02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

o Jı ökeni Anadolu'da ) ı~ Tarih Öncesi Çağlarda Ege sempozyumuna katılan Yunan, Türk ve yabancı arkcologlann aile fotoğrafı Yunanistan 20. Bölüm Tarih öncesi Kurumundan Anthi Dova, Limni'deki Myrina ve Koukonisi yerleşmelerinin Geç Neolitik olarak IÖ 4. Binyıla kadar indiğine dikkati çekti ve Erken Bronz Çağında ise yerleşmelerin kıyıya yakın alçak tepeler ya da doğal limanlara yakın deniz ticareti ile uğraşan topluluklar olarak ortaya çıktığını anlattı. Aynı bölümden Lillian Acheilara Troya Hazinesınin bir benzerinin bulunduğu Poliochni'nin tam Çanakkale Boğazı'nı kontrol eden stratejik konumda olduğunu ve Karadeniz'e çıkış için önemli rol oynadığını iki yöredeki buluntuları kıyaslayan bir bildiriyle sundu. Atina Akademisi'nden Chrlstos Boulotls'in bildirisi ise LimniTroya bağlantılarına yönelmişti. Adanın; Çanakkale ve Troad arasında yol alan tekneler için önem taşıdığını, Anadolu'dan yelken açan gemicilerin güçlü akıntılardan yararlanarak kendilerini bir anda doğruca Mondros Limanı'nda bulduklarını anımsattı. Oxford Üniversitesi'nden Noel H. Gale üç değişik laboratuvarın kurşun izotop analizlerini kıyasladı. Troya, Poliochni ve Troad hazinelerinde kullanılarTaltınların Anadolu ve Ege'den gelmeyip tıpkı değerli lapizlazuli taşının Afganistan'dan ithal edılmesinde olduğu gibi Orta Asya'dan getirilip Karadeniz üzerinden Aynı yerde bulunan çift gövdeli kadın blçimli bu Ege'ye ulaştığını ortaya ıbın boynunda kadının yüzü ve üst gövdede de koydu. Samsunlkıztepe iğüsleıi betimlenmiş. Kabartma insan figürlerinde el kazılarını yürüten Prot. 9 tutuşmuş kadmerkek var. Bu biçim kap sadece Önder Bilgi de bu yargıyı ıadolu'da Burdur'da bilinirken insan kabartmalılara doğrular bıçımde Karadejlgaristan, Sırbistan, Macaristan ve Romanya Orta niz'le Ege arasındaki bağiolitik kültürlerde ya da çağdaşı Anadolu ilkorta lantıları anlattı. ılkolitik kültürlerde raslanıyor. Aşağı Pınar BalkanBelçika Liege Üniversiladolu kültür ilişkileri açısından ilk tam örnek. (M. tesi'nden Robert Laffineıdoğan) jnların kökeninin Anadolu olduğuna ?kin kanıtları açıkladılar. Tarih öncesinsn günümüze değin "ada anakara" .ellikle Altınova ile bağlantılarını anlattır. Troya'yı kazan Alman Profesörü anfred Korfmann, 16 m yüksekliğinikl bu yığma tepe oluşumu ile Troya'nın >n yüzyıl boyunca Ege, Anadolu ve Gü)y Doğu Asya'da uygarlıkların tarihlenesine en önemli katkıda bulunan bir yer duğunu söyledi. Bu verilerin Güneybatı sya ve Mısır'dakı verilerle de doğrulanğını anımsattı lö 30002250 yıllarında taya çıkan Troya I. II. III. Dönemleri'nin jrçekte artık tek bir uygarlık olarak kajl edilmesi gerektiğini ve buna "Denizci oya Kültürü" denifmesini önerdi. Korfann'ın daha sonraki Troya dönemlerin mutlak "Anadolu Uygarlığı" olduğunu ırgulaması, Yunan arkeologlarca haytle izlendi. Bılkent Ünıversıtesi'nden Sinan Kılıç Marmara Denizi çevresinde Troya 1 ile eşzamanlı 121 höyüğün varlığını ortaya koydu. Kılıç, Troya'nın 5 km kuzeyindeki Kumtepe buluntularının erken Bronz Çağına (lö 3400) tarihlenmesinin Anadolu ile Ege için "Başlangıç Yılı" sayılması ve tarihlemelerde bunun ölçüt olması gerektiğini öne sürdü. TroyaMidilliLimni üçgeni ur ise kuyumculukta Güneydoğu Avrupa'nın altın kaynaklarından dolayı Balkan ve Küçük Asya etkisinde kaldığını, Troya Hazinesi'nde etkilerinin görüldüğünü, ancak değerli madenlerin işlenmesinde genel bir değerlendirme olarak Erken Bronz Çağında bunun kökeninin Doğu Akdeniz olduğunu söyledi. En çok ilgiyi, Istanbul Ünıversitesi'nden Prof. Mehmet özdoğan'ın Trakya'da yaptığı kazılar ve buluntular hakkındaki açıklamaları topladı. Prof. özdoğan; Ege'nin Kuzey Batısının, özellikle Marmara Denizi cevresi, Ege ve Balkanlar arasında çeşitli kültür bölgelerinin buluşma noktası olduğunu ortaya koydu. "Uzun süre ihmal edilen bu bölgede son 10 yılda yapılan kazılarda bile yörenin kültürel yapısında somut kanıtların bulunduğunu" eşsiz ve ilginç örneklerle anlattı. Anadolu'da Milet'te bulduğunu açıklaması toplantının bir başka önemli olayı oldu. Anadolu'dan Yunanistan'a giden Kuzey ve Güney yolları arasındaki bilinmezlikler zincirinin halkaları ile ilgili önemli buluntulardan biri de Istanbul Üniversitesi'nden Tufan Efe'nin yaptığı Eskişehir Küllüoba Höyük kazılarından geldi. Efe, Küllüoba'nın Güney'de Beycesultan ile kuzeyde Troya kültür ilişkilerinde köprüayağı konumunda olduğunu örnekleri ile kanıtladı. Yunanistan Bölge Antropoloji Sorumlusu Georgia Stratouli, Ege'de Kalkolitik Dönemin (45003500) Ege'de toplumsal ve ekonomik ilişkilerini değerlendirdi ve canlı bir ilişkinin varlığına dikkati çekti. Yunanistan Anıtlar Arşivi yetkilisi Panayiota Sotirakopoula da saydamlar eşliğinde Kiklad, Doğu Ege ve Batı Anadolu arasındaki ilişkiler yumağını değerlendirdi. Bu arada Beycesultan'daki keman tipi idoller ile Kikladların keman tipı idolleri arasındaki benzerliğe değindi. Bu bildiri ile günümüzden beş bin yıl öncesınin Anadolu insanı ile Ege adalarında yaşayan ınsanlar arasındaki tecimsel, kültürel ve inanç benzerlikleri de açık seçik ortaya çıktı. Ege Üniversitesi jeologlarından Prof. llhan Kayan mesleği açısından arkeologlara yol gösteren buluntularını anlattı. Kayan, Anadolu'da Ege kıyısının Buzul Çağı sonrasında 1510 bin yıl önce önemli değişikliklere uğradığını, deniz düzeyinin bugünküne kıyasla 100 m daha alçak olduğunu, bugünkü düzeye yükselmesinin 6000 yıl önce gerçekleştiğini, 50003500 yılları arasında 2 metre daha alçaldığını ve Isa döneminde yeniden günümüz düzeyine çıktığını sondajlara dayanarak açıkladı. Jeolojik sondaj buluntularıyla, Neolitik insanların bu oluşumlara bağlı olarak deniz bağlantılı gıdalar edindiklerini de doğruladı. İkinci toplantı Yunanistan'da Türk arkeoloji profesörlerinin kapsamlı ve yüksek düzeydeki bilimsel araştırmaları, sempozyuma katılanların hayranlığını toplarken Yunan müzecilerinin daha iyi yabancı dil ve araştırma olanaklarına sahip olmaları da Türk meslekdaşlarını imrendirdi. Bu toplantının, ikincisinin Yunanistan'da düzenlenmesı, ortak yayın ve kazılar yapılması konusunda da önemli adımlar atıldı. Tarihöncesi arkeologlar eskiden sadece Troya'yı tartışırken bugün artık Urla'daki Liman Tepe uygarlığını konuşuyor, hayranlıkla söz ediyor. Onümüzdeki yıllarda Liman Tepe'nin adına yabancı basında bol raslanacak olmasından hiç kimse kuşku duymuyor. Bu sempozyum ve Liman Tepe olayı öteki Türk belediye başkanlarına da örnek olmalıdır. Egelı belediyecilerin, yörelerindeki tarihöncesi höyükleri Türk ve yabancı arkeologlara açmalarının, belde ödeneklerini bu amaçla kullanmalarının ve bu tür bilimsel kazılara destek olmalarının da artık zamanı gelmiştir. Anadolu'dan Yunanistan'a ikinci yol Belçika Leuven Üniversitesi'nden Hannelore Vanhaverbeke, Burdur yöresinden oyalarda yaşayan tarımcılar ile dağlardaki hayvancı grupları kıyasladı. Burdur Sagalassos yöresindekı dağlık bölgede de tarih öncesi insanların yaşadıklarını ortaya koydu. Yunan Kültür Bakanlığı uzmanlarından Marisa Martharl, Kiklad ve öteki Ege adalarındaki günlük yasam ve toplumsal ekonomik gelişmeleri los, Poliochni ve Limni kent planlamaları, mimari ve buluntularla değerlendirdi. Marthari, Kiklad adalarının Kuzey Doğu Ege, özellikle TroyaLimni yoluyla "Anadoîulaştırılması"nın tek yol olmadığını, ayrıca Erken Bronz Çağında günümüzde "12 Adalar" denilen Kalimnos, Istanköy, Rodosla birlikte Sısam Adası'nın da önemli bir uygarlık yolu olduğunu örneklerle gösterdi. ABD Darthmouth Üniversitesi'nden Jeremy Rutter; Hellenler öncesinde (lö 22002000) yılları arasında Güney Yunanistan'da dinsel törenlerde kullanılan pişmiş topraktan yapılmış içki kaplarının Anadolu'da Elmalı KarataşSemahöyük'ten gelme olduğunu açıkladı. Rutter, "Böylece, sözgelımi, Peloponez'deki uzo ıçme alışkanlığının Anadolu'nun etkisiyle değişikliğe uğradığını söyleyebiliriz" dedi. Almanya Heidelberg Üniversitesi'nden Wolf D. Niemeier, dünyada daha çok klasik dönemiyle tanınan Milet'te 1994'ten bu yana yapılan kazılarla Kalkolitik Döneme dahı ulaşıldığını ve Yunanistan'ın Miken, Girit'in Minoen uygarlıklarının izlerine raslandığını bulgularıyla gösterdi. Ayrıca Milet çevresi höyüklerde Neolitik döneme kadar inilebıleceğınin ışaretını verdı. Nıemeier'in Erken Bronz Çağından kalma ve Ege Kiklat adalarından gelme bir mermer fıgür başını ilk kez Zaman dlllmleri Sempozyumun kapsamındaki evreler, Anadolu'nun yazı öncesindekl beş binyıllık süresi ile sınırlanmıştı. Insana ilişkin evreler içinde sempozyumun öngördüğü zaman dilimi de şöyle: Taş Devri EskiTaş(lö600bin10bin) Orta Taş (lö 108 bin) (Paleolotik) (*) Yeni Taş (lö 85500) (Neolitik) (**) Kalkolitik BakırTaş Çağı (lö 55003000) (**) Tunç Çağı Erken Tunç Çağı (lö 30002500) (**) Orta Tunç Çağı (lö 25002000) (***) Genç Tunç Çağı (lö 20001200) Demlr Çağı Demir Çağı (IÖ1200İS 476) (•) Kapsam dışı olmakla birlikte yönlendiricl birkaç bildiri sunuldu ('•) Sempozyumun tartışma konusuna giren tarihsel süreç (•") Blldırilerde kıyaslamalar ve buluntuların değerlendirilmesl için örnekler vorıldı 559 7
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle