Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
GEZİ Hindistan'da tıp: Gizler, diisler v Sokakta masajla insanı her türlü ağrıdan kurtaranlar... Ayakkabı boyama süresi içinde takma diş yapanlar... Köşebaşı kırık çıkıkçıları Dr. Nadır Paksoy o (•*) lar salan yağ şışelerının tıkıştırıldığı kovaemlı ve sıcak bır Hındıstan sabahı lar oturtulmuş Irı yarı masajcılar, usta huYureğım butun gece musonlardakıı nerlı (') parmaklarıyla, romatızmadan, bel karabulutlardan farksızdı Uyku fıtığına, adale ağrılarından, boyunsırt tuhak getıre Duşuncenın bırı çıktı, dığerı tulmalanna değın her turlu dertten gırdı Hasır yatakta daha fazla donup dur'arındırılacak bedenlerın peşındeler Ma manın faydası yok Kanter ıçınde cıbınlıksajlarıyla bedenı, yalnızca 'organık ağrılarten usulca dışan sıyrıldım Kendımı sodan değıl ruhı sıkıntılardan da kurtardıklakaklara vurdum Ve daha ılk adımda rını, dolayısıyla kışıyı, maddı ve manevı yaşamla yuzyuze kaldım Ikıncı adım ıse huzura kavuşturduklarını ılerı suruyorlar Hındıstan sokaklarının gızem yuklu gırdaGozum pek tutmadı Gezmekten ve Hınt gı bının benı kavrayıp yutmasına yettı de zemınden hem bedenım hem de ruhum arttı bıle yorgun, ama kendımı mıncıklatıp sonra da Şuursuzca donup duruyorum artık Kurkentın varoşlarında mekan tutmuş kırıkçıtulmanın mumkunu yok, bunu çok lyı bılıçıkıkçılar'da çaresız çare aramaya hıç nıyorum ve o nedenle de hıç çabalamaksıyetım yok1 Uzaklaşmalıyım zın benlığımı bu esrarlı sarsıcı mıstık Parkın ortasında, kenarları çatlamış, yuılahı torenın kollarına bırakıyorum Tıpkı zeyı yapraklarla sıvama ortulmuş, ama fıssevdığıne uydu olmuş umarsız bır âşık gıkıyesı henuz yaşayan bır havuza rastla bıyımi Esmer ınsanlar çağlayanı, bısıkletlerın, çekçeklerın başdondu rucu devınımı, curetkâr dılencıler, talepkâr ışportacılar ozgurluğuntadıni sere serpe çıkaran ınekler, atokuz arabaların dan, gurultucu motosıklet lerden devşırme muzafler Hindistan'da bir sokak dişçisi. D/y çekmek bır yana, kısa bir zaman dilimi içınae protanrılara tezınızi yapabilecek donanıma sahıp gorunuyor. Cesaret sizden, ustalık (!) ondan. adanan dım Bıraz soluklanmalı , ıçecek bırşeyler kurban herhalde ben olacağım Çunku bulmalıyım Dılım damağıma yapışmış boboylesıne tılsımlı bır depremın enkazınğazım tozdan, sıcaktan kupkuru Sutlu çayı dan sağ çıkabılmek bana pek mumkun 1 zor ıçebıldığıme gore, bır dığer kolay bulu gorunmuyor Zaten hıçbır şeyı duşunenan seçenek annemın çocukluğunda ıçtıcek, ırdeleyecek halım yok kendımı Hınğını soyledığı kapak yerınde ağzında cam dıstan a teslım edıyorum Ama kararlı olbılye bulunan ıtınce sışenın ıçıne kaçan duğum bır konu var Bu sabah gazozlar Içı pek guvenılır gorunmuyorsa mesleğımle ılgılı bır yolculuğa çıkacağım da başka şansım yok1 Sıraya çoktum Gozve 'Hındıstan da tıbbı' yaşayacağım lerımı yumup, ılk yudumu alacaktım kı karSokakların ugultusundan bıraz sıyrılır şımdakı sıraya tezgâh açmış sarıklı goğus gıbı oldum Yesıl genış bır parka getırmıs tahtasına değın ınen beyaz sakallı yaşlı ayaklarım benı Hındıstan da Ingılız mıraadam dıkkatımı çektı Tezgahında kırlı passı hâlâ suruyor örneğın çaylar sutlu ıçılılı makaslar kerpetenler metal diş parçalayor, olmayan trafık soldan akma çabasını rı alçıdan ağızdiş kalıpları lehım araç gekoruyor Hemen her kentte rastlanan ge reçlerı ozensız bır duzen ıçınde bana nış dıngın, ferah yeşıl alanlar da soz ko bakıyorlardı Yaşlı adam, diş çekmek bır nusu mırasın henuz tamamen yenıp, bıtıyana, sız parkta dınlenırken, ya da yandakı rılmemıs bır parçası masajcıda ruh ve bedenınızı' maddı ve manevı sancılardan arındırırken, boylesı Parkın gırışıne sıra sıra 'masajcılar dıkısa bır zaman dılımı ıçınde protezınızı yerzılmış Yere eprımıs hasırlar sermışler leştırmeye hazır Dolayısıyla tam bır Hasır ortulerın kenarına, ıç bayıltıcı koku I 2408 'checkup'tan geçmış olarak parktan ayrılabıleceksınız1 Panık içinde dılımle dışlerımı yokladım Hepsı yerlı yerınde daha once tedavı gorenlerden çok şukur henuz bır şıkâyetım yok Gazozu bıtırmeden hızlı hızlı oradan da sıvıştım Daha uçbeş adım yol katetmemıştım kı, bu kez, bır duvarın dıbıne çomelı, yuzu rengârenk boyalı alanına bağlı olduğu Hındu tanrısının armasını çızıktırmış, yağdan kayışlaşmış saçları arkadan oruklu, her tarafından bınbır takı sarkan urkutucu kılıklı bır adamla burun buruna kalmayayım mıi Aman Tanrım 1 önunde de bir yılan çoreklenmış benı seyredıyor, seyretmek ne kelıme, adeta gözlerımın ıçıne bakıyor, Kobra olmalı, yassı kafasında kaşıgozu andıran çızgıler var Kobranın yanı başında, boynuna ıp bağlanmış gelıncığe benzer bır hayvan tıslayarak dolanıp duruyor Urkutucu kılıklı adam, çevresınde toplananlar çoğalınca kobra ıle gelıncığı bırbırıne dalaştırdı' Çığlıklar, cıyaklamalar arasında ıkı hayvan alt alta, ust uste amansız bır mucadele ıçıne gırdı Seyırcılerın sayısının ve gerılımın en ust noktada olduğunu sezen adam kobra ıle gelıncığın kavgasını ayırdı ve başladı, onunde dızılı kapağı çatlak ya da kırık kırlı kavanozlar ıçındekı ne ıduğu belırsız sıvılar, sararmış gazete parçaları ustune serpıştırılmış kokler, otlar, tohumlar, kurutulmuş surungenlerın 'her derde deva' mezıyetlerınden dem vuran 'şıfa nutku' atmaya Nutuğu satış faslı ızledı Eh hıç de fena gıtmedı sayılır alış verış Ortalık tenhalaşınca bır de ne goreyımi Bıraz once satış yaptıklarından bazıları, bırer ıkışer ortaya çıkıp urkutucu kılıklı adama ılaçları vererek paralarını gerı alıyorlar 1 Anlasılan bunlar 'şıfacının' adamları Ortalığı kızıştırmak ıçın tutulmuş kışıler tıpkı kobra ıle gelıncık mısalı Ben bu fılmı daha once Istanbul Topkapı otogarı çevresınde, Galata Yuksekkaldırım da gordum 1 Adamlar benım kendılennı far kettığımı gorunce tıtızlenır oldular ters ters bakmaya başladılar Buradan da JJSUI usul demır alma vaktı geldı sayılır' Parkın çıkış kapısına henuz ulaşmıştım kı, bu kez yolumu bır başka tezgâh kestı Tezgâhın ustunde kocaman bır el resmı bana umut gulucuklerı sarkıtmaktaydı Avuç ıçıne karalanmış bırbırını kesen eğrıler, arzulu çızgıler, soluk astronomı sımgelerı yıldızlar, gezegenler el resmıne mıstık bır hava katmayı amaçlıyordu Demek kı, şımdı de, 'geleceğı okuyan bır el falcısıyla karşı karşıyaydım Muşterılerın hep lyı şeyler duymak ıstedıklerınden falcıların 'huzzam makamı'ndan guzergahlar hıç çızmedıklerı soylenır Falcının geleceğımı okuma' onerısını kıbarca reddettım Ancak ve ancak anı yaşamalıydım Geleceğım şu sıra benı hıç ılgılendırmıyordu Çunku Hındıstan da yaşam bır gezgın ıçın akut (ıvegen) ve gunluk seyrederdı Akut hecmelerle kronık (suregen) yasam ne Hındıstan'a ne de gezgınlere yaraşırdı Kronık yaşam, sıradan bır emeklılığe programlanmış yaşantılara uygun duşerdı, bana değıl 1 Park gerıde kaldı Herhangı bır Hındıs Urkutucü kılıklı "şıiacı" önündeki ne ıdugu "her derde deva" meziyetlerinden dem vu tan kentının sokaklarının, alışkın olmayanı yerden yere çalan devınımını yıne şırak şırak yuzumde hıssetmeye başladım Kentın toz toprak ıçınde yuzen kerpıç va roslarındaydım artık Peşım sıra Bayımi turıst, turıst para para1 ' dıye eteklerıme yapışan çocuk çığrışlarına aldırmaksı zın başı boş yurumemı surduruyorum Ökuz arabasının altında kalmaktan kılpayı kurtulmanın mutluluğunu daha tam olarak ıçıme sındıremeden bu kez dp onumde ansızın belırıveren çekçekçının avaz avaz bağırtılarını umursamaksızın kendımı zor bela karşı kaldırıma attım Bırden koskocaman akları sarıya ça lan ırı bır gozun benı dık dık suzduğunu farkettım Neyse kı goz gerçek değıldı yalnızca bır tabeladan ıbarettı Tabelanın altında kocaman Ingılızce ve Hınduca harflerle, "Dr. Vijaya Kumar. Bulaşıcı Hastalıklar Uzmanı. Yeni Delhi Tıp Fakultesl'nden Altın Madalyayla Mezun 01muştur" ıbaresı okunuyordu Tabelanın gerısıne dogru seyırttım Kuçuk bır bakkal dukkânı boyutlarında kohne bır oda Orta lığa uçbeş bakımsız tahta sandalye atıl mış Dukkânın dıbınde kırlı beyaz gomleklı sakallı, gençten bırı oturuyor Uzaktan ızlemeyı surdurdum Sandalyelerdo yer kalmadığı ıçın hastalar yerlere dağılmış Hekım, sırası gelen hastayı onundekı san dalyeye oturttu Bırşeyler sordu Boynun dakı stetoskopu hastanın goğsunde umursamaz bır tavırla gezdırdı Yardımcı sı oğlana mırıldandı Çocuk, tup gazın us tunde kaynayan tencereye yoneldı ıçın den bır şırınga ve ığne çıkardı Önundek ılaç ampulunu elıyle kırdı alıskın hareket lerle ılacı şırıngaya çektı ılk bırkaç damla sını havaya fıskırttı ve hastayı lekelı bıı perdeyle ayrılan bolmeye çağırdı Hasta bırazdan, acı ve mutlulukla karısık bır yu^ ıfadesıyle bolmedon çıktı Kalçasını oguş turan topallayarak genç hekımın kondısı ne uzattığı reçeteyı aldı Peştemalının be