Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Yükseköğrenimdeki Küreselleşme Rüzgârı Karşısında Öğrenci (I) Ağırlıklı olarak 20. yüzyılda başlayan bilim ve teknolojideki hızlı gelişmeler toplumları, doğayı ve insan yaşamını etkin bir biçimde değiştirmekte. Karşılıklı olarak birbirini tetikleyen bilim ve teknoloji, ekonomileri ivmelendirerek hem yeni ürünlerin üretilebilmesini sağlıyor, hem de mevcut ürünlerin üretim maliyetlerini düşürüyor. Sonuçta daha fazla insan, daha çeşitli ve ucuz ürün satın alıp kullanabiliyor. Prof.Dr. Ertuğrul Eriş (İstanbul Kültür Üniversitesi) System) olarak geliştirilmiştir. Buna göre yükseköğretim öğrencisinin her yarıyıl 30 ECTS lik çalışma yapması bekleniyor. Bir başka bakış açısıyla, bir öğrencinin haftada 40 saat civarında çalışması, normal bir öğrencinin normal bir çalışma ile programları başarabilmesi için yeterli görülmektedir. Bu amaca yönelik bir belge olarak “Diploma Eki” düzenlenmektedir. Ö renci/ö retim üyesi hareketlili i: Bologna sürecinde, Erasmus yeni adıyla yoğun bir biçimde uygulanmaktadır. Türkiye’nin birçok üniversitesi çeşitli AB üyesi ülkelere öğrenci göndermektedir. Giden öğrenciler bu proje kapsamında finansal olarak desteklenpaydaşlar arasında görülmektedir. Buna ilave olarak sivil toplum kuruluşları, meslek odaları da, diğer dışpaydaşlar arasında sayılabilir. Dışpaydaşların görüşleri, akademik programın tasarımında, öğrenim çıktılarına dönüştürülmektedir. Öğrencinin bu çıktıları kazanıp kazanamadığı periyodik olarak sınanarak sürekli iyileştirme sağlanmaktadır. Programların, açıklanan özellikte olduğunun bir dış değerlendirme kuruluşunca akredite edilmesi beklenmektedir. Sonuç olarak hedef, küreselleşmenin rekabetine uyum yapabilen, ekonominin talebini karşılayacak nitelikte insanların yetiştirilmesidir. Y eni teknolojilerin sağladığı kolaylıklarla üretim yapan kuruluşlar, ancak dünya pazarını hedeflediklerinde ekonomik anlamda rekabet edebiliyorlar. Rekabete dayanamayan şirketler rakip şirketlerle birleşerek küreselleşmeyi tetikliyor veya başarısız olup siliniyorlar. Öte yandan ülkeler arasındaki işbirlikleri, ekonomik alandan siyasal alanlara doğru yayılma eğilimi gösteriyor. Örneğin Avrupa, ekonomik birlik aşamasından siyasal birleşmeye doğru değişim gösteriyor. Söz konusu küreselleşme/teknoloji, eğitimöğretim kurumlarını, özellikle de yükseköğretim kurumlarını, değişime zorluyor. Bu rüzgâr bütün dünya ülkelerinde az ya da çok değişen şiddetlerde esiyor. Önce Amerika Birleşik Devletleri’nde ABET(1) (Accreditation Board for Engineering and Technology) üniversitelerin öğrenim programlarını akredite etmeye başladı. OECD’nin (Organisation for Economic Cooperation and Development) bir eğitim direktörlüğü var(2). Avrupa Birliği (AB) ‘Knowledge Based Economy’(Bilgiye Dayalı Ekonomi)’ nin gerektirdiği insanı yetiştirmek için yükseköğretimde on yıllık ‘Bologna’(3) sürecini(4),(5) başlattı. Türkiye, ‘Bologna sürecine’ imza atan ülkeler arasında, bu kapsamda yürütülen faaliyetlere katılıyor. Ö RENC LERLE B RL ANA BA LIKLAR Bologna süreci kapsamındaki ana başlıklar şöyle sıralanıyor: Kolay anla l r ve kar la t r labilir dereceler ve temel olarak üç seviyeli yüksekö renim (lisans, yüksek lisans, doktora) standartla mas : AB üyesi ülkelerin öğrenci ve öğretim üyesi hareketliliğinin sağlanabilmesi için gerek görülmüş konular olup büyük ölçüde başarılmıştır. Konuyu öğrenci açısından değerlendirdiğimizde, AB içersinde bir yükseköğrenim kurumundan mezun olan kişinin AB içerisinde bir başka yükseköğrenim kurumunda bir üst dereceye devam etmesi kolaylaşmış oluyor. Söz konusu nitelikteki yükseköğrenim kurumlarından mezun olanların, herhangi bir ülkede iş bulma şansı artıyor. Ortak kredi sistemi: Öğrencinin bütün çalışmalarını ( sınıftaki ders/LAB süresi, ödev yapma süresi, sınava hazırlanma, evde çalışma süresi), içeren yepyeni bir kredi sistemi ECTS (European Credit Transfer CBT 1154 / 12 1 Mayıs 2009 mektedir. Öğrenci/öğretim üyesi hareketliliği, ortak Avrupa kültürünün oluşmasına katkıda bulunduğu gibi, öğrencilerin farklı kültürlerde yaşayıp o kültürlere uyum sağlamasına ve özgüvenlerinin artmasına da yardımcı olmaktadır. Kalite güvencesi: Yükseköğretim kurumlarının kalitesini sürekli iyileştirmesini, küreselleşen yükseköğretimin en ağırlıklı öğesi olarak değerlendirebiliriz. Kalitenin iyileştirilmesi yükseköğretim kurumlarının yönetim anlayışlarını ve programların tasarım anlayışını değişime zorlamaktadır. Yönetimler, stratejik planlamalarla ölçülebilir hedeflere seçilen göstergelerle ulaşmaya çalışmaktalar. Periyodik geri bildirimlerle yapılan sürekli iyileştirme ile hedeflere varılmak isteniyor. Önemli bir değişim konusu programların yeniden tasarlanması ve akreditasyondur. Yükseköğretimin en küçük birimi olan bölümlerin öğrenim programları hazırlarken, dış paydaşların taleplerinin karşılanması programların başarısının bir ölçütü olmaktadır. Bir programdan mezun olarak meslek sahibi olan öğrencilerin çalışacakları özel veya devlet kuruluşları, önemli dış Günümüzde bir yandan bilgiye erişim kolaylaşırken diğer yandan bilgi üretimi her alanda hızla artmaktadır. O nedenle yalnızca yükseköğretim yeterli olmamakta ‘Ya am boyu ö renim’ anlayışına dönüşüm başlamaktadır. Yakın gelecekte, insanların yaşam boyu öğrenim süresince katıldıkları programların ve derslerin onların niteliğini belirleyecek bir ölçüte dönüşmesi beklenebilir. Akademisyen odaklı öğretimden, öğrenci odaklı öğrenime geçiş, kaçınılmaz olarak yüksekö renim kurumlar n n ö rencilerle i birli ini geliştirmesini gerektiriyor. Öğrenciler kendilerine sunulan programları, mezuniyetten sonra iş bulmalarının garantisi gibi görmek istiyorlar. Bu sağlanamıyorsa, programların yeniden değerlendirilip yenilenmesi gerekmektedir. Öğrenciler anketlerle, hizmet aldıkları yükseköğrenim kurumlarını değerlendirme fırsatı bulabiliyorlar. Özetlersek ekonomik rekabetin sürdürülebilmesi, öğretimdeki rekabet gücü ile ilişkilendirilebilir. Ülkeler, ekonomik geleceklerini belirleyen önemli öğeler arasında, belki de en önemli olarak vatandaşlarının eğitimlerini görmekteler. O nedenle eğitim sistemlerini, bu arada meslek edinmenin son aşaması olan yükseköğretim sistemlerini yeniden yapılandırıyorlar. Söz konusu yapılanmanın küresel boyutlarda olduğu gözlemleniyor. Temel hedef çok daha fazla insana yükseköğretim hizmeti sunmak, bu hizmeti öğrencilerin uluslararası bir standarda ulaşmalarını sağlayan kaliteyle birlikte sunmaktır. Dünyadaki küreselleşmeye doğru giden yükseköğretim rüzgârını değerlendiren bu yazıyı sonlandırıp ikinci yazımızda söz konusu rüzgârın Türkiye’yi etkilemesini ve bu etkileşimde öğrencinin yerini izleyebildiğim kadarıyla açıklamaya çalışacağım. Kaynaklar: (1) http://www.abet.org/ (2) http://www.oecd.org/ (3) Bologna Üniversitesi, 11. yy da İtalya’nın Bologna şehrinde kurulmuş dünyanın en eski üniversitelerinden biri. (4) http://ec.europa.eu/education/policies/educ/bologna/bolognaen.html (5) http://europa.eu/pol/educ/indexen.htm