Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
E D İ T Ö R E M E K T U P T A R T I Ş M A Betül Çotukksöken* r ' "Din amir, Ielsefe memurmu?" İnterneti büyütelim "Ben" ve Zülju Aştk I S on yıllarda, Cumhurıyet Bılım Teknık'te, felsefe kavramını, toplum ve ınsanbılımlerını de İçermek uze re bılım kavramını bırçok yönden ele alan, bılımfelsefe ilışkısını de bu arada gundeme getıren, tartışan yazılara da, yer verılmektedır Ben de bu tartışmalara şımdıye değın, bılımde özellıkle de toplum ve ınsanbılımlerinde yöntem sorunu bağlamında ve yapıcı felsefeyı belırleme çerçevesınde olmak uzere ıkı ana eksende katıldım Prof Dr Yaman örs'un "Bilım kendısının efendısıdır Pekı felsefe?" (CBT. 481) başlıklı yazısı, "Bılımlerde yontem sorununa katkı" (CBT 471) başlığıyla kaleme aldığım yazıya yanıt nıtelığınde gıbı gorunuyordu Yazar, benım felsefeye bılımlerın de ustunde bır gorev yukledığımı ılerı suruyor gıbıydı ve yazısının sonlarına doğru, Hans Reıchenbach'ın, bır duşuncesıne yer verıyordu "Bılım kendısının efendısıdır ve kendı sınırlarının otesınde bır yetke tanımaz (Metnın butununu okumak ısteyenler ıçın Bılımsel Felsefenın Doğuşu, Çev C Yıldırım, Remzı Kıta bevı, Istanbul, 1981 ) Gerçekten de ne felsefe ne de bılım dı ğerının efendısıdır ya da kolesıdır Insanın gerçekleştırdığı duşunsel ve bılgısel et kınlıkler arasında değışmez bır sıraduze nı, hatta bellı bır sıra duzenı kurulabılır mı? Bu etkınlıkler arasında kuşkusuz bellı bır etkıleşım vardır, ama bu, onlardan bırını otekının kolesı ya da efendısı yapa maz Boyle bır yaklaşım olsa olsa varolanları da bellı bır duzene gore sıralayan, sonlu sınırlı evren tasarımlarını kendıne kalkış noktası olan orneğın, teolojık ve teleolojık anlayışlarda kendıne yer bula bılır Felsefı Soylem Nedır? (19911994), Felsefeyı Anlamak Felsefe ıle Anlamak (1995) başlıklı çalışmalarımda bu konuları buyuk olçude de ele aldım Felsefe ıle bı lım ve felsefe ıle dığer ınsan etkınlıklerı arasındakı ılışkı karşılıklıdır, bunlardan hıçbırı dığerının efendı ya da kölesı değıldır Yıne "Felsefenın ne olduğu uzerıne " (CBT 517) başlıklı yazımda felsefede retorığın gucunden yararlanılarak ve (dın felsefesı ıle dınsel felsefe ayırımını gözden kaçırarak) dınbılımsel bakışı temele yerleştırerek, felsefe ve bılım özellıkle toplum ve ınsanbılımlerı alanında bırtakım çalışmaların yapıldığından soz etmıştım Bu kısa yazıda ılerı surulen varsayımlar hıç kuşkusuz gelışı guzel ılerı surul muş değıllerdı, bunlar, bazı gozlemlere ve değerlendırmelere dayanmaktaydı Aklın AmirıL Prof Dr Teoman Duralı Yenıçağ Avrupa Medenıyetınden Çağdaş Ingılız Yahudı Medenıyetıne (Dışkapak Çağdaş Ingılız Yahudı Medenıyetı, Iz Yayıncılık, Istanbul, 1996) başlıklı kıtabının yayımlanışı dolayısıyla kendısıyle yapılan blr söyleşı de şu göruşlere yer verıyor "Butun amacım, Islam medenıyetlerının yenıden fel sefesını yapmak Gazzalı geçmışte yapmış bunu, ama bugune yetmıyor Ancak Islam medenıyetını geçmış halıyle tanıyoruz, bugun teşekkul etmış degıl Hume lar, Marxlar, Ingılız Yahudı medenıyetını analız ederlerken, onlerınde artık lyıce bıçımlenmış bır yapı vardı Benım önumde böyle bır yapı yok Bu yapının kurulması gerekır kı, ben analız edebıleyım Çunku fılozof taşeron değil, mımardır Fakat yapıyı belırleyebılmek ıçın, ona bır şeyın ısmarlanması lazım Dunyada en ağır sorumluluğun sırtına vuruldugu kışı, fılozoftur Islam bıze her şeyden once haddımızı bılmeyı aşılamaktadır Dın duyuşunun temelınde "edep" vardır Nedır edep? Haddını bılmek Haddın başında aklın yerı gelır Aklı Allahla karıştırmak, hadsızlı ğın en fecı tezahurudur Aklı Allahla karıştırma korkusundan dolayı aklı reddetmek de, Allahın talep ettığı gorevı yerıne getır memek demektır Bu durumun muvazenesı, dının her zaman ıçın amır durumda olmasıdır memuru felsefebılımdır Amırı lyı anlamak memuru da lyı anlamak ma nasına gelır ' (Yenı Şafak Gazetesı 3 Hazıran 1997) Boyle bır duşunme tarzı gerçekten de yıi7yıllar boyu ınsanlara egemen oldu bu yol kaba belıriemelere yol açan toptancı bakışların otesınde daha yakından ınce lendığınde gorulebılecoğı gıbı muhalıf go ruşlerın de yer aldığı ortaçağda denenmıştı Ancak ınsan kendını salt ınanç oz nesı olmaktan kurtararak bılgı oznesı ve gıderek etık ozne olarak yenıden belırle dı yenıden kurdu asıl anlamında reflexıo'yu gerçekleştırdi Ontolojık olmayan bır ontolojı ıle ınsanı bıreyı de içermek uzere, ' bırey"ın onemı anlaşıldı llkın du şunsel bağlamın, ardından da dıl bağla mının ıçerdığı sorunlar duzlemınde ınsan dunyası yenıden bıçımlendırıldı Bu yenıden kurma ışını de hıç kuşkusuz, ozgurleşmış bıreyler, ozerk kışıler gerçekleştır dıler Asıl anlamında bılım felsefe ve sanat onların urunu oldu Bu kışılerın or tak bışenı/bıleşenlerı de şudur olup bıtenı sorunları görecek şekılde goz lemek, onlar arasındakı bağlantıları kur mak, bılim ve bır anlamda da felsefe etkınlığı söz konusu olduğunda, olup bıtenlere dayalı, nedensel ılışkılerı one çıkaran açıklamalar yapmak, yoksa mutlak ozne, ya da "amır" aramak değll Salt retorığe sığınılarak ılerı surülen goruşler, kımılerı ıçın ılgınç ve hoş görunebılır, çunku gunumuzde ortak gundem, her turlu olumsuzluğun faturasını modernlık, evrım ve akraba kavramlarına ve bu kavramların belırgınleş tığı Yenıçağa çıkarmak Ancak bu goruşler, ulkemızde kok salan ya da kok sal maya çalışan felsefenın, bılımın, sanatın onundekı en buyuk engeldır Duşun dunyamızın "Felsefe bılım memurları"na değıl, fılozoflara, başka deyışle özerk kışılığını bu alanda gosteren ınsanlara ıh tıyacı var (*) Prof. Dr. Ist. Univ. Felsefe Bölümü. nternet henüz çok az sayıda Türkıyelı'nın yaşamına gırmış bulunuyor Dunyanın geleceğını şekıllendırecek derece onemlı bır araç olmasına rağmen neden bu kaplumbağa adımları anlamak zor1 Matbaanın 200 kusur yıl gecıkmesının sancılarını hâlâ yaşarken ustune ınternetın bu kadar yavaş gelışmesıne. buyumesıne tanık olmak gerçekten çok uzücu Sancılarımız, sıkıntılarımız katlanarak devam edecek eğer böyle giderse Internet'ın en önemlı yanı amatör doğasıdır Matbaa, TV, radyo, gazete vs oldukça profesyonellık ısteyen, profesyonel bır anlayışla örgutlenmesı, yurutülmesı gereken araçlardır bıldığınız gıbı Oysa ınternet bır sokaktır, bır meydandır Para buyük bır problem değıldır ınternet ıçın Internettekı ınsan kâh koşedekı bakkal Huseyın, kâh evde yemek pışıren, çocuğun altını temızleyen koca, kâh ış kadını, kâh unıversıtelı koca, kâh ortaokullu, lıselı, unıversıtelı oğrencı, kâh tıp doktoru, avukat, kâh nobel odullu fızık profesorudur Aklınıza gelebılecek hemen herkes karşınıza çıkabılır ınter nette Internet amator ruhuyla çalışır, çok ekonomıktır, şıddetsız bır ortamdır çok hızlıdır (sanıyeler ıçınde dunyanın herhangı bır yerınde herhangı bır kışıyle çıft yonlu ("Interactıve") ıletışım sağlar ve bızım gıbı ulkeler ıçın gelışmış dunyayı en ucuz en fazla ınsanla, en hızlı şekılde ızleyebılme olanağıdır Intemetın bıreyı gelıştırrne gucu bugune kadar var olan herhangı bır dızge (sıstem) ıle kıyaslanamayacak denlı farklıdır, ılerdedır Yanı ınternet bıreyın toplumu, toplumun bıreyı dıyalektık bır bıçımde en genış an lamda etkıleme ozellığını taşır Internet bıreysel etkınlık, katılımcılık temelınde toplumsal bır etkınlıktır Bıreyı çok hızlı olarak gelıştırır, bılgıyle yukler dolayısıyla toplumu da Dunyada bugune kadar hıçbır dızge (sıstem) bıreyı bu kadar genış, çok sayılarla uretıme yaratıcılığa, duşunce uretmeye, duşunce ıfade etmeye kanalıze edemedı Bu konuda kıyas sadece buyukluğunu belırleme anlamında yapılabı lır, ıddıa anlamında değıl Insanlar masa başından uretıme katılır hale geldıler. Hem de en ucra köşedekı evden, en hızlı şekılde Dığer onemlı bır nokta ıse ıntemetın aynı zamanda toplumu örgutlemede, sıvıl orgutlenmelerde, uyeler, şubeler arası eşgudumde, eşyonlendırmede emsalsız oluşudur Ve demokratıkleşme yonunde bulunmaz bır araçtır ulkemız ıçın Ustte saydıklarım utopya gıbı görunebılır Fakat, bugun Turkıye'de kuçuk olçekde de olsa yapılabılecek şeylerdır eğer ınternet uretken, sağlıklı tam anlamıyla kullanılabılırse Bu kadar onemlı bır aracı buyutmemız gerekmektedır, en genış kıtleye yaymamız, hemen her bıreye ulaştırabılmemız can alıcı gereklılıktır artık Duşunebılıyor musunuz? 65 mılyon furkıyelı beynın ınternette duşunce urettlğını, duşunce, beyın fırtınaları yarattığını! Böyle bır ortam, bu kadar beyının bır arada olduğu bır ortam problemlerımız ıçın dunyanın en mukemmel çozumlerını Turkıyemızın ve dunyamızın hızmetıne sunar Bugun, ınternet bır utopya değıldır ar tık1 Tıklama tuşlama uzaklığında bır gerçeklıktır Duşunun Anadolu'nun en ucra koşesındekı bır okulun oğretmenıyle, öğrencısıyle konuşuyorsunuz, onlara bıl dıklerınızı ulaştırıyorsunuz, onların sorunlarını anında oğrenebılıyorsunuz ve çozum uretıyorsunuz' Bu çok ıhtıyacımız olan en 1ucuz, en hızlı eğıtımdır aynı zamanda Bılımsel gelışmeyı, dunya teknolojısını yakalayabılmek, sağlıklı bır toplum, geleceğın bılgı toplumunu oluşturabılmek, dunyadakı gelışmeye karşı ıhmal edılmış halde kalmamak, 2 bın yılında 1900'lerde kalmış bır ulke, bır bırey ol mamak ıçın garıpsenmemek ıçın gelin interneti büyütelim! Bu çağrı en yetkılı devlet gorevlısınden en sade vatandaşa uzanan bır yelpazedekı herkesedır1 Kopyalama M. Emin Ceylan* ££Ben" sözlük anlamı olarak, "dlŞanya yansıyan şuurluluğun nesnesı olarak bırey" demektır Bu tanıma gore ben bır nesne olarak alınmaktadır Ama bu öyle bir nesnedır kı, bu dunyada olmanın ve yapmanın her gunku tecrubelerınden gun be gun kendı uzerine ılaveler yapar. "Ben" aynı zamanda eşzamanh olarak gozleyen ve gözlenendır Ama bu öyle bır gozlemedır kı, özellıkle kendısının tam olarak farkında olamamaktadır G.H. Mead'ın söyledığı gıbı, "kendınl butunüyle görebılecek kadar hızlı dönemeyen" ve kendını butünuyle farkedemeyen bır bendır bu öte yandan gorme ınsanın en onemlı işlevıdır Gorme, ınanmak değılse bıle bılmektır Bılgımızın çoğu gormeden gelır Goethe bıle "bıldığım şey görduğum şeydır" dememış mıydı Gorme bızım ıçın en temel duyudur Bılgımızın en buyuk kaynağı görmektır Beyne gıren butun sınırlerın uçte ıkısı gorme ıle ılgılıdır Descartes'ın dedığı gıbı "görmek olmaya en yakın olan"dır Öznel olanın gorsel, nesnel olanın ıse görunebılır olan olduğunu söyleyebılırız Sonuçta sızın bakış tarzı nız, sızın ımajıni7 olur Gormenın yanına ışıtme ve dokunmayı da koyarsak "ben"ın temelde bır 'algılayıcı" ve "algılama bıçımı" olarak doğduğunu söyleyebılırız Evet sonuçta 'ben" başkalarının benı gorme şeklının kendı bıyolojısının goster dıgı dogrultuda algılayarak "ben" olmuşumdur. Yanı 'ben temel olarak ıkı belır leyıcı etmene baglı olarak ortaya çıkmışımdır Bıyolojım ve Çevrem. Kopyalama ıle bıyolojım tamamen aynısıyla yaratılmaktadır Fakat çevrem aynısıyla oluşturulamamaktadır Belkı yıne "kopya ben" doğduğum koye goturulebılır, okuduğum okullarda okutulabılır ve belkı oz, annem babam tarafından buyutulebılır Ama ne yazık kı ne okullar aynı okul, ne koy aynı koy ve ne de annem babam benı buyuttuklerı zamanlardakı kadar gençler o nedenle de, o eskı dınamık tepkılerıne sahıpler Yanı zaman, zaman geçtı ve benı ben yapan ikinci etmenı çoktan değıştırdı. Işte onun ıçın "kopya ben", asla "asıl ben" olmayacaktır Yıne korkulan olacaktır. Ama aynı korkular değıl Delı cesaretlerı olacaktır Ama farklı yönlerde Ve yıne derınıne derınıne sevgılerı olacaktır Fakat ne yazık kı aynı kadınlara değıl Kopyalama ışlemıne en yakın koşullar bugun tek yumurta ıkizlerinde vardır Bılındığı gıbı bu ıkızlerın tum genlerı ortaktır, aynı cınstendırler ve aynı uterusta buyumektedırler Doğmlarından sonra da aynı anne baba tarafından yetıştırılmekte, hatta gıydıklerı elbıseler bıle genellıkle aynı olmaktadır Ama yaşamları sırasında değişık olasılıkların ıçınde rastgele o nedenle de farklı seçımler yaparak farklı ıkı "ben"ı yaratırlar Yanı sonuçta bıyolojı ve çevre aynı olsa bıle, "ben" farklılaşmasını yaratan uçuncu bır etmen de rastgele seçımler, yanı şanstır O nedenle kopyalama, bıyolojık olarak aynı "ben"ı yaratsa bıle çevre ve şans olarak farklılıklar taşıyacagı hıçbır zaman gerçek "ben" ol mayacaktır "Kopya ben"ı yaratmak, bılımsel bır keşıftır ve onemlıdır Ama gerçekte, hayata derınıne bır katkı değıldır Doğantn yuzyıllardır yaptığını yıne doğaya tekrar latmaktır Orneğın asla bır penısılının keşfının yarattıgı dıpten sarsıntıyı ya da "hafsalaya zarar" ılerlemeyı sağlamaya donuk değıldır Pekala kopyalama ne ışe yarar? Bana gore oncelıkle başka gelışmelerın onunu açabılır orneğın organ nakıllerı ıçın, gereklı organ temınınde bugunku tıkanık lığın önunu açabılecek etık sarsıntılar yaratmadan bazı uyarlamalar gelış tırebılır Ya da çocuk sahıbı olmak ısteyen ın fertıl kadınlar ıçın onemlı şans yaratabılır Bu ve buna benzer etkılerı olabılır ama asla yenıden bır "ben" yaratamaz Ve lyıkı de yaratamaz "Doç.Dr. Bakırkoy Ruh ve Sınır Hastalıkları Hastanesı 5354