22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Gönülden Bilime Toprağa karışmanın yolları Ölenler bugüne dek ya gömülüyor ya da yakılıyordu. Oysa şimdi üçüncü bir seçenek daha söz konusu. Bu yöntem daha çevreci ve hijyenik. lenlennı ya gomen ya da yakan ınsanlar şımdı uçuncu bır seçenelde daha karşı karşıya Bu seçenekte ceset once donduruluyor, sonra toz halme getnlerek, toprağa gomuluyor Isveçh bır çevrecmın buluşu olan bu yontem çevreye zarar vermeyen bır uygulama olarak kabul goruyor Eger topraktan geldıysenız, yıne toprağa donmelısınız' dıye konuşan Isveç'ın Lyro kentınde faalıyet gosteren çevre danışmanı Susanne WlighMasak "Benım gelıştırdığım bu yontem Isveç'te dıra açıdan sakıncalı gorulmedı" dıyor Ahmet Inam Dünya cacık cennetinde.. Doğal çevremiz durduk yerde kırlenmıyor. Kirlenme, ekonomik, siyasal, kulturel çevreden geliyor. Çevrelerin kirlı• liği, duygulanmıza, düşuncelerimize, duşlerimize yansıyor. Dışımızın kın içimize, ıç dunyalanmıza, ıç dunyalanmızın kiri dışımıza vuruyor. Ne oluyor bize? Donuşuyoruz. Yasamak donuşumlerle yaşanıyor. Çağın, bu zaman diliminde, bulunduğum noktadan çok kirti gorunuyor. Kabalığın, sığlığın, duyarsızlığın ortaya çıktığı bu kirlilikte, hıyarlann çoğunlukta olduğu yonetimlerin içindeyiz. Cacık Denizi deyimini içinde hızla kırlendığimız, tükendiğimiz yaşam çevrelerı, duş, duşunce ortamlan için kullanıyorum. Burada, durumu çok abarttığım, gereksız yere ofkelendiğim soylenebilir. Tersini duşünüyorum. Yeterince anlatamadığımı, yeterlı şıddeüe, vurguda konuşamadığımı. Cacık denızınde bulunduğumun gostergelerınden bın de, durumu anlatmadaki çaresızliğım. Nietzsche, yaşadığı çağın kokuşmuşluğunu duyan insanların içinde bulundukları hınç duygusundan (ressentıment) soz eder. Hıyarlar çağında hınç, baskın bir duygu olarak gorunmuyor. Hıyarlığın, yaşama uyum kaygısından ote, temel bır kaygısı yok Hıyann, derin bir ofkesı yok duzene; duzenle bir alıp veremedığı yok Kızgınlığı, duzende yer kapmak içın giriftiğı kavga sırasında ortaya çıkabılır. Derin, buyuk patlamalara yolaçıa, kuçuk, sıradan boşalmalarla ortadan kalkmayan duygu şiddeti yaşayamıyor çağımın ınsanı. Duygular hızla değışiyor. Duşuncelerle sıkı bır doku oluşturamıyor çoğu zaman. Duşunceler, olanı yonlendırmeye kjlitlenmiş. Duzenin yanşmacı havası, yanşmacılann kurallan koru korüne kabulüne yol açtyor. Kimse kurallan sorgulamaya yanaşmıyor; yavafca da yine bu, kurallan yonlendırmeye ılişkin oluyor. Hızla birbirine benzeyen, birbirlerine benzemek, benzeyerek guvence kazanmak, guç elde etmek peşinde olan insanlar çoğalıyor. Boyle bır ınsan, yalnızlıktan, yalnız kalmaktan, toplumca kendine sunulan yollann dışında yurümekten odu kapan bır insandır. Kendisiyle karşılaşmaktan korkan ınsan. Hıyarlaşarak kendınden kaçmaya çalışan Onanmak, kabul gonrıek yetiyor ona. "Ne adına, kimler tarafından onanıyorum?" sorusu aklına gelmıyor. Başan, bu nedenle onanmanın temel koşulu olarak goruluyor. Onanmak başan, başan onanma anlamına geliyor. Cacık denizi, duzene en iyi uyumu sağlayıp, duzence benimsenmif ınsanlan kuşatan bir deniz. Teknolojide uretim, hızla kirienen duzenin beklentileriyle, baskılanyla gerçekleşiyor. Bilimsel araştırmalar, teknolojık uretimi başanlı kılacak, cacık duzeni surdurecek, varlığın anlamının, değerlerinin sorgulanmadığı "teknik sıkışmışlık" ortamı içinde yurutuluyor. Cesur hipotezler, eleştırel kaygılann temel alındığı araştırma konuları ortaya konamıyor. Bilim kendine "dışandan bakabılip" eleştinrte gucunden yoksun. Heidegger'in dediği gibi, yalnız hesaplıyor bilim, duşunmuyor. Sığ alanda takılıp kalmışlık, iletışım ozurlu bir dunya ortaya çıkanyor. Kendisiyle, sevdikleriyle, dostlanyla, duşmanlarıyla, doğayla, gokyuzuyle, duygulanyla, duşunceleriyle ıletısıme gıremeyen bir insan. Cıremediği ıçın, kendı olanaklarını, yapabıleceklerını kesfedıp, ortaya koyabileceklerıni gerçekleştıremeyen bir insan. Cacık ortamıyla sınırlı sanıyor kendini. Hangi işe el atsa, memur bakısıyla, tuccar yonelişiyle yaklasıyor. Ya daracık alanlann ısını iyi yapan başanlı teknisyeni ya da genış alanlann canavar yatınmcısı oluyor. Ufuk, cacık denizinden gorulmuyor. Duzene hoş gelen kitaplann yazarları, yapıtların sanatçıları, kuramların bılım adamaları, duşuncelerin felsefealen yuzuyor cacık denizinde. Dunya onların sandığıyla sınırlı değil! Onların anladıklanyla, yorumladıklarıyla. Dunya, insan, evren, evrenler çok buyuk. Cacık, ınsandakı sonsuzluğun, ıçındeki olanaklarla kendı sınırlannı genışletebılme gucunun gorulmeyıp, bulunanı aşmak yerıne, bulunandakı bulunmayana yonelmek yerıne, dar bır alanı, dar bir açıyla yonlendirilmeye kalkılmasıyla oluşuyor. Bız de içinde yuzuyoruz Insandan umut kesilmez İnsan sandığımızdan daha guçlu, cacık denizinden, gokyüzunde, yeryuzunde yenı yaşamlar arayabılecekl, kurabılecek denli guçlu. 760/9 O tem fum organık bıleşımlen 6 ay ıçınde toprağa gerı verıyor WııghMasak bu teknığı olu domuz ve ınekler uzennde denedı Hayvanlann cesetlermı 196 derecedekı (santgrat) sıvı nıtrojen banyosu ıçıne batırdı Aynı anda da cesetlen ultra3on dalgası ıle bombardımana tutru Bu yolla dokulann açılarak nıtrojenın ddha dennlere ışlemesını sağladı Boylece ceset en ıç kısımlanna kadar denn bır şeküde dondurulmuş oldu Daha sonra vakumla gerıde kalan suyu ortadan kaldırdı ' Bu ışlemın sonuda gerıye hijyenik, kokusuz bır toz kalır" dıye konuşan VVııgh Masak, "Omeğın 80 kıloluk bır vucuttan gerıye 20 kıloluk bır toz kalır Bu toz da toprağa kanşabılen bır tabuta konularak çok denn olmayan bır mezara gomulur Bu ışlemın mahyeü yakma uygulamasına yakın" dıyor Halıhazırda Isveç yasalanna gore cesetler mumyalanıyor ve metrelerce derme gomuluyor Ingılız dın adamı Geoffirey Rovrell, Ingüterede bu uygulamanın kabul goreceğı kanısında Rovvell bu konuda şoyle konuşuyor "Onemlı olan olen kışıye gereklı saygıyı gostermek' New Saentıst, 29 Eylul 2001 VVughMasak'a gore gerek gomme gerekse yakma Lşlemı sorunlara yol açıyor T^hmırüere gore bır b. nn cesedı kul halıne getırınceye kadar yaklaşık 50 htre yakıt tuketıyor Aynca bu fınnlar atmosfere dış dolgulanndan yayüan cıva ve poharomatık hıdrokarbon gıbı toksık gazlar salıyor Cesedı gomme ışlemı de gorundugu kadar zararsız değı] Pek çok ulkede de oluler mumyalanmak zorunda Tabut ıçınde gomulen vucudun çurumesı ıçın 50 ya da 60 yıl geçmesı gerekıyor Ote yandan mumyalama ışlemınde kullanılan formaldehıt gıbı kımyevı maddeler yeralü sulannı kırletıyor WiıghMasak'a gore kendı buluşu olan yon Batan geminin gizi Arşimed yasaları Bermuda Şeytan Üçgeni'nde batan gemilerin gizine ışık tutuyor. ien hava kabarcıklan bır gemıyı batırmaya yetebıhr mı? Olanaksız gıbı gorunmekle bırlıkte laboratuvar deneylerınde hava kabarcıkları yuzen nesnelen banrabüıyor Bu bulgular Kuzey Denızı'nde ve Bermuda Şeytan Üçgeni'nde gemilerin yok olmasma neden olan etmenlerle ılgılı ıddidldrı guçlendırecek ratehkte Bu ıddıalara gore denız dıbındekı metan yataklanndan kaçan metan kabarcıklan gemılerı batırabüır Yunanlı matematıkçı Arşimed bır nesnenın yuzmesı ıçm sıvının yoğunluğunun nesnenın yoğunluğundan daha buyuk olması gerektığını keşfetü Bu durumda en basıt açıklama şu olabüır Bır sıvının ortalama yoğunlugunu duşurmek ıçın yeterlı mıktarda kabarcık ılave edersenız, o sıvının yuzeyınde yuzen nesne batar Pek çok büım adamı Bermuda Şeytan Üçgeni'nde esrarlı bır şeküde yok olan gemilerin bu şeküde battiğma ınanıyor Kalıfornıya Monterey Naval Postgraduate School'dan Brnce Denardo bu konuda bıraz kuşkulu Denardo'ya gore yukselen kabarcüdar kendüenyle bırlıkte su akmtısını da yukan taşır Boylece yuzmekte olan nesneye yukan doğru bır kuvvet uygulanmış olur Bu durumda yu kan doğnı olan kuvvet nesnenın yuzme yeteneğını artırır Denardo ve ekıbı bu teonyı test etmeye karar verdı ler 4 htrehk bır laboratuvar kabını su üe doldurdular Daha sonra alttan değışık hızlarda hava verdüer Içınde farkb mıktarlarda su ve hava olan çelık toplan suya bırakolar ve bunlarm nasü battıgını ızledüer Eğer yukselen kabarcıklar yok ıse topun yuzeyde yuzdeğene fark ettüer Ka barcıklann çıkması durumunda toplar battı Teorımızın bu şeküde dogrulandığını gorunce epey şaşırdık' dıye konuşan Denardo "Oysa bızler yuka n doğru bır kuvveün oluşmasını beklıyorduk" dıyor Denardo'ya gore bu taruşma burada kapanmadı Deney kapalı bır kap ıçınde gerçekleştunldığı ıçın yukan doğru oluşması gereken akıntının meydana gelmedığını duşundu Denardo açık denızde boyle bır akıntının oluşmasıran çok daha kolay olduğunu üen suruyor Denardo bu tarüşmayı şoyle bağlıyor "Bermuda Şeytan Uçgenı nde batan gemüerle ügüı metan teorısı laboratuvarda boylece doğrulanmış oldu Laboratuvarda boyle bır ola yın olduğu kanıtlanabüıyorsa doğal bır ortamda olamaz dıyemeyız' Gerçekten kabarcüdar bır gemıyı batırmaya yetıyorsa asken guçlenn bunlardan sılah olarak yararlanma s\ an meselesı Rhode Island Naval War College dan Michael Stumborg bu tur süahlara Yuzen bomba adını takmış Bır denızaltı denız dıbındela metan yataklanndan sızan gazı bırıktırerek bunları hedef gemının tam alünda serbest bıraküğı anda gemıyı batırabüır NewScıentıst 29 Eylul 2001 Reyhan Oksay
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle