24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Doğa Turizmî Özgün bitki ve hayvan türlerinin korunma alüııa alındığı doğal parklar konusunda bazı önemli adımlar atmış olan Türkiye, jeolojik ve jeomorfolojik doğal ortamların korunması ve düzenlenmesi konusunda hayli geri kaldı. Kayaçların ve peyzajın sergilendiği jeolojik doğal parklar gelişmiş ülkelerde yaygındır. Ülkeınizde de bu tür parklar açılmalı ve buralar bilimsel merakı olan ziyaretçilerın dolaşabileceğı bir hale getirilmelıdir. En zengin kitapçılarımızda dahi jeoturizm konusunda Türkiye hakkmda bir tek gezi kitapçığı dahi yoktur. Türk doğa bilimcilerin rehber kitap haline getirebileceği pek çok ilginç alan vardır. Çalışma yapan duyarlı sivil toplum örgütleri doğa konularının daha çok çevre ve yaban hayatı dalında çalışmalar yapmaktadır. ZümrüttenAkisler Orta öğretimde birlik mi, çeşitlilik mi? A.M. CelalŞengör Şekil3 iitı gezı sırasında dinlenen insanlar dileri gibi bazı jeomorfolojik aşınma kalıntılan, kireçtaşlarının kimyasal tepkinıelerle aşındırılması sorıucu oluşan mağaraları belki çoğumuz biliyoruz ve hatta gezip görmüşüzdür. Ama tanınmayan ve bilinmeyen daha binlerce jeolojik ve jeomorfolojik güzelliklerimiz var. Bu tanınmış bölgelere ğenellikle bilimsel merak taşımaksızın gidiyoruz. Görüp, havasını teneffüs edip, suyunu içip, yemeğini yiyip geri döniiyoruz. O kültürü almadığımız için o peyzajı fazlaca merak da etmiyoruz. Zaten bu amaçlı geziler olmadığı için ilgimiz çekse bile bilgi de alamayız. Bu bölgelerin hangi tür kayaçlardan oluştuğunu, nasıl süreçler geçirdiğini yani jeolojik hikâyesini bilmiyoruz. Cezdiginiz yerlerde de bu konuda tek bir bilgi ve rehber bulamazsınız. Jeoturızm konusunda okuduğum makalelerin birinde "Görmek güzeldir, ama bilmek daha da güzeldir" diyor, yazar. Dünya'nın en eski medeniyetlerine ev sahipliği yapmış olan ülkemizin onbinlerce yıllık arkeolojik ve antropolojik tarihi yanında birkaç milyon yıllık jeomorfolojik tarilıi ile yaklaşık 750 milyon yıllık (belki daha da eski) jeolojik tarihini de gezerek öğrenmek çok daha iyi olmaz mı? Sayın Başbakanımızın imamhatıp liselerinin adlannın değiştirilmesini teklil ettiğinin basında belirmesinden sonra, Millî Eğitim Bakanlığımızın sonu gelmeyen (ve karışıklık yaratmaktan başka şimdiye kadar hiçbir verimleri görülmeyen) projelerinden biryenisinin de ortaöğretimde 'program liseleri' yaratmak olduğunu öğrendik. Bunlann imamhatip meslek liselerinin mezunlarını, lüm yükseköğretime normal lise mezunlarıyla aynı haklara sahip olarak almak arzusunun ürünleri olduğu açık. Sayın Başbakanımızın, bu proje çerçevesinde 'ilâhiyat liseleri' yaratmak istediği de basında yazıldı. 59. hükumetin ve onun sayın başkanının orta öğretımin amacının ne olduğu konusunda ne denli bilgısiz olduklarını, tüm dünyada orta öğretimin sorunlarından ne derece uzak olduklannı ve Türkiye'de uygulamak istetiikleri eğitim politikasının gerçek amacını yukarıda bahsettiğim 'proje'kadar güzel hiçbir şey gösteremez. Ortaöğretimın ıkı değişik amacı vardır: 1) Öğrencıyı yüksek eğitime hazırlamak; 2) Çeşitli nedenlerle yüksek eğitime devam etmek istemeyen öğrenciye bir meslek kazandırmak. Ûğrenciyi yükseköğretime hazırlamak tüm dünyada giderek daha zor bir iş olmaktadır. Bunun nedeni bilimin ve teknolojinin başdöndürücü bir hızla gelişmesi ve bu nedenle bilim dallarının giderek daha dar ihtisas alanlarına bulünmesidir. Üniversiteler öğrencilerine giderek daralan takat aynı zamanda giderek derinleşen bir eğitim vermek zorunda kalmaktadırlar. Ancak bu daralan ve derinleşen eğitimde başarının sırrı, geniş bir ortaöğretim temeline sahip olmaktır. Bu görevı dün olduğu gibi bugün de ortaöğretim kurumları yüklenmiştir. Ortaöğretimı mümkün olduğunca 'hafif tutmak, öğrenciyi olabildiğince erken ihtisaslaştırmak amacını güden A.B.D. ortaöğretim sistemi hemen tamamen iflâs etmiş, A.B.D. üniversiteleri kalitelı öğrenci girişini önemli ölçüde ülke dışından temin etmek zorunluluğunu hisseder olmuşlardır. Türkiye'de kaliteli liselerin çökuşü ellili yıllarda başlamış, nüfus patlaması, öğretmen maaşlarının kötüleşmesi, müfredat programlannın bilgisizler eline düşmesi ve üniversite giriş imtihanının çoktan seçmeli teste dönüşmesiyle birlikte kalite neredeyse serbest düşüşe geçmiştır. Bu düşüşü durdurmanın ilk çaresi üniversite giriş imtihanlarını kaldırmak, elemeyi üniversitenin ilk sınıfında yapmaktır. Arkadan öğretmen kalitesinı arttırmanın çareleri aranmalıdır. Burada da ilk adım öğretmenin ekonomik durumunu düzeltmek ve saygınlığını arttırmak olmalıdır. Çeşitli nedenlerle yükseköğretime devam etmek istemeyen öğrenciye ise kaliteli meslek okulları temin edilmelidir. Bunlara ve mezunlanna bütün dünyada giderek artan bir ihtiyaç hissedilmektedir. Meslek türüne göre, meslek okullarının bazıları iki yıllık yüksekokul haline dönüştürülebilir. Herhangi bir nedenle meslek okulu tercihinden vazgeçerek üniversiteye gitmek isteyen öğrenci normal ortaöğretim şartlannı doldurmalı, normal ortaöğretim okullarına başvurup, bunlann öğrencilenyle birlikte bitirme sınavlarına katılarak normal ortaöğretimle arayı kapattığını kanıtlamalıdır. Ortaöğretimin, üniversitedeki aşırı ihtisaslaşmanın kötü etkilerinden öğrenniyi koruyabilmek ve dünyayı ve toplumu az çok tanıyan bireyler üretebilmek için olabildiğince geniş bir eğitim vermesi zorunluluğu nedeniyle, hiçbir bilim dalının, nıeselâ bir fiziğin, bir sosyolojinin, bır/eolojinin, bir ekonominin lisesi olamayacağı gıbı, aslında son derece kapsamlı bir bılım dalı olan ılShiyatın da lisesi olamaz. ilShiyat okumak isteyen, geniş tabanlı bir ortaöğretimden sonra üniversiteye gider ve bu dalı seçer. ilâhiyat demek, din bilgisi demektir ve din olgusunun tüm cephelerini kapsar; imamlık eğitimi demek değildir. Islâm dini, imamlık için ne ayrı bir tahsil ne de ayrıcalıklı bir memuriyet öngörmüştür. imamlık liderliktir ki islâm'ın kurallanna göre bu cemaatlen herhangi bir kişi olabilir; liderliğin okulu olmaz. Eğer 59. hükumetin amacı, eğitim reformu maskesi altında körpe dimağları daha ortaöğretim çağında bir dinin belirli bir öğretisine hapsetmekse, buna ne böyle bir sistemın denendıği ortaçağ Avrupasının başına gelenleri bılen aklıselim, ne de anayasamızın aklıselime dayanan değiştirilemez hükümleri izin verir. ORTAÖĞRETİMİN AMACI NE? SEDİR ADASI Sürdürülebilir bir kalkınma için Uünya mirası bağlamında jeolojik alanların iyi yönetilmesinı denetleyecek ve gözetecek sivil toplum örgütlerinin kurulması gereklidir. Bu konudaki bilinç azlığımızı çarpıcı bir örnekle vurgıılamak istiyorum. Mavi yolculuğunun eşsiz güzelliğe sahip önemli duraklarından biri olan Gokova Körfezi'nde mitolojik efsaneye konu olan küçük bir ada vardır. Komutan Antonyus'un Mısır Kraliçesi olan sevgilisi Kleopatra için gemilerle buraya kum taşıdığı söylenir. Sedir Adası bu plajın özelliğinden dolayı her yıl ziyaretçi akınına uğrar. Buradaki kumların bir tarihte bir devlet büyüğümüzün emriyle başka yere taşındığını duymuştum. Plaj, Türkiye'de ve Dünya'da sadece birkaç bölgede bulunan oolitik kumlardan oluşuyor. Bu kumları oluştııran süreç günümüzde sona ermiştir. Balık yumıırtasma benzerliğinden dolayı bu adı alan kumlar, sadece sıcak, çalkantılı ve sığ ortanılarda oluşabiliyor. Buıılar. içlerınde bir hava kabarcığı, tane ya da fosil kırıntısı barındırabilen ooid adlı küresel oluşuklardır. Şimdi soruyorum, gelişmiş bir ülkede olsanız bu kumların bir tanesine bile dokunabilir miydiniz? Ülkemizdeki potansiyel nedeniyle jeoturizın konusunda çok geç kalmadaıı bir şeyler yapınak gerekli. Bu konuda teşvik, destek ve düzenlemeler olmalı. C'ansız doğa güzelliklerimizin bulunduğu alanlar bir an once sergilenebilecek hale getirilmeli; yerlı ve yabancı meraklı turistlere tanıtılınalı ve başta öğrencilerimiz olrnak üzere tüın entelektüellerin bu kültüre sahip olmalarına yardımcı olunmalı. Bu tür turizmin, ekonomik getirisi oldııgu kadar, ülkemizin doğal güzelliklermın tanınması ve gelecek nesiller için doğal mirasın korunması bilincinin geliştirilmesine katkı koyacağına hiç şüphe yok. Unutmayın " Görmek güzeldir. ama bilmek daha da güzeldir". (*) Prof. Dr.: YTÜ Dnğa Bılimleri Anıstırnıa Merkezi. sersov@yildiz.edu.tr TEK KİTAP YOK Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri'nde Dünya'nın en yaşlı kayalarmı kapsayan vahşi Batı kovboy filmlerinin değişmez mekânı Grand Kanyon her yıl üneıııli sayıda turistin ziyaret ettiği bölgedir. Buralara rehber eşliğinde yapılan gezilerde hazı panaromik istasyonlarda ziyaretçilerın bilgilenmeleri için tabela, plaket broşür gibi çeşitli gorsel araçlar bulunmaktadır. Aynı şekilde, İngiltere ve İskoçya'nın sahilleri de jeoturizmi açısından çok iyi değerlendirilmektedir. Doğaya nıeraklı ve ilgili ziyaretçilere satmak doğal mirasın korunması, bu konuda bilincin artması anlamında önemli bir adımdır. DÜNYADA OLMAYAN BİR ŞEY Şekil4 Sahada ilginç bir aşınma özelliği gösleren kayaç 892/5 24 Nisan 2004
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle