Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
GÜNCEL TIP Mustafa Çetiner cetiner.m@superonline.com Sağlık VARİS: Her bacağın ortak hastalığı Kalbin pompaladığı temiz kan, arterler(atardamarlar) yoluyla tüm dokularımıza ulaştıktan ve kirli kan haline geldikten sonra, venler (toplardamarlar) yardımıyla, temizlenmek üzere kalbe ve akciğerlere geri taşınır. Ayakta durduğumuzda veya bacaklarımızı sarkıttığımızda, toplardamarlardaki kanın akış yönü yer çekiminin ters yönünde, ayaklardan kalbe doğrudur. Bu ters akışı sağlayan, toplardamarlar içindeki tek yönlü çalışan kapakçıklardır. Prof. Dr. Semih Barlas, Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi, Damar Cerrahisi Bölümü VAR S NED R? Kalıtım, gebelik, hormonal bozukluklar, aşırı kilo, uzun süre oturmayı/ayakta durmayı gerektiren meslekler ve doğum kontrol hapı vb. bazı ilaçların kullanılması, toplardamarlar içindeki kapakçıkların tek yönlü çalışmasını bozabilir. Bunun sonucunda toplardamarlardaki kan, geriye ayaklara doğru kaçmaya başlar. Buna Venöz Yetersizlik/Reflü adı verilir. Bacaklarımızda yarattığı belirtilerine de Varis adı verilir. Varis belirtileri nelerdir? Venöz yetersizlik önce ince yapıda, anormal toplardamarların ve dalların oluşumuna yol açar. Bu toplardamarların içinde göllenen kan, zamanla damar duvarının dışarıya doğru kabarıklaşmasını doğurur. İnce veya kalın, düz veya kıvrımlı, değişik renklerdeki kötü damar görüntüleri dışında, hastanın konforunu etkileyen ve hatta en sonunda da sağlığını ciddi biçimde tehdit eden belirtiler ortaya çıkmaya başlar. Bunlar: Bacaklarda, gün içinde artan karakterde ve genelde yanıcı tarzda ağrı, ağırlık hissi, yorgunluk, kramp, kaşıntı, morarma; bileklerde ödemşişlik veya dizaltında çorap lastik izi; cilt altına kanama/morarma, yaraülser; pıhtı oluşumu şeklinde özetlenebilir. Sp der (örümcek) toplardamar nedir? Çok küçük ve ince, cilde yakın hasta toplardamarlardır. Spider Toplardamarlar koyu bir orta noktadan etrafa uzanan bir grup ince damar şeklinde veya ince dallar gibi gözükürler ve kadınlarda daha sıktırlar. Ergenlik çağı ile belirmeye başlarlar. Bazılarında ise, 40’lı yaşlarda kendilerini gösterirler. Bunlar, tedavi edilmediklerinde çapları artarak sonuçta, cilt altında nohut veya kalın bir kablo gibi ele gelmeye başlarlar. Tanı yöntemleri Her şeyden önce, toplardamarlardaki yetersizliğin bir damar hastalığı olduğu unutulmamalı ve bunun bir kalpdamar cerrahisi uzmanlık alanına girdiği göz önüne alınarak, bu konuda eğitimli bir hekime başvurulmalı, yakınmalar aktarılmalı ve muayene olunmalıdır. İlk tanıdan sonra, hastalığın hangi toplardamarları ve ne düzeyde etkilediğini görmek amacıyla, tecrübeli bir radyoloji uzmanı tarafından Bacak Dopler Ultrason İncelemesi yapılmalı, ardından güncel yöntemler konusunda deneyimli bir damar cerrahı tarafından tedaviye geçilmelidir. Günümüzde, Bacak Dopler Ultrason İncelemesi yapılmamış hastalara basit veya kapsamlı hiçbir tedavi uygulanmaması gerektiği unutulmamalıdır. Köpüklü ilaç enjeksiyonu nedir? Başta ince toplardamarlar olmak üzere, istenmeyen bacak toplardamarlarına uygulanan bir tedavi yöntemidir. Toplardamarların içine bir köpüklü bir ilaç enjekte ederek damarların önce büzüşmeleri, sonuçta da kaybolmaları sağlanır. Yöntemin ciddi yan et Prof. Dr. kileri son derece nadirdir. Kişi, Semih yaklaşık 60 dk. süren tedavi son Barlas rasında, normal günlük yaşantısına döner. Kaç köpüklü ilaç seans na ihtiyac m olacak? Hasta toplardamarların yaygınlığı ve çaplarına bağlı olmak üzere, tedavi seans sayısı, hastadan hastaya değişebilir. Tam bir tedaviyi sağlamak için her toplardamara, birçok kez enjeksiyon gerekebilir ve gerçek iyileşme genellikle birkaç ayda ortaya çıkar. Küçük kesilerle damarlar n ç kart lmas nedir? Cilt üzerinde gözle görülen ve 4mm’den kalın varislerde bu yöntem tercih edilebilir. Lokal anestezi altında, 1 mm.’lik küçük kesiler içinden hasta damar çıkartılır. Kesinin küçüklüğü ve dikiş gerektirmemesi yüzünden kozmetik iyileşme çok daha iyi ve süratli gerçekleşir. Tedavi sonrasında normal günlük yaşantıdan yaklaşık 24 saat uzak kalınır. Damarlar n içten büzü türülmesi nedir? Klasik ameliyat yöntemini tarihe karıştıran bir yöntemdir. Dopler Ultrason Görüntüleme ve lokal anestezi altında damarın içine özel bir iğne yardımıyla Radyofrekans veya Lazer Kateteri yerleştirilir. Damarın iç duvarına gönderilen ışınlar, toplardamarı büzer ve kapatır. Kapanan hasta damar, vücut tarafından emilip yok edilir. Ameliyatın aksine, kozmetik ve tıbbi iyileşme süratli ve mükemmel, nüks olasalığı en alt düzeydedir. Hasta, ertesi günü normal aktivitesine kavuşur. Bas nçl çorap kullan m gerekli mi? Klasik ya da güncel yöntemlerden hangisi tercih edilirse edilsin, tedavi sonrasında ortalama 23hf süreyle, orta basınçlı çorapların giyilmesi, iyileşme sürecini ve özellikle kozmetik yönünü hızlandıracaktır. Yapılacak tedavi, yaşamın ileri dönemlerinde, yeni varislerin oluşmasını engellemeyecektir. Tedavi süreci sona erdikten sonra kişi, eğer yeni varislerin oluşmasını önlemek ister ise, düşük basınçlı çorapları, günlük yaşantısında olabildiğince kullanmaya çalışmalıdır. Varisler için ba ka tedavi yöntemleri var m ? Örümcek ağı şeklindeki yüzeyel toplardamarlara uygulanabilen lazer tedavileri, bazen ciltte ciddi yanık lekelerine yol açabildiklerinden, bugün için idealden uzaktır. Geçen hafta ülkemizde uluslararası LLM (lösemi, lenfoma, myeloma) kongresi yapıldı. Konuşmacıların tümünü uluslararası kabul gören önemli tıp adamlarının oluşturduğu kongrenin akademik düzeyi çok yüksekti. Tıp Kongrelerine Desteğe Akreditasyon... Toplantının zengin bilimsel içeriğine karşın, kongredeki ikramlar, seçilen kongre merkezi ve sosyal program son derece mütevazı idi. Bu durum aslında tam da arzu edilen bir kongre formatıdır ve bu ülkede yapılan nadir “iyi” örneklerden biridir. Yıllar önce bir Fransız tıp adamından işitmiştim. “Siz” demişti, “ne kadar zengin bir ülkesiniz, kongre yaptığınız oteller, ikramlarınız, kongrelerin sosyal programları ne kadar zengin. Biz Fransa’da şehre uzak sıradan bir otelde yaparız kongreleri, sosyal program filan da pek olmaz”. Hakkımızda söyledikleri elbette övgü sayılmamalıydı. Kongrenin bilimsel içeriğinden hiç söz etmemişti mesela. Bir gerçeği kabul edelim. Bu ülkede tıbbi toplantı enflasyonu var. Sağlık Bakanlığına bildirilen toplantı sayısı yılda 300’ün üzerinde. Doktor olmayan bir arkadaşıma bu bilgiyi ilettiğimde şunu söylemişti. “Siz parayı ilaç firmalarından alıp turizm firmalarının cebine koyuyorsunuz”. Acaba yerinde bir saptama mıydı bu? Objektif olarak düşündüğümüzde bu sözün bütünüyle yanlış ve haksız olduğunu söylemek zor. Tıp kongreleri gibi bilimsel toplantıların amacı tıp insanlarının ürettikleri bilgileri paylaşmak, başka merkezlerin yaptıkları çalışmalardan haberdar olmak, katılımcıların bilgilerini güncellemek, katılımcılar arasında sağlıklı ilişkiler kurmak, dernek veya meslek örgütlerinin aktivitelerine katılımı sağlamaktır. Dürüstçe kendimize sormak gerek, bu ülkede bu kadar toplantı yapılmasını gerektirecek kadar bilimsel çalışma üretiyor muyuz? Yanıt son derece açık: Hayır... Bu kongrelerde sunulan poster ve sözlü bildirilerin uluslararası değeri var mı? Genellemek yanlış, ama yanıt çoğunlukla ne yazık ki “hayır”. Katıldığımız toplantılar hekimlerin gündelik tıp pratiğini uluslararası standartlara taşımaya yetiyor mu? Yanıt yine aynıdır. Peki, o halde ne yapalım? Önce bir gerçeği kabullenmekle işe başlamalıyız. Ülkemizde tıp alanında kongre sektörünün bu derece gelişmesinin, turizm firmaları için bu derece cazip bir alan haline gelmesinin, hekimlerin sayıları 300’ü aşan toplantı ve kongre düzenleme cesaretlerinin belki de en önemli nedenlerinden biri, ilaç sektörünün ekonomik gücüne olan güvendir. Nitekim ilaç sektörü, yeryüzünde enerji ve silah sektöründen sonraki en büyük sektördür ve Türkiye yeryüzündeki ilaç pazarının %1’ini oluşturuyor. Bu olumsuz bir durum mu? Kanımca bu durum olumlu veya olumsuz değil. Ancak bu gücün ülkemiz hekimleri ve hastaları için olumlu bir hale getirilmesi, sözü edilen bu ekonomik kaynağın akılcı kullanılması mümkün. Öncelikli olarak bu ülkenin sözünü ettiğim toplantı enflasyonundan kurtulması gerekir. Yani toplantı sayıları ciddi anlamda azaltılmalı, yapılmasına izin verilenlerin ise bilimsel içeriği zenginleştirilmeli, sosyal programların ve kongre merkezi olarak seçilen mekânların abartılı olması önlenmeli. Önerim, Sağlık Bakanlığı'nın öncülüğünde etik komitelerin, Türk Tabipleri Birliği gibi meslek odalarının, üniversitelerin ve hatta bizzat ilaç sektörünün de yer aldığı bir yapılanmaya gidilmesi ve bu yapının ülkemizdeki toplantıları bir biçimde “akredite” etmesidir. Böyle bir bu yapı –belki komisyon– tarafından akredite edilmeyen toplantılara “ilaç sektörü” desteğine izin verilmemesidir. Yani herkes dilediği bilimsel toplantıyı yapabilmeli, ancak ilaç sektörünün desteği için akreditasyon koşulu getirilmeli. Bu yapılanma destekleyici gerekmeyen küçük çaplı toplantıları da engellememiş olur. Bu yolla ülkemizdeki toplantı sayısı şimdikinin en az 1/4 düzeyine indirilmeli. Böylece ilaç sektörünün kongrelere harcadığı paranın çok daha akılcı biçimde kullanılma şansı doğar. Klinik çalışma ve araştırma destekleri, burslar, hastanelerin alt yapı eksikliklerinin giderilmesi, sosyal farkındalık projeleri gibi etkinlikler bunlardan sadece bir kaçıdır. Bu konuda yazmaya devam edeceğim. TEDAV YÖNTEMLER A) Önleyici/yakınmaları azaltıcı yöntemler için bacakları olabildiğince sık biçimde, kalp düzeyinin üzerine yükseltmek; basınçlı çoraplar giymek; düzenli yürüyüş, spor yapmak ve bazı ilaçlar sayılabilir. Bunların, oluşmuş varislerde tedavi edici rolü yoktur, sadece hastanın yakınmalarını hafifletmekte kullanılırlar. B) Klasik tedavi yöntemleri ameliyatla hasta toplardamarın büyük bir bölümünün çıkartılması veya bağlanmasıdır. Ameliyat alanında uzun süre devam eden hassasiyet, morluk ve hastalığın nüks etmesi gibi olumsuz sonuçları unutulmamalı, ancak zorunlu durumlarda tercih edilmelidir. C) Modern tedavi yöntemleri: 1) Köpüklü ilaç enjeksiyonu (Köpük Skleroterapi) 2) Küçük kesilerle damarların çıkartılması 3) Radyofrekans veya (Lazer ile) damarların içten büzüştürülmesi HATIRLANMASI GEREKENLER CBT 1159 / 13 5 Haziran 2009 Bacaklarımızda çok sayıda toplardamar vardır ve tedavi sonucunda yok edilen hasta toplardamarların yapmaya çalıştıkları görevi, sağlıklı, kapakçıkları iyi işlev gören toplardamarlar üstlenecektir. Koroner Bypass ameliyatında kullanmak üzere damar arandığında, varisli bir toplardamar, cerrahın tercihi olmayacaktır. İster 15 ister 85 yaşında, ister kadın ister erkek olsun, yeterince yaşayabilen herkesin, başka hiçbir hastalığı olmasa dahi, hafif veya ciddi düzeyde varisi olacaktır.