. Bunun için bilgi gerek. Ne var ki eğitimsömürdükleri ülkelerin dincileri, den önce bilinç gerek. cahilleriyle ve diktatörleriyle işbirliği yapıyor. Bu bilinç Batılının ve yardakçılarının yok etmeye çaÖğretimlerini ya engelliyorlar, ya da kendileri yönlendiriyorlar. Hıristiyan olmayan dünyayı kontrol için yap lıştığı bir olgudur. Ulusal varlığın tarihsel konumu bağmayacakları kötülük olmadığını yüzyıllarca gösterdiler. lamında duyarlı olmak, Türklerin Amerikalılar, Fransızlar İspanyolların Amerika politikalarını inceleyin. ve Danimarkalılar kadar kendilerine güvenmeleri demek. İngiltere’nin ve Fransa’nın sömürge politikalarını, Ankara’da Yenişehir’de Güven Parkında bir Güven ABD’nin Güney Amerika ülkelerinde politika tarihini in An t vardı. Üzerinde ‘Türk ö ün, çal , güven' yazıyordu. Bugün hangi mekâna girsen yakınan, gelecekten celeyin. Avrupa’nın 19. yüzyıldaki Osmanlı politikasını okuyun. Rusya’nın Asya politikasını okuyun. Rusya ve korkan birtakım adamlar var. Türk lafına saldıranlar bu Amerika’nın Türkiye’de Rum ve Ermeni politikalarını oku tür ulusal bir çağrıyı da silah altına alma gibi bir şey sayun. İngiltere’nin Ortadoğu politikasını, Avrupa’nın nıyorlar. Oysa bu insanın kendine ve eski deyimiyle ‘müktesabat’ına saygısından kaynaklanıyor. Bunun içinde, biÇin politikalarını okuyun. zim toplum açısından, din de var. Türkiye’de dünyadaki Bunlardan ders çıkaramayan sadece budaladır. Avrupalılar Osmanlıyı nasıl bölüşeceklerine karar ve durumlarından en habersiz olanlar ise cahil Müslümanlar. remedikleri ve kendi aralarında kavga ettikleri için Tayfun Akgül Osmanlı Devleti ayakta kaldı. I. Dünya Savaşı ve Rus devrimi Cumhuriyeti kurmamıza olanak verdi. 30 Müslümanın ölümüne neden oluyor. Bazılarının pek sevdikleri medeniyetler çatışması, yumuşatılmamış bir savaşta Irak Savaşı ya da Filistin Savaşı gibi olur. Irak’ta iilerle Sünnileri birbirlerine dü ürenler, Türkiye’de laik olanlarla laik olmayanlar birbirlerine dü ürmeye çal yorlar. Kontrolun bir ucu Yeni Düyunu Umumiye’den geçiyor. Böyle bir komployu anlayamıyorsak o zaman Danimarkalının bizim gibileri aptal nitelemesi şaşırılacak bir şey olmaz. Bunu ispatlamak için önce cahilleri kandırıyorlarsa, yeteri kadar akıllının uyanması gerekir. Batılılar slam dünyas n ayn kümeste birbiriyle dövü en horozlar gibi e itiyor. Müslümanlara aptal, gelişmemiş, fakir, cahil olduklarını, onların beyinlerini yıkayarak ve burunlarını sürterek söyletiyorlar. Rasmussen gibiler, Türkiye’ye, mezbahaya götürülen koyunlar gibi bakıyor. Halk, Danimarkalının, Fransız’ın, İspanyol’un kendisine ne dediği ya da nasıl baktığının farkında değil. SADECE KÖRLÜK 19. yüzyılda olduğu gibi, Batı’nın Türkleri kandırmasına alet olmak, hangi perspektifte düşünülürse düşünülsün, sadece körlüktür. Buna bilinçli ve bilinçsiz katkısı olanlar kendilerine başka sıfatlar da biçebilirler. Müslümanlar atom bombası ya da Kalaşnikof yaparak değil, ortaça Müslümanlar gibi bilim üreterek ikinci s n f dünya vatanda olmaktan kurtulabilirler. Bunun için de, Batılı odakların İslam bağnazlığını kullanarak beyin yıkamasına karşı çıkmak gerek. Irak’ta Amerikalıdan 3040 kat fazla Müslüman öldü. İntihar saldırıları bir Amerikalıya karşı en az B ZDE TEK ÖRGÜTLÜ OLAN, CEHALET Bunlar ad ve kurum olarak bizde de var. Ama kurumlaşmamış. Bu her rüzgârda devrilecek bir iskele, baş