25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

B İ L İ M D Ü N Y A S I N D A N H A B E R L E R Toz ye kiilden Jüpjter'e halka T eleskopla gökyüzünü inceleyen hemen hemen herkes Satürn'ün çevresinde halkalar olduğunu bilir. Gelgelelim, Voyager uzay aracından elimize 1979 yılında ulaşan fotoğraflar olmasaydı, Jüpiter'in de çevresinde bir halka olduğu bilim adamlarının aklına bile gelmeyecekti. Donmuş gazlardan meydana gelen ince disklerden oluşan Satürn halkalarının tersine, Jüpiter'in çevresindeki halkanın Metis ve Adrastea uydularından çıkan tozlar ve lo uydusu üzerindeki volkanik küllerden oluştuğu sanılıyor. Bu halkanın gökbilim uzmanlarını şaşırtan garip bir biçimi olduğu belirtiliyor. Dış kenarı yaklaşık 10 bin km. olan halka iç kenarına doğru giderek inceliyor. Colorado Üniversitesi'nden Mihaly Horanyi ve Kansas Üniversitesi'nden Thomas Cravens şimdi bu biçimsel bozukluğa bir açıklama geti rebileceklerini ileri sürüyorlar. Bu iki bilim adamı Jüpiter'in güçlü manyetik alanının dolaylı olarak halkanın biçimini bozduğu bir bilgisayar örneği oluşturdu. örnekte, güneşten gelen morötesi ışınım elektronları toz zerreciklerinden ayırarak, tozun artı elektrik yüklü olmasına neden oluyor. Halkanın altında, Jüpiter'in üst atmosferinde ise morötesi ışınlar yine elektronların atmosfer gazlarından ayrılmasına yol açı Muz ve patates püresi aşıları geliyor Edgar Allan Poe'nun Gizemli olumu 1 G yor. Bu elektronlar, manyetik alanın etkisiyle daha da hızlanarak, gezegenin çevresinde dönmeye başlıyor. Elektron sayısı gezegenin yakınında en yüksek düzeye ulaşırken uzaklaştıkça bu sayı da azalıyor. Halkanın içindeki artı elektrik yüklü toz Jüpiter'in çekım gücüyle gezegene doğru yaklaştıkça, halkanın alt ve üstündeki manyetik alanda dönen eksi ©lektrik yüklü elektronlar tarafından çekiliyor. Halkadaki zerrecikler gezegene daha yakın olan elektronlarla karşılaştıklarından, halkanın iç kenarı daha şiş oluyor. 'oyunlarda görülen bir Lhastalık olan "scrapie" Avrupa'da yüzyıllardır bilinmekle birlikte, 80'li yıllarda bu mikrobun hasta koyunlardan danalara geçmesi ve "deli dana" hastalığına neden olmasıyla bugünkü olumsuz ününe kavuştu. Scrapie olsun, deli dana hastalığı olsun, her iki hastalığın da beyne zarar veren "prion" adlı proteinlerden kaynaklandığı düşünülüyor. Ne var ki, deli dana hastalığının kaynağı az çok bilinmekle birlikte, scrapie hastalıgının koyunlara nasıl bulaştığı konusunda henüz kesin bir şey söylenemiyor. New York Eyalet Üniversitesi bilim adamlarından Henryk Wisniewski ve ekibi bu hastalığa yol açan etkenin saman keneleri olduğu yolunda somut kanıtlar elde etti. Izlanda Üniversitesi'nden bir grup bilim adamı ile birlikte çalışan Wisniewski, hastalığın görüldüğü çiftliklerden altı farklı kene türünden örnekler topladı. Bu keneleri öğüterek bir aylık 71 beyaz farenin beyinlerine iğne ile aktaran bilim adamı, yaklaşık bir yıl sonra farelerin on dört tanesinde soropie belirtilerinin baş gösterdiğine tanık oldu. Bu fareler güçlükle yürüyebiliyor ve önündekileri yine güçlükle kavrayabiliyorlardı. Yapılan antikor testleri bunların beyinlerinde prion proteini bulunduğunu ortaya koydu. Eğer koyunlar, gerçekten de, kenelerin kuşatmış olduğu samanı yiyerek hastalığa yakalanıyorlarsa, o zaman bu hastalığın önüne kolaylıkla geçilebileceğini, saman balyalarının plastik torbalara sarılmasıyla, ısı ve neme karşı aşırı duyarlı olan kenelerin yok edılebileceğine inanılıyor. Deli dana ve kuzular enetik yöntemlerle aşılanan muzlar, gelişmekte olan ülkelerde yaşayan çocukların ölümcül hastalıklardan ucuz bir biçimde korun malarına olanak sağlıyor. New York Cornell Üniversitesi Boyce Thompson Bitki Araştırma Enstitüsü'nde görevli biyoteknoloji uzmanları, genetik yöntemlerden yararlanarak, hepatit B virüsünün dış katmanında bulunan bir antijeni üreten muzlar oluşturuyorlar. Bu yenı muz aşıları, her bir dozu yaklaşık 100200 dolar olan geleneksel aşılara kıyasla çok daha ucuz olduğundan, gelişmekte olan ülkeler için biçilmiş kaftan sayılıyor. Aynı ekibin geçen yıl yine genetik yöntemlerle ürettiği patateslerin içerdiği hepatit B antijenlerinin farelerde bağışıklık yarattığı görülmüştu. Ancak patates pişirılmeden yenmediği, pişirme süreci sırasında da aşı etkisini yitirdiği için aşı olarak kullanıma uygun değildı. Bu nedenle bilim adamları aynı yöntemi, gelişmekte olan ülkelerde bol miktarda yetişen muz üzerınde uygulama yoluna gitti, Enstitü Başkanı Charles Arntzen'e göre, genetik yöntemlerle üretilen muzlar özel ekim alanlarında yetiştirilebilir. Örneğin, yalnızca 10 hektarlık bir alanda yetiştirilecek muz miktarı Meksika'da yaşayan beş yaşın altındaki tüm çocukların aşılanmasına yeterli olabilir. Aşı ham muz biçimınde değıl de, bebek mamasını andıran bir püre biçiminde piyasaya sunulacak. Şimdı bir dizi deney aşamasında olan araştırmacılar Meksika hükümeti ile ABD Besin ve llaç örgütü'nün yeni aşıyı aynı zamanda onaylamasını umuyor. Bilim adamlarının bundan sonraki hedefi, aşının yine gelişmekte olan ülkelerde her yıl milyonlarca çocuğun ölümüne neden olan ishallerin önlenmesi için kullanılmasına çahşmak. Ishale yol açan iki virüs türü olan Escherichia şimdiden hazır. Arntzen daha sonra da muz aşısının kızamık, sarı hurma, difteri ve felç gibi çeşitli hastalıklara karşı uygulanılmasına çahşılacağını belirtiyor. 849 yılında yaşamına veda eden Edger Allan Poe'nun ölümü, tam da bir gizemli öyküler yazarına yaraşır biçimde, o gün bugündür insanların kafalarını kurcalayan bir bilmece niteliği taşıyor. Baltimore sokaklarından birinde yığılıp kalan yazarı kimin bulduğu, nereye gömüldügü, dahası ölümüne neyin yol açtığı gibi konular şimdi bile tartışılıyor. Kimileri Poe'nun aşırı alkolden öldüğünü ileri sürerken, kimileri de ölümünü uyuşturucu ve zatürreeye bağlıyor. Şimdi ıse, yazarın kuduzdan yaşamını yitirdiği yolunda yeni bir sav ortaya atıldı. Bu yeni ğörüşü öne süren Baltimore'daki Maryland Üniversitesi Tıp Fakültesi uzmanlarından Michael Benitez'e göre, Poe'nun aşırı alkolden öl mesi uzak bir olasılık. Poe, 7 Ekim 1849 yılında, Baltimore'u ziyaret ettiği bir sırada öldü. Onunla ilgilenen hekimlere göre, ölüm nedeni "beyin kanaması" idi. Bir müzenin basamakları altında bilincini yitirmiş bir biçimde bulunmuş ve taksi ile hastaneye götürülmüştü. O gün Baltimore'da seçimler yapıldıgından adaylar içki ısmarlama yoluyla insanlardan oy toplamaya çalışıyordıı. Bu nedenle. ilk bakışta Poe'nun da içkiyi fazla kaçırdığı sanıldı. Ne var ki, he Amerika'mn en eski mumyası K azıbilimc i I e r 1940 yılında, Nevada'nın Spirit Mağarası'nda, sarılı olduğu ustaca dokunmuş kumaştan yaklaşık 2000 yıllık olduğu sanılan, bir mumya buldular. Söz konusu mumya, o gün bugündür Nevada Eyalet Müzesi'nde duruyor. Mumyayı bulan Kaliforniya Üniversitesi Insanbilim Uzmanı Donna Kirner, ılk kez olarak mumyaya sarılı kumaşın, saç ve kemiklerin yaşını radyo karbon yöntemiyle saptadı. Sonuçta mumyanın 9400 yıllık olduğu ortaya çıktı. Bu da, bulunan mumyanın Yeni Dünya'nın en eski mumyası olduğunu gösteriyor. Kirner, 45 yaşlarında bir erkeğe ait olan mumyanın ayakkabılarının üç farklı hayvan derisinden özenle dikilorek yapılmış olmasının böylesine eski bir şey için son derece şaşırtıcı olduguna dikkat ç ek iy o r. Mumyanın kimliği ve hangi topluma ait olduğu henüz kesin olarak bilinmiyor. Ancak bunun o bölgede yaşayan ilk toplumlardan birinin üyesi olduğu sanılıyor. Yöre halkı mumyanın resimlerinin çekilmesine izin vermiyor. Yeni Dünya'nın en yaşlı bireyinin kim olduğunu hemen hemen herkes merak ediyor. Kirner, bu insanlara ait iskeletlerin herhangi bir yerin müzesinde sergileniyor olabileceği, peşinde olduğumuz bilginin zaten ele geçirildiği ancak kimsenin bunun ayırdında olmadığını olasılığına dikkat çekiyor. kimler yazarın alkol kokmadığına dikkat çekiyorlardı. Poe üç gün boyunca sayıklayıp durdu. Yeniden bilincine kavuştugunda hekimler, titremelerinin alkol bağımlılığından kaynaklandığını düşünerek ona bir içki verdiler. Anak Poe içkiyi geri çevirdi. Kısa bir süre bılinçli kalan yazar, bu sürenin ardındnn komaya girdi ve ertesi gün öldü. Benitez, Poe'nun uyuşturucu ve alkol bağımlısı olduğunu kabul ediyordu. Ama ailesi ölümünden önceki altı ay boyunca onun hiç alkol ve uyuşturucu almadığını ısrarla vurguluyordu. Dahası, iyileşme belirtileri gösterdikten sonra yeniden kötüleşip ölmesi aşırı alkolden ölümlerde pek görülmeyen bir durumdu. Benitez, Poe'da ızlenen sürecin kuduz hastalığına tıpatıp uyduğunu ileri sürüyor. Poe'nun hekimleri onun çok güçlükle su içtiğini belirtiyorlarlardı ki, bu da kuduzun tipik bir göstergesi sayılıyor. Ayrıca, Poe'nun bilincini yitirip yeniden kavuşmasının da, kuduz hastalıgının son evrelerinde görülen tipik bir özellik olduğu belirtiliyor. Son olarak da, kuduza yakalananların, belirgin belirtilerin ortaya çıkmasından dört gün sonra yaşamlarını yitirdiklerine de dikkat çekiliyor. Benitez, bir kedi tut kunu olarak bilinen Edgar Allan Poe'nun evinde beslediği bir kedi tarafından ısırılmış olabileceğine parmak basıyor. Gelgelelim, Poe'nun ölümünün ardındaki giz perdesinin tümüyle ortadan kalkması olanaksız. Mezarının açılmasının da pek bir işe yaramayacağına dikkat çeken Benitez, "Poe'nun kuduzdan öldüğünün kanıtlanabilmesi için sinir dokularının ıncelenmesi gerekir, oysa bu aşamada kemikleri dışında bir şeye ulaşmamız olanaksız" diyor. Hazırluyun Ritu Urgun 5035
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle