Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BİLİM VE TOPLUM Bilim düşmanlığının üç kökeni üzerine... Scientific American dergisi Ocak 97 sayısında, bilim karşıtı hareketleri konu alan biryazı yayımladı. Yazarlar, bilim düşmanlığının üç kaynaktan yayıldığını belirtiyorlar: Yaratılışçıların çabası, feminist bilimciler ve medya... Bu ilginç incelemenin geniş bir özetini yayımlıyoruz, jilim uzun süredir kültürün diğer lyönleriyle pek iyi olmayan bir ilişki "içindedir. 17. yüzyılda Galile'nin, Katolik Kilisesi önünde kabul edilmiş inançlara aykırı düşünceleri nedeniyle yargılanışını (Kilise hatasını ancak dört yıl önce resmen kabul etti!) veya jsaac Newton'un mekanik dünya görüşüne karşı şair VVİIIiam Blake'in abartmalı sözlerini düşünün. C.P. Snow'un 1959 yılındaki "The Two Cultures and Scientific Revolution" (Iki Kültür ve Bilimsel Devrim) adlı klasik eserinde belgelediği gibi, bilim ve konusu insan olan çalışmalar arasındaki bölünme, bu yüzyılda derinleşmiştir. Son zamanlara kadar, bilimsel topluluk o kadar güçlüydü ki, eleştirmenlerini dikkate almasa da olurdu fakat artık öyle değil. Bilim için fonlar azaldıkça, bilim adamları "bilim karşıtlığı"nı çeşitli kitaplarda teşhir etmişlerdir. Bunların başlıcaları University of Virginia'da bir biyolog olan Paul R. Gross ve Rutgers University'de bir matematikçi olan Norman Levitt'in Higher Supersitition ve Cornell Universty'den Carl Sagan'ın The Demon Haunted World adlı eserleridir. tarihlerin, yıldızlara uzaklık tahminlerinin ve fosil kayıtlarının yorumları en aşırı ucunda yaratılışıçılığı ve belki aynı zamanda da bilim karşıtı düşüncenin en köklü şekillenişini temsil ediyor. Morris öğretilerinde, Incil'deki anlatımın kelimesi kelimesine yorumu için bilimin fikirlerini kullanıyor. Antropolog Christopher P. Toumey, Morris tarafından kurulmuş olan Institution for Creation Research kat kuşkusuz bu, geçen Mayıs ayında U. (ICR) ile ilgili olarak, ICR'in tutucu HıristiS. News & Wortd Report adlı dergide yayanlara işitmek istedikleri, gereksinim yımlanan bir yazının ileri sürer göründüğü duydukları ahlaki anlamları olan yaratılış gibi, önlemsiz endüstriyel gelişmeden öyküleri verdiğini ve onları test tüpleri, endişe duyan çevrecilerin bilim karşıtı olKuhn paradigmaları, beyaz laboratuvar duğu anlamına gelmez. giysileri, monografiler, jeolojik seferler ve Çevreciler, kaçınılmaz olarak, bu tür Karl Popper'dan alıntılarla bezenmiş bir eleştirilere bilinen "Ben lastiğim sen de bilimsel kutsalllaştırma ortamına soktuzamksın" savunmasıyla yanıt veriyorlar. Yaratılış Araştırma Enstitüğunu söylüyor. Çevre çalışmalarında bir öncü olan Stansü'nün Tezleri ford University'den Paul Ehrlich yeni yaSan Diego yakınlanndaki Yaratılış ve yımlanan "The Betrayal of Science and Yeryüzünün Tarihi Müzesi'nde HıristiyanYaratılış biliminin 78 yaşındaki atası Reason" adlı kitabında bilimin gerçek ların tarihi yorumlayışları, Tann'nın yeryüHenry M. Monris 1961 yılında The Genedüşmanlarının küresel ısınmayı, ozon ta zünü altı günde yaratması, ınsanın censis Flood yayımlandığında dünyanın dikbakasının incelmesini ve endüstriyel bünetten kovulması, büyük sel, tek tanrıh olmayan dinlerin gelişimi ve Darvin Teorisinin ortaya çıkışı resimlerle gösteriliyor. Amerikalıların hemen hemen yarısının Tann'nın insanları geçen 10.000 yıl içinde yarattığına inandığı söyleniyor. ICR'in posta listeleri 100.000 kişiden fazlasını kapsıyor. Morris 55 yıl önce bu işe başladığında yaratılışçı olan bilim adamı bulamadığını, şimdi ise binlerce bulduğunu söylüyor. Ancak son yıllarda hareketin en dinamik kısmı "genç yeryüzü" savunucularının kelimesi kelimesine yorumlarından uzaklaştılar. Bazılarının yaratılışçı adını bile kullanmak istemediği bu kesim akıllı tasarım savunucuları deniyor bunlaradoğal seçmenin kan pıhtılaşması gibi karmaşık biyolojik süreçlere yol açıp açamayacağını tartışıyor. Akıllı tasarım savunucuları evrimi diğer hipotezlere karşı incelenmesi gereken spekülatif bir teori düzeyine indirgiyorlar. Büyük bir politik güç olarak yaratılışçılığın hedefleri oldukça kasvetlidir. Bunlar Afganistan'da politik kontrolü ele geçiren köktendınci Taliban'ın Hıristiyan versıyonlarıdır. Ancak ABD'de basın bunlara fazla yer vermiyor. Son zamanlarda Time CENNETTEN KOVULUŞ: San Diego yakınlanndaki Yaratılış ve Yeryüzünün Tari dergisi Incil'de anlatılanları kelimesi kelimesine yorumlayan yaratılışçılığa yer verhi Müzesi'nde bilimsel ve dini konular birbirine karışmış olarak sunuluyor. Yaratıdiğı bir yazıda bu akımı yerdı. Papa John lışçı müze ölüm ve bozunmayı hem ilk günah hem de termodinamik açısından açıklıyor. Cennetten kovulma yaratılışçıların en çok sevdikleri fiziksel yasalardan Paul II son zamanlarda evrimden söz biri olan termodinamiğin ikinci yasası ile anlatılıyor. Tıpkı postmodernist teoris ederken evrımin "yalnızca bir hipotez olyenlerin Heisenberg'in belirsizlîk ilkesini metafizik belirsizlikler için kullanması gimaktan öte bir şey" olduğunu söyledi. Bu ortamda Morris ve çevresinin fazla bi, yaratılışçılar da şeylerin düzensizliğe eğiliminin Adem ile Havva'nın gözden düşmesini temsil ettiğini düşünüyorlar. ICR bu düzensizliğe eğilimin daha yüksek yayılamayacağı düşünülüyor. düzeye doğru doğal bir evrimi olanaksız kıldığını ileri sürüyor rını sıkmaya veya onları tehdit etmeye meyilli olmalarına karşın çok fazla farklı şeye karşı gelebileceğini söylüyor. Bu yazıda Scientific American bilim karşıtı özelliklere sahip en tanınmış akımlar arasından seçilen üçünü inceliyor. Incelemede ülkedeki Darvin karşıtı düşüncenin en eski merkezlerinden biri olan ve doğanın yaratılışçı olmayan anlatımlarını özel durumlarla ilgili bilimsel teorilerle zayıflatmaya çalışan Institute for Creation Research (ICR Yaratılış Araştırması Enstitüsü), bilimin çalışma tarzının feminist eleştiricileri ve sahte bilimler ve doğa üstü güçlere inancı geliştirebilecek televizyon dizilerindeki artış ele alınıyor. Kim bu bilim düşmanları? Bilimin savunucuları 1995 yılında New York'ta yapılan "Bilim ve Mantıktan Kaçış", geçen Haziran ayında Buffalo yakınlarında toplanan "(Yanlış) Bilgi Çağında Bilim" adlı toplantılarda da endişelerini belirtmişlerdir. Geçen baharda New York University'den fizikçi Alan D. Sokal, Social Text dergisinde yayımlanan makalesinde, Bing Bang teorisını bir başka yaradılış efsanesi olarak nitelendirilen Postmodernizmin aldatıcılığını göstermek istemişti. Bilim karşıtlığının farklı insanlar için farklı anlamları olduğu açıktır. Gross, Levitt ve Sokal asıl suçluların bilimin objektifliğini sorgulamış olan sosyologlar, felsefeciler ve diğer akademisyenler olduğunu düşünüyorlar. Sagan hayaletlere, uzaydan gelenlerin çocuk kaçırdığına, yaratılışçılığa ve bilimsel dünya görüşü ile çelişen diğer olaylara inananlar konusu üzerinde daha fazla duruyor. 1996 yılındaki haber öyküleri incelenirse, bilim karşıtlığı etıketinin, çiçek hastalığı virüsünün kalan son stoklarının imhasını savunan yetkililerden temel araştırmalara ayrılan fonların azaltılmasını savunan Cumhuriyetçilere kadar birçok başka gruba da takıldığı görülür. Bu terimin 1995'de yayımlanan manifestosuyla bilimi suçlayan, bir teknoloji öncesi ütopyaya dönüşü arzulayan Unabomber'a uygun olup olmadığı konusunda çok az kişi tartışma gereği duyar. Fa Feminist Bilimciler yümenın diğer sonuçlarını destekleyen kanıtları sorgulayanlar olduğunu ileri sürüyor. Aslında bazı gözlemciler bilim karşıtı sıfatının anlamsızlaşma tehlikesiyle karşı karşıya olduğundan korkuyorlar. Harvard University felsefecilerinden Gerald Holton 1993 yılında yayımlanan "Science and AntiScience" adlı eserinde, "bilim karşıtı" teriminin tek ortak yönleri kendilerini daha aydınlanmış görenlerin canla Fetninist eylemcııer, göğüs kanserl gibi kadınlarm sağlık sorunları üzerine dikkatlerin daha çok çekilmesi için araştırmacıları destekliyoıiar. katini çekti. Kitabın ikinci yazarı John C. VVhitcomb ile birlikte Morris 20. yüzyıl başlarının yaratılışçısı George McCready Price'ın yeryüzünün başlıca jeolojik özelliklerinin yalnızca birkaç bin yıl önce Nuh'un selinın etkileri ile oluştuğu fikrini yaygınlaştırdı. Morris'in Incil'deki anlatımları tarihi gerçekler olarak savunması 1960'larda yaratılışçılığın yeniden canlanışının teşvik edılmesine yardım etti. Bu sırada ABD'de federal hükümet Sovyetler'in Sputnik uydusunu fırlatışının ardında bilim egitimini desteklemenin bir parçası olarak biyoloji eğitimine milyonlarca dolar harcıyordu. O zamana kadar, yol açabileceği tartışmalardan korkulduğundan, evrımin öğretımi genel olarak okul müfredat programı dışında tutulmuştu. Morris ve arkadaşları tarafınYUMURTA VE SPERM, feminist bilim dan bilimin anlaşılmaz şekilde ciler tarafından "cinsiyet verilmiş" olayeniden yazılmarak nitelenen bir dille anlatılmaktadır. sı radyometrik Gross ve Norman yukarda sözü geçen kitapları "Higher Superstitıon" da feminist bilim diye adlandırılan akımı "yeni akademik endüstn" olarak isimlendiriyor ve bu akımın bilimin gerçeklik ve objektiflik konusunda meşru bir hakkı olup olmadığını sorgulayıp bilime meydan okuduğunu söylüyorlar. Gross ve Norman "Bu yeni eleştiri akımı bilimin yöntemsel, kavramsal ve epistemolojik temellerinin kalbine yöneldiğini ileri sürüyor" diyorlar. Feministler bilim incelemelerine 1960'lar ve 1970'lerde özellikle bilim eğitiminde ve iş bulmada eşitsizlikler konusu üzerinde yoğunlaşarak başladılar. Onlann eleştirileri bazı kapıları açtı. 1970'te ABD'de fizik ve biyoloji alanındaki doktora unvanlarının yüzde 6 kadarını kadınlar almıştı, 1994 yılında bu oran yüzde 25 oldu. 1970 sonlarında bilimin feminist eleştirmenleri bilimin özüne dokunmaya başladılar, çeşitli disiplinlerin kadınlarm dışlanmasıyla şekillenmiş olup olmadığını, öyleyse nasıl şekillenmiş olduğunu soruşturdular. örneğin tıbbi araştırmacılar bir zamanlar bir hastalığı veya yeni bir ilacı incelerken, yalnızca erkek deneklerden alınan verilere dayanıyorlardı. Bu onların kadının sağlığını anlamalarını zorlaştıran bir uygulamaydı. Fakat bugün kadınlar ılaç araştırmalarına daha düzenlı olarak alınıyorlar. Bir zamanlar esas olarak erkek hastalığı olarak görülen kalp hastalığı gibi rahatsızlıkların şimdi kadınlar için de önemli sorunlar olduğu anlaşıl 5288