22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Tl P KISA KISA Bir fareye ilk kez patent verildi m g% i ^ d e genetik alanda kullanılmak f\ D Uüzere bir kobaya verilen ilk patenti bir farenin alması, bioteknolojiyle ilgilenen kuruluşlar arasında büyük bir ilgi yarattı. Devlet adına çalışan patent ve marka ofısi, patenti Harvard Üniversltesi bilim adamlarından Phılıp Leder ve Timothy Stevvard'a teslım etti. Bu patent oldukça geniş kullanım alanına sahip. İnsan dışındaki bütün evkaryatik (çekirdekli hücreye sahip) hayvanları kapsıyor. Bilim adamları, kanserli hücre elde etmek amacıyla hayvanlarda yapay onkojen (kansere sebep olan gen) oluşturuyor ya da DNA yapısında yapılan değışıklıklerle hayvanlarda ve onların oluşturacağı döllerde kanser oluşmasını sağlıyor. Leder ve Stevvard hem cinsiyet hem de vücut genlerinde "cmyc onkojeni" taşıyan "transgenik" bir fare üretti. Sorıuç olarak bu fare ve onun genleri önceden belirlenen göğüs kanserine yakalanıyorlar. Bu tip fareler, 'karsınojenlerin' kuvvetlerinin test edilmesi açısından araştırmacılar için büyük değer taşıyor. Ayrıca kanserle mücadelede kullanılacak maddelerin bulunması ve kanser araştırmaları için bir hücre bankası görevi görüyor. örneğin normal durumdan zayıf karsınojenlerin kobay fare üzerinde etkisini gösterebilmesi için yüksek dozda karsinojen maddeye ihtiyaç vardır. Fakat bu kadar büyük dozların dogada hemen hemen hiç bulıfhmaması, bilim adamlarına doğru sonuç elde etmede sorun çıkarır. Harvard'ın bilim adamlarının kullandıkları fareler ise doğada daha sık bulunan düşük dozdaki karsinojen maddeye yenik düşerek araştırmalara kolaylık sağlıyor. Patent komisyonu üyelerinden Donald Quigg, komisyonun bu uygulamasının zorluklarla karşılaşacağını belirtiyor. Komisyondakiler, Harvard Üniversitesi'nin bu başvurusu için yapılan incelemelennin normal bir incelemeden 3 kat daha fazla zaman aldığını açıkladılar. Bu arada Jeremy Rifkin gibi bazı yazarlar hayvanlara patent verilmesini eleştiriyorlar. Bu nedenle Kongre üyeleri konunun ahlaksal yönünü tartışan bir toplantı düzenlediler. Daha önce Seattle'daki Washington Üniversltesi, birden fazla kromozom seti elde etmek amacıyla, istiridyeleri genetik alanda kullanmak için patent başvurusu yapmış, fakat patent bürosu kullanılan teknigi yeterli bulmadığı için başvuru reddedilmişti. Ayrıca Avrupa'dan bazı kuruluşlar da yine araştırmalarında kullandıkları hayvanlara patent almak için başvuru yapıyorlar. Amerikan Tarım Araştırmaları Departmanı'nda çalışan ya da bu departman tarafından desteklenen bilim adamları, transgenic hayvanlar üzerinde araştırmalar yapıyor. Bu araştırmaların sonucu olarak avian leukosis virüsüne karşı dayanıklı olan, genetik alanda değışıme uğramış bir tavuk türü üretmeyı başardılar. Sorun ise nasıl daha ileri gidebilecekleri. Mikroorganizmalardan daha komplike olan gelişmiş yaşam formuna sahip hayvanlar üzerinde araştırma yapmak için yapılan 21 başvuru ise halen karar bekliyor. Massachusetts eyaletindeki Transgenic Scienses isimli kuruluşun başkanı Don Hudson, bu işin çok elverişli olduğunu ve yakında kanserden başka, Insandaki diğer hastalıkların belirtilerini taşıyan transgenic fareler üretebileceklerini bildiriyor. (New Sclentlst, Nlsan 88) nü. Knox, saman nezlesinin başlıca sebebi olan ve çimende bulunan polenler üzerinde çalışıyordu. Alerji üzerinde çalışan diğer birçok araştırma grubu da saman nezlesi ve diğer alerji genlerini izole etmek için çalışıyorlar. Pertin şehrindeki Batı Avustralya Uoiversitesi'nden bir grup araştırmacı evtozu parazitlerinden alerjiye sebep olduğu saptanan bir geni izole ettiler. Knox bu buluşun teşhis için yapılan testlerde büyük gelişme sağlayacağını ve halen polen alerjisi için kullanılmakta olan testin yerini alacağını söylüyor. Bugün kullanılmakta olan test aktif ve aktif olmayan maddelerin kompleks bir karışımını içeriyor. Bu durum hastanın hangi maddeye ve hangi konsantrasyon derecesine karşı nasıl bir duyarlılık gösterdiğini anlamakta güçlük yaratıyor. (New Scientlst, Mayıs 88) Kan sıçraması ile AIDS bulaştı I 7 milyar marklık atom santralına kilit Deri kanseri için aşı M.Kasım Kıroğlu M elanomun nedeni ozon azlığı mı? Bronzlaşma tutkusu mu? Nedeni ne olursa olsun, melanom insidansı (görülme sıklığı) diğer kanser türlerine göre daha hızlı artıyor. Tüm yeni doğanların yüzde birinin yaşamları boyunca deri hücreleri üreterek pigment (renk değişimine neden olan madde) kanserinden etkilendiklerı sanılıyor. Tedavide tek etkiII yöntem ilk tümörün hemen ameliyatıdır. Metastaz yapmaya başlamışsa, ölüm kaçınılmazdır. Bununla beraber, son zamanlarda araştırmacılar, bir gün melanomun aşılar ile tedavi edilebileceğine ve hatta gelişmenin ilk safhada engellenebileceğine inanmaya başladılar. Onkologlar uzun zamandan beri immün sistemin kanser hücrelerine karşı, tıpkı yabancı patojenlere olduğu gibi, reaksiyon gösterebildıklerıni bılmekteler. Bununla birlikte, aşıların kansere karşı vücudun doğal savunmalarını arttırabilme olasılığı (smallpox ve polio gibi mikro organizmaenfeksiyonlarına karşı olduğu gibi) on iki yıldan fazla zamandır melanom aşıları üzerine çalışan New York University Medical Center'dan JeanClaude Bystryn'a göre daha yeni yeni kabul görmeye başlıyor. Araştırmacılar akciğer, böbrek ve kolon kanserleri de dahil olmak üzere çeşitli kanser türleri için aşılar aramakta. Tedavisinin çok güç olması ve immün sistem ile etkileşiminin nispeten daha iyi anlaşılması nedeniyle Bystryn melanomun en büyük sorunu yarattığını söylemektedir. NY.U'dan Bystryn ve arkadaşlarının geliştirdiği aşı, kültürde geliştirilmiş maddelerden oluşuyor. Dört yıldan fazladır aşı melanomlu 55 hastada denendi. Cancer dergisinde aşının antikor üretimi ve beyaz hücre yanıtının artmasıyla sonuçlanan immün tepkiyi hastaların yarısında arttırdığı ya da başlattığı belirtiliyor. Bystryn bu kadar yeni bir araştırma alanı için sonuçların umut verici olduğunu, fakat tamamen etkili bir aşı üretmek için çok fazla araştırmaya gereksinim olduğunu vurguluyor. Bu amaç doğrultusundaki önemli adımlardan biri, melanom hücrelerin hangi bölümlerinin melanoma karşı bir antijen olarak görev yapabileceği ve hangisinin gereksiz ya da zararlı olduğunun belirlenmesidir. Bystryn iki melanom tümöründen alınmış hücrelerin, aynı hastaya ait olsalar bile genellıkle çok az farklılık gösterdiğine dikkat çekiyor. Eğer aşıların tamamen güvenilir ve melanom tedavisinde etkili olduğu ortaya çıkarsa, bu aşılar hastalığa yakalanmamış fakat yakalanmaları olası olan kişilere uygulanabilir. Gönüllüler, ciltleri açık renkli olan ve sık sık güneş ışığına maruz kalmış olmalarının yanı sıra Dysplastlc nevl dıye adlandırılan alışılmadık görünümlü benlere sahip ve aılelerinde önceden melanomu olanlardan seçılmelidir. Hayvanlarda yapılan deneyler sonucunda, melanom aşılarının tamamen önleyici bir tedbir olarak işe yarayabileceğini iddia eden Bystryn ve arkadaşları kobayları aşıladılar. Daha sonra iki ay içinde aşılanmamış fareleri öldürecek miktarda melanom hücre enjekte etmelerine karşın kobaylardan onda dokuzu yaşamayı başardılar. Böylece aşının etkileri konusunda nesnel bir veri elde edılmış bulunuyor. H lman Federal idare Mahkemesi, herkesi şaşırtan bir karar vererek, henüz 1 yıldır Işletmede olan ve 7 milyar DM'ye mal olduğu belirtilen MülheimKârlich Atom Santralı'nın kapatılmasını onayladı. Atom santralları aleyhtarı VValther Thal1ın açtığı davada, santralın güvenlik kurallarına uygun inşa edilmediği ve santralın bulunduğu yerde 10 bin yılda bir de olsa önemli ölçülerde yer hareketlerinin ve kaymaların olabileceği göz önüne alındı. D A talya'da bir hastanede, AIDS'Iİ bir hastanın arterine sıkışan bir tüpü kapatmaya uğraşırken, yanlışlıkla gözüne, ağzına ve yüzüne kan sıçrayan hemşire AIDS virüsü (HIV) kaptı. Hemşirenin derisinde, virüsün kana geçmesini sağlayacak hiçbir yara bere izi olmadığı belirtildi. Hasta, kanında HIV bulunan, ancak AIDS semptomu göstermeyen bir hemofili hastasıydı. Turin Üniversitesi araştırmacıları çeşitli varsayımlar öne sürdüler. Uzmanlar hemşirenin derisinde gözle görülemeyen bir sıyrık olabileceğini veya AIDS virüsünün göz veya ağızdan geçmiş olabileceğini düşünüyorlar Olaydan bir gün sonra yapılan testlerde, hemşirenin kanında virüs bulunamadı. Fakat iki hafta sonra hemşirede ateş, yorgunluk ve mafsal ağrıları başladı. Yeni testlerde hemşirenin kanında HIV antijeni saptandı. Vücut HIV virüsüne karşı savunma askerleri geliştirmişti. Sağlık alanında bugüne kadar 3 kişiye daha HIV virüsü, benzer şekillerde bulaşmıstı. (New Sclentlst) Alerji ye saman nezlesine neden olan bir gen bulundu Buluş, tedavide yeni olanaklar sağlayacak. vustralya'nın Melbourne Üniversıtesi'ndeki bir araştırma grubunun çimenden izole ettiklerı bir tür genin havada polenler yoluyla taşınan bir protein ürettiği, bu proteinin de insan hücrelerine etki ederek alerji ve saman nezlesine sebep olduğu açıklandı. Buluşun, saman nezlesinden şikâyetçi olanlar ve astım hastaları için daha iyi teşhis ve tedavi olanağı sağlaması bekleniyor. Buluş genden sentetik peptitlerin üretimi için yeni bir yol açıyor. Üretilen bu peptitlerin bilim adamları tarafından teşhis için yapılacak testlerde ve hastaları polenlere karşı daha az duyarlı bir hale getirmeyi amaçlayan tedavide kullanılacak. Uzun vadede bu peptitlerin astıma karşı üretilecek aşıların esasını oluşturması bekleniyor. Genlerin izolasyonu üniversitenin Botanik departmanından Bruce Knox tarafından yürütülen 18 yıllık bir çalışmanın ürü A Kuzey fokları Alman hükümetini mahkemeyeverdi E vet şaka değil, fok balıkları, Ulaştırma Bakanı Jürgen VVarnke nezdinde Alman hükümeti aleyhine dava açtı. Mahkeme 200 sayfalık şıkâyet dilekçesini incelemeye başladı. Dava konusu, çöplerin Kuzey Denizi'ne atılması. Tabii davayı, foklann adına, çevre örgütleri ve Yeşil Barış açtı. Mahkeme, Kuzey Denizi'ni çöplük olarak kullanan şirketlerden ve Ulaştırma Bakanı'ndan savunmalarını istedi. Bilindiğı gibi, geçen aylarda Kuzey Denizi'ndeki kırlilik ve salmonella salgını yüzünden yüzlerce fok ölmüştü. D
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle