24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HAYVANLAR DÜNYASI Ağustosböceklerinin yeraltındaki garîp yaşamı Yeraltındaki bu yaşam, Ağustosböceklerinin buzul çağında ayakta kalabilme çabalarının bir kalıntısı olarak görülüyor. K endilerıni bir oyuğa kapatarak 13 ya da 17 yıl boyunca sanal olarak dünyadan el etek çeken dönemsel ağustosböceklerinin yeraltında sürdürdükleri garip yaşam, oldum olası bilım adamlarının kafalarını kurcalamıştır. Şimdi Japon bir araştırmacı bu böceklerin yaşam çevrimlerinin onların buzul çağında ayakta kalabilme çabalarının bir kalıntısı olduğuna dikkat çekiyor. Yaklaşık 1500 farklı türü olan ağustosböceklerinin, tümü Magicıcada sınıfının üyesi olan, yalnızca bırkaç türü dönemsel bir yaşam sürecine sahiptir. Bu böcekler kuluçkadan çıkar çıkmaz kendilerini toprağa gömerek, gelişme süreçleri tamamlanıncaya dek, tam 13 ya da 17 yıl boyunca orada kalırlar. Bu süre sonunda erışkınliğe ulaşarak ansızın gün yüzüne çıkarlar. Bugüne dek bilim adamları bu davranışın başka hayvanlar tarafından avlanmak korkusuyla ortaya çıktığı görüşünde birleşiyorlardı. Bunlarla beslenen canlılar bir anda tümünü yiyemediklerinden, birlikte dünya yüzüne çıkmaları yalnızca az sayıda ağustosboceğinin avlanma çekincesiyle karşı karşıya kalmasına yol açıyordu. Çok ender dünyaya gelmeleri yüzünden bunları avlayan hayvanlar da genellikle böyle bir beklenti içinde değillerdi. Ancak Japon bilim adamı Jin Yoshimura şımdi bu konuya yepyeni bir görüş getiriyor. Yoshimura'ya göre, yaklaşık 25 milyon yıl önce başlayan son buzul çağından önce Magicicada türünün ataları bir olasılıkla dönemsel olmayan bir yaşam sürdürüyorlardı. Bunların olgunlaşma dönemi, bir olasılıkla, dokuz yılı aşmayan çok daha kısa bir süreydi. Buzul çağında sıcaklığın ansızın düşmesi yeraltındaki böceklerin ciddi bir doğal ayıklanmadan geçmelerine yol açmış ve bu savaştan çok az sayıda böcek canlı çıkmış olmalıydı. Canlı kalabilenler ise, büyük bir olasılıkla, gelışım süreçlerini daha "ağır aksak" tutmak yönünde bir değişimi gerçekleştirerek soğukla başedebilenlerdi. Yaşamlarını sür dürmeyi başarabilen çok az sayıda ağustosböceği aynı anda dünyaya gelerek bir eş bulanlar olmalıydı. Böcek nüfusunun çok az, koşulların da son kerte zorlu olması nedeniyle, bu canlı türü ciddi bir "genetik darbogazdan" geçmiş, soğukla başedebilme ile eşzamanlı çıkış genlerini taşımayan böcekler yeryüzünden silinmiş olmalıydı. Böylelikle, uzun ve düzenli bir çevrime ulaşılması yolunda oldukça hızlı bir evrim gerçekleşmiş olmalıydı. lyi de, çevrimierin belirli uzunluklarda olması nedendi? Bunun yanıtını 13 ve 17'nin asal sayılar olmasından yola çıkarak vermeye çalışan Yoshimura, çevrim sürelerinin her zaman böyle belirli ve değişmez ol madığını, birbirlerine yakın yaşayan böceklerin yaşam çevrimlerinin de az buçuk birbirlerine yakın uzunlukta olduğunu düşünüyor. Ancak asal olmayan iki sayıdan oluşan çevrimler asal olanlardan daha önce bu süreci tamamladıklarından, birbirlerine yakın yaşayan böcekler karşılaşıp eşleşmiş olabilir. Çevrimleri 12 ve 14 yıl olan ağustosböcekleri, yalnızca her 221 yılda bir eşzamanlı ortaya çıkan 13 ve 17 yıllık çevrimleri olanlardan çok daha önce dünyaya gel miş olmalı. Eşzamanlı çıkış yaşama uyum sağlama açısından çok önemli bir etmen olduğundan, farklı yaşam çevrimlerıne sahip olan böceklerin bırbirlerıyle eşleşmelerı ortaya çıkan yeni kuşağı daha güçsüz kılmış olabilir. Bu nedenle, asal sayılı bir yaşam çevrimine sahip olanların sayıları hızla artmış olabilir. Londra Kraliyet Ünıversıtesı yaşambilim uzmanı Jon Laughton bu süreci, özenle dirımle temel matematiğin uyumlu birlikteliği olarak tanımlıyor. Kaynak: N.S. Rita Urgan Armadillo'lardaki değişik üreme... T üremenin olumenyalardan lu yönlerine armadilloaçıklık getiriyor. lara kadar Poliembriyonik pek çok hayvan üremede, iki ya biyolojik olarak da üç tür, yuaynıdır. Poliembmurtalarını başriyoni olarak bilika yumurtaların nen bu durum, yanına bırakan biyolojik karakyabanarıları da terlerin belirlendahil parazit mesini sağlayan organizmaları embriyoların bövardır. Araştırlünmesiyle olumacılar, anneşur. Şu anda ponin embriyoları liembriyoni ile geliştirecek bir üreyen 18 hayçevre ile iletişim van biliniyor ve halinde olmadıbu da üremeleriğı için, embriyoni kötü yönde ların kendi kenetkiliyor, cinşel dini gelıştirdiğinı yolla ya da cinve üremede dasel olmayan yolha etkili olduğularla üremelerde nu söylüyor ve hayvan kendi eğer yumurtaeşini üretiyor. nın bölündüğü Bunda da üreme çevre uygunsa yaşına gelen hücrenın bırden hayvan, genetik çok parçaya olarak etkili dubölünebıleceğıruma geçer. Armadillo'larda poliembriyonik üreme efni belirtiyorlar. Cinsel yollarla kilidir. Araştırmacılar, bu hayvanlann üreme değişik 9 ve 12 şeritle üremelerinin limitli olduğunu çünkü dişi genler bir araya armadillo'larda yumurtanın oluşabileceği armadillo'larda gelmesiyle olupoliembriyonik tek kanal bulunduğunu söylüyor. şur ve önceden üreme etkilidir. Araştırmacılar, bu hayvanlann üremelebilinmeyen bir çevrede embriyonun yarinin limitli olduğunu çünkü dişi armaşaması için doğru genlerin bir araya dillo'larda yumurtanın oluşabileceği tek gelme şansı artar. kanal bulunduğunu söylüyor. Poliembriyonide, cinsel yolla geçen llk armodillo'ların yalnızca tek yavru embriyo parçalara bölünür. Genetik yavrulayabildığinı ancak zamanla çevolarak aynı olsalar da, üreme zamanınrenin değişmesiyle birlikte poliembda yaşayıp yaşayamayacakları ise keriyonik üremeyle çoğaldıkları belirtiliyor. sin değildir. (N.Sn.c) Slobadkin ve ekibi poliembriyonik Kara kurbaga kuraklıga karşı çıkıyor ((Scaphiapus Hammondi" adlı bir kara kurbağa türünün iribaşları, yaşadıkları su birikintileri kurumaya yüz tuttuğunda, kurbağaya dönüşme sürecıni yüzde yirmi beş oranında hızlandırabiliyor. Ann Arbor'daki Michigan Üniversitesi bilim adamlarından Bob Denver ve ekibi bu hızlı değişıme kısaca CRH olarak bilinen "kortıkotropin salıcı hormon" adlı bir stres hormununun yol açtığını belirtiyor. Aynı hormonun memelilerde de erken' doğumlara neden olduğu sanılıyor. Denver kuraklık etkileri yaratmak amacıyla içi iribaş dolu bir depodaki suvun vüzeyini yavaş yavaş düşürdü. Ekibin "Hormones and B e ha v i or=Hormonlar ve Davranış" adlı derginın son sayısında yayınladığı rapora göre, iribaşlar yumurtadan çıktıktan 22 gün sonra daha çok CRH hormonu üretmeye ve çok daha hızla değişmeye başlarlar. Irıbaşlara iğneyle CRH verildiğinde de, bunların daha çabuk geliştiklerine, ancak hormonun işlevini engelleyen ilaçların bu etkiyi yok ettiğine tanık olunur. (r.u.) 53212
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle