24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ARAŞTIRMA HAFTANIN GÜNDEMİ Gezegenlerin atmosferinde ters dönmüf kürek feklindeki bu uzay aracı, yukandan bastıran bir şok dalgası yardımıyla gezegenin yörüngesinde kalıyor. Uzayda dalgalar üzerinde seyahat Tasarlanan yeni uzay aracı sayesinde, Mars'a 6 ayda gidilebilecek. Ancak bazı sorunlar var.. ers dönmuş bır küreğe benzeyen bu garip görünümlü taşıt, geleceğin uzay aracı olabilir Sörfçülerin denizde dalgaları yakalaması gibi bu deneysel araç uzayda dalgalar yardımıyla yol alacak. Bazı mühendıslere göre dalga koşucusu adı verılen yeni uzay taşıtı, belki yakın gelecekte gezegenlerarası insanlı yolculukların tek aracı olmaya aday Uzay teknolojisinı doğuşundan bu yana muhendisler uzun uzay uçuşlarında hep aynı sorunla ilgilendıler Dünya'dan hareket eden bır uzay gemisi Güneş sistemini uzak gezegenlerine en kısa sürede nasıl ulaşacaktı"? Doğru çizgi üzerinde yol alan uzay gemileri uzak mesafelerde muazzam miktarda yakıt tüketecekti Dığer gezegenlerin çekim güçlerinin usta manevralarla kullanılması alternatif bir çözüm olabilirdi Ne yazık ki bu tür manevraların kontrolü oldukça sınırlı. Maryland üniversitesinden Mark Lewis, bir uzay gemisınin gezegenin çekim gucunden yararlandıktan sonra yoluna istenilen yönde devam etmesinin, hızla giden bir trene fırlatılan ping pong topunun trene çarptıktan sonra istenilen yöne gitmesi kadar zor bir şey olduğunu söylüyor. Muhendisler gezegenin çekim alanı içinde aracın rota değişimini kontrol edebilselerdi her şey daha kolay olacaktı. Lewis ters dönmüş bir küreği andıran dalga koşucusunun bunu başarabileceği T ni söylüyor. "Aeorogravtte yardımı" adı verilen bu yontemle yeni araç gezegene çok yaklaşarak onun atmosferıne girıyor. Atmoslerde sesten hızlı ılerleyen her araç gıbı dalga koşucusu da, çevresindeki havayı sıkıştırması nedeniyle bir şok dalgası yaratıyor Ancak bildiğimiz sesüstü uçakların tersine dalga koşucusu, şok dalgasını ustünde taşıyor. Dalganın gücü, taşıtı ustten bastırarak onu atmoslerın içinde tutuyor Böyle bir araçla Dünya'dan hareket edildiğinde Venüs ve Mars'ın çekim güçlerinden yararlanarak Platon'a 15 yıl yerine 5 yılda, Satürn'e 4 yıl yerine 2 yılda ulaşılacağı hesaplanmış. Mars'a yolculuk süresi ise dalga koşucusuyla bir yıldan 130 güne iniyor Bu araçların içinde yiyen, içen ve yaşlanan insanların bulunduğu düşünülürse yolculuklarda sağlanan vakit tasarrufu azımsanamaz. Ancak bu onemli ustünlüğün yanında dalga • koşucusunun bir dezavantajı var Atmosfere girdlğinde sürtünme nedeniyle yüzeyi aşırı ısınıyor. Muhendisler henüz bu ısınmaya dayanacak bir malzeme bulamadılar. Dalga koşucusu, gezegen atmosferlerinde sesin 25 ile 80 katı hızla ilerleyecek Şimdilik rüzgar tunellerinde yürütülen deneysel çalışmalarda bu kadar yüksek hızlara erişilmiş değil. önümüzdeki üç yıl içinde Mc Donnell Douglas firması bir dalga koşucusu modelini Delta roketiyle fırlatarak bu yeni aracı dünya atmosferinde deneyecek. (Discover 7/ 1991,im) inselliğe konan konuşma, yazma, bakma, seyretme yasağınm (muzır yasası), ülkemizde nüfus artışım teşvik amacıyla konduğunu (T. Oral) söylerseniz, bu salt bir beyin cimnastiği olmaz, mantıksal hağları da kurabilirsiniz: Muzır yasusının baş kotarıcıları, ülkemizde nüfus artışının bir numaralı savunucuları olan politikacüardı! Amaçları da insanlarm resimlerle, görüntülerle oyalanmasım engellemek, iş yapmalarım sağlamaktı! Nüfus planlamasından söz etmek bile, nüfus artışım "tahrik edebilir", insanlar "nüfus planlaması içinde yerlerini arayabilirdi" (B. Ak)..Dergimizin kapak konusu "10 milyarhk dünyaya doğru" yazısı üzerinde tartışırken dile getirilen serbest düşünceler birbiri ardına "dışarı sökün ediyordu" (Bir tanesi: "Cinsellik üzerinde konuşulurken insan çukulata yemiş gibi oluyur").. Dünyanm bu bir numaralı sorunu üzerinde BM, Dünya Bankası, AT, hükümetler, devletler vb. gibi en üst doruklarda nüfus bilimcilerin, planlamacılarm nüfus artışım durdurmak için bütün önerilerinin, engelleme çabalarımn pek sonuç vermediğini söylemek yanlış olmaz. Toplumlar, içinde bulundukları maddi ve manevi koşullann temelinde, biyolojik yasaların güdümünde davranışlarını sürdürüyor ve ürüyorlardı. Nüfus bilimcilerin, daha önce öngördükleri nüfus artış hızının yavaş seyretmeye haşladığını müjdelemeleri de sadece, devingen kütlenin (dünya nüfusu) davranışına dıştan konan bir teşhisti. Kırsal topluluklar kentlerc, metropollere akıyor ve böylece nüfus artış hızını kendileri düşürüyordu, Böylece, "yerinde kal ve üreme" çelişkili çözüm önerisinin de geçersizliğini, toplumsal davramşm kendi iç mantığımn ise geçerliliğini kanıthyordu. Orta sayfamızda göreceğiniz tabloya göre, Türkiye, nüfusu en kalahatık ülkeler listesindeki 19. yerinden, 2020 yılında, yuni onsekiz yıl sonra, 17. sıraya yükselecek, 92 milyon vatandaşıyla.. Türkiye bu artışla Avrupa'nm en genç nüfuslu ülkesi olacak diye sevinecek miyiz (bazılarına göre)? Yoksa nüfus artışıjekonomik gelişme ikilisinin ideal halkasını yakalayamayarak (bugünkü koşullarda daha yakın olasılık), Hindistan, Bangladeş gibi ülkelerin çırpındıkları ehedi sefalet çukurundu debelenecek miyiz? Toplumun sosyal güvenlik sisteminin dışında kalan işsiz \ ığınlarm artması, bir noktadan sonra, çözümsüzlük ve çaresizlik demektir (etimiz, budumuz belli). Demagojinin, çapsızlıkların 1 numaraya oynadıkları, "cemaatler" üzerinde egemen oldukları dönemlerin kıyılarında dolaşmadık değil. Yüzyıldır tartışılan nüfus artışı sorunu konusunda berraklaşan tek bir ilke var: Ekonomik olanaklarla, ülke olanakları ve kaynaklarıyla uyumlu bir nüfus artışının tek garantisi, toplulukların yaşam kalitesinin düzelmesi, eğitim ve kültür düzeyinin yükselmesidir. Toplumlann davramşım daha çok içinde bulunduğu maddi koşullar belirlerse eğer, biyolojik davramşları kontrol altına almanın başka hiç bir yolu da yok demektir. O halde, çok bilinen bir çıkarsamayı burada yinelemenin bir zararı yok: Ekonomik büyümejgelişme toplum içinse (başka ne için?), sosyal sonuçlarından bağımsız düşünülemez (ülkemizde çok düşünülür)... Bununla atbaşı ikincisi de, kitlesel ölçekte kültürel, eğitsel vb. yatırım durmadan arttınlmalıdır.. Gelecek cumartesi yine buluşmak umuduyla, güzel bir hafta dileriz... O K U R D A N BİZE Doğan yazısında hata Bilim Teknik Dergisi'nın 246. sayısında 16. saytada yayımlanan Sayın Esat Korkmaz'ın doğanlan konu alan yazısında bir kuşsever olarak önemli gördüğüm bir hatanın düzeltilmesini ısterim. Yazıda cırcus cinsinin doğan olduğu soylenıyor. Halbukı bu cinsin doğanlarla hiçbir ilişkisi olmayıp bunlar birer "delice" dır. Saygılanmla düzeltirim. C*m Kıraf / Ankara Cumhuriyat BH.İMTEKNİK • No. 248 14Aralık 1991 •Cumhurıyet Malbaacılık ve Gazetecılık T A Ş • Kurucusu Yunus Nadl • Genel Yayın Yönetmenı HasanCemal • Mııessese Mudurıi Emlne Ufaklıgll • Yazı Işlerı Muduru. Okay Gönensln • Yayın Yönetmenı: Orhan Bursalı •Grafik Yönetmenı: Tiile» Hatdemlr 2483
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle