Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BİLİMÖDÜLLERİ TUBITAK 1 9 9 3 BILIM ODULUNU KAZANANLARIN ODUL Behçet hastalığına katkı Prof. Dr. Hasan Yazıcı, kendisine ödül getiren çalışmalarını ve üniversite üzerine düşüncelerini anlatıyor. nce biraz hesap vereyim. Sanırım birine karıştıran dışındaa bugüne kadar ve umut ederim ki bu ödül bana sürüyor. sadece 66 uluslararası yayına 463 Ancak Hulusi Behçet'ten evvel, ta Hiadet sitasyon aldığım için verilmiyor. Alpokrat'tan beri bugün Behçet hastalığı beçak gönüllülüğü bir yana bırakarak bu silirtileri arasında sayılan unsurlan hastalatasyonlar toplamının da önemli bir aşama rında gözlemiş hekimler olmuş Hulusi olduğu bilincindeyim. Ancak bana ne mutBehçet'in dehası bunları bir araya koylu ki bir yerlerden bulaşmış olduğunu sezmak. Hoca biraz da aksi ve uyumsuz. Çadiğim kendini uluslararası kıstaslarda delışırken yanına habersiz girilmesine kızığerlendirme disiplini bu sayı hesabının eyor, "üniversitenin en büyük eksikliği doğvet çok küçümsenmeyecek, ama öyle de ru dürüst bir kitaplıktır" gibi olur olmaz laf pek abartılmayacak bir başarı olduğunu ediyor. Şimdi düşünüyorum. Değil adamsöylüyor. cağızı ödüllendirmek iyi ki üniversıteden Hesap vermeye Behçet Sendromu ve atmamışlar." Prof. Hulusi Beh"Bizim katkımız" çet hakkında, Peki biz Cerrahpakendimden alıntı şa Behçet Hastalığı yaparak, devam Araştırma Grubu olaedeyim. Bir süre rak Hulusi Bençefin evvel sayın Aziz eserine neler katabılNesin Behçet dik Bu grup ilk olahastalığını Hulusi rak 1976 yılında şimdi Behçet'in bulmaemekli olan bu araşdığnıı söylemiş, tırma grubunun oluşben de sayın Âması ve gelişmesinziz Nesin'e Cumde ve dolayısıyla alhuriyet Gazetedığım ödülde de büsi'nin Bilim ve yük katkısı olan hoTeknik ekinde yacam Asuman Müftünıt verirken Huluoğlunun odasında si Behçet'i ve toplanmaya başladı yaptıklarını şöyle Bir yıl sonra da geçtıözetlemeye çalışğimız yıllarda TUBImıştım: TAK Teşvik Ödülü o"Çalışma malan Sebahattin Yursamın arkasında dakul grubumuza ka hocanın 1934 yıtıldı. Göz ve Deri klilında çekilmiş bir niklerinden kıymetli fotoğrafı asılı duarkadaşların da katılrur. Tüm Behçet Prot. Dr. Hasan Yazıcı halen Cerrahpasa Tıp Fakülte malarıyla grup tahastalığı dersleri al ndeflomatoto/7Bölum Oâşkanlığını suraüruyor. Ay mamlandı. Kısa bir ne bu fotoğrafla nı zamanda lUbllAK Tıp Araştırma Gurubu Yürütnıo süre sonra da ilk bibaşlarım Çekildi Komitesl üyeai. limsel ürünlerimizi ği yıl 1934, yani vermeye başladık. daha hastalık filan yok ortada. Hoca kenSon 17 yıldır her hafta toplanan grubudinden çok emin, büyük işler başarmış inmuz özetle sendromun oluşumunda ösanlara özgü bir ifadeyle oturmuş. Gernemli görülen genetik faktörlerin yöresel çekten de öyle. lyi bilinmeli. Hulusi Behfarklılık gösterdiğini, erkek ve genç olmaçet, Behçet hastalığını tanımlamadan evnın hastalık seyrini olumsuz yönde etkilevel de önemli işler başarmış birTürk hekidiğini kanıtladı. Ayrıca hemen tümüyle bu miydi. Birkaç uluslararası tanınmış dergihastalığa özgü bir olay olan, derinin nonsnin editörüydü. Özellikle arpa uyuzu ve pesifik uyarana karşı aşırı duyarlılığı diye şark çıbanı üzerinde tüm dünyanın kabul tanımlayabilecegimiz paterji olayını açıkettiği çalışmaları vardı. Işte bu hoca 1937 lamaya yönelik birçok çalışma yaptı. Behyılında kalkıyor yağmacılık geleneğine hiç çet Sendromunun tedavisinde de günüuymaz şekilde şöyle diyor: "Ağızlarında, müze dek yapılan ilaç çalışmalarının ulusgenital bölgelerinde yaralar ve gözlerinlararası bitimsel kıstaslara en uygun olande yangılar olan bir grup hasta inceledim. ları grubumuz tarafından yapılmıştır ve Kanımca bu ayrı bir hastalıktır." Tutuyor yapılmaya devam etmektedir. Kanımca bu gözlemlerini zamanın en iyi bilimsel tüm bunlardan da daha önemli, çatıştığıdergilerinden birinde yayımlıyor. Zaten mız kurumda süregen ve ciddi olarak bir benim dediğim nedenlerle o güne dek uhastalıkla ve buna yakalanmış hastaların luslararası ünü, daha önemlisi güvenirliği çeşitli dertleriyle uğraşan, bir yandan da var. Tüm bilim çevreleri ona inanıyor ve bilimsel gözlemlerini uluslararası tartışbu inanç birkaç şoven, siyasetle bilimi birmaya açan bir çekirdek geliştirdik. Tüm çalışmalara büyük hevesle katılıyor Bu arkadaşlar öncelikle gürüyorlar ki bilimsel bir ürün ortaya koymanın ana koşulları çok zaman öyle şatafatlı araç ve gereçler değil Varsayımı gerekli kontrol grupları ve tarafsız gözlem yöntemleriyle çürütmeye çalışmak işin temeli Günün birinde bilimsel ürünleri iyi bir yerde yayımlandığı zaman, gözleri parlayarak "hocam oldu' diyorlar. Işte o, gözlerin parıldaması, anlık sevinç, bence bugün bana verilen ödülün en kıymetli yapı taşı. Sayın konuklar ödülüm hakkında kendimi yükümlü gördüğüm hesap vermeyi burada kesiyorum. Ama durun, bir de hepimızin, bu ülkenin binbir zorluk ve özveriyle yetiştirdiği, biraz da ayrıcıhklı, evlatları olarak kendi kendimize vermeye zorunlu olduğumuz bir hesap daha var. Burada bulunan hiç kimsenin Türk üniversitesinin bilgi üretimi ve eğitim düzeyinden hoşnut olduğu kanısında değilim. Buna ek olarak çok büyük bir kaygımı da sizlerle paylaşmak isterim. Türk üniversitesi son yıllarda bir erdemler kurumu olmak niteliğinden çok şey yitirdi. Halbuki üniversiteyi evrensel yapan en az bilimselliği kadar bu niteliğidir. Toplumdaki dığer katman ve kurumların üniversiteyle eşit düzeye varan hatta aşabilen erdemsizliği üniversiteyi ahlak eşiğini düşürmeye iten veya bu düşüklüğü mazur gösterebilecek bir Erdem ve üniversite neden olamaz. Başkalarının bilimsel ve popüler yapıtlarını fütursuzca plajerize, • öztürkçesiyle yağma edip, bundan da ote bu yağmalama ortaya çıktığında hiçbir hicap duymayanların yüksek öğretimimizin politikasını çizebildiği, her yıl birçok doçentin, yayın sahibi olmak belasına, sözde bilimsel bir derginin tek bir sayısında 45 yazıyı birden yayınlayıp profesörlüğe yükseltildiğı, kimi yağmalama olayında ise, "zaman aşımından davanın düşmesi" yargısına varılabilen bir ahlak eşiğimiz var. Birçok üniversitemiz adeta ticari bir işletme, hem de, esefle belirteyim, ana uğraşı hayali ihracat olan ticari bir işletme haline gelmek tehlikesi içinde. Yurtdışında en üst düzey üniversitelerde çalışan ve birlikte ödül aldığımız meslektaslarımdan özellikle rica ediyorum. Ne olur geçici, ama içtenlikle dilerim ki, kalıcı olarak ülkemize döndüklerinde teknolojiden, hatta bilimden de önce yurtdışından çalıştıkları kurumların erdem ve ahlak kıstaslarını bizlere örnekleriyle anlatsınlar. Bu kıymetli bilim adamlarımız bize omuz versinler, bilimsel üretkenlığin ana koşulunun, gevşek ahlak kıstasları olduğunu saptasınlar hep beraber kurtulahm. Işte ancak o zaman hem bu ülkeye layık bir üniversite kurar hem de evrensel bilime katkılarımızın bugüne kadar erişemediği düzeylere büyük bir ivme ile vardıklarını görürüz (Konuşma çok az kısaltılmıştır) Karaciğer naklintfe basarı Prof. Dr. Münci Kalayoğlu: Organ nakline adanan bir ömür araciğer transplantasyonunu ilk defa 1968 yılında Pittsburg Çocuk Hastanesi'nde asistan iken izledim. Daha sonraları 1981 yılında nisan ayında 13 yaşında VVilson hastalığı sonucu son devre karaciğer hastası olan bir erkek çocuğun ameliyatına ziyaretçi profesör olarak katıldım. Komada olan, nefes alamayan, solunumu makineyle sağlanan, böbrekleri çalışmayan bu çocuk, ameliyat sonunda hızla iyileşti, 2 hafta sonunda evine gitti, 3 ay sonra futbol oynamaya başladı. Bu olay sonucu karaciğer transplantasyonu bende bir tutku haline geldi. Çalışmalarımı organ transplantasyonuna, özellikle karaciğer transplantasyonuna yönlendirdim Iki yıl süren bir eğitimden sonra, son 10 yıldır VVisconsin Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde karaciğer transplantasyonu programını yönetiyorum. Son 10 yılda 500'e yakın karaciğer transplantasyonu gerçekleştirdık. Ve dünyada er. iyi sonucu alan merkezlerdenbiriyiz K Ankara Tıp mezunu, Hacettepe'de Cerrahluzmanhğı yapb. 198183 aratt Pittsburg trantplmntatyon bölümünöe çahfmalar yapb. Şu wrmda Wltcontin Üniversitesi Karaciğer Trantptantasyon Bölilmu Başkantdır.. 1983'deSedatSimaviSağlık udülünüaldı. 107uluslararası yanı var... Dünyada ilk başarılı böbrek transplantasyonu 1953te Dr. Murray tarafından, ilk başarılı karaciğer transplantas 3396