05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OOOF OFF LINE Subhi Edhem ve Darwinizm Subhi Edhem Bey’in (1880’ler1923) 1911’de yayımlanan Darwinizm adlı kitabı, ülkemizde Darwin ve evrim teorisi üzerine ilk telif eserdir. 1908 yılında Askeri Baytar Mektebi’nden mezun olan Subhi Edhem Bey, orduda baytar yüzbaşı olarak görev yapmış ve Manastır Askeri İdadisi’nde (lisesinde) doğa tarihi, Askeri Baytar Mektebi’nde de jeoloji ve botanik dersleri vermiştir. Osman Bahadır (bahadirosman@hotmail.com) linmez olmaktan ç kan) hakikatlerin mevcudiyeti arwinizm kitabı, Ulumi Tabiiyye ve fenniye ve ilmiyelerinden haberdar olmal y z. İçtimaiyye Kütüphanesi yayını (No: 2) olaKüçük bir ihmal, ufak bir terahi (gev eklik), bürak yayınlanmıştı. Kitabın kapağında ya yük bir içtimai cinayettir. Kast olunan ihtiyac temin zarın adının altında, “Askeri İdadi sabık (eski) ta emeliyle pek yeni bir ey söylemi olmuyorsam da, barihi tabii (doğa tarihi) muallimi” ibaresi bulun ri birkaç t bbi kitab m za münhas r kalan pek mutamaktadır. Subhi ass bane ve pek tarafgirane serdedilen mukaddematEdhem Bey, “İlk felsefiye ve ihbarat fenniyeyi (bilimsel haberleri) daTalebelerime” itha ha aç k, daha vasi (geni ) anlatmaya çal yorum. fıyla başlayan kitabına Derin bir samimiyeti kalp ile itiraf ederim ki, katiyyazdığı önsözde şunları yen bu bir tefahür (övünme) de ildir. Yaz lar m uzun söylemektedir: senelerden beri fikir hayat m z üzerinde s kleti me“Bugün mevkii in zahimini (s k nt lar n a rl n ) artt ran müesseratti ara (yay nlanma a a hissiyeyi (duygusal etkenleri) ve pek kaba sofulu u gimas na) ç kan bu küçük dertecek kadar kuvvet gösterirse, o zaman sevineceeser, tam bir sene evvel, im. Manast r Askeri Zaten istihfaf (küçümseme) önünde lakayd ve sudadisi’nde tarihi tabii kuti kalmak benim me rebimdir (tabiat md r). Beni tedris ederken akirdle müteessif eden (üzen), her manas yla umumile mi rimden (ö rencilerim gibi duran tekasüldür (ü enme, tembellik, ilgisizlik). den) birçoklar n n gös Ruhumun bu tuyufu teellümünü (elemli hulyas n ) terdikleri iddetli arzuya söndürecek bir ey varsa, talebelerimin namlar na itSubhi Edhem binaen yaz lm t . Hatta haf etti im bu fikri hediyeyi kabul ile, hiç olmazsa muhiç ummad m halde, o büyük, kalabal k dershane allimleriyle geçirdikleri mensi (unutulmu ) bir mesai nin u ultulu muhiti içinde bu pejzaman n bir dakikac k hat ralamurde sahifeleri istinsah (ço altmak) r nda yeniden ya atacak kadar için ç rp nm lard bile. müsait bir vakit bulduklar n görBugün ben mektepten, o çocukmek ve i itmektir. lar da benden uzakla t k. lk hocal Ben imdiden bu saadet hulm, mefkuremde derin, unutulmaz yas n n vecdaver(büyük heyehat ralar b rakt . Talebelerim için Darwinizm kitabının kapağından can veren) aks tesellisi ile müsyaz lan ders notlar bence muazzez olterihim. Ve bu benim için kafidir. masa da, k ymetdard r. te as l ne r Drahor Boyu, 2 ubat 1326 (1910).” maksad n n en büyük muharriki.(harekete geçiricisi). Subhi Edhem beyin Darwinizm adlı 202 sayHayalimde, saf ve samimi bir mazinin uzakla falık eserinin bölüm başlıkları ise şöyledir: m ne esini ya atan ilk talebelerimizin ulvi hat ralaİcmali Tarihi (kısa tarih) – Menşei Enva (türr na ithaf etti im bu sahifelerin eski tarz üslup ve tah lerin kökeni) – Tahavvül (değişim) Kanunları – ririne (yaz l na) hiçbir eyi ilaveye lüzum görmedim. Mübarezei Hayat (yaşam kavgası) – Istıfa (doğal Belki, birçok hatalar da vard r. Fakat bizde ulum seçilim) – Veraset (kalıtım) – Tasallüb (çaprazi tabiiyyeye (do a bilimlerine) ait yaz lm hiç lama). bir eser yok ki! (alt n çizen OB). 1913 yılında Kastamonu Lisesi’nde bir tabiat Biz Osmanl lar her hususta, her eyde gerideyiz. bilgisi dersi öğretmeni öğrencilerine evrim kuraBugün herkesten ziyade biz daha büyük bir cesaret ile, mını anlattığı için tutuklanırken, bu tarihten yıldaha metin bir azim ile daha kavi (kuvvetli) bir him larca önce Manastır Askeri Lisesi’nde bilimsel ve met ile çal mak, eski ananelerin ha in, akur (yara zengin içerikli bir evrim kuramı dersinin veriliyor lay c ) ellerinden kurtulmak, mübe ir hatvelerle olması, bu iki tip lisedeki eğitimin nitelikleri ara(müjdeci ad mlarla) ilerlemek ihtiyac nday z. Biz de sındaki farkın görülmesi bakımından dikkat çeart k bütün cihan medeniyete gayri meçhul kalan (bi kicidir. Tanol Türkoğlu (tanolturkoglu@gmail.com) Bugün internet açık toplum idealini gerçekleştirme konusundaki en büyük imkândır. Açık toplum olmaktan kimler kaçınır? Kapalılık sayesinde var olabilen mekanizmalar ve bu mekanizmalardan istifade eden bireyler... D Internetle Savaşmaktan Vazgeçin! Youtube 5 Mayıs 2008 tarihinden beri Türkiye’den (başbakan hariç) erişime kapalı. Yani bu yasak birinci yılını doldurdu. Internet Teknolojileri Derneği bu yasağın birinci yılında bir bildiri yayımlayarak Türkiye’nin internetle savaşmaktan vazgeçmesini istedi. İçeriden bakıldığında ne kadar anlamsız ve rencide edici geliyor değil mi? Youtube gibi fenomen olmuş, Web 2.0 gibi bir eğilimin en büyük katalizörü durumuna gelmiş bir web sitesi bir video nedeniyle bir yıldır mahkeme kararıyla ihtiyaten kapatılmış durumda. Ancak sanırım dışarıdan (nesnel) bir gözün konu hakkında bir yorum yapmasını istemiş olsaydık, bu kişi kısa bir araştırma sonucu böyle bir yasağın Türk kültürü için hiç de şaşırtıcı olmadığı sonucuna varırdı. Neden şaşırtıcı olsun ki? Matbaanın gelmesini yaklaşık 300 yıl geciktirmiş bir kültürden bahsetmiyor muyuz? 1929 ekonomik buhranının bir sonucu olarak icat edilmiş olan “dolmuşculuk” resmi olarak kaç sene sonra tanınmış biliyor musunuz? Peki o kadar eskilere gitmeyelim. Özel radyo ve TV’lerin ortaya çıktığı döneme bakalım. Devrin başbakanı Tansu Çiller bile “radyomu istiyorum” kampanyasına destek vermemiş miydi? Belli ki yönetimlerin bu “gelişmelere karşı olma” halini sosyologların derinlemesine araştırması gerek. Ancak biz pratik nedenlerini ve sonuçlarını değerlendirelim. Bir gelişme olduğunda neden ilk tepkimiz reddetmek şeklinde oluyor? Olası her türlü gelişmeyi devletin devamına bir tehdit olarak algılama (yanlış) eğilimi olması mı? Bence bu asıl sorunu gölgelemek için devlet bürokrasinin icat etmiş olduğu bir günah keçisi. Asıl sorun ise tembellik. Eğer faydalı bir yeniliği ülkemize kazandırmak konusunda bir motivasyonumuz olsa, dünyadaki eğilimleri zamanında takip ederek gelecek sonuçlar hakkında gecikmeden değerlendirmeler yapsak... İşet bu beceriyi kazandıktan sonra yenilikleri takip eden olmaktan çıkıp yenilikleri yapan konumuna (yeniden) geçebiliriz. Bugün interneti ya da onun bir boyutunu, alt açılımını yasaklamak ile ne dünyaya ne de internete kafa tutmuş oluyoruz! Kendi öz değerlerimizi koruma anlamında. Daha ziyade yaptığımız şey kendi ülkemizin ve kültürümüzün gelişimini engellemektir. Bugün internet açık toplum idealini gerçekleştirme konusundaki en büyük imkândır. Açık toplum olmaktan kimler kaçınır? Kapalılık sayesinde var olabilen mekanizmalar ve bu mekanizmalardan istifade eden bireyler. Bu bireylerin illa ki devlet görevlisi olması gerekmez. Çevrenize şöyle bir bakın. Yaptığı iş sadece ve sadece aracılık olan kimler var bir araştırın. Aracılık görevi üstüne bir katma değer eklemeyen, ekleyemeyen kurum, kuruluş ya da bireyler er ya da geç internetin getirdiği bu yeni toplum modeli altında ezilecektir. Kapalı olmak bilginin akışını engelliyor. Bilgi akışının engellenmesi yetki, hak ve özgürlüklerin devredilmesini gerektiriyor. Bu durum aracılık, temsilcilik müesselerinin ortaya çıkmasına neden oluyor. Zaman içinde bu müessese öyle bir güçleniyor ki kendisi araç olmaktan çıkıyor bir amaç haline geliyor. O aracılık müessesesi yok olmasın diye kanunlar çıkıyor, yaptırımlar uygulanıyor, bireylerin yaşam kalitesi düşürülüyor. Dünyanın en güzel doğası bizim ülkemizde. Dünyanın en güzel, en tarihi, en egzotik şehirleri, kasabaları, en rafine insanları bizim ülkemizde. Ama bizim gençlerimiz bu ülkeyi terk etmek için fırsat kolluyor. Neden? Çünkü artık bireyler kendi ülkesinde empoze edilen yaşamın tek ve mutlak yaşam modeli olmadığını öğrendi. Türkiye sadece internetle değil kendi vatandaşlarıyla da didişmekten vazgeçmelidir! Robot sandalye CBT 1156/ 10 15 Mayıs 2009 Japon elektronik firması Oki, büro mobilyası üreticisi Okamura ile birlikte robotik bir büro sandalyesi geliştirdi. Leopard olarak isimlendirilen sandalye, Oki tarafından geliştirilen robotik bacaktan esinlenerek üretildi. Sandalyenin oturma kısmı dizin üst kasları, arkalığı ise insan sırtı gibi hareket ediyor. Sandalye kullanılmadığı zaman oturma kısmı öne doğru eğimli hale geliyor. Yani oturmak üzere olan insanın duruş şeklini alıyor. Diğer sandalyelerden farklı olarak, daha üzerine oturulurken insan bedenine uyum sağlıyor diyor firma. Ürünün Mayıs 2009’da piyasaya verilmesi bekleniyor. Bilgi için: http://www.oki.com/en/press/2008/11/z08097e.html
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle