24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

T A R T I Ş M A E D İ T Ö R E M E K T U P Doğa ve sosyal bilimlerde yöntem Matematik, sosyal bilimde tümdengelımin emrindeki tümevarımın veri toplama aracıdır. Bunun dışında, sosyal bilimde matematik, toplumu, toplumsal olmaktan çıkarır; bireyi de insan olmaktan çıkarır. C umhurıyet Bılım Teknık'te Celal Şen gor un ydzısını, Bozkurt Güvenç ın Sosyal bılım ve Yontem Konusu başlıklı yazısı ızledı Hemen soyleyıvereyım kı, Celal Şengor'un "buyuk bır dehşet ıçerısınde okuduğunu" soyledığı Nılufer Gole'nın yazısı gıbı, Bozkurt Guvenç'ın okuduğum yazısı da, benı, daha da buyuk ve endışelendırıcı bır dehşotlo karşı karşıya bıraktı "Doğal (ınorganık ve organık) varhk alanlanyla ınsanıbeşerı (superorganık) varhk alanlannın (kultur ve medenıyetlerın yapısı sorunları (doğası) bırbırınden farklı olduğu ıçın dınahlak fetnık), hukuk, edebıyat, tarıh ve sosyal felsefe geleneğınde yetışmış sosyal bılımcıler, matematik ustune kurulu flzık, kımya ve ıeolojibıyoloıı temelıne dayalı do <Ja bılımı yontemıne uyum sağlamakta guçluk cekerler (Ergun 1993), (II)" 1) Hemen soyleyeyım kı, şımdıye kadar, matematik sosyal bılımın ısteklerıne cevap verememıştır, yatıı matematik, sosyal bılıme uyum sağlayamamıştır Çunku, ıstatıstık çözumlemelerın ve matematik yaklaşımların toplumsal gprçegın toplumsal yaşantının ancak ve ancak en dış yuzeyını sergıleyebıldıklerı, şımdı, kesın olarak bılınmektedır Ancak ve ancak en dış duzey demek, en dış belırtıleren dışta görulenler demektır, yuzeysel olanlar demektır Oysa, her toplumsal olgu tarıhsel bır olgudur, ve her tarıhsel olgu da toplumsal bır olgudur Ve bu olgular, başta toplumsal yapı olmak uzere, toplumsal yaşantının başka etkenlerının sonucu olarak oluşurlar Ve ırade, bılınçbılınç ozgurluğu gıbı ınsan yete» neklerl de doğada hıç yoktur Yanı, belırlenmış bu oluşumlar ve ınsan yeteneklerı, toplama/çıkarma gıbı matematik ışlemlerıyle açıklanamazlar Bılım, kavramsal bır çerçeve ıçınde/kavramsai bır çerçeveye göre açıklar, açıklamalar yapar Tarıhsel bır olguyu/olguları araştıran sosyal bılım de, dış duzeyde yanı yuzeyde gorunmeyen tarıhsel olguları ıçererek kavramlarını oluşturur Demek ıstıyorum kı, Bozkurt Guven'ın matematik uzerıne kurulmasını ıstedığı sosyal bı lımle, sosyal bılımcılık yapılmaz, ancak ve ancak çetele tutulur Bllınmelıdır kı, matematik, sosyal bilimde tümdengelımin emrindeki tumevarımın verı toplama aracıdır, ışte o kadar* Bunun dışında sosyal bilimde matematik, toplumu, toplumsal olmaktan çıkarır, bıreyı de ınsan olmaktan çıkarır 2) Şımdı gelelım Bozkurt Guvenç'ın Mac hıavel'ıne, meğer kımmış Machıavel' Bozkurt Guvenç yazıyor " ıdealı arayan polıtıka felsefesını bır yana bırakıp, toplumların gerçekte kımler tarafından, nasıl yonetıldığı sorusunu gozlemlerıne dayanarak yanıtla yan Machıavellı sanıldığı gıbı makyavelıst değll belkı de ılk gerçek sosyal bılımcıydı(12)" Hayret1 Ikıbın yılına dort kala, neler duyuyoruz, okuyoruz Turkjyo mızde Boz kurt Guvenç'ın ' belkı de ılk gerçek sosyal bılımcıydı" dedığı bu Machıavel'ın, yanı bu sahte şohretın, aslında, yaptığı şey şudur "Machıavel'ın yontemı başarı orneklennın yalnız ve yalnız ampırık toplamıdır(13)" Ampırızm, hanı şu yalnız ve ancak olguları goren ve onlarla ılgılı gozlemlerle yetınen ampırızm Bılınmektedır kı, Machıavel, 14691527 yılları drasındd yaşamıştı Oysa onaltıncı yuzyıîda, adı Juan Huarte olan bır Ispanyol vardı, bu doktor, zekâyı uçe ayırmıştı Uysal zekâ/normal ınsan zekası/ ustun ınsan zekâsı Ve Juan Huarte, uysal zekâ ve normal ınsan zekâsı arasındakı fark ıçın hayvan ve ınsan arasındakı farktır dıyordu, ve eklıyordu, uysal zekâ, ampırıst ılkeye benzer/ampırıst ılkeye uy gun duşer 3) Bozkurt Guvenç ın felsefeyle başı hoş değıl ışte şunları yazıyor kendısı "Ancak, sosyal sorunlar ustunde duşunup taşınan ların, felsefenın sorgulama mantıgından kopup, bılımın doğal larıhı yontemıne uyum saglamast hıç kolay olmadı" Goruluyor kı, Bozkurt Guvenç sosyal bılımlerın, felsefenın sorgulama mantıgından kopmasını ıstıyor Oysa felsefe, yalnız sorgulama değıl dır Ve burada sozu değerlı felsefecımız Selâhattın Hılâv'a bırakıyorum "Bılım, duygulanmızın ve deneylerımızın bıze tanıttıgı olayldrın bırbırlennı (nasıl) ızledıklerını, hangı kanunlara uyarak bu olayların (ne) oldukları nı bulmaya çalışıyor Mesela toplumbılımı toplumsal olayların arasındakı ılışkıyı, bu olayların ortaya çıkışlarının hangı kanunlara uyduğunu bulmaya çalışıyor Oysa felsefe, toplumun (ne) oldugunu sonıyor I Felsefe daha çok, edlnılmış bılgı uzerınde sorular sormaya, duşunmeye yönelıyor Demek kı, felsefı duşunce, zıhnın kendısı uzerıne donen, kendısıne yonelen bır ıçduşunme (te emmul reflexıon) olarak ortaya çıkıyor Bılgı lerımız hakkında bır soruşturma, araştırma, eleştırme olarak belınyor Bılımlerln gıttıkçe ılerlemesı ve genışlemesı, felsefı duşunce nı'n bu ozellığını daha da belırgınleştırmış tır(14)" Ayrıca, felsefenın, "yuksek bır genellık derecesı sunan bır ıncelemeler ve duşunceler butunu" olduğu bılınmektedır Us telık eğer felsefe "ıdeolojık nıtelığı dışında, ınsanın otekı ınsanlarla ılışkılennı ve ınsanla rın evrenle ılışkılennı ılgılendıren bazı temel gerçeklerı de gosterıyorsa o zaman bu gerçeklerın, ınsan bılımlennın kendı temelınde ve ozellıkle yontemlerınde bulunmaları gerekır(15)" Şunları da eklemek ıstıyorum Toplumsal gerçeğın bır olgusunu ya da ın san olgularından bırını araştırırken once anlamak ve sonra açıklamak ıçın, araştırma konusunu yalnız yuzeyde görmek/ yalnız yuzeyde aramak/ yalnız yuzeyden ıtıbaren çalışmak, bır felspfı ınanç sonucudur Ve yı ne, toplumsdl geçreğın bır olgusunu araştı rırken, anlamak ve açıklamak ıçın, o olguyu, ekonomık, toplumsal, sıyasal, duşuncel yaşayış butununden ıtıbaren anlamaya ve açıklamaya çalışmak da bır başka felsefı ınanç sorunudur 4) Şu saptama da Bozkurt Guvenç'e aıttır "Bazı doğa bılımlerı de en az sosyal bılımler kadar karmaşık bır alandır ' Ben de ıddıa edıyorum kı, Bozkurt Guvenç'ın bu saptamasının altına, kendısının dışında, Turkıye'de ve Dunyada hıçbır bılım adamı ımzasını koymaz Bu saptama Bozkurt Gu venç ın, bilimlerde nesnellık konusunu ya hıç kavrayamadığının ya da çok hafıfe aldığının açık belırtısıdır Bu yazımın başındakı, bılımcı ıle bılgı konusu arasındakı kısımsal özdeş sorunu uze rıne soyledıklerıme, burada, şunları eklemek ıstıyorum "Fızık, kımya konularının bır ıdeolojı ya da özgul bılınç şekıllerı oluşturmamaları, fızıkçı ve kımyacı ıle kendı arala rında bır ılışkı kuramayacağı ıçın, bu konular onunde alınan tutumu kolaylaştırır Fızıkçı, kımyacı ıle konuları arasında yaşanmış bır ılışkı yoktur, çunku, toplumsal bır ılışkı yoktur " Oysa, sosyal bılımcının ınceledı ğı konular hem daha çok karmaşık herfı de sosyal bılımcı, toplumun, ınsanlığın temsılcılerınden bırıdır, sosyal bılımcı yaşadığı devırderı, ulusun, sınıfından ve sahıp oldu ğu kavramların oluşumunda buyuk bır rolu olan kulturden tamamıyle kendısını soyutlayamaz, yanı ılke olarak yansız olamaz, ama amaç, mumkun olduğu kadar sosyal bılım cının kendısını çok soyutlayabılmesıdır Işte bunlardan dolayı, sosyal bılım, doğa bılımınden daha zordur ve daha karmaşıktır Bozkurt Guvenç'ın saptaması da çok yanlıştır 5) Şu alıntı da Bozkurt Guvenç'e aıttır "Yalnız tumdengelım (deductıon) ve tumevarım (ınductıon)'la, tek yonde ılerleyerek kolay bılım yapılamadığı gerçeğı artık anlaşılmıştır " Bozkurt Guvenç' hem sosyal bılımı felsefeden koparmak ıstıyor hem de neyın/nelerın felsefe oldugunu / felsefe yapmak oldugunu bılmıyor Bır kere tumdengelım ve tumevarım, felsefı ınançlardır, ve Bozkurt Guvenç, bu felsefı ınançların var olduklarını kabul edıyor kabul edıyor ama, bu felsefı ınançlardan da sosyal bılımı koparmak ıstıyor Bozkurt Guvenç, tümdengelımin ve tumevarımın bılımsel araştırmalar surecındekı ış levlerını de bılmıyor Çunku bilimde, tek yonde/çıft yonde/çok yonde ılerlemek dıye bır yontembılım ılkesı yoktur olamaz da, olur dıyenlerın yap tıkları da bılım değıl, tasvırdır Bilimde telsefı ınanca gore oncelık vardır ya da oncelık felsefı ınanca göre verılır Şoyle kı felsefı tumdengelım ınancına bağlı olan dıyalektık yontem, butunluk kavramına oncelık verır felsefı tumevarım ınancına bağlı olan ampırık/deneysel yöntemler, gozleme oncelık verırler 6) Bozkurt Guvenç'ın bır saptamasına daha değınmek ıstıyorum Kendısı, şoyle yazmış "Menfı (negatıf) 1 bılım var mı kı musbet (pozıtıf) bılım olsun " Bılınmektedlr kı po7itıf yalnız ve ancak gozlenebılenlerı belırten sıfat olduğuna gore, negatıf. elbette, gozlenemeyenlerı belırten sıfat olacaktır Ve Bozkurt Guvenç, gözlenemeyenlerın bılımı yoktur demek ıstıyor, gözlenemeyenlerın bılımı yapılmaz demek ıstıyor Oysa, bılım, gözlenemeyenlerı/gorunmeyenlerı de bılmeye çalışmakla, açıklamakla yukumludur Anlaşılıyor kl, Bozkurt Guvenç unlu Fransız fılozof ve matematıkçısı Gaston Bachelard'ın şu sozunu hıç duymamış1 "Bılım yapmak, bılınmeyenı bulmaktır/ Bılım yapmak, gorunmeyenı aramaktır" Karl Marx, doğru şeyler de soylemıştır, yanlış şeyler de soylemıştır Fakat, Marx'ın soyledığı doğru bır şeye, doğrudur demek ıçın, sosyalıst olmak zorunluluğu da yoktur ve doğru duşunceden korkmamak gerekır Marx'ın doğru sozu şudur "Eğer gorunenlerle gerçek aynı şeyler olsalardı, bılım yapmak gereksız olurdu" Ve klşının çıkarına ters duşse de, doğru, olduğu gıbı soylenmelıdır Bıtırırken şu ıkı doğru duşunceyı sevınçle paylaştığımı vurgulamak ıstıyorum llkı, Betül Çotuksöken'ın şu duşuncesıdır "Bılımsel duşunceler uretme seruvenınde olaylar bdğlamı ıle, kendı başına varolanla (nesne yonu), duşunme bağlamı (ozne yonu) arasındakı ılışkılerde her ıkısının belırleyıcı ağıhıklarına ılışkın bılınç buyuk önem taşımaktadır Tam da bu noktada tek yanlı tutumların (salt nesnellık/salt oznellık turu değerlendırmelenn) geçersızlığını hep gündemde tutmak gerekmektedır(16)" Betül Çotuksöken'ın bu çok doğru duşuncesıne, tekrarlamak gıbı olsa da, eklenecek şu sozler olmalıdır Ağırlık bakımından nesne ıle özne arasındakı ılışkılerde, "bılım adamının kışısel denklemı"ne hukmetmek ya da kışısel denklemı "dışarıda bırakmak(17)", doğa bılımlerıyle karşılaştırıldığında, sosyal bilimlerde çok ama çok daha zordur Ikıncı olarak, şu duşucesını yazan Omur Akyüz, benı doğrulamaktadır herhalde Fen/doğa bılım kışılerının, "asıl ılgılendıklen olgular, doğalan gereğı ınsan ılışkılerının dışında(18)"dır Kaynaklar 464 464 11) Bozkurt Guvenç (Cumhunyet Bılım Teknık) s 1?) Bozkurt Guvenç (Cumhurıypt Blllm Teknlk) s Üniyersitelerdeki çöküntüden kim sorumlu? Ncıcı Cîörıir* K 1J) Oeorges Mounın Machlavel (Parıs 1964 fcdılıons du Seuıl) s 219 14) KHâh.ıttın Hılâv 100 Soruda Felsefe El Kıtabı (Istanbul 1970 Gerçek Yayınevı) s 9 15) Lucıen Goldmann Scıences Humalnes et Phılosophıe (Pans 1952. P U F ) s 1 16) Betul Çotuksoken (Cumhurıyet Bllım Teknık) No 471 17) Lucıen Goldmann Scıences Humaınes et Phılosophıe (Parıs 1952 P U F ) s 69 18) Omur Akyuz (Cumhunyet Bılım Teknık) No 4fi8 endı görgu ve bılgınıze gore bu soruyu çeşıtlı şekıllerde yanıtlayabılırsınız Belkı de sız unıversıtelerde herhangı bır çokuntu de görmuyor olabılırsınız Bunların hepsıne saygı duyarım Ama şahsen ben, bır unıversıteyı unıversıte yapan çağdaş krıterler gozonune alındığın da, Turkıye unıversıtelerının buyuk bır çökuntu ıçınde olduklarını goruyor ve buna da çok uzuluyorum. Bu nun nedenlerını duşundukçe de kendımıze, yanı unıversıte hocalarına ıçerlıyorum Sakın ola kı bızım çağdaş bır eğıtım ve araştırma ıçın sosyoekonomık şartları gözardı ettığımı, toplumumuzun okuma alışkanlığı olmadığını, eğıtımın aıleden başladığı nı, ılk ve orta oğretımın yetersız oldugunu, unıversıtelerımızde araştır ma altyapısının eksıklığını, malı ve ıdarı özerklık konularını ve sıyasılerın bu kurumlarla ılgılı vurdumduymazlıklarını bılmedığımı sanmayın. Bunları çok lyı bılıyor ve anlıyorum Be nım anlamakta guçluk çektığım, bız hocaların evrensel doğru, standart ve kalıteye neden karşı olduğumuzdur Her yenı unıversıte kanunu arefesınde heyecanlanır onlara karşı çıkarız Bazen maaş konusu ortaya atıldığında da gundemı Işgal eder bılımın, bılım adamlığının, unıversıtenın önemınden ve sorunlardan bahsederız Ama her ne hıkmetse bu vesılelerin dışında hıç sesımız çıkmaz Sorunlar gene vardır ve hep varola gelmıştır ve bunların önemlı bır kısmının çözumü de bızzat bızlere duğumlenmıştır Eğrı oturup doğru konuşmak lazım, bugun unıversıtelerın en temel sorunu nıtelıksız kadrolaşma değıl mıdır? Çağdaş unıversıte ıle bağdaşmayan anlayış ve ışlerın gıttıkçe bu kurumlarda ağırlık kazanması değıl mıdır? Akademık yukseltılmelerde lauba lılığe göz yuman ve her turlu çağdaş olçuye karşı çıkan bızler değıl mıyız? Unıversıtede çalışanı çalışmayandan.uretenı uretmeyenden mı ayır dık? Çağdaş ve uretken ınsanları takdır edıp. unıversıtelerde baştacı mı yaptık? Az veya çok, aldığımız maaşı hak edıp etmedığımızın hesabını mı verdık? Gençlerımız lyı yetışmıyor dıye ekstra mesaı mı harcadık? Unıversıtede mesaı saatı olmaz dıyerek her gun saat 17'de kapılarının kapanıp, ışıkları nın sönmesını mı engelledık"? Neden unıversıtelerımızın kutuphanelerı yok ve boş dıye dertlenıp, sefer berlık mı başlattık^ Bılım ve bılım adamlığının laf ebelığını etmek yerıne, elımıze kalemkâğıdı alıp hangı uluslararası dergılerde yayınlar yaptık^ U Ikemızın, unıversıtemızın, ınsanımızın adını sanını bura larda duyurduk mu? Ustelık erışemedığımız koruqa ekşı deme gafletınde bulunarak, unıversı teye yenı adım 4784
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle