Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÇOCUKLAR VE YARATICILIK isi çağda 'yaratıcılık' amalı, onların birer bilgi : yöntem ve uygulamalar tarımı konusunda yaratıcılık: 1 Öğretmenin çocukların ilgisini çekerek merak uyandıracak, öğrenme isteğini harekete geçirecek yenı yöntemler bulma/üretme ve uygulaması açısınıdan ön plana çıkmaktadır. 2 Çocukların düşünme yeteneklerinin geliştirilmesi, problem çözme becerilerini desteklemesi yönünde onların yaratıcılıklarını ön plana çıkarması açısından da önem kazanmaktadır. Çocuklardan çok şey öğrenebiliriz, öğreniyoruz. Özellikle de çocukların düşünmesini gözleyerek. Düşünmelerinin ne kadar göz alıcı olduğuna sık sık tanık oluyoruz. örneğin: Anaokulunda yeni bir konuya girileceği ya da bir konunun öncekinden değişik bir yönü inceleneceği zaman gerekli çevre düzenlemesi yapılır. Panoya konuyla ilgili görsel malzeme asılması da çevre düzenlemesinın bir parçasıdır. Çocuklar panodaki resimlere bakarak ortak noktayı bulmak durumundadır. Daha sonraki konu tespitlerinde özellikle benzer ikiüç resim konur, çocuğun bu ikiüç resime takılmayıp bütünü incelemesine dikkat çekilir. Bu şekilde hangi konunun tartışılacağı çocuklara buldurtulur. Bu gelişme belli bir egzersiz sürecini gerektirir. Bu şekilde çalışmalar sonucunda çocuklar artık ipuçlarına çok gerek duymadan doğru konu tespitinde bulunmayı başarırlar. Daha sonraki konu girişlerinde bu kez farklı bir yol izlenir. örneğin: Konu ülkemiz Türkiye'dir. Panoya görsel malzeme asılmaz, boştur. Yere bol miktarda (1520 adet) çeşitli görsel malzeme konur. Ve çocuklara "Konumuz Türkiye, herkes bir resim seçecek. O resımin Türkiye ile ilgisini açıklayıp panoya asacak. Böylece panomuzu siz düzenlemiş olacaksınız." şeklinde açıklama yapılır. Çocuklar teker teker istedikleri resimi alıp, Türkiye ile ilgisini açıklayıp panoya asarlar. Anlatımlar sırasında bir çocuk otomobil resminı alır ve "Türkiye'de zengin ınsanların arabası vardır, fakır insanların yoktur." şeklinde açıklama yaparak resmı panoya asmaya hazırlanır. Bir başka çocuk "Ama bu Türkiye ile ilgili olamaz" der. Neden? "Çünkü bu Türkiye'de üretilmemiş." Nereden anladın? "Çünkü plakası farklı." Bu ayrıntı eğitimcinin özellikle hazırladığı bir resim olmamasına rağmen çocuklann düşünmesinin göz alıcılığının sergilendiği binlerce örnekten sadece birisidir (4). Çocuklar düşünmekten hoşlanırlar. Eğer ortam ve sistem uygunsa bunu ifade ederler. örneğin: Anaokulunda ikı ayn sınıfta bulunan ikizlerin doğum günü yapılacaktır (Tuğba ve Tilbe). İkizlerin sınıf arkadaşlarından biri (Ayça) serbest saatte öğretmenine sorar." Tuğba'nın annesi kimin sınıfında duracak Tuğba'nın mı Tilbe'nin mi?" öğretmen bu sorunu önceden çözümlemiştir ama biraz şaşkın "Aa bilmiyorum, hiç aklıma gelmemiştı, bunu düşünelim." şeklinde yanıtlar. Daha sonra Ayça'nın sorusunu çocuklara söyler ve "Ne yapabillriz?" diye sorar. Çocuklar fikirlerini söylerler. Pek çok fikirden sonra daha büyük bir sınıfımız olsaydı düşüncesı oluşur. Okulda böyle büyük bir sınıf vardır. O sınıfta yapabiliriz diye düşünürler. öğretmen "Bunu sormamız gerekir, o sınıfın öğretmeni ve çocuklan bunu kabul ederler mi bilmiyorum?" der. Öğretmen sormak içın dışarı çıkar. Biraz sonra gelır çocuklara sonucu söyler "Evet kabul ettiler". Çocuklar öyle kuvvetli çığlık atar ve ellerı havaya kalkar ki hepsinde bir soruna kendi fikirleriyle bırçok çözüm bulmanın ve uygulayacak olmanın coşkusu, keyfi görülür (4). Düşünme yeteneğini geliştirmek Eğitim sisteminde düşünme yeteneğinın geliştirilmesi için bilinçli olarak zaman ayrılması gerekiyor. Düşünmenin gerekliliğı ve öğrenılebilır bir beceri olduğu fikri kabul edilmekte (5). Düşünmenın karar verme, planlama, yenilikler, problem çözme gibı yönleri, problem çözmeyi ise bir durumla baş edebilme, bir engelı yenme, istenilen etkiyi oluşturma, bir şeyın oluşmasını gerçekleşttrme biçimindeki başlıklarla okul öncesi dönem ve onu takip eden dönemlerde rahatlıkla ele alınabilır, alınmalıdır. örneğin: Bir önceki yıl gelıştirilen bir oyunun şarkısı unutulmuştur. Geçen yıldan devam eden 56 çocuğun da şarkıyı hatırlayamaması nedeniyle oyuna yeni bir şarkı bestelenır. Çocuklar yeni sözleri melodisiyle mırıldanırlar. Birlikte son şekline karar verilir ve oyun artık bu yeni şarkıyla oynanır (4). Çözüm arayışları çevremizde doğayla olup bitenleri anlamaya yönelik düzenli ve eleştirel nitelik kazandığı ölçüde bilime dönüşür (6). Bilimsel etkinlik bir anlamda problem çözmedır (7). O halde düşünmenın öğretilmesinde; bilimsel etkinliğin vazgeçilmezliği ve yaratıcılığın geliştirilmesi yerçekliğı ile karşı karşıyayız. Bu noktada öğretmene düşen görev büyük. öğretmen önce kendini geliştirmelidir. Programın çok yönlü ve yaşama dönük olmasını sağlayan öğretmendir. * Çocuk soru sorduğunda saygılı olmalı, soruyu hemen yanıtlamamalı, cevaba çocuk kendi yaklaşsın diye tahminlerde bulunması için yönlendırmelidir. * Tek geçerli çözüm yoktur anlayışıy la hareket etmeli, çö•••»,•.•.J,..vt*;Jü Z Q m önerileri ne kadar saçma ne kadar "uçuk" olursa olsun kabul görmelidir. Yaratıcılığı ortaya çıkaracak çözümler hıç duyulmamış denencelere dayalıdır. Bir denence doğru olmaksızın da yararlı olabilir (8). * Doğrudan bilgi aktarma yerine doğru problem sunmalıdır (aktif eğitim). Çocuğun daha önceden o konuda bılgisinin olup olmadığı dikkate alınmalıdır. Hiçv . . bir bilgisi, deneyimi, gözlemi olmayan bir konudaki probleme çözüm arayışı sonuçsuz kalacaktır. * Etkinlikler 5 duyuya hitap edecek yapıda olmalıdır. Görerek, dokunarak, işiterek, tadına bakarak, koklayarak durumlar hakkında genellemelere gidebilmelerini sağlamalıdır. * Kendi kendisine öğrenmesini özendirmelidir. örneğin: sınıfa su konusunda getirilen deniz yıldızıyla ilgili "öğretmenim deniz yıldızının gözleri var mı?" sorusuna öğretmen "Bizimkilere benzer gözleri yok görünmüyor. Gerçekten var mı yok mu ben de merak ettim. Sen onu buakşam öğren tamam mı?" şeklinde bir yaklaşım içinde olur. Ertesi gün çocuk cevapla birlikte başka öğrendiği ilginç şeyleri de aktarıc (4). * Bu yaş çocuğunun artık materyali kullanmayla harikalar yarattığını biliyoruz. Materyal sunumunda öğretmen kendisi de yaratıcı olmalıdır. Üretimde çocuğu özgür bırakmalı ve yeterli zaman vermelidir. * Olay ve nesne tanımlarında hem sözel ifadenin gelişimi hem de nedensonuç ilişkilerini, bütünü gözden geçirerek aktarması için yöntemler geliştirmelidir. Örneğin: Ben uzaylıyım, sizin dünyanızı bilmiyorum bana öyle bir anlatın ki gözümde canlandırabileyim." şeklinde açıklama yapabilir. Çocuklar hemen anlatma yarışına girip, en iyi şekilde tarif etmeye çalışırlar, hatta onlar da uzaylıya birkaç soru sorarlar. * Hemen her etkinlikte organize oyun kurma, hikâye oluşturma, şarkı besteleme, tekerleme üretme, jimnastik hareketlerini gileştirme, el becerilerinde çeşitlilik getirme, dramalarda yönlendirici olma, dans figürleri geliştirme önce çocuğun fikri alınıp uygulanabilir. Zamanla bu alanlarda ne kadar başarılı oldukları gözlemler arasındadır. örneğin: Öyle bir ev çizin ki daha önceden yapılmamış olsun, mımarı siz olun. Bir yıkanma makinesi tasarlayın vb. Okul öncesi dönemde bu doğrultuda planlanıp, uygulanan programlar sayesinde çocukların; düşünme yeteneklerinin geliştiğini dolayısıyla yaşamsal becerilerinin arttı^ını, doğada ve çevrede olup bitenlerle ilgili, problemlerine çözüm bulma konusunda daha akılcı davrandıklarını/daha az yardıma gereksinim duyan bireyler olduklarını gözlemliyoruz. Bilgi üreticisi olmalı Bizler çocuğun sınırsız hayal gücünü ve bağımsız olma hakkını baştan kabul ediyoruz. Bu yüzden sadece pasif bilgi aktarmayı değil, onların birer bilgi üreticilerl durumuna gelmelerıni istiyoruz. Bu yaşta böylesine başarılı bir grafik sergileyebilen çocuklar sonraki öğrenim yıllarında neden bu gelişmeyi devam ettirmesinler! llk kez düzenlenen "Bilim Şenllğl"nde başta ortaöğretim öğrencilerı hedef alınmıştır. Katılımın çok yüksek olmasından dolayı ki bu çok sevindiricidir hazırlık (56 yaş) gruplarının okulca yararlanma imkânı olamadı. Şenlik'te fosiller, Ay taşı, Türkiye'ye düşen göktaşları, zaman tüneli, balık avlama (mıknatıs etkisi), ses oluşturma, renk ayrımları gibı deneylerin yapıldığı köşe özellikle bu yaş grubunun ilgi alanlarını oluşturmaktadır. Çocukların bireysel katılımından aldığımız duyumlar da bu doğrultudadır. Ülkemizin ve tüm insanlığın eleştirel düşünceye sahip, bilgiokur yazarlığı olan bireylere ihtiyacı var diye düşünüyorsak okul öncesi çağı çocuklarını da bu yelpazenin içine almak durumundayız. * Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı özel Pinokyolşıl Ana Okulu KAYNAKLAR: 1. May, R., 1994. Yaratma Cesareti, Metıs Yayınları, S 62 2. TÜBİTAK Bilım Teknık. 1996. Yaratıcı Düşünce Üzerlne Çeşıtlemeler, Sayı: 348, s. 52, (Kasım 1996). 3. TÜBİTAK Bılım Teknık. 1997, Sınır Tanımayan Guç Yaratıcılık, Sayı: 351, s. 69, (Şubat 1997). 4. Özel Pınokyolşıl Ana Okulu 56 Yaş Grubu Gozlem Notlan. 19961997 Öğretım Yılı 5. De Bono, E., 1972, Çocuklar Sorun Çözüyor. Inkılap KıtabevıYapı MerkeziBeyaz Nokta Vakfı, s. 10. 6. Yıldırım, C , 1995, Bllimin öncüleri. TÜBİTAK Bilım Kıtapları, s. 16. 78 Sungur, N., 1992, Yaratıcı Düşünce. Özgür Yayın Dagıtım, s. 123s. 136. 5267