Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
B İ L İ M KÜLTÜR BİLİM YAYIN Güneş ışığını yansıtarak gece kentlerini aydınlatmak ne kadar mümkün? Vchbi Belgil ules Veme, "Bır insanın düşündüğünü başka bir insan gerçekleştirebilir." demişti Gece güneşi fikri de öyle oldu Ay, Güneş'ten aldığı ışığı bi?e yansıtıyor Biz, yapay bir uydu ile aynı şeyi yapamaz mıyız? Fikri ilk kez güya bir Fransız ortaya atmış. Fakat, bu, fikir olarak kalmış. Rusya şimdi bunu gerçekleştirdi. Aslında, yapay uydu ile dünyanın belirli noktalarını gece aydınlatma (ikrini bir Fransıza maletmek anlamsız. Herkesin kolayca aklına gelecek bir fikir bu... Nitekım, Amerikalı üç astronot 21 Temmuz 1969'da Ay'a ayak bastıkları zaman bir torna ustamız, gazetemize gönderdiği bir yazıda, Ay'ın yüzünün daha parlak bir yansıtıcı ile örtülmesi halinde Güneş'ten geceleri de yararlanmak olanağı olacağını belirtmiş yazı, o sıralarda gazetemizin ikinci sayfasında yayımlanmış tı. Ama, bizim yayım olanaklarımız Fransızlarınkı kadar olmadığı için fikirler kendi aramızda kalıyor Gece güneşi Konuşu: 20 metre çapında bir konserve kutusu düşünün. Üzeri, alüminyum sıvalı kevlar denen bir tür plastik veya naylon ile kaplı. Kutu sekiz kırmalı. Gerektiğinde kendi üstüne katlanıp yelpaze biçimini alıyor. Alüminyum sıva kutuya yansıtma gücü verıyor. Yansıtıcı, MİR adlı Rus uzay istasyonundan fırlatılıyor. Fırlatılan doğrudan doğruya yansıtıcı değil. Progress (ılerleme) adlı bir uydu. Yansıtıcıyı bu Progress fırlatıyor. 400 kilometre yükseğe Yansıtıcı, verilen komuta göre hemen konserve kutusu biçimini alıp güneş ışıklarını yansıtmaya başhyor. Bu manı Alexei Yablonov geliyor. Üstad, haber üzerine hemen Izvestia gazetesine telefon edip duyuruyu sert biçimde eleştiriyor. Onun hemen arkasından, Yablonov'un ekibinden bir başka bilim adamı gazeteye ayrıntılı bir mektup gönderiyor. Bunda, yeryüzünde birçok hayvanların gecegündüz ritmine göre kendilerını ayarladıklarını, tropik ormanlarının ve bütün ormanların gece karanhğında nefes aldıklarını. Deneyın yaygınlaşması ile pek çok zararlar görüleceğini açıkseçik dile getiriyor. Hemen haber verelim ki karşı koymalar deneye değil, doğanın milyonlarca yıllık ritminin bozulmasına yönelik Zmania (Bayrak) adlı yansıtıcı şimdilik görevini yapacak, fakat uzun sürmeyecek bu iş Çünkü, büyüklü, küçüklü göktaşları yansıtıcıyı delecek, yansıtamaz hale getirecek Bir iki Rus bilim adamının itirazı neyi değiştirir"? Başarı başarıdır, deney deneydir. İlk uydulara da dünya kadar laf söylenmişti. Şimdi, her ülke, bunlardan, kendilerine yayın yapacak kanal arıyor. Belki, yakın bir gelecekte, ülkeler, uluslararası bir yansıtıcıdan, kendilerine özel "gece güneşi" yansıtması için başvuracak. Türkiye'nin Güneydoğu'daki dağlarda iki sıkıntısı var: Kışkarçığ ve gece. GECE, kaçakçıların, teröristlerin baş müttefiki değil mi? Oralardaki dağları, geçitleri, saklantı yerlerini gündüze çevirecek bir "gece güneşi" yararlı olmaz mı? Kuzey ülkelerinde, yani en kuzey yerlerde, insanlar 6 ay gece, 6 ay gündüz yaşamıyor mu? Bunlar, işlerinı saate göre ayarlıyor. Şimdi bu uygulama, kuzey ülkelerinın yaşamını bütün dünyaya yayacak. Fanteziyi biraz ileri götürüp, şunu söyleyebiliriz: Kimi zenginler sadece kendi bahçelerini aydınlatacak bir "gece güneşi" için yansıtıcı firmalara başvurabilirler Gece güneşi, böylece, bir tür cep elektrik feneri olabilir: Sadece önümüzü aydınlatacak bir fener. Efes'in Öyküsü EFES'INOYJKUSU Sabahartın I urkoglu J ömürsüz deney Sabahattin Türkoğlu, Arkeoloji ve Sanat Yayınları160sayfa Izmir'in Efes'i, dünya çapında ünlü antik kentlerimizden biri. Yerli ve yabancı arkeclogların yüzakı, öğrenim eğitim, tarihi yeniden kurma ve yazma yeri Efes. Her kazmayla her kürekle, her gün, her ay, her yıl bir parçası daha gün ışığına çıkartılan Efes'i gezmişsinizdir muklaka. Yolunuz geçerken gidin. Veya sadece Efes'i görmek için gidin. Eski bir Anadolu uygarlıgının kalıntı değil, koskoca bir kent, kent sokakları, kent evleri.'fcütüphaneleri tiyatrosu ve içinde keyifle ve heyecanla dolaşın. Hele şimdi yaz gelmişken ve deniz güneş ve seyahat zamanında yaşıyorken Gezmeden önce de Efes hakkında yazılmışgüzel bir kitap alın örneğin Sabahattin Türkoğlu'nun Efes'in öyküsü'nü. Onu okuyun, eşinize, sevgilinize, çocuklarınıza ve arkadaşlarınıza okutun ve Efes'i dopdolu ve daha bir keyifle gezin Efes'in öyküsü yeni değil. Ama yenl baskısı. Türkoğlu 12 yıl Efes'te görev yaptı. Binlerce kişi gezdirdi, araştırdı ve bu kitabı yazdı. Kitap bugüne kadarki bilgilerin ışığında eksiksiz bir öyküsünü anlatıyor Efes'in. Kenti, kent yaşamını, Efes çevresinde ve üzerinde kopan savaşları, Perslileri ve nihayet Efes'in sivrisineklere yenilerek terkedilişini Ayrıca Efes çe vresindeki diğer tarihi yerleri ve Türklerin Efes'le ilişkilerini kitaptan öğrenebilirsiniz. Efes kazılarının öyküsünü de ilginç bulacaksınız. Efes bugün dünya çapında bir turistik kent "Denize yakınlığı, tabiatın güzelliği, gündüz güneşin tatlı sıcağı, gece yıldızlarının parlaklığına Efes'in tarihi ve arkeolojik zenginliğini ekleyin. Turist başka ne ister ki?" YayıneviTel: 1245 68 38 Batılı yazarlar, yahut düşünürler, Ay'a vücuda balmumu ile yapıştırılacak kartal kanatları ile gidileceğini yüzyıllar boyu söylemişlerdi. Başka bir sivn akıllı Cyrano de Bergerar. ise, şişelerde toplanacak şebnem sularının güneş sıcakhğı ile buharlaşması ile bir uzay gemisinin havalanacağını ileri sürmüştü. Deli saçması bir fikir. Evliya Çelebi İLK KEZ, uzaya, alftan ateşlenecek barutlarla çıkılabileceğini, iniş için de kartal kanatları kullanılabileceğini, Seyahatnamesi'nin birinci cildinin 671. sayfasında belirtmişti. Fakat, hiçbir yerde bunu bulamazsrTıız. Bu nedenle, gece güneşi fikrinin bir Fransız'ın aklından çıktığı göruşunü kabul etmiyorum. Eski Sovyetler Birliği uzmanları uzayda bi[çok "ilk"leri geçrekleştirdiler: Dünya çevresinde İLK uydu, Ay'ın görünmeyen yüzünün İLK fotoğrafı, Ay yüzüne İLK bir.cismin düsürülmesi, Ay yüzüne İLK yumuşak iniş, İLK insanlı uydu (Gagarin), uzayda İLK kadın Bu ilklere şimdi bir yenisi eklendi: İLK gece güneşi. Ama, tuhaftır, ilk İLK'ler adeta davul zurna ile dünyaya duyurulurken, bu İLK, Rus bilim çevrelerince hoşnutsuzlukla karşılandı. Uzaydan yumuşak iniş Hoşnutsuzluk ışıklar, yerde 4 ila 8 kilometre genışlıkte bir alanı aydınlatmaya başhyor. Yansıtıcının adı "Zmania" (Bayrak). Bu ilk bir deneme. Dünyanın dönüş hızına eş bir hızla doğudan batıya döndüğü için gökyüzüne hep asılı gibi duracak ve aydınlattığı alan hiç olmazsa bugün için gece yüzü görmeyecek. Bilim adamlarına göre, kentler böyle aydınlatılabilirse milyonlarca varillik, tonluk petrol boşa gitmeyecek. Elektrik birçok yerde petrolden üretilmiyor mu? Yansıtıcı uydunun, Güney Kutbu'ndaki araştırma merkezlerini aydınlatması da düşünülüyor. Buralarda yaşayanlar, yılın 6 ayını gece içinde geçiriyor. Deneye "Novy Sviet" (Yeni Işık) denmiş. Ve ekleniyor: Bugünün olanaklarına göre Ay yüzünün 23 katı genişlikte yansıtıcılar yapılabiliyor. O zaman, bizim torna ustamızın da dediği gibi, Ay'ın solgun yüzü birden Güneş parlaklığı verecek. Sürre Alayları Karşı çıkanlar Güzel bir proje değil mi? Ama, kimi bilim adamları buna karşı çıkıyor. Bunların başında, Boris Yeltsin'in özel bilim danış Osmanlı döneminde, son günlere kadar, Sürre Alayları düzenlenirdi her yıl. Resmî adı "Surre'i Hümayun" olan bu alayla. Mekke ve Medine'ye para ve Kâbe örtüsü gönderilirdi (Surre, para kesesi). Şimdi Gece Güneşi uygulaması yaygınlaşırsa yılın belirli aylarında yansıtıcının örtüsü değiştirilmek gerckecek. Bu da belki bir merasimle kutlanacak: Göktaşı yagmurlarının bollaştığı aylardan sonra tabii... Bu taşlardan kurtulma imkanı pek yok. Şundan: Uzaya taksi gibi birden çok sefer yapacak MEKlK'ler özellikle bu taşlar yüzünden, her gezinden sonra bakıma alınıyor. Bu da zaman kaybına yol açıyor. 32913