Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ARAŞTIRMA DUNYASINDAN HABERLER Yeraltı suları deprem habercisi Japonya'da Kobe deprem bölgesinde yeraltı sularındaki radon gazı ve diğer bileşiklerdeki değişimler, depremin habercisi... Tropikal buzullar eriyor Tropikal bölgelerdekı buzullar çok hızlı bır şekılde eriyor Avustralyalı bılım adamlarının araştırmalarına gore, Yenı Gıne'nın Endonezya tarafındakı yuksek dağ buzulları 1936 yılına kıyasla bugun daha az yer kaplıyorlar Buzullar eskıden yılda 30 metre erırken şımdı ıse erıme arttı ve buzulların gerı çekılmesı yılda 45 metreyı buldu Bır buzul kumesının ıse tamamen erıyıp yok olduğu bıldırıldı Bolgede yağış rejımınde herhangı bır değışıklık kaydedılmedığı ıçın, erıme tropık bolgelerde sıcaklığın artmasına bağlanıyor Iklımbılımcıler, ıklım ısınmasının daha çok yuksek ve orta enlemlerde kendını hıssettırdığını sanıyorlardı Boylece ısınmanın tropık bolgelerı de etkısı altına aldığı anlaşıldı Avustralya Alplerınde ıse buzullar 1994 ylında sadece bır kaç metre gerı çekılmıştı J "V eofızıkçıler deprem ongorulerı ıçın karmaşık sısmolojı programları kullanırîar, ışın ıçınde bol bol matemalık vardır Fakat Japonya'da bu yıl 17 ocakta gerçekleşen Kobe depremı, yer altı suyundakı radon oranının da depremlerı önceden kestırmede kullanılabılecek bır kıstas olduğunu ortaya çıkardı Aslında yeraltı suyunun kompozısyonuyla depremler arasında bır ılışkının olabıleceğı eskıden berı soylenırdı, ama bunu kanıtlamak ıçın her şeyden once deprem bölgesinde yeraltı suyunun bulunması ve deprem öncesınde de olçum yapılması gerekıyordu Kobe depremıne kadar da böyle bır şey başarılamadı Japonya'dakı deprem araştırmaları daha çok Tokyo çevresındekı aktıf tektonık bölge uzerıne foğunlaşmış ve bu bolgeye oldukça ayrıntılı bır ölçum ağı kurulmuş, ne var kı Kobe şehrı bu bolgeden yaklaşık 300 kılometre uzakta Buyuk bır tesaduf sonucu, Tokyo Unıversıtesı'nden George Igarashı depremden uç ay önceden ıtıbaren Kobe bolgesınde yeraltı suyunda radon araştırmalarına başlamıştı Buradakı yeraltı suyu tamamen farklı amaçlar doğrultusunda bundan once de araştırılmıştı, zıra çumlerını yapmışlardı 27 Kasım 1994 gunu yaptıkları olçumlerde sudakı radon oranında bır yukselme tespıt etmelerın den sonra bu su kaynağında daha sık olçumler yapmaya başladılar Sudakı radon oranı sureklı olarak yuksehyordu, depremden on gun önce, yanı 7 Ocak gunu olçulen radon oranı ekıbın 1993'te olçtuğu oranın 12 katına ulaştı ve uç gun sonra da 1993'dekı oranın bıraz al tına duştu Igarashı, "Bunun sısmık hareketle ılgılı olabıleceğını one surduk ama Japon sısmologların çoğu durumu şupheyle karşıladılar" dıyor ve Kobe de kı yeraltı suyunda bulunan radon oranının depremden sonra kararlı bır hal aldığını belırtıyor Igarashı ve ekıbının araştırması Scıence dergısınde yayımlandı ve buyuk ılgı topladı Dergının aynı sayısında yayınlanan bır başka araştırma ozetınde de benzer bır konu uzerınde duruluyor Tokyo Unıversıtesı'nden Urumu Tsunogai ve Hiroshı Wakita, yeraltı suyunda klorid ve sulfat lyonlarının oranlarının artmasının da deprem habercisi olabıleceklerını one suruyorlar Bu araştırmacılar Japonya'nın unlu bır maden suyu fırması ıçın su analızı yaparken, Kobe bolgesınden duzenlı aralıklarla alınan orneklerde deprem tarıhıne yaklaşılırken klorid ve sulfat oranI a r ı n da %1000'lere varan artışlar tespıt etmışler Fakat burada durum bıraz farklı, zıra klorid ve sulfat lyonları maksımum değerlere depremden sonra, şubat ayının ortalarında ulaşmış ve bu maddelerın sudakı oranları ancak mart ayının sonlarına doğru normal sevıyeye duşmuş Araştırmacılar, soz konusu klorid ve sulfatların Kobe bölgesinde yoğun ola rak rastlanan granıt bloklarından kaynaklanamayacağını belırtıyorlar Tektonık uzmanlarına gore bu maddeler Kobe depremıne neden olan tektonık gerılmelerle oluşan çatlamalar sonucunda bolgeye bıraz uzak olan dağlık fay bolgesınden sızarak gelıyor Bu bulgular, deprem araştırmalarına yenı bır boyut kazandırdı Deprem ongörulerınde yeraltı suyu kompozısyonunun yaygın olarak kullanılabılmesıne başlayabılmek ıçın bu konuda daha çok araştırma yapmak gerekıyor, ama bılım sel yonden çok onemlı bır aşama kaydedıldığını herkes kabul edıyor Özet haber: Sinan Özeren Klorid ve sülfat oranında artış Bir yaşlı primatın ardından. P buradan çıkan su bıra uretımınde kullanılmaktadır ve bu nedenle de su orneklerı uzerınde duzenlı olçumler yapılmaktadır Radon gazı, yer kabuğundakı uranyumun zamanla yarılanması sonucunda oluşan bır madde Eğer yer katmanlarındakı kayaların dengesı, kuçuk çatlamalara neden olacak şekılde bozulursa, radon yeraltı sularına karışabılıyor Depremlerde once yer altındakı kayalar aşırı olçude gerılmeye veya sıkışmaya maruz kaldıkları ıçın anı çatlaklar oluşabılıyor ve yeraltı sularındaki radon222 oranı anıden artabılıyor Dolayısıyla araştırmacılar sudakı radon oranını olçerek yaklaşmakta olan bır depremı ongorebılıyorlar 1993 yılının sonlarında Igarashı ve ekıbı, daha sonra gerçekleşecek olan Kobe depremının merkezının yaklaşık 30 kılometre kuzeydoğusunda ılk su 61 aleoprımatologıa, herhalde, bılımcılerın uzerınde çok az anlaştıkları bılım alanlarından bırı olsa gerek 1950'den bu yana her yıl, bu alanı temsıl eden bılım adamlarından bırı mutlaka "çağ açıcı" bır buluş gerçekleştırdığını ıddıa eder, ya bır çene kemığı ya bır bacak kemığı veya bır prımat fosılı bulmuştur Ancak genellıkle, ınsan ve maymunun aranan ortak atasının bulunan "ızien", sınıflandırmaların cangılında ve muhtemel gelışme çızgısının tartışmaları ıçınde, ortaya çıktığı kadar çabuk kaybolur Scıence dergıslnın son sayılarından bırınde (Temmuz 95), şimdı de Duke Unıversıtesı Paleoantropologlarından Elwyn Sımons Mısır'ın Fayum kıyılarında çok zenbuluntular ele §ın yenı ve arkadaşları, geçırdığını açıklıyor ımons beş yıl once de bu bolgede bır Antropoıd'ın, Catopıthecus adı verılen yuksek bır primatın, tartışılmaz en eskı fosılını bulmuştu Bılımcıler bu defa yaprak ve bocek yıyen Catopıthecus un kafatası kahntılarını ve dışlerı çok lyı korunmuş çene kemıklerını bul dular Buluntuların yaşı ıse 37 mılyon yıl tahmın edılıyor Catopıthecus, modern maymun tıpının goz çukurluğuna sahıp, ancak sadece bır tek alın kemığı var Daha az gelışmış prımatlarda ıse alın kemığı bolunmuş durumda Ust çene kemığınde ıse kurek bıçımını almış on dışler ve alt çenede kesıcıler, tıpkı ınsalarda olduğu gıbı ıkı buyuk kopek dışı ıle çevrelenmış Yuksek prımatların ılkel akrabalarından nerede, ne zaman ve nasıl ayrıldıkları konusunda, bugun, bırbırıyle çelışen uç hıpotez var Catopıthecus'un çene yapısı, Sımons'un yorumuna gore, karakter ozellıkle rı, lemur benzerı Adapıden aılesıne aıt olduğunu gosterıyor Bu tur, geç Eosen donemınde yok olmuştu Ancak Ingılız antropolog Robert D. Martln bu yoruma şuphe ıle bakıyor Sımons'un belırıledığı ozellıkler, paralel bır gelışme gosteren Adapıtler ve daha yuksek prımatlara da aıt olabılır Başka antropologlar da çeşıtlı ıtırazlarda bulunmakta Ancak şu kesın Bılım adamları en yaşlı primatın ızınde yuruyorlar kentın Berlın'e taşınacağının açıklanmasından sonra gundeme geldı Bu amaçla, kultur, altyapı, ekonomık yapı ve ozellıkle de bılım ıçın gelecek 10 yıl ıçınde 3 mılyar DM'ye yakın harcama yapılması planlandı Aslan payı ıse 1 66 mılyar DM ıle bılım, araştırma, teknolojı ve eğıtıme ayrıldı Caeser projesının yanı sıra (685 mılyon DM'ye çıkıyor), ıkı yenı araştırma enstıtusu Ile Bonn'un bılım kentı ımajı guçlendırılecek 1) Avrupa'nın bırlıkte buyumesı sorunlarıyla ılgılenecek olan Avrupa Entegrasyonu Merkezı (ZEI) ve (2) Kuzey Guney kalkınması sorunlarıyla ılgılenecek olan Kalkınma Araştırmaları Merkezı (ZEF) Bu ıkı enstıtu 60'ar mılyon DM'ye çıkıyor Bunların yanı sıra Bonn'da ıkı yuksek okul ve bır bılım merkezı kurulacak Boylece 1500 kışının çalışacağı yenı bır ış alanı da ortaya çıkmış olacak Yenı tesıslerde çalışacakların sayısının, gelışme surecı ıçınde 5 bın kışıye kadar artması beklenıyor Bonn, bilim kenti Bonn ve çevresinde 5 bin kişilik dev bir bilim araştırma ordusu oluşturuluyor... ) onn ve çevresını bır bılım kentıne doknuşturme projesının ılk bölumu olan "Caesar (Center of Advanced European Studıes and Research) kuruldu Caesar, bır Avrupa yuksek teknolo|i araştırma merkezı olacak ve burada bıyolojı, doğa ve enformasyon bılımlerınde uygulamah ve temel araştırmalar yapılacak Caesar bir kamusal değıl, özel hukuklu bır vakıf statusune sahıp ve Alman sanayı ve ekonomsının katkıları ıle gelışecek Boylece bılım ve sanayı arasındakı bazı duvarlar daha yıkılacak Bonn'un bılım kentı olması, ıkı Almanya'nın bırleşmesının kesınleşmesı ve baş 4377