Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TVB E L G ESEL İLGİNC SORULAR I V 2 13.50 Belgesel "Dünya Dosyası" TV 2 20.05 Yerli Belgesel "Güne Bakan Çiçeği" TV 3 17.30 Belgesel "Bebeğin Dünyası" Bu bölümde özürlü çocuklar, kaşıkla yemek yeme, müzikle çocuklara yaklaşan bir eğitmen konu ediliyor. TRTINT 18.10 Belgesel "Nutuk" Ulusal birlik ve dayanışma korunarak iç ayaklanmaların bastırılması. TGRT 12.30 Sağlık Hattı Kanal E 17.35 Belgesel "Vahşi Yaşam" atv 20.00 Belgesel "VVhite Heron" 1 Kasım Cumartesl 2 Kasım Pazar TV 2 16.30 Belgesel "Dünya Coğrafyası" TV 2 19.30 Belgesel "Bilim Teknoloji ve Biz" Bu haftaki konu genetik. Genetikle ilgili ülkemizde yapılan araştırmaların ve kullanıldığı alanların tanıtıldığı programda prenatal tanı hakkında ilginç açıklamalar yapılıyor. TV 316.25 Billm ve Teknoloji TV 317.25 Belgesel "Idealimdeki Yaşam" Çocuklara çeşitli meslekleri sevdirmek amacıyla yapılmış bu belgeselde çizgi roman çizimcisi ve veteıinerlik mesleği tanıtılıyor. aTV 18.30 Belgesel "Bir Yudum Insan" SORU: Topla oynanan neredeyse bütün sporiara ilgi duyduğum için Magnus etkisi diye adlandırılan mekanik olayı defalarca gözlemişimdir. Magnus etkisi, yukandan bakıldığında saat yönünde dönmekte olan bir topun sağa kayması dunımudur. Teniste ve futbolda birçok oyuncu bu özellikten yararlanarak rakibi yanıltmaya çalışır. Ne var ki, profesyonellerin kullandığı meşin top yerine bakkallarda satılan plastik toplarda tam tersi durum gözlenir. Bu toplara, yaygın deyimiyle "falso" vermeye kalktığınızda saat yönüne olan dönüs topun sağa değil sola kaymasına neden olur. Bu topların hangi özelliği bu garip farklılaşımaya neden olur? Görünüşte, büyüklükleri hariç, maaa tenisi toplanndan pek bir farklan yoktur, oysa masa tenisinde böyle aykırı bir durum gözlenmez. YANIT: Bu durum, akışkanlar mekaniğinde "sınır tabaka ayrılması " diye adlandırılan aerodinamik bir durum nedeniyle gözlenir. Top havada uçarken, topun yakın çevresindeki bir miktar hava da topla birlikte sürüklenir. Topla birlikte sürüklenen bu hava dışında kalan ortam olaydan neredeyse hiç etkilenmez. Topun hareketinden etkilenen ve etkilenmeyen bu iki hava bölgesi arasında ince bir tabaka vardır ve bu tabaka "sınır tabaka " diye adlandırılır. Bu tabakanın topun önünde kalan kısmı yavaş hareket eder, Tabakanın topun diğer yerlerine yakın olan kısmı ise (çevredeki ve geridekl kısım) daha hızlı hareket eder ve daha düşük bir basınç oluşturur. Bu durum, Bernoulli yasasıyla ilgilidir, hız yükseldikçe basınç düşer. Bir noktada bu sınır tabaka topun yüze Toplar ve Magnus etkisi yinden kopar. Eğer topun yüzeyi düzgünse (pürüzsüzse) ve top dönmüyorsa bu kopma simetrik bir şekilde gerçekleşir. Fakat top kendi ekseni etrafında dönüyorsa, sınır tabaka ayrılması asimetrik bir şekilde gerçekleşecektir, bu durumda sınır tabaka, topun bir kısmının üzerinde diğer kısımdan daha büyük bir alan kaplayacaktır. Büyük alan tarafından kaplanan kısımda düşük basınç, diğer tarafta ise daha yüksek basınç oluşacağından topun yörüngesinde sapma gözlenir. Normal durumda, topun ekseni etrafındaki dönüşü çok az miktarda havayı da aynı tarafa sürükler. Bu durum, sınır tabaka ayrılma noktasının topun arka tarafına ve ön tarafına doğru hareket etmeye başlamasına neden olur. Kopma noktasının topun önüne doğru yaptığı hareket, topun etrafındaki akıma ters ve arkaya doğru yaptığı hareket de topun etrafındaki akımla aynı yöndedir. Bu durum sonucunda sınır tabakanın yayıldığı bölgede basınç düşer ve top o yana doğru kaymaya başlar. Tabii anlattığımız bütün bu kurallar, sınır tabakadaki akımın laminer (düzenli) olduğu durum için geçerlidir. Aslında genel halde akımın bir kısmı türbülanslı (düzensiz) olacaktır bu durumda ayrılma noktasının yerini kestirmek etmek çok zordur. Deneyler, türbülanslı sınır tabakanın topun yüzeyine la miner sınır tabakadan daha uzun süre yapışık kaldığını göstermektedir. Yani sınır tabaka topun bir yanında türbülanslı ve diğer yanında laminer olursa türbülanslı tarafta basıncın daha düşük olması beklenir, bu durumda top o yana doğru kayacaktır. Bazı durumlarda türbülans ilk olarak topun, dönüşü nedeniyle hava akımına ters yönde hareket eden tarafında oluşur, bu durumda "ters ayrılma" denen durum gözlenir. Türbülansın oluşup oluşmaması topun türüne, boyuna, dönüşüne ve daha bir yığın ozellığine bağlıdır. Ingıltere'de, Pakistan'da ve Ingilizlerin zamanında nüfuzlu oldukları daha birçok yerde pek popüler olan kriket oyununda kullanılan toplarda be lırgin dikişler vardır. Bu dikişler, oyuncuya (eğer yeter miktarda akışkanlar mekaniği ve genel fizik biliyorsa) birçok ilginç imkan sunar. Deneyimli oyuncular topu öyle bir açıyla gönderirler ki, dikışlerin kaba olan tarafı hava akımıyla sürekli belirli bir açı yapar. Bu durumda türbülans sadece dlkişli tarafın üstünde oluşur ve sınır tabaka ayrılması da daha sonra bu tarafta gerçekleşir. Ayrılma sonucunda top çok güzel bir dönüş yapar. Eğer top çok yüksek bir hızla (örneğin saatte 130 kilometreden yüksek bir hızla) yollanırsa sınır tabaka daha dıkişli kısma ulaşmadan türbülanslı hale geçer ve bu durumda dikişler sınır tabakayı dışarı iterler. Bu durumda ayrılma çok erken gerçekleşir ve sonuç olarak top, beklenmedik bir şekilde ters tarafa kayar. Tabii böyle atışlar yapmak her yiğidin harcı değildir. Bilim Teknik'den bir not: Sınır tabakalara merak duyan okurlar, George Batchelor'un bir klasik kabul edilen meşhur "An Introduction to Fluid Mechanics" kıtabında (Cambridge University Press) bu konuyla ilgili çok ilginç bir bölüm bulabilirler. Kitap çok güzel fotoğraflar da içermektedir. 8 Kasım Pazartesl TV 3 14.40 Belgesel "Bilim ve Teknolojide Bu Hafta" TV 3 16.00 Belgesel "Bilim Teknoloji ve Biz" TRT INT 15.05 Belgesel "Her Kıyı Ayn Bir Yaşam" SAĞLIK Hiperaktifliye alternatif tedavi Hiperaktif çocuklarda "işitsel eğitim" le iyileştirme yöntemi.. Fatma Oran 4KasımSalı TV 1 23.20 Yerli Belgesel "GAP: Güneydoğu Anadolu'nun Gerçekleşen Rüyası" TV 2 22.45 Belgesel "Olağanüstü Olaylar" Prene Dağları'nda yaşayan ve soyu tükenmekte olan ayıları koruma yöntemleri, yunuslar ve otistik çocuklar arasındaki yakın ilişki, Fransız Guyanası'nda deniz canlılannı araştıran bir grup. Tv 3 13.35 Belgesel "Alo Dünya" Nehir taşımacılığı ve nehir suyunun barajlarda nasıl kullunıldığı vurgulanıyor. F 5 Kasım Çarşamba TV 3 13.30 Belgesel "Beş Üzeri Beş" At yarışlarında hile için gellştirilen bilgisayar programı, sera etkisini azaltmak için okyanuslara eğe tozu dökme fikri, sanal görüntüler aracılığıyla üretilen arabalar, kırıkları iyileştirmek için kullanılan yapıştırıcılar, evleri halı döşemek için kullanılan elektronik cihaz. TV 3 20.00 Belgesel "Vahâ Dünyanın Geleceği" TV 3 22.10 Belgesel "Dağlar ve Yaşam" 6 Kasrnı Perşembe TV 2 19.30 Geleceğin Toplumu TV313.30Hayvanlar Dünyası TV 3 20.00 Belgesel "Niçin Savaşıyoruz?" 7 Kasım Cuma TV 2 18.20 Belgesel "Içimizdeki Dünya" TV 3 20.00 Belgesel "Thalassa" ransız tıp doktoru Guy Berard'ın otuz yıllık bir çalışma sonucu geliştirdiği.Avrupa ve Amerika'nın çeşitli ülkelerinde Dr. Berard'ın yetki verdiği uzmanlarca kullanılan, üç yıldır da Türkiye'de Psikolog Dr. Murat Güvençer tarafından başarıyla uygulanan Audıtory Integration Trainlng (İşitsel Eğitim) yöntemiyle otistik, hiperaktif, depresif ve disleksialı (okumayı öğrenme güçlüğü) has taları tedavi edilmeye deneniyor.. AIT'le ayrıca bazı işitme kusurlarının da düzeltllebildiği ileri sürülüyor. Dr. Berard'ın buluşu "audiokinetron" adı verilen ve sesleri 15125 bin frekansa kadar değiştirebilen elektronik aygıttan bir müziğin içine maskelenerek verilen ses dalgalarıyla beynin belirli bölgeleri uyarılıyor... Dr. Murat Güvençer, bu tedavide amacın, tüm frekans eşiklerinin eşit düzeye getirilerek, kişinin dış dünyayı eşit duyarlıkla algılaması olduğunu söylüyor. "AIT sadece otistiklere uygulanmıyor ama bu tedavinin en çok ilgi çeken yanı, otistiklerde alınan olumlu sonuçlar. Otistiklerde elleriyle kulak kapatma sık görülür. Ağrılı işitme ve aşırı duyarlık nedeniyle kulaklarını kapatırlar; ama bu tedaviyle frekans eşıkleri eşit düzeye getirildiğinde 'ses'e dayanabilmeye başlıyorlar. Eğer otizm yoğun bir şekilde varsa, onlarda bu uygulamayı tam olarak yapmak mümkünd eğil. Çünkü bunun için karşılıklı iletişim ve işbirliği gerekli.. Otizmin yoğun olup olmadığı da tedavi öncesi yapılan audiogramla saptanıyor..." Tedavinin yaş sınırı var mı? Aileler kaç yaşından itibaren getiriyorlar çocuklannı? Bu konularda uzman olanlar, daha doğar doğmaz bile şüphelenirler bebeğin otistik ya da hiperaktif olabileceğinden. Ama ne yazık ki, bize en erken üçdört yaşlarındayken getirirler çocukları... Otizmi kısaca tanımlar mısınız? Otizm, kişinin zihinsel enerjisini tümüyle kendi içine yöneltmesi biçiminde ortaya çıkan, kalıtımsal ve umarsız bir ruhsal durumdur. Çoğu aman gerçeklikten kopuş, düş dünyasına sığınma ve insanlarla ilişki kuramama gibi özelliklerle birlikte ortaya çıkar. Nasıl belirlenir? En yakınlarına bile tepki vermeme, çevresel değişimlerden saplantı Ölçüsünde kaçınma, dil gelişiminde temel aksaklıklar ve garip bir konuşma biçimi, sallanma türünden ritmik beden hareketleri gibi özelliklerle belirlenir. Peki ya hiperaktif çocuklar? Hiperaktifler doğar doğmaz kıpır kıpırdır ve çok diri bebeklerdir. Baş kontroli dediğimiz durum normal bebeklerde dört haftaya kadar hiç yoktur; bebeği dik tuttuğumuz zaman başı ya öne düşer ya da yana yatar, dik tutamaz. Oysa hiperaktif bebeklerde bu kontrol vardır ve hemen doktor ve hemşirelerin dikkatini çekerler. Normal bir bebek 89 ayda emeklerse, hiperaktifler daha erken emekler, daha erken konuşmaya başlar. Çoğunun zekâsı ileridir. Yine çoğunun anneleri perişan edecek derecede uyku sorunu vardır; sürekli uyanır, bağırır, uykuya dalması zor olur. Ayaklanmaya başladığı anda da düz duvara tırmanan çocuklardır bunlar. Hiçbır şeyle yeterince ilgilenemezler. Bütün duyguları aşırı coşkuludur. Gözü kara çocuklardır... Gözü kara ya da ileri zekâlı olmaları, bir yarar sağlamıyor bu durumda? Maalesef. Bu hastalığın özu, dikkat eksikliği ve aşırı hareketlilik. ikisi de birbirine bağlı zaten. İleri zekâlı olsa, dikkatini ve remediği için dersleriyle tam olarak ilgilenemez; üstelık dersi de engeller hiperaktif çocuklar; arkadaşını dürtükler, saçını çeker, konuşur. Bu durumu da genellikle ailelerden önce öğretmenler fark eder... Hiperaktif çocuklar tedavi edilirlerse iyileşebilirler mi? Bu çocuklar tedavi edilirlerse, iyileşe bilme oranları çok yüksek. Tedavi edilmezlerse ilerde, ergenlik çağından başlayarak sürekli suç işlemeye karakterize ve tedavisi olmayan 'conduct disorder' davranış bozukluğu dediğimiz hastalığa dönüşüyor durumîarı. Ki, Auditory Integration Training'le hiperaktivitenin de büyük ölçüde önü alınıyor. Sizin 'İşitsel Eğitim' dedlğinlz bu sistemle yapılan 'iyileştirme' kalıcı mı? Beynin metabolik aktivitesinin düzenlediği bariz şekilde görülüyor. Başarı oranı nedlr? Yüz çocuktan yetmiş beşinde gözle görülür bir iyileşme oluyor ama yirmi beşinde hiçbir şey olmuyor. O zaman, altı ay ara ile tedavi bir kez daha tekrarlanıyor. Ama ikincisinde de olumlu bir sonuç alamamışsak, bir daha yapmıyoruz. Faydası olmuyor. İşitsel Eğitim (AIT), ne kadar sürüyor ve ne kadara mal oluyor? On saat süren, on beş günde tamamlanan bir tedavi bu; on saat bir kerede yapılmıyor. Bir de aylık seans var: O da, her seans arasından üç saat geçmesi koşuluyla, günde iki kez yarımşar saatten, yirmi seans halinde yapılıyor. Ne kadara mal olduğuna gelince; dünyadaki fiyatı bin beş yüz dolar, ama Türkiye için büyük bir para bu. Ben bu tedaviyi altı yüz dolar karşılığında uyguluyorum. Guy Berard'dan başka AIT yöntemini öğretenler var mı? Amerika'da Dr. Berard'ın yetki verdiği bir iki kişi var. Benim öğretme yetkim yok; öğretebilmem için ek bir eğitim görmem lazım. Benim sadece bu işi uygulamaya yetkim var. Cihazı da Dr. Berard'ın firması satıyor. AIT, ülkemizdeki tıp otoritelerlnce kabul gördü mü? Istanbul Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. özgür Polvan'ın dışındakı diğer doktorlar, böyle bir uygulamayı reddediyorlar, yok sayıyorlar. 'Para tuzağı' diyenler var, alternatif tıp olarak görenler var. Birçoğunun da zaten haberı bile yok. Evet, meslek çevreleri direniyor. Ben de direniyorum. Çünkü biliyorum ki, bu yüzde yetmiş beş de olsa bir çocugun hayat boyu sürecek olan içsel hapishanesinden kurtuluşuna tanık olmaya değer... 55410