02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

B İ L İ M D Ü N Y A S I N D A N KISA H A B E R L E R Kansere yeni taktik K anserli tümörleri yok etmeye yönelik son strateji hasta hücreleri besleyen çeşitli kaynakların kesilmesine dayanıyor. Texas Üniversitesı'nde yapılan bir deneyde, içerdikleri aktif maddelerle kanserli tümörleri sulayan kan damarlarını tıkayan ürünler test edildi. Bu maddeler iki aşamalı hareket ediyorlar. Önce antikorlar devreye giriyor. Bunların alıcıları, damarların iç duvarları üzerinde tümörlere geçiş sağlayan ve normal olarak sağlıklı dokular içermeyen sınıf II antijenlerini belirliyorlar (1). Daha sonra ikinci bir madde bu damarların duvarına saldırıyor (2). Bunu izleyen onarım yöntemi tromboza yol açıyor (3). Bu ilaçların etkililiği hayvanlar üzerinde kanıtlandı. Klinik testler ise yolda. İlginç bir hastalık astaların kendi yakınlannı onların yerine geçen yabancılar olarak gördükleri garip bir rahatsızlık, beynin işlevini nasıl yerine getirdiğine ışık tutuyor. Kaliforniya Üniversitesi'nden Vilayanur Ramachandran ve VVİIIiam Hirstein uzun bir süredir "Capgras Sendromu" olarak bilinen ve çok ender görülen bu hastalık türü üzerinde çalışıyor Beyinde, özellikle de beynin sağ kesitinde, meydana gelen bir hasar sonucunda oluşan bu hastalığa yakalananlar aile bireylerinin yabancı oldukları gibi bir duyguya kapıtıyorlar. Bunun dışında, genellikle son derece aklı başında davranıyorlar. Söz konusu rahatsızlıöı çeken bir hastayı inceleyen iki bilim adamı, yalan makinelerine benzer bir yöntemle hastanın deri iletkenliğini ölçüyor. Normal deneklere aile bireylerinin ya da onlar için önem taşıyan kişilerin fotoğrafları gösterildiğinde, derinin nemlilik oranında meydana gelen değişikliklere bağlı olarak, iletkenliğin de arttığı ancak deneklerin başka yüzlere hiçbir tepki göstermedikleri belirtiliyor. öte yandan, Capgras sendromlu hastaya aynı şey uygulandığında, hastanın, anne ve babası dahil, hiçbir yüze tepki vermediği bildiriliyor. Verilen bilgilere göre, hasta gösterilen resimlerin aile bireylerini andırdığını yadsımıyor ancak onların birer eşi oldukları görüşünde diretiyor. Ramachandran bu durumun hastanın beynindeki kişileri tanımaya özgü düzenekle, beynin duygularla ilintili olan bölümü arasındaki bağlantı kopukluğundan kaynaklanabıleceğine dikkat çekiyor. Durum böyle olunca, hasta tanıdık yüzleri seçebiliyor ama onlara karşı duygusal bir şey duymu.yor. Ramachandran'ın savı doğruysa, bu bilgıler beynin iki yarıküresinin işlevı konusunda da yepyenı ipuçları sunuyor. Ramachandran'a göre, hasta yakınlannı tanıdığı ama onlara karşı hiçbir şey duymadığı için, beynin sol yanı bu kişilerin gerçek olmadığı sonucuna varıyor. Normal olarak beynin sağ kesiti gerçeklikten uzak görüşlerin oluşmasına ket vuruyor. Ancak sağ kesitte bir hasar olması durumunda bu işlevıni yerine getiremediğınden hasta bu tür asılsız düşüncelere kapılıyor. Çok ender görülen bu hastalığa yakalananlar, aile bireylerini yabancı olarak algılıyor. Sıradan insanlar da süpermen I S Tavuklar yeşil rengi yeğliyop üpermen, normal ve röntgenll görme yetilerinden birlikte yararlanmak suretiyle, bir yapının aynı anda hem içini hem de dışını görebiliyordu. Gelgelelim, sıradan insanlar da çok ya kında "büyütülmüş gerçeklik" sayesinde böylesı zorlu bir işi başarabilecekler. New york Rochester Üniversitesi bilgisayar uzmanı Kiriakos Kutulakos ile öğrencisi James Vallıno tarafından geliştirilen "büyütülmüş gerçeklik" yöntemi üç boyutlu bir nesnenin kendiliğinden canlı videoya aktarılmasına olanak tanıyor. örneğin, bir yapı görevlisi başında özel başlıkla bir odaya gırıp duvarların ardına yerleştirilmiş olan elektrik kablo ve boruiarı görebiliyor. Böylece görevlinin bir kabloya basarak elektrik çarpması sonucunda yaşamını yitirmesi ya da bir gaz borusunun çatlaması sonucunda büyük bir patlamanın meydana gelmesi, çekinceler de en aza indirilmiş oluyor. Benzer biçimde, cerrahlar da ameliyat sırasında hastaların üzerine röntgen ışınlı bir görüntü eklemek suretiyle, neşteri kullandıklan süre boyunca bedenin içini görebiliyorlar. Böylelikle, röntgen ışınlarını denetlemek amacıyla gözlerini ameliyat masasından ayırmalart gerekmiyor. Bu yöntemin temelini, bilgisayar kökenli görüntünün gerçek görüntü ile aynı düzeyde tutulması oluşturuyor. Büyütülmüş gerçeklik, bilgisayarla üretilen görüntü ile daha önce belirlenmiş dört nokta arasında bir bağlantı kurmak suretiyle her iki görüntü arasında bir uyum sağlıyor. merikalı zoologlar Candy Rowe ve Tim Guilford, tavukların besinlerinin rengi ve kokusuyla ilgilenip ilgilenmediklerini araştırdılar. İki bilim adamının yaptığı deneylere göre, hanımböceği gibi zehirii böcekler tarafından korunmak amacıyla salgılanan pirazinin kokusu tavuğun sarı ve kırmızı renklerden iğrenmesine neden oluyor. öte yandan, kahverengi ya da yeşil avlar ise kötü koksalar bile tereddüt edilmeden yutuluyorlar. Bu nedenle, renk körlüğü olan bir tavuğun yaşaması oldukça zor (çünkü zararlı kırmızı rengiyle yararlı yeşiii karıştıracak). Gerçekte zoologlar, tavuğun seçiminde tek bir uyarıcının değil, çeşitli ışaretler arasındaki etkileşimlerin belirleyici olduğunu saptadılar. A Kahve severlere yeni ağız tadı Ramachandran ve Hirstein'in birlikte gerçekleştirdikleri başka deneyler de belleğin nasıl işlev gördüğü konusuna yeni bir boyut getiriyor. Farklı yönlere bakan bir kadının resimlerı gösterildiğinde, Capgraslı hastanın bunu farklı kişiler olarak algıladığı belirtiliyor. Ramachandran'a göre, birisiyle karşılaştığımızda beyin bu kişiyle ilgilı bir bellek "dosyası" oluşturuyor, aynı kişiyle ikinci bir kez yüz yüze geldiğimizde ise, beyin yeni bir dosya yaratmak yerine eskısını gündeme getiriyor. Ne var ki, Capgras hastasında beynin tanıma ve duygu bölumlerı arasındaki bağlantı kopuk olduğundan, bu düzenek çalışmıyor. Bu araştırma sayesinde, davranışların beynin belli bölgeleriyle eşleştirilmesıyle, ınsanın neden güldüğü ya da neden ağladığı türünde başka sorulara da bir açıklama getirilebileceğine ınanılıyor. I ngiltere'nin güneyindeki Reading Üniversitesi'nden Hayvan Mikrop Bilimleri Fakültesi'nde görevli Ken Simkiss ve Marina Taylor yengecin karacığerindeki hücrelerinden granüllerı izole ettiler ve incelediler. Bu parçacıklar, biçimsiz ve cam yapısında olan kalsiyum fosfatlarından oluşuyor. Iskelet içermeyen yengecin bol mlktarda salgıladığı bu madde tuzlu bir çözeltiyle temas ettiğinde kemiğe dönüşüyor. Bazı deneyler, parçacıkların kan gibi vücut sıvılarına maruz kaldıklarında da benzer fenomenin meydana geldiğini gösterdiler. Reading'teki araştırma ekibi bu şekilsiz maddenin şentetik türlerini üretmeyi başardı. Bu ürünün kırılan kemiklerin yeniden kaynaştırılması ya da kalçaya protez takılmasında kullanım olanaklarını belirleyecek testler yapılacak. Aynca bu maddenin bileşiminde değişiklikler yapılarak kemikleşmesi için gereken süre birkaç saatle birkaç hafta arasında değıştirilebiliyor. .Cerrah yengeç Iğneden korkanlara müjde jir lazer türü Ameriıka'daki hastaların 'acı çekmeden iğne olmalarına olanak tanıyor. Bu haber iğne görünce tüyleri diken diken olanlar için son kerte sevindirici. Dahası, bu yöntemle kullanıldıktan sonra atılan mikroplu iğnelerden kaynaklanan kimi olumsuzlukların da önüne geçilmesi bekleniyor. Ellazeri ile hastaya hiç acı vermeden derinin üst katmanı kaldırılıp, ensülin ve yerel uyuşturmada kullanılan "lidocaine" gibi sıvı ilaçların bedene girmesine olanak tanınıyor. Insan derisinin yüzey katmanı yaklaşık 20 mikrometre kalınlığındadır ve çoğu ilaçların alttaki dokulara geçmesine engel olur. Little Rock Arkansas Üniversitesi Tıp Bllimleri Araştırma Merkezi Başkanı Stephen Flock, "Hemen hemen hiçbir şeyi geçirmeyen bu katman yöresel olarak uygulanan ilaçların karşılaştıkları ilk engeldir," diyor. Flock ile yine Little Rock'tan Venisect ve St. Louis'ten LaBarge tarafından geliştirilen bu el aygıtı pille çalışan bir erbiyum lazeri. Aygıt derinin üst katmanını kaldırmak amacıyla çapı 2 milimetre olan bir noktadan kızılötesı bir ışık yayıyor. Bu işlev gerçekleştirilirken sinirli hiçbir dokuya dokunulmadığından, hasta bunu duyumsamıyor bile. Engelleyici katman kaldırılır kaldırılmaz, sıvı ilaç derinin ıçine işliyor. Gönüllüler üzerinde yapılan ilk denemeler yöntemln hiçbir yan etki yaratmadan son kerte etkili olduğunu ortaya ko f yuyor. Lidocaine ile yapılan denemede derinin üç dakika içinde tümüyle uyuşturulduğu, altı dakika içinde de etkinin ufak çapta cerrahi uygulamalar için yeterli sayılan 2,5 santimetre derinliğe yayıldığı belirtiliyor. Iğnesiz uyuşturma yönteminin tıpta önemli bir adım olduğu bildiriliyor. Bu yöntem sayesinde iğne korkusunun üstesinden gelineceği ve çekinceli atıklar sorununun da büyük ölçüde giderileceği bellrtiliyor.(r.u.) nd dağlarına özgü eski bir kahve kavurma yöntemi ile çağdaş bir manyetik titreşim yönteminin karışımı olan yepyeni bir yöntem kahve tiryakilerine kusursuz bir fincan kahve içme olanağı tanıyor. En azından Kalifomiyalı iki şirketin satış sözcüsü böyle diyor. "Titreşimli kavurma" yönteminin birkaç ay içinde ABD pazarlarına sunulması bekleniyor. Yeni yöntemin öyküsu Venezuela Andlan'nda başlıyor. Tarım mühendisi Kerry Sachs orada içtiği kahvenin tadıyla "mest oluyor". Amerika'da kahve genellikle 200 dereçelik bir ısının birden verilmesiyle kavruluyor. Andlar'da ise kahve çekirdekleri yavaş yavaş kavruluyor. Sachs, kahvenin yaklaşık 150 derecede yavaş yavaş kayrulmasıyla kolorojenik asitler olarak bilinen ve kahveye acı bir tat veren bileşiklerin yaklaşık yüzde kırkının yok olduğunu görünce bu yöntemin inceliklerini araştırmak üzere Puroast şirketini oluşturuyor. Bu arada Magnetlc Resonance Diagnostics şirketinde hekimlikte kullanılan aygıtlardaki manyetik titreşim uzmanı olan Ronald VVeınstock ile tanışıyor. Weınstock manyetik titreşim içimi çok daha hoş bir kahveye ulaşmada etkili olabileceğini öne sürüyor. VVeinstock ilk olarak her bir kahve balyasının manyetik titreşimini araştırıyor. Bu sürecin ayrıntıları hâlâ gizli tutulmakla birlikte, VVeinstock bunun elektrokardiyogram türü bir şey olduğunu, her bir doruk noktanın ortaya çıkartılmak istenen olumlu özellikleri temsil ettiğıni belirtiyor. Daha sonra çekirdekler kahvedeki elektrik yüklü zerreciklerın yeniden sıraya dizilmelerine yarımcı olacak bir manyetik alanda kavruluyor. Her bir balyadan elde edilen manyetik titreşim sayesinde kullanılacak en iyi manyetik alan saptanıyor. Sonuçta çok daha lezzeth bir kahve elde ediliyor. Titreşimli kavurma yönteminin hiçbir yan etki yaratmadığı, böylesine hoş içimli bir kahveye ancak bu yöntemle ulaşılabileceği belirtiliyor. A 5285
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle