Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
YARATICILIOIN DOĞDUOUAN EĞİTİM Tutsaklıktan daha uç ay once kurtulmuştum ve çok kotu gunler yaşıyordum Tanık oldugum olayların acısıyla yanıp tutuşuyordum; kendımı yaşayanlardan çok, olulere yakın duyuyor ve ınsan olmaktan oturu kendımı suçluyordum, zıra Ausch vvıtz'ı oluşturan ınsanlardı ve Auschvvıtz mılyonlarca kışıyı, çok sayıda dostumu ve yureğımde çok ozel bır yerı olan kadını yutup yok etmıştı Bu oykuyu dıle getırmekle suçlarımdan arınacağımı sanıyor ve kendımı Colerıdge'ın, duğun yemeğıne gıdenlerın yolunu çevırıp yaşadıgı bahtsızlıkları anlatan "Yaşlı Denızcı"ye benzetıyordum Ozlu ve acımasız şıırler yazıyor, ya ınsanlarla konuşarak ya da yazarak, oykuyu korkunç bır hızla aktarmaya çalışıyordum; sonunda tum anlattıklarım bır kıtaba donuştu Bu kıtabı yazarak bır sure ıçın huzura kavuştum ve kendımı yenıden çevremdekı ınsanlar gıbı gormeye başladım. Artık ne ışkence goren bırıydım, ne de aşağı lanmış bırı ya da bır azızdım; ben de aıle kurup geçmışten çok geleceğe bakan ın sanlardan bırıydım. Prımo Levı, "Penyotlar Tablosu" "Dava"yı 22'sını 23'e bağlayan gece saat ondan sabahın altısına dek geçen sure ıçınde bır ot u r u ş t a yazdım. Uyu şa n bacakları mı masanın altından guçlükle çekebı Id ı m .. Öykunun gozlerımın onunde gelışmesının verdığı urkuntu dolu burukluk ve neşeyle suyun uzerınde ılerlıyor gıbıydım Her şey nasıl anlatılabılır, nasıl, zıra en garıp duşlerı yok edıp yenıden yaratan buyuk bır yangın bekler.. Yazma edımı yalnızca bedenın ve tının boylesıne tumden bır açılmasıyla gerçekleştırılebılır. Franz Kafka'nın Eylul 1912 tanhlı guncesınden Huxley gıbı, kımılerının sahıp olduğu o anında algılama yetısı ve kıvrak zekâdan yoksunum. Bu nedenle de yoksul bır eleştırmenım, bır yazı ya da bır kıtabı lık kez okuduğumda coşkuya kapılır, kımı eksıklıklerını ancak aradan bellı bır sure geçtıkten sonra algılarım Uzun ve katıksız soyut bır goruşler trenını ızleyebılme gucum çok kısıtlıdır, matematık ve metafızık gıbı konularda asla başarılı olamamışımdır. Öte yandan, terazıyı dengede tutan olumlu bır yonurn, çoğu kışının kolayca gozunden kaçabılecek şeylerın ayırdına varmak ve onları ozenle gozlemekte kımsenın benımlo aşık atamadıgıdır Bu yeteneğım, gerçeklerın gızlenmesı ve bır araya getırılmesınde de kendısını en az otekı konularda olduğu denlı bellı eder. Daha da onemlısı, dogal bılımlere olan ılgımın suregen bır tutku olmasıdır Ne var kı, bu katıksız aşk sureklı olarak doga tutkunu dostlarım tarafından koruklenprek bfslendı llkgençlık yıllarımdan berı gozledıgım her şeyı kavramak ve açıklamak, yanı tum gerçeklerı kımı genel yasalar altında toplamak arzusuyla yanıp tutuştum Tum bu etmenler bır araya gelınce, henuz su yuzune çıkmamış herhangı bır sorun uzerıne yıllarca kafa patlatacak sabrı elde ettım Charles Danvın, ozyaşamöykusu" Primo Levi Üniversitelilerin çoğu kopyacı Üniversitede kopya çekme ve toplumda ahlaki değerler Bıııııuı Yi'şilyapmk* E Franz Kafka rgun Gokneller'ın, Engın Gıvanlar'ın, Zeynep özallar'ın ruşvet olayları. Isvıçre bankalarındakı gızlı hesapların kaynagı Hayalı ıhra catlar TLDAŞ, İSKİ, ILKSAN yolsuzlukları Örtulu odenekten usulsuz ode nen paralar Mercumek skandalı Susurluk skandalı . vb Sadece gazete başlıklarına goz at mak ya da ana haber bultenlerının gırış kısmını ızlemek toplumdakı ahlaki çoku şu çok açık bıçımde ortaya koyuyor Butun bunlara bır gerçek de bız ekle yelınr "Üniversıte oğrencilerinin % 50%75'i sınavlarda kopya çekiyor." Emınım hıç kımse ustte sıralanan ıç bunaltıcı durumlar ıle alttakı saptama ara sında "ne ılışkı var''" oğrencıyken yapılabılecek "masum hata"lardan bırı, pek de onemsenmeyecek bır davranış ola rak gorulebılır Genel olarak eğıtımde, değerlendırme sonuçlarını çarpıtan bır durum ya da bır dısıplın suçu olarak tanımlanan kopya çekme davranışı genel de "hak etmedığı bır kazanım" sağlamaya yonelık bır eylemdır Haksız ka zanç ıster "para" bırıkımı ıle ıfade edılsın, ıster "puan" ıle Kopya çekme davranışının ardındakı ahlaksal değerler, toplumda "haksız kazanç saglamaya yonelık" pek çok dav ranışın ardındakı ahlaksal değerlerden farklı olabıhr mı? Hıç kımse kalkıp da "o başka, bu başka" deyıp çıfte standart uygulamaya çalışmasın Çunku daha 1928'lerde başlayıp gunumuzde suren pek çok çalışma kopya çekme davranışının, bıreyın ahlaki gelışım duzeyı ıle ılışkılı oldugunu ortaya koymaktadır (1) "kısmen", % 8'ı "çoğunlukla", % 76'sı ıse "tamamen" katıldığını ıfade edıyor Bu noktada oğrencılerın ahlaki yargısı ıle davranışı arasında onemlı olçude bır tutarsızlık olduğu goruluyor Yanı ogrencıler kopya çekmenın, dığerlerıne haksızlık oldugunu kabul etmelerıne karşın bu davranışlarını surduruyorlar Çunku bu yargıya "hıç" ya da "çoğunlukla" katılmayanların oranı sadece % 55 Sahtekarlık mı, değil mi? Yıne ogrencıler, "kopya çekmek % 50'den fazlası kopyacı Istersenız bız once unıversıte ogren cılerımızın bu konudakı davranış ve tutumlarına ılışkın bazı sonuçlar verelım ve tartışmayı sona bırakalım Bu konu da farklı unıversıtelerde, farklı oğrenım alanlarında yapılan araştırmalar (2, 3, 4) oğrencılerın % 50 ıle % 75'ı arasında değışen bır oranının "ara sıra" ya da "sıklıkla" kopya çektığını, "kendı bıldınmlerıne" dayalı olarak ortaya koymak tadır Daha açık bır ıfade ıle ogrencıler kopya çektıklerını "ıtıraf" edıyorlar Unıversıteler ve fakulteler arasında bazı farklılıklar olsa da, bulgular bu oranın % 50'lerden aşağıya pek duşmedığını gostermektedır Ogrencıler bu davranışlarına "neden" olarak da aşağıdakı gerekçelerı belırtmektedırler (onem sırasına göre) * Başarılı olma konusunda kendıne guvensızlık (% 73) • Öğrenılenlerın ezbere dayalı olması (% 69) * Ögrenmeden çok, nota onem veren bır anlayışın yaygın oluşu (% 45) * Sıstemlı çalışma alışkanlıklarına sahıp olmayışları (% 36) Nedenlerın ne derece "haklı" olduğunu da sonraya bırakarak surdurelım so nuçları ortaya koymayı Oğrencılerın bu davranışını ve nedenlerını saptamaya çalışma yanı sıra bu araştırmalarda ayrıca oğrencılerın konuya ılışkın genel tutumları ortaya konul maya çalışıldı Bılındığı gıbı tutum "bır bıreye atfedılen ve onun bır obje veya durum ıle ılgılı duşunce, duygu ve davranışlarını duzenlı bıçımde oluşturan egılım" olarak tanımlanabılır Buna gore oğrencılerın bu duruma ılışkın duşunce ınanç ve yargılarının ne oldugunu anlamak ıçın bır tutum olçegı uygulandı Bu rada amaç, ozellıkle bu konuda ıfade edılen tutum ıle davranış arasında bır "tutarlılık" olup olmadıgını gorebılmektı Elde edılen sonuçlardan bırkaçı şoyle "Bır oğrencının kopya çekerek başarı lı olması, dığerlerıne haksızlık yapılması demektır" yargısına oğrencılerın % 11'ı Charles Darwin sahtekârlıktır" yargısına % 24.7 oranında "hıç katılmıyor", "% 27 5'u "kısmen" katılıyor % 14'u "çoğunlukla" katılıyor Sadece % 23'u tamamen katılıyor Bu sonuç ıse oğrencılerın genel olarak kopya çekmeyı "sahtekarlık" olarak gormedıklerı veya boyle bır nıtelemeden pek hoş "imadıklarını" duşunduruyor Ama yukarıda belırtıldığı gıbı bunu bır "haksızlık" olarak kabul edıyorlar Ancak "sahtekarlık" nıtelemesıne katılmaktan kaçınıyorlar Genel sonuçlara bakıldığında, oğrencılerın kopyaya ılışkın tutumlarının "mantığa burume" veya "nötralıze etme" dıyebılecegımız bır egılımle bağdaştığı goruluyor öyle kı ogrencıler bu davranışın "durustlukten çok ıçınde bu lunulan şartlara bağlı olduğu", "durum musaıt ıse kopya çekmemenın akdsızlık olacagını", "bu egıtım sıstemınde kopya çekmenın zorunlu olduğu" gıbı duşuncolor ortaya koyuyorlar ahlaki değerlerı bağlamında ıncelemek Gençlerın değerlerıne ılışkın yapılan tartışmalar temelde onların ahlak gelışımını nasıl başardıkları ve ne gıbı etmenlerın ahlak gelışımını etkıledıgı soruları uzerınde yogunlaşır Gerek sosyal oğrenme kuramı, gerekse Ahlaki Gelışım Kurumları, ahlaki tutum ve davranışların da, dıgerlerı gıbı ıçınde yaşanılan toplumda, çoğunlukla "model alma" yoluyla oğrenıldıgını kabul eder Dığer bır deyışle ahlaki tutumları belırlemede kulturel degerlerın onemlı olduğu, bu değerlerın de gencın baglı bulundugu s>osyal sınıf ya da alt kultur tarafından belırlendıgı gerçegı duşunulduğunde bu sorunun, toplumun genel ahlaki değer ve tutumları çerçevesınde ele alınması ve ırdelenmesı gereğı açıktır "Benım memurum işini bilir," yonlendırılmesıyle, haksız kazancı neredeyse teşvık eden bır sıyası anlayışın tohumlarının, yasama yurutme yargı mekanızmalarının ışleyemedıgı sulak topraklarda yeşermesı, hazla serpılıp boy atması dogaldır Beklenen bır so nuçtur Anlaşılan odur kı sadece "benım memurum" değıl, "benim oğrencim" de "işini bilmektedir". Oysa, hak, adalet, durustluk, erdem gıbı kavramların geçerlı oldugu demokratık bır toplum olabılmek ıçın egıtım sıstemımızın "ahlaki gelışımı" sağlayıcı ve destekleyıcı olması gerekır Ancak unıversıtelerde bu davranışı engelleyıcı bazı onlemlerın dlınması, sorunun kokenıne ınılmeksızın sadece bu davranışı azaltabılır ama gençlerın ahlak gelışım duzeyını yukseltmez ve geleceğe yonelık bır umut yaratmaz O halde onemlı olan "kopya çekme" gıbı "masumca" sayılabılecek bır davranıştan yola çıkarak toplumumuzda "hak, adalet, durustluk" anlayışı yonunden nasıl bır durumda oldugumuzu, daha genel bır ıfade ıle "ahlaki gelışım duzeyımız"ı saptamak ve bu duzeyı yukseltmek ıçın neler yapabıleceğımızı tartışmaktır Eger ılerde yenı Gıvanlar, yenı Gokneller, yenı Çıllerler gormek ıstemıyorsak, bunu tartış maktan da oteye gıtmelı, onlemler almalıyız Çunku, ahlaki gelışım alanında yapılan araştırmalar, yetışkınlıkte yenı ahlaki duşunce yapısı oluşmadığını ortaya koymaktadır Açıkçası, gençlık donemınde ortaya konulan değer yargıları ve davranış kalıpları, yetışkınlıkte daha tutarlı bır şekılde kullanılır hale gelmektedır Ne dersiniz, Engin Civanlar, Ergün Gokneller, Çıllerler öğrenciyken kopya çekmışler midir? Kaynaklar: (1) Kohlberng. G L ve Turlel (1971) "Moral Dpvplopmpnt and Morat Fducatıon Psycholotjy and Educatıonal Practıce, G Lesser (Ed ) Chıcago Srott Fresman (2) Kulahçı Ş (1995) "Yuksekogretımde Kopya Çekme Olayının IrdPİPnmesı I Mpslekı ve Teknık Egıtım Spmpozyumu na sunulan bıldırı (Fırat Unıversıtesı, 2223 ha/ırdn) Elazıg (3) Yeşılyaprak, B ve Özturk B (1996) Unıversıte Ogrenrılprınım Kopy^ Çpknıp Olayına Ilışkın Goruşlerı Tutumları ve DavranışIdrı (Arj^tırrna Raporu) G U Ankaı l (4) Kulahçı Ş Yeşılyaprak, B . Mahıroglu, A veÖzturk, B (1996) ' Unıversıte Oğrencılertnın Kopya Çpkmeye Ilışkın Goruşlerının Saptanması Unıversıteler ve Fakultelerarjsı Bır Karşıla^tırma 1 III Ulusal Egıtım Bılımlerı Kongresı ne sunulan bıldırı (Uludağ Unıversıtesı 5 7 Eylul) Bursa Onlar da "sistemin kurbanı" mı? Bu goruşlere ve daha once sıralanan gerekçelere bakıldığında gençlerı haklı bulabılır ve bu davranışın "sistemin bır sonucu" oldugunu soyleyebılırız Ancak hernen şunu anımsamalıyız Yazının başında ornek olarak sıraladıqımız "haksız kazanç sağlama" olaylarına adı karışanlar da (eger daha uygun bır gerekçe bulamazlarsa) kendılerını "sistemin bır kurbanı" olarak nıtelemıyorlar mı? Bu sa vunmalar ne derece haklı'' Bız burada bu tartışma da "taraf" olup suçluyu bulma nıyetınde degılız Amacımız sadece unıversıtelerde kopya çekme olayına dıkkat çekmek ve bunu toplumun genel * Doç. D., G.Ü. Öğretim Üyesi 5072