Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EDİTÖRE MEKTUP TARTIŞMA Makale sayısı tek ölçüt mii? Zekaı Şen * Â l I nsanın yuzyıllar boyu suren uğraşları sorıunda guçlukle bugunku sevıyesı ne ulaşabılen bılım olgusu ve teknolojık gelışmeler, artık bır toplumun ve ul kenın gelışmışlık olçutlerı arasında en önemlı etkenler olarak bulunmaktadır Doğada zaten saklı olarak var olan bılım gucunu canlıların ve ozellıkle de ınsanların yararına sunabılrnek, ancak ınsanda var olan duyu organları ve buradan gelen algıları ışleyerek kullantlabılır hale donuşturen beyın merkezlı duşunce sıstemıdır Doğaınsan etkıleşımını sağlayan duyu organları her kışıde bulunmasına karşılık bunların oldukça karmaşık olabılen algılarının ışlenmesı her kışı tarafından yapılamamaktadır Işın algılama yo nu kolay, ancak bu algıların bır orgunluk ıçınde dızılerek faydah sonuçların çıkartılması, başta bılgı olmak uzere zaman, emek ve sabır ısteyen bır ıştır Doğada saklı olan ve ancak ınsanın beyın faalıyetlerı sonucunda dığer bıreylerce de kavranabılır sevıyelere getırılebılecek bılgı hazmesı ve bunların kendı aralarındakı örgunluğu o kadar fazladır kı, bunun sınırlarını veya gücünu ınsanın takdır etmesı mumkundur, ama bır olçuye sığdırması ımkansızdır Saklı olan bu hazıneden zaman zaman dışarıya bır şeyler çıkararak, onun ıçıne nufuz ederek, ortaya çıkan faalıyete bilim olgusu denır Bılımle uğraşan kışıler akıl, zıhın, mantık, felsefe yanı bır bakıma orgun duşuncelerını bıleyerek olayların ıçıne dalar ve derınllklerden bılgı ıncılennı çıkartırlar Çıkarılan bu bılgılerın daha sonra gözlem ve deneylerle kanıtlanması sonunda bilimsel bılgiler elde edılır Bızım beyın gucumuz ancak sınırsız duşunce hurrıyetıne sahıp olduğu zaman her konuda kısıtlamasız yorumlar getırerek bu bılgılere ulaşabılır Ancak bılım tarıhı boyunca sınırsız duşunenlere her zaman bırtakım engeller konmuş ve hatta boyle duşunce sahıplerının toplumdan soyutlanması, hatta hayatlarını kaybetmesı soz konusu olmuştur Yıne de sonunda bılımse! yaklaşımlar gecıkmelı de olsa yollarına devam edebılmıştır Bugun ıse bılgı artık buyuk bır guç halıne gelmıştır Bılgısız toplumlar yetersız bılımsel uretımde bulunamadıkları ıçın, bılımsel toplumların nerede ise kuklalan olmuştur Eskı devırlerde bılımı anlamayanlar ona engel teşkıl ederken, gunumuzde akademık unvanlılar da bılımı engeller hale gelmıştır Artık bılım adı altın da, bılım adeta bır tabu halıne getırılerek ve ıstısmar edılerek bazı toplumlar engellenır hale gelmıştır Gençler, bılımsel duşunce ve verımlılıkten yoksun akademısyenlere teslım edılmıştır Bu tıp akademısyenler gençlerın duşüncelerıne pranga vurarak ve akademık unvan he deflerını gostererek teslım almışlardır Bu teslım almak sessızce, bılımsellık adı altında, bılıme darbe vurularak, kışı şahsıyetlerı ezılerek bılım dışı menfaatler hedeflenerek yapılmaktadır Ve gençler bıtkın ve yılgın hale getırılmektedır Bu durumda gençler bılımsel bır nosyon kazanmak ıçın çareyı bır yabancı ulkeye gıtmekte gormuşlerdır Ulkemızde bılımsel olması aereken atmosferler, menfaat 26 05 1997 tarıhlı 527 sayısının 4 mak lazımdır "Kaç makale yazdın?" yeatmosferlerıne donuşmuştur Herkes, sayfasında Emrehan Zeybekoğrıne "Kaç kışıye faydan oldu?" sorusuna hava ve atmosfer kırlılığınden sokaklara lu'nun "Çevırı uzerine " adlı yazısının bır cevaplar aranmalıdır Çunku başkalarına dokulurken beyın, zıhın ve duşunce kırkısmında tarafımdan çevrılen bır kıtapta faydah olan bır bılım adamının yayın salllıgı dıle getırılmez olmuş, "bılımın doğal Turkçe'ye aynen aktarılan "boom" sozcuyısı, başkalarına yayın yaptırdığı ölçude yapısında bulunan kendısının eleştırılebığu örnek olay olarak alınarak, çevırı eylemı urtar ve yazılarında adını kullandığı unılır" olması ilkesı hıç yapılmaz olmuştur ve gıderek çevırmenlık mesleğı tartışılmak versite, toplum ve ulkeye katkıda bulunHalbukı bılım olgusunun en behrgın ozeltadır muş olur lığı eleştırılır olmasıdır Aksı takdırde bıYazar "Turkçe'de hıçbır karşılığı olmalımsel çalışmalar taklıtçı, kopyacı, ruhsuz Bılımde nıcelıkler yerıne nıteliklerın yan bazı kelıme, terım ya da kavramlar"ın sadece bazı manevı kalp hastalıklarına aranması, "yayınla, yoksa yok olursun!" aynen bırakılmasında bır mahzur gormedığını ıma etse de, tam da boyle bır terim (kışısel çıkar, kıskançlık meşhur olmak, yerıne, "ozellıkle yayınlat kı toplumun olan "boom"un nıye aynen bırakıldığı soruadam kayırmak, bazı ıdarı makamlara yok olmasın" ilkesı benımsenmelıdır sunu sorar Cevap zaten kendı ıçınde verılulaşmak, fıyaka yapıp hava basmak) hıBılımsel gelışmenın olçutu asla sayısal mış değıl mP Yazarın çevırmene bakması tap eder hale gelır olamaz Belkı ılkel bır ölçut olarak yayınıçın onerdığı sozeuklerdp terım ıçın karşılık ların sayısına bakılabılır ancak bunun Bılımsel olgunun kendısı asla kırlı demı var, yoksa yıne yazarın değındığı gıbı otesınde yayınların niteliği, ekonomlk ğıldır Bılım, kendısını duşunce sınırına buralarda "sozcuğun anlamı" mı verılmış'' katkısı, gençlerın bılımsel arzu ve ısteksığmayacak kadar bol ve comertçe verSanırım yazanın seçtığı ornek talıhsız, bu lenne tercuman olan yerlı bılım adamlarımeye hazırdır yeterkı alınması bılınebıl yuzden mantık hatası yapıyor Karşılık ıle nın yetıştırılmesı yayınların ulkeye dunya sın Ancak akademık hırslar ve bılım dışı anlamı kavramsal olarak bırbırıne karıştırısıralamasının dışında yararlarının neler olgularla bılım kurumlarında kadrolaşyor olduğu, yayınlananların ne kadarının ulmalar, bılım ınsanının yaradıhşında bulu "Okuryazarlık duzeyı pek fena olmayan kenın ozgun bılım felsefe ve kaynaklarınnan oğrenme ve oğretme hırsını ve de fakat ışın ıçınden çıkamadığında melez bır dan oluştuğu gıbı noktalar aranmalıdır merakını kırletmekte ve azaltmaktadır dıl yaratan takım" deyışı ıse dupeduz bır Bılıme gonul vermış gerçek bılım ınsan Bılım ölçutu olarak salt makale peşın hukum ve yukarıda yanlışladığımız ları ıse bılımsel bılgileri, yanındakı genç sayısının kullanılmaması gerekır Bılım uzere bır olmayana ergı bılım adaylarına comertçe dağıtmanın açısından yeterlı olan ulkelerde yayınYazar "'boom' sozcuğunun ne olduğunu bu memlekette bılmeyenlerın" de en az mutluluğu ıçınde yuzmektedır Bılmektelanan eserlerın hemen yuzde 100"u kenkendısı kadar akıllı olabıleceğını ve kendı dir kl öğrenmenın bıle yolu öğretmekten dı bılım adamları tarafından yaptırılmakta sının onerdığı veya dığer bazı sozluklere geçer Durust ve konuların hemen hepsı o ulkede yapbaşvurabıleceklerını neden akıl edemıyor? ve bılımsel kutırılan tezlerden ve yıne o ulkenın bılım "Bılmek zorunluluğu' na gelınce, eğer bır rallara sadık ıle ılgılı sorunlarını çözmekle uğraşmakıktısatçıysanız veya ıktısadı anlamaya ça kalmadan yapıtadır lışmak ıstiyorsanız kı çevırıye konu olan lan öğretmeler Yoksa dışarıda yuksek lısans ve/ya yazı bır ıktısat makalesıydı , "boom" terıancak mekanık doktora yaptırılan kışılerın o çalışmını (tıpkı ıstıkrar programları ıçın kullanı ve ruhsuz olur malarından olan yayınlarını belkı de en lan "ortodoks ve "heterodoks" terımlerı gı Akademık un fazla yüzde 50 olarak o ülkenın yayın bı) bılmek zorundasınız, bılmek ıçın de bırvanlı kışıler çohanesıne yazmalıdır çok kaynağa başvurmak zorundasınız, tağaltılabılır anUlkenın bılımsel gelışmışlığının ölbıı eğer okumayı edılgın bır eylem tanımlacak kışı bır şey çutune, o ulkenın kurumlarında ve hatta mıyorsanız Dolayısıyla, burada ne "affedılöğrenemez ve bır bılım ınsanının gunumüzde başka ulmez" bır "çevırı aksaklığı" ne de "becerıkbılım aydınlık sız" bır "çevırmen" soz konusu kelerden kaç kışıye çalışma yaptırdığı da getirerek ılerlegırmektedır Ulke bılımının yabancı oğYazarın korporatıst bır yaklaşımla öneryecek yerde, rencıler vasıtası ıle ıhraç edılmesı o uldığı "zorunlu çevırmenlık sta|ı"nı nasıl örsadece akadegutleyeceğını doğrusu merak edıyorum kenın bıllmsel olçutlerı arasında olmık unvana saÇevırılerın kalıtesının yukselmesı ıçın çok malıdır Bılımın evrensel olduğu ve böyhıp, ancak kaboyutlu duşunmek ve pazarı derınleştıre lece hıçbır külturün malı olmadığı bılıncek turden ozendırıler gelıştırmek daha lyı ranlık kafalar mektedır Ancak bır ulkenın bılım potanbır çozum yolu değıl mı? ö t e yandan, ortaya çıkar sıyelı olçutunde o ulkenın yuksek eğıtım ozellıkle meslekı yayınlarda, meslekten ve araştırma kurumlarında özgun olarak Akademık gelen ve lyı bır bırer temsılcı olarak yapılan çalışmaların yıne o ulke bılım unvanlan tıpkı bır nehır üzenne ınşa edıtanınanların zor ama elzem kımı eserlerı adamlarının bılımsel felsefe ve duşunuşlen barajlara benzetebılırız Bılım nehrı Turkçeleştırmekte oncu olarak davranlerınden kaynaklanan yayın ve teknolojık uzerınde çok sayıda bara|lar vardır Bunmaları kendı meslek onurları bakımından katkılarının ağırlıklı olarak bulunması lardan hangısı ne kadar fazla su toplar eğıtıme olumlu katkılar sağlamaz mı 9 Gun gerekır ve onu aşağıya geçırırse enerjı uretımını cel olarak, fen bılımlerınden ömur Akyuz, de o kadar fazla gerçekleştırebılır Yoksa sosyal bılımlerden Ayşe Buğra, Mehmet Alı sadece bılgı toplasa ve kendısıne dunKılıçbay en azından bu yonde sorumluluk (') Prof Dr, Istanbul Teknık Unıverhıssediyorlar Umarım Emrehan Zeyyanın en ılerı odullerı bıle verılse topladısıtesı, Meteorolojı Muhendıslığı Bölumü, bekoğlu da hıı konııyn farklı bakmıyordur ğı bılgıyı altına veremeyen bır kışı, tıpkı Maslak 80626 Istanbul barajın su toplayarak aşağılımsel ve felsefı duşuncelerın/yaklaşımlann sureklı olarak ya vermemesı boğulmaya çalışılmasıdır Felsefe kuru argumanlar yığını değıldır Toplumdan, toplumsal değışım ve donuşumler gıbı, buyuk baden kopuk felsefecının kendı kendıne ya da bırkaç başka sınçlara maruz felsefecıyle yaptığı zıhın jımnastığı olamaz Felsefeyı dınkalarak bır gun Önder Ozdemır (*) selleştırme, nefessız bırakma çabalarının arttığı, "ınsanı ve bılgı selı kendıtoplumsal sorulara/sorunlara yanıtların felsefenın ve hatta sını ezer gebılımın de dışında dını soylemlerde arandığı ve ınsankulçer Çunku bılturtoplumtarıh bılımlerının tabanının felsefe ıle değıl de gı akışını durğe gıren ve unıversıtede okumamızı engellemeye çalışan ılahıyatla döşenmeye çalışıldığı bır ortamda, felsefe ya bır yasaya karşı da 1 yıl boyunca aynı bolumu kazanan durmak bılıme panlara çok ış duşmektedır " (1) bırkaç arkadaşla bırlıkte dırenmış ve sonunda hakkımızı yapılacak en Tum bunları goz onunde tuttuğumda dıyebıllrım kı, bizalmıştık Fakat tum bu çabalara karşın o gunlerden bugu tehlıkelı mudaler ulkemızde felsefenın ve felsefecının ıvedılıkle çözum ne kadar yaşadıklarımı tek bır kısa cumleyle özetlemem haledır Bılım, bekleyen asıl sorununu hep unutuyoruz Bu sorun olanaklıdır Ne umdum, ne buldum1 tarıhı boyunca, örgütsuzluk sorunudur Kuşkusuz bu kırgınlığım felsefeden kaynaklanmıyor zaman ve meSayın Çotuksoken'ın şu sozlerıne yurekten katılıyorum Felsefeyı oğrenmeye duyduğum ıstek ve açlık bugun de, "Fllozof ınsanı ve toplumsal sorunların tabanındakı temekan dınlemedaha da artarak, suruyor Ama duşunuyorum da lındekı açmazların kaynağına ınmelı, felsefe en az bılım den buyuk gu Neredeydı ozellıkle felsefe bolumunden bekledığım o kadar sorumluluk ustlenmelıdır ( ) Fılozof, hıçbır zaman, cu ıle karşısınsıcak, arkadaşça, oğrencı oğretrnen/hoca ılışkısı'' hıçbır donemde sorumluluktan kaçmadı kaçamazdı da " dakını yıkarak Tartışmanın "T sının olmadığı, telsefe derslerı olabılır geçmış veya o (2) mı? * Ulkemızde ınsanlık tarihının bıze sunduğu felsefı yatoplumu terk Zorunluluk nedenıyle alınan, oğrencıyı canından bezpıtların ancak çok kuçuk bır bolumune ulaşabiliyoruz ederek kendıdıren kımı derslerın, anlamı ne ? Bunları değıl eksıksız, kapsamlı bır bıçımde barındıran bır sıne gelışme Çok sayıda öğrencıde gözledığım felsefeden soğukutuphaneyı hâlâ oluşturamadık Bunu tek tek başarama ımkanları veremanın, oğrencılerı boylesıne felsefeden soğutmanın kıme yız cek başka bıne yararı vardı? * Felsefenın klasıklerını, çağdaş felsefı yapıtları hâlâ lım hoşgorulu Yalnızca derslerın yabancı bır dılde anlatılıyor olması Turkçe'ye kazandırabılmış değılız Bu eksıklığı tek topluluklara nedenıyle eksıkyanlış tutulan notlarla, herhangı bır kay başımıza çevırıler yaparak gıderemeyız ama orgutumuzle, goç etmıştır nak gostermeksızın derslerı surdurmeye çalışmanın anla cıddı çevırı kurulları oluşturarak bu guç ışın ustesınden mı neydı 7 Toplumda gelebılırız Felsefe yalnızca kuru argumanlar yığını mıydı'? öğrenhur, tarafsız, * Çok farklı kesımden ınsanlara uzanabılen, sescıye yalnızca bu yığını sunup ondan bunları yınelemesını bılım dışı olgulenebılen, oturmuş, uzun soluklu sureklı felsefı yayına ya beklemek, bır gun olsun oğrencının kendı duşuncesını, da yayınlara hâlâ sahıp değiliz larda hoşgoru kendı yaklaşımını açıklamasına ızın vermemek, kendını * Ulkemızde felsefeye aydınlık beyınlere duşmanlık had lu ama bılımsel ıfade etmesının önunu tıkamak felsefe mıydı? safhadadır Felsefe ve felsefı duşunce saldırı altındadır konularda Bır felsefe oğrencısı yalnızca dakıkalarla sınırlı, kuru Felsefe çınarı bu topraklarda tılız verdı, kok saldı hoşgorulu ol bır sınavla ve soğuk rakamlarla degerlendırılebılır mıydı? Herakleıtos bu topraklarda yaktı ateşını Bu çınarı kestırmayan eleştırel Bır felsefe oğrencısının yukarıda şoyle bır degmılen so meyelım, bu ateşı sondurmeyehm duşunce sıste runları ulkemız felsefesının ve felsefecısının karşı karşıya Notlar: mını genç, arbulunduğu sorunların yalnızca çok kuçuk bır bolumudur (1) Çotuksoken Betul Cumhunyet Bılım Teknık, 15 Şubat zulu ve meraklı Ulkemızde felsefecı acı ve uzuntu ıçındedır Bunun bır ne1997 Sayı 517 s 4 kıtleye sureklı denı, kuşkusuz, felsefenın ulkemızde bır turlu ıstenılen (2) A g y , s 4 „ olarak aktarduzeyde olmayışı/olamayışı, hep baltalanışı, aydınlık, bı H Boğaziçi Unlversitesi, Felsefe Bolumu öğrencısi. c Bülent Tanatar lumhurıyet "Çeviri uzerine Bılım ff • •• Teknık'ın Felsefeciler Örgütsüz 5324