Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Tl P ötü Kötü çevre, akciğerleri nasıl h; Çevre etkili akciğer hastalıklarının oluşumu Gaztransferi Trakeler Ana broş Loblu foroş Uç broş kciğerlerimiz bizi canlı tutmak için, hergün çok miktarda hava dolaşırnı yapmak zorundadır. Bu durum onların artan astım ve diğer solunum yolu hastalıkları salgınlannın sorumlusu olabilecek hava kirletici maddelere karşı hassas olmalarına neden olur. Tuhaf görünse de, tüm yaşamımızı bir tür sıvıya batırıimış olarak geçiririz. Yapışkan özellikleri nedeniyle hava da bir sıvı olarak nitelenir. Yeryüzünde yaşamamızı olanaklı kılan şey havadır. Havadaki oksijen düşünmemizi sağlayan beyin hücrelerini. oturmamızı, kalkmamızı ve koşmamızı sağlayan kaslarımızı ve vücudun yüzlerce başka hayati metabolik sürecini besler. Ancak hava tek biçimli bir madde değildir, bir çok farklı gazların ve süspansiyon halde pek çok farklı parçacığın bir karışımıdır. Bu istenmeyen misafirlerin bazıları ciğerlerimizi zehirliyor olabilir. A Solunum bronşcuklan Hava kesesi kanallan Ham kesoclk . leri J solunan havanın hızı akcigerlerin içine ilerledikçe düşer ve hava keseciklerine götüren en son bronşcuklarda sıfıra iner. Bu nedenle teneffüs edilen toz parçacıkları genellikle bu minik tüplerde birikir. Daha sonra bir saniyeden daha kısa bir süre içinde hava akciğer alveollerıne geçer. Gaz alışvcrişi Oksijen alımı Yakıt sağlama mekanizması • Havadaki oksijen hava keseciklerinden kanın içine hızla geçer. Bunun mümkün olmasının nedeni her bir alveolün kılcal damar denen minik kan damarLarı örgüsü içine sarmalanmış Soluduğumuz hava Cezasını kendi veren hastalar Kılcal damar taban zarı Akciğer damartarından gelen (oksijeni alınmış) \kciğer Jamarına gideti oksijenlenmiş)| Modern sanayileşmiş dünyada hava doğal ve sentetik olarak üretilmiş gazlar ve parçacıkların karmaşık bir kokteylidir. Bu anormal kokteyli her geçen gün solumak pek çok hastalığın nedeni olabilir. Sigara içenlerin yarattığı, cezasını kendi veren hava kirliliğinin sigara ıçenler ve du manlı havayı soluyanlar için durumu daha da kötüleştirdiğine kuşku yoktur. Son yıllarda astım çok daha yaygın hale gelmiştir. Şimdi Ingiltere'de 7 çocuktan biri astımlıdır. Bronşit ve anfizem (doku ve organlar arasında hava kalması) gibi kronik akciğer hastalıkları da yaygın hale gelmiştir; bunlar Ingiltere'de kalp hastalığından sonra hastalık ve sakatlıkların başlıca nedenidirler. Ve bugün akciğer kanseri insanlardaki kanser ölümlerınin üçte birine yol açıyor. Son yıllarda kanserden ölen insanların sayısı dramatik ölçüde artmıştır. ABD'de 1950lerde bu hastalıktan 18.000 kişi ölmüş, 1994 yılında ise bu sayı 153.000'e çıkmıştır. Bir başka deyişle, insanların dörtte biri kanserden ölmekte, bu ölümlerin de dörtte biri ak ciğer kanserinden olmaktadır. Bu hastalıklar çok acı vermektedirler. Ayrıca sağlık servisleri ve genel olarak toplum için büyük masraflara neden oluyorlar. Durum lyiye değil, kötüye gitmektedir. Çevredeki kirliliğin verdiği zararın anlaşılmasına kadar, yıllar hatta on yıllar geçmesi gerekebilir. Bu yüzden havadaki kirliliğin tehlikeleriyle fazla gecikmeden ilgilenmek son derece önemlidir. Hava keses İnsanların dörtte biri kanserden ölmekte. , Bu ölümlerin de dörtte biri akciğer kanserinden iOİmaktadır. sastırlar, çünkü onlar bizimle içine batırılmış olduğumuz gazlı ortam arasındaki aktif arabirimdirler. Büyük aktif yaratıklar olarak, vücut metabolizmasına yakıt olmak üzere havdan çok miktarda oksijen almaya gerek duyarız. Ayrıca önemli miktarıdaki gaz atık ürün karbon dioksitten de kurtulma gereksinimi duyarız. Bunun çözümü akcigerlerin bu gaz alışverişinin yapılabileceği büyük bir yüzeye sahip olmasıdır. Akcigerlerin toplam yüzey alanı derinin 30 katından fazladır ve bir tenis kortunun tamamını kaplamaya yeterlidir. Ancak akciğerler yalnızca 5 litrelik bir alana sığmışlardır. Bunun nedeni akcigerlerin hava geçitlerinin gittikçe darlaşan, kısalan ve ciğerlerin içlerine indikçe sayıca artan bir dizi dallanan tüpler olmasıdır. Başlangıçtaki tek hava yolu soluk borusu sol ve sağ akciğerleri besleyen sol ve sağ ana bronşlara ayrılır. Daha sonra bu bronşlar 15 kadar bölünür, en sonunda gaz alışverişinin yapıldığı minik hava keseciklerine (alveoller) ulaşılır. Insan ciğerlerinde çok sayıda hava keseciği bulunur. Her birinin çapı bir milimetrenin üçte biri kadar olan bu keseciklerden 300 milyondan fazla vardır. Bu keseciklerin anatomilerine yakından bakılırsa akciğerlerdeki öncelik sırası anlaşılır: iletim yapan tüplerin toplam hacmi yalnızca 150 mililitredir, gaz alışverişinin yapıldığı alan ise 3000 mililitreden fazladır. Hava, hava keseciklerine giderken akcigerlerin yüzey alanı hızla arttığı için, sağlıklı ciğerlere sahip olmamız açısından hayati önem taşırlar. Solunan toksik gazların çoğu hava keseciklerine kadar ulaşırlar, fakat parçacıklı maddelerin çoğu hava yolunda daha yukarılarda süzülür. Bu savunmalar büyük olasılıkla hastalığa yol açan organizmalara karşı bir tedbir olarak evrimleşti, fakat onlar şimdi gittikçe tozlu hale gelen dunyaya karşı hayati bir savunma sağlıyorlar. Gittikçe daralan hava yollarının arka arkaya dallanan yapısı yaklaşık 5 mikrometreden daha büyük çaplı parAs çacıkların hava yollarının kesit duvarlarında birikmesini sağlar. Genel olarak, parçacık ne kadar büyük olursa, hava yolunda birikmesi o kadar erken olur, yalnızca en minik, 2 mikrometreden küçük çaplı parçacıklar hava keseciklerine erişirier. Fakat parçacıklar şaşırtıcı davranabilirler; örneğin, iğne şeklindeki çapları 0.1 mikrometreden az, fakat uzunlukları 300 mikrometreden fazla as bestos parçacıkları hava keseciklerine kadar sızabilirler. Parçacıklar kimyasal bileşimlerine ve büyüklüğün yanısıra yoğunluk ve şeklı de dikkate alan bir ölçü olan aerodinamik parçacık büyüklüğüne göre sınıflandırılırlar. Böylece PM20 ortalama bü yüklüğü 20 mikrometre olan bir parçacık, PM10 ortalama büyüklüğü 10 mikrometre olan bir parçacık anlamına gelir. Otomobil, kamyon ve otobuslerin egzos gazları gibi yüksek ölçüde PM10 parçacıkları taşıyan hava kirleticıler özellikle zararlıdır. Bu göreli olarak küçük parçacıklar daha fazla zarar verebılecekleri daha küçük havayollarına yerleşirler ve astırrt krizlerine yol açabilirler. ABD Utah'da yapılan bir çalışma PM10 düzeyi metreküpte 150 mikrogramı aştığında hastane başvurularının üç katı na çıktığını göstermiştir. Pek çok akciğer hastalığı çevremizdeki ortamdan aldığımız virüs ve bakterilerin neden olduğu hastalıklardır. Fakat "ortamsal akciğer hastalığı" terimı yalnızca havayı insanların değıştirdiğı durumlarla bağlantılı hastalıkları ifade eder. Akciğerleri yalnızca orta düzeyde tahriş eden endüstri ve trafik kırleticilerinin bile hastalığa yakalanma eğiliminizi arttırdığını anımsamakta yarar var. Bu yüzden havayı temizlemenin sağlık için hem doğrudan hem dolaylı yararları vardır. 1 Akciğerlerimiz neden bu kadar hassas? Soluduğumuz havadaki küçük maddelere karşı akciğerlerimiz neden o kadar hassastırlar? Akciğerlerimiz has4646 olmasıdır. Eni bir milimetrenin binde birinden az olan ince bir zar alveolü kılcal damarlardan ayırır, böylece oksijen arayerden hızla geçer. Bu düzenleme aynı zamanda istenmeyen karbondioksitin hava keseciği içine geçmesine oradan bir sonraki solunumla vücuttan atılmasına olanak verir. Bizim metabolizmamızın oksijen gereksinimi yüksektir. Akcigerlerin sağladığı oldukça büyük yüzey alanında bile çok miktarda havanın en azından dakikada 7.5 litre, ya da bir günde 10 bin litreden fazla akciğerlere girip çıkması gerekir. Eğer kendinizi yormaya başlar sanız, akciğerler çok çalışır; yorucu egzersizlerin her dakikasında 80 litre kadar hava alabilirler. Bu yüzden küçük, havada doğmuş parçacıkların birikıp ciğer dokusuna zarar vermeleri olasılığı yüksektir. Hava ile kan arasındaki ince arayüz de havadaki zararlı maddelere karşı hassastır. Hava her zaman ciğerlere zarar verebilecek maddeler taşımıştır. örneğin, orman yangınları ve volkanlar toksik gazlar ve toz oluşmasına neden olurlar. Virüsler ve bakteriler akciğerlerimizin ılık, nemli, besleyici ortamına yerleşip orada büyümeyi çok severler. Bu nedenle evrim ciğerlerimize savunma me kanızmaları eklemiştir. Bu mekanik, biyokimyasal, ve bağışıklıkla ilgili engeller Kirlilik kaynakları, tehlikeli parçacıklar Hava kirleticilerinin çoğu son iki üç yüz yıldır endüstriyel faaliyetlerdeki büyük artışa bağlanabilir. Fabrikalardan, enerji istasyonlarından ve bacalardan çıkan duman, büyük tarımsal monokültürlerden çıkan polenler, otobüsler ve kamyonlardan çıkan egzos gazları ve dizel çıktılar hepsi soluduğumuz havayı kirletirler. Silis veya kömür tozu, asbestos veya sporlara maruz kalmak madenciler, rıhtım işçileri, inşaatçılar ye ziraatçiler için bir problem olabilir. Örneğin, 1800'ler ve 1900'lerin başlarında, genellikle yapıştırıcı olarak kullanılan bir kristalli mineral olan silise maruz kalan işçilerin çoğu genç yaşlarda bir akciğer hastalığı olan silikosisten öldüler. 1800'lerin ortalarında yapılan bir çalış ma silisli ortamda çalışan Sheffield fabrikası işçileri arasında 50 yaşına kadar yaşayabilen olmadığını göstermiştir. Son yıllarda, tekstil endüstrisinde bir izolasyon malzemesi olarak yaygın şekilde kullanılan asbestosa maruz kalışın mesleki akciğer hastalığının başlıca nedeni haline geldiğini göstermiştir. Evdeki sorunlar