05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SON ARAŞTIRMALAR BUZ DEVR AYILARI HEPÇ LM İspanya’daki Malaga Üniversitesi bilim insanları, buz devrinde yaşamış olan ayıların tahmin edilenden daha çeşitli beslendiklerini buldu. Avrupa mağaralarında yaşamış olan Ursus spelaeus ayısının otçul, Kuzey Amerika’nın küt burunlu ayısının (Arctodus simus) ise etçil olduğu sanılıyordu. Oysa kafatası, alt çene ve dişlerin incelenmesi sonucunda iki ayı türünün de aslında hepçil olduğu ortaya çıktı. Pleistosen devrinde yaşayan bu iki teriler için önemli olan nikel elementi olduğunu düşünüyor. Nitekim ilkel okyanuslardaki nikel miktarı çok fazla olduğu için bakteriler hızla çoğalarak atmosfere büyük miktarlarda metan salarak aynı zamanda oksijen oluşumunu engellemiştir. Bilim insanları yoğun nikelin volkanik etkinliklere bağlı olduğunu ve nikel oranının yer kabuğunun soğumasından ve volkanik etkinliklerin azalmasından sonra düştüğünü tahmin ediyor. Bunun sonucunda metan üreten bakteriler aç kalmış ve atmosferdeki oksijen miktarı artmıştır, diye açıklıyor Alberta Üniversitesi’nden (Edmonton/Kanada) Kurt Konhauser. Bu teorinin kanıtını araştırmacılar çok eski bir kayaçta buldu. 3,8 milyar yıllık demir madeninde, ilkel okyanuslar zamanındaki mikro element oranı okunabilmekte. İncelemeler sırasında farklı yaşlardaki kayaç örnekleri karşılaştırılırken, ilkel okyanus KADIN BURNU DAHA DUYARLI Kadınlar beden kokusunu çok daha iyi algılıyor. Araştırma sırasında katılımcılara saf koltukaltı teri ve bu kokunun diğer koku maddelerle karışmış hali koklatılmış. Saf ter kokusu kadınlar ve erkekler tarafından aynı derecede al ayının omuz yüksekliği dört ayak üzerindeyken 1.80 m’yi buluyordu. Günümüzde yaşayan 157 ayının kafatasını inceleyen bilim insanlarının verileri belli başlı özellik kombinasyonlarının, türlerin beslenme biçimlerini akrabalık ilişkilerinden daha iyi yansıttığını gösteriyor. Örneğin otçul ayıların kafatasları etçil kuzenlerine göre daha kısa, elmacık kemiği kemerleri çok gelişkin ve çiğneme kaslarını taşıyan kemikler ise uzun. Ayrıca gözler kafatasının yanlarında yer alır, köpek dişleri ise göreceli olarak küçüktür. Journal of Zoology dergisindeki yazıda hepçil hayvanlarda gözlerin öne doğru konumlandığından söz edilmekte. Soyları tükenmiş mağara ve küt burunlu ayılar da bu gruba dahil. Bilim insanları hepçil anatomisinin buz devrinde önemli bir avantaj sağladığına inanıyor. Bu devirde bol miktarda “av hayvanı” ve çok çeşitli bitki türleri bulunsa da yırtıcılar arasında büyük bir rekabet de söz konusuydu. yapısına sahip tüm uçan hayvanlara uygun bir model geliştirmişler. Söz konusu model uçan araçların özelliklerini geliştirme olanağı da verecek. North Carolina Üniversitesi’nde Tyson Hedrick yönetiminde çalışan ekip, yüksek hızlı kamerayla, sinekkuşunun, Kakadunun, yarasanın ve dört böcek türünün uçuş manevrasına filme aldıktan sonra filmleri ağır çekimde izleyerek, sağa ve sola dönüşlerdeki kanat hareketlerini analiz etmişler. Bu şekilde tüm hayvanların aynı teknikten yararlandıkları fark edilmiş. Hayvanlar gerçi kanatlarını sadece eşzamanlı olarak hareket ettirebiliyor, ama kanat çırpışının kuvveti değişiyor. Mesela aşağı doğru sola dönüşte, sol kanat çırpışı daha hızlıyken, yukarı doğru sağa dönüşte, sağ kanat çırpışı daha hızlı. Bilim insanları tarafından “karşı moment” olarak isimlendirilen bu asimetrik hareket, uçuş manevrasının sağlamlığını yükselterek, hayvanların daha yavaş dönmelerine izin vermekte. Kürek çekenler bu hareketi bilir. İki küreği aynı anda çekerken, birini daha hızlı çekmek mümkün. N KEL AZALINCA YA AM DO DU İlkel bulamaç 2,4 milyar yıl kadar önce henüz pişmekteyken, dünya atmosferindeki oksijen miktarı birdenbire artarak gelişkin yaşam biçimlerinin doğmasına yol açmıştı. Kanadalı ve Amerikalı bilim insanları bu süreci tetikleyen faktörün, metan üreten bak lardaki nikel yoğunluğunun 2,5 milyar yıl kadar önce önemli ölçüde düştüğü anlaşılmış. Araştırmacılar bu azalmayı yer mantosunun soğumasıyla açıklıyor. Sayısız volkanik etkinlikle hep daha fazla nikel içerikli lav birikmiş yeryüzünde, erozyon sonucunda da buradan okyanuslara ulaşmış. Volkanik etkinliklerin yok olmasıyla en önemli nikel kaynağı da kaybolmuş. Böylece nikelin azalması, metan üretimini de durdurarak oksijen miktarının artmasına neden olmuş. gılanırken, karışık kokudaki ter kokusunu algılamada kadınlar daha üstün. Kadın katılımcılar 32 karışımın yalnızca ikisinde yanılırken, erkekler 19 koku kombinasyonundaki ter kokusunu almamışlar. Phihadelphia Monell Merkezi’ndeki araştırmayı yöneten Charles Wysocki, ter kokusu kadınlar için büyük önem taşıyan bilgiler içermekte diyor. Bir kadının ter kokusunu algılamasını engellemek çok zorken, erkeklerde gayet kolay. Diğer araştırmalarla da erkekteki ter kokusunun çok daha keskin olduğu saptanmıştı. Flavour and Fragrance Journal dergisindeki yazıya göre katılımcılar gerçi iki cinsin ter kokusu arasındaki keskinliği ilk başta pek ayıramamışlar, ama kadının ter kokusu diğer koku maddeleriyle karıştırıldığında pek hissedilmiyor. Bilim insanlarının tahminlerine göre terimiz, eş seçiminde etkili olan feromenler içermekte. Nilgün Özba aran Dede Eğitim KU LAR VE UÇAN BÖCEKLER AYNI TEKN KLE MANEVRA YAPIYOR CBT 1156/ 4 15 Mayıs 2009 İstek Vakfı Acıbadem İlköğretim Okulu NASA yolunda... Uzay Kampı Türkiye, bu yıl İstek Vakfı Acıbadem İlköğretim Okulu’nu, Amerika’da gerçekleştirilecek olan Uluslararası Uzay Kampı’na davet etti. ABDHuntsville’deki Uzay Kampı’nda 2531 Temmuz 2009 tarihleri arasında yapılacak olan bu özel organizasyona ABD’nin tüm eyaletlerinden eyaletin en başarılı öğretmeni ve farklı ülkelerden temsilen 1 öğretmen ve 2 öğrenci katılıyor. Amerika’da her sene yapılan bu özel organizasyona İstek Vakfı Acıbadem İlköğretim Okulu’nun başarılı bir öğretmeni ve iki öğrencisi katılacak. İstek Vakfı Acıbadem Okulu, Uzay Kampı Türkiye ve Uzay Bilimleri Eğitimiyle Küresel Dostluk Vakfı’nın yaptığı Kardeş Okullar Bilim Programı’nda iki yıldır yer alıyor. Fen ve Teknoloji bölümü olarak öğretmenimiz Demet Hamarak ve 22 öğrencimiz hâlâ bu programda çalışmaları sürdürmekte. Amerika’daki kardeş okul öğrencileri ile okulumuzdaki öğrencilerimiz arasında kurulan bir email sisteminde yapılan projeler pay Büyük veya küçük fark etmiyor, benzer beden yapılarına sahip kanatlılar manevra yaparken de aynı teknikten yararlanıyor. Science dergisindeki (Sayı 324, No: 5924, s.252) sonuç, çeşitli böceklerin, kuşların ve yarasaların manevra tekniğini inceleyen Amerikalı bilim insanlarına ait. Araştırmacılar analiz sonuçlarına göre, benzer beden laşılıyor. Bu yılki, projemiz Ay’da bulunan demir tozunun astronotlara zarar vermemesi için astronot kıyafetlerinin mıknatıslı olarak tasarlanması. Öğrencilerimiz bu konuda Amerika’daki okul ile ve NASA Öğrenciler; Ayça Akbaş, Emra ile bir bilgi paylaşımı için video Bayraktaroğlu, Öğretmen; Demet Hamarat konferans gerçekleştirdi. Ayrıca öğrencilerimiz projelerini geçen yıl olduğu gibi bu yıl da temmuz ayında Uzay Kampı Türkiye’de düzenlenecek olan ve KOBP’de yer alan öğrencileri bir araya getirecek olan EPal Haftasına katılarak çalışmalarını U.S. Astronaut Jon A. McBride ile paylaşacaklardır. Kardeş Okullarla Bilim Programı’ndaki çalışmalarımızda bizden desteğini esirgemeyen Sayın Tolga Yıldırım’a ve Amerika’da gerçekleştirilecek Uluslararası Uzay Kampı’na katılımımızla ilgilenen Sayın Melda Güner’e çok teşekkür ederiz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle