02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

H A Y V A N L A R D U N Y A S I Arıların gözleri mi çiçeklerin rengi mi? Bir zamanlar, arılardaki renk ayırımının çiçeklerin ortaya çıkması ile birlikte geliştiğine inanılıyordu. Oysa ki bu canlıların ataları daha çiçekler yeryüzünde var olmadan bu yetiye sahiptiler. D oqadakı çiçeklerin rengârenk olu şunun bızım duyularımızı okşamaktan çok oncnlıkle arılar ve otekı boceklerı baştan çıkartmak ıçın oldugu goruşunu ılk kez 1793'te ortaya atan Alman bıtkıbılım uzmanı Christian Konrad Sprengel oldu Sprengel, beslenme amacıyla çıçekten çıçege konan boceklerın, bu arada çiçeklerin tozlarını oradan oraya taşıyarak onların urome lerıne de yardımcı olduklarına tanık oldu O halde çiçekler renk sınyallerı ıle hocpklprı kpndılpnnp çekıyor olmalıydılar Yıllar sonra bılım adamları, arılarda gorme duyusunun duyarlık derecesının çıçcgın rcngınc gorc dcgıştıgını gorun ce arılarda bu duyunun da, 100 mılyon yıl once, çıçeklı bıtkılerın ortaya çıkma sıyla bırlıkfp bır evrım geçırdıgı savı da kendılığınden dogrulanmış oldu. Şımdı ıse Stony Brook'takı New York Eyalet Unıversıtesı yaşambılım uzmanı Lars Chıttka uzun suredır dogruluguna ınnnılan bu savı tersyuz edıyor Chıttka ya gore, çiçekler renklerını arıların gorsel tayfına gorp ayarlıyor Çıçegın rengının arıların gozlerındekı renk ve ışıga İJuyarlı alıcı binır hucrelerını etkıleyıp etkılemedıgmı anlamaya çalışan Chıttka, bu canlıların atalarının çıçeklı bıtkıler or taya çıkmadan once farklı turde alıcı sınırlere sahıp olup olmadıklarını ınceledı Arıların o donomde ne turde alıcı sınırle re sahıp oldukları fosıllerden anlaşılamadıgından, Chıttka dolaylı bır yoldan gıde rek, arılarla benzer canlı türleri arasın daki ortak özellikleri saptamaya çalışlı Tuınu de çıçeklı bıtkılerden once ortaya çıkan, bocek orumcek ve kabukluları ıçıne alan eklembacaklıların renklerı algı lama gucunu araştıran bılım adamı bu farklı yaratıkların alıcı sınırlerındekı ışıqa duyariı pıgmentlerle ılgılı bol mıktarda verı topladı Elde edılen verılere gore, bu tur pıg mentler ışıgı en çok dar bır dalga boyutunda emıyor Boylece, "yesıl' bır alıcı. yeşılın dışında tum renklerı seçerken, doruk" noktasında ozellıkle yeşıi tonlarına duyaılı oluyor Beyın bu farklı alıcı lar arasında bır butunluk saqlayarak yuzlerce renk arasında ayııım yapılmas>ına olanak tanıyor Chıttka bundan sonra. hıç kımsenın daha oncp yapmadıgı bır şpy yaparak, gunumuz eklembacaklıların alıcı pıg menllerı ıle aynı lurun evrıuı surecını adını adım ınceledı Sonuçlar son dere ce şaşırtıcıydı bu turlerın yaşadıkları ortamlar ve beblenme duzenlerı çok farklı olmakla birlikte temelde tum eklembacaklıları, tıpkı arılar gıbı, morötesı, mavi ve yeşile duyariı alıcı pıgmentlere sahıptı 400 milyon yıl önce Bu da, arılar ve otekı tum eklomba caklıların çiçeklerin renklerını algılamaya yarayan donanıma 400 mılyon yıl once, yanı henuz çıçeklı bıtkıler ortaya çıkmadan sahıp oldukları anlamına gelıyordu. Arıların çiçeklerin renklerıne tıpatıp uyan keskın gorüşleri. daha once sanıl dıqı gıbı arıların çıçeklere uyum sagla malarının degıl. tam tersıne çıçpklerın arılara ayak uydurnularının bır sonucu olarak ortaya çıkmıştır Arılarda gorsel evrırnı çiçekler başlatmadıgına gore boylesı bır etkıye ne neden olmuştu? Chıttka'ya gore, beslenmeyle ılgılı ozel alışkanlıklar tum eklem bacaklılar ıçın geçerlı olduguna gore, boylesı bır evrımı başlatmış olamazdı Bır olasılıkla, renklerın algılanması, çok basıt çevre koşullaıına kaışı gpnol bır tepkı olarak ortaya çıkmıştı Chıttka, yeşıl alıcının en yaygın doga ortaını olarak yapraklara koşut olarak qplışmış olabılecegıne ınaniyor Benzer bır bıçımde, mavi VP morötesinin de algılanabılmesı, ılk eklembdcaklıların, çıçeksız bır ortamda mavı gokyu7iınun çevrplpdıgı bır alanda avlarını bulmdlarırid yardımcı oluyordu Karıncaların "Imdat yetişin" çağrısı K arıncaların "feromon" adı verılen maddeler aracılıqıyla bırbırlerıne bılgı aktardıkları bocekbılım uz manlarınca bılınıyor Ne var kı, Mıssıssıppı Unıver&ıtesı Akustık Muhendısı Robert Hickling, kımyasallar yolu ıle yapılan hdberlesmenın ıvedı ıletışım ıçın uygun bır ortam olmadıgını ılerı surdu Hıcklıng'ın ateş karıncaları uzerınde yaptıgı deneyler karıncaların sıkıntıda ya da tehlıkede oldugunu haber veren 'alarm sıstemının ' yankılanma olabıle cegını ortaya koyuyor Karıncaların ' gaster" adı verılen bır uzantıyı sırtlarındakı yatay çızgıler boyunca yukarı ve aşagı surterek cılız sesler urettıklerı, otekı karıncaların da duyariı bedenlerı sayesınde bu tıtreşımlerı algıladıkları bılınıyor (Karıncaların kulakları bulunmuyor) Gelqelelım bu sınyallerın karıncaların davranışları açısından ne gıbı bır ışlevı oldugu konusunda henuz yeterlı bır araştırma yok Bu nedenle, Hıcklıng'ın elde ettıgı bulgular bu alanda atılmış çok onemlı bır adım nıtelıgı taşıyor . . . Ateş karıncaları üzerine incelemeler Hıcklıng, Guney Amerıka'da yaşayan saldırgan bır karınca turu olan ateş karıncalarını denetım altına almanın yollarını uzun bır suredır araştırıyordu Salt merak ettıgı ıçın, bır gun bu karıncaların yuvalarına kuçuk bır mıkrofon yerleştırıp dınlemeye koyuldu Hıcklıng, duy duqu seslerın alışılaqelmış karınca etkınlıgınden kaynaklanan sesler olrnadı gına, daha çok bır çalkantının habercısı sayılabılecek bır tur alarm olduguna ta nık oldu Hıcklıng karıncalardan bır bolumunu, dıbınde akustık duyargalar bulunan plastık bır kutuya yerleştırıp, çıkarttıkları seslerın tıtreşım sıklığını oiçtu Aynı za manda da, karıncaları bır vıdeo kampra IIP ızledı Hıcklıng karıncdların once oldukça sessız olduklaıını, kutuya bır çekırgenın kon ması ıle bedenlerındekı uzantının devreye gırdıgını ve boylpcp avlarını tuznga duşurme surecının başladıgını goıclu Hıcklıng, duyduqu saldırı" çagrısının tıpkı yuvaya mıkrolon yer Ipştırdıgınde duydugu seslerı andırdıgını belırtıyor Daha sonra kaııncaların bır tanesının duyargası kutunun duvarı ıle kapagı arasına sıkıştı Gtıç durumdakı karınca, bedenındekı uzan tıyı bır aşaqı bır yukarı sallarken çıkaM sesler ıle vıde odakı goıı.ntu bırbırıne uyuyordu I hlıke sınyalını alan otokı kaııncalar dorhal ımdada yetışerek antenı sıkışan karıncayı kurtardılar Hıcklıng denek karınca ların feromon kımyasalını da salgılayıp salgılamadıklarından pek emın olamarnakla birlikte, sesın feromon molekullerınden çok daha hızlı devınmesı nedeniyle, ıvedı durumlarda karıncaların ses ıletışımını yeğlemelerının çok doğal olduğunu dıle getırıyor. (Dısc, Ağus. 96 ru) 503 12
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle