01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KİMYA ELEKTRONİK Uzayda hidrojen imparatorluğu ömer Kuleli Osman Giirel yılındakı guneş tutulmasını izlemek ıçın hazırlanan astronomlar bu kez spekstroskop adlı yenı bır aygıtı da deneyeceklerdı Guneş ışınlarını spekstroskobun prızmasından geçırıp, yeryuzunde tanıdıkları elementlerın spektral çızgılerı ıle karşılaştıracaklardı 25 Temmuz 1868'de Fransız Bılım Akademısı'ne ıkı mekiup geldı, bırı Hındıstan'dakı bır Fransız'dan Janssen'den, dığerı Ingılız Lockyer'den Her ikisı de akademıye hemen hemen aynı sözcüklerle yenı bır doğumu mujdelıyorlardı Ikı bılım adamı da spektral analız ıle guneşte, dunyada olmayan bır elementın bulunduğunu bıldirıyorlardı Spektral çızgısı sodyumunkıne benzeyen, ama onun sarı rengınden belırgın olarak farklı olan bır element Başarı buyüktu, yenı bır element bulunmuştu, hem de yenı bır analız teknığı ıle guneşın bır gızemı daha çözulmuştu Bu bebeğe de kolayca bır ad bulundu Yunancada guneşten gelen anlamına Helium. Astronomlar artık daha buyük bırjıeyecanla oturmuşlardı teleskopların başına Bu arada da ne çok yenı element ortaya çıktı bılsenız Koronyum, Nabulyum, Arkonum, Protoflor gıbı Ama bır kez gözler gökyuzune çevrılmiştı artık Her tur spektral çızgı ıncelendı, uğruna şarkılar duzduğumuz o kutsal yıTdızların da yeryuzunde bol bulunan elementlerden oluştuğu ortaya kondu Buyu bozulmuş, yıîdızların da ayakları yere değmıştı artık Helyumun keşfınden sekız yıl sonra spektral analız uzaydan yenı bır çızgı daha getirdı Bu hayalete de önce kuşku ıle baktılar, ancak çok az mıktarda yeryuzunde de bulunduğu kanıtlandıktan sonra kımlığı resmileştı, şımdı Mendeleyev'ın buyuk otolınde 43 No'da Teknetyum adı ile oturuyor Uzayda yenı elementlerın keşfı artık bıttı (gıbı) Guneş, Dunya, gezegenter, yıldızlar, aylar hep aynı elementlerden yapılmış Farklı olan bunların Dunya'dakı ve uzaydakı dağılımları Dunya'da dokuz element yerkabuğunun %98'ını oluşturuyor Bunlar(%) Oksıjen 4913, sılısyum 26 00, Alumınyum 7 45, Demır 4 20, Kalsıyum 3 25, Sodyum 2 40, Magnezyum 2 35, Potasyum 2 35, Hıdrojen 1 00, Dığerierı 1 87 Oysa uzayın çoğunluğunu hıdrojen ve helyum oluşturuyorlar Galaksılerde bu ıkı elementın mıktarı dığer tum elementlerden çok, çok daha fazla Bılım adamları atom çekirdeğlndekl sonsuz değlşikllklerln başlangıç noktası olarak hidrojenl duşunuyoriar Perıyodık Cetveldekıler de hıdrojenın çocukları mı acaba? Guneş ve yıldızlar neden parlıyorlar? Çunku uzerlerındekı ısıl çekırdek tepkimeleri ıle hidrojen süreklı helyuma donuşuyor, korkunç bır tepkıme ısısını açığa çıkartarak Hıdrojen sızı ısıtıyor, hıdrojen ıçıp hıdrojen yıyorsunuz, gelın kabul edın artık, hidrojensız yaşayamazsınız Ne olmuş yanı guzelım şarkıların romantızmınden sızı sıyınp gerçeklerı anımsattıysak En büyuk HİDROJEN, o bır ımparatordur, sız de kölecıkler.. D 1968 Beslenme şekli Kanser başlatıcı etkilere sahip bazı besinleri azaltmak, kanser yavaşlatıcı/önleyici besinleri arttırmak suretiyle kansere yakalanma riskini azaltmak mümkün. Hayvansal yağların kanseri ilerletici, lif, A, C ve E vitaminlerinin ise durdurucu etki yaptığı belirlendl. 'de ABD' de National Research Councıl tarafından beslenmeyle ılışkılı kanser rıskını azaltmayı amaçlayan geçıcı bir önerıler lıstesi yayımlandı Bunların arasında öncelıkle ABD'de alınan toplam kalorının %40'ını oluşturan yağ alımının %30'a düşürulmesı, daha çok lıflı besin, sebze ve meyve yenmesı, turşusu yapılmış, tuzlanmış ve tütsülenmiş besınlerle basıt şekerın (örn rafıne şeker) tuketimının azaltılması yanında bıleşık şekerınkının (örn un ve patatestekı nışasta) arttırılması vardı önerılerın dayandığı bulgular anlamlı, fakat kesın olmadıklanndan bu konudakı araşfırmalar gunumuzde de surdurulmektedır Insan dıyetı evrım surecınde oldukça değışmıştır Avcıtoplayıcı toplumların yırmıncı yuzyıla kalabılen dıyetlerı uzerıne yapılan antropolojık çalışmalarda, ılıman ıklımlerde yaşamış olan tarıh öncesı ınsaniardakı yağ tuketimının toplam kalonlerının %20'sinı oluşturduğu bulundu Bu oran günumuz ABD'sındekı oranın yarısıdır Lıf tuketımı ABD'dekınin uç, askorbık asit tüketimi de dört katı olarak saptandı Kompakt disk % 50 ucuzladı Derleyen: Özgün Taşdemır Üretimde en büyük sorun: Tozlar 1982 unyada kompakt dısk ureten yaklaşık 50 değışık fabrlka var Ancak kompakt dısklerın ılk ortaya çıkışından bugune uretımdekı temel sorunların çözulmesı hıç de kolay olmadı, öyle kı kusursuz bır kompakt dısk yapmak hâlâ çok zor Artan uretımle bırlıkte kompakt dısk fıyatları da duşmeye başladı Bu her ne kadar tuketıcı açısından olumlu bir gelışme ıse de, pazara yenı gıren uretıcılerı oldukça zorluyor Çunku ancak çok buyuk ve çok lyı donanmtş kompakt dısk fabrıkalarının bu flyat savaşına da. yanma gucu var Bugune kadar dunyada 30 mılyon CD çalıcısı satıldı 1986 yılında da 140 mılyon cıvarında CD satışı oldu Bu yıl ıse rakamın 250 mılyonu bulacağı sanılıyor Ama CD uretımı hâlâ kusursuz olarak yapılamıyor Işın ehlı olan fabrıkalar urettıklerı 100 dıskten ancak 90'ını kusursuz yapabılıyorlar Buna karşılık ışe yenı başlayan bır fırma sadece yuzde 10 oranında kusursuz dısk uretebılıyor Kusurlar genellıkle CD'de bazı bılgı kodlamalarının eksık olmasından kaynaklanıyor Dolayısı ıle ucuz kompakt dısk çalıcıları bazı CD'lerl hıç çalamıyor Kusur, uretimın herhangi bır aşamasında meydana gelebılıyor Ama en zor, en tehlıkelı an, uretimın ılk safhası, yani camdan, master dısk uzermde spıral çukurların kesıldığı zaman Buradakı en ufak bır hata, en ufak bır toz parçacığı, bır leke, tum dısklerın hatalı olarak uretılmesıne yol açıyor Uretımdeki en buyuk sorun da metalleşme surecınde ortaya çıkıyor Kompakt dısk çalıcısının lazer ışınlarını yansıta bılmesı ıçın, her CD'nın yuzune bır tabaka alumınyum kaplanması gerekıyor Bu tabaka çok muntazam olarak kap lanmadığı surece CD'den çıkan sesler de kusursuz olamıyor Uretımde başannın en buyuk sırrı havanın temız olması Çevredekı en ufak bır toz parçacığı CD'nın kalıtesını bozuyor CD ureten bır fabrıkanın, havalandırma sıstemı ıle ıçerıdekı havayı yuzde yuz saf hale getirmesı gerekıyor Bu, bakterı duzeyındekı mıkroskobık parçacıkların bıle yok edılmesı anlamına gelıyor Phılıps du Pont, Ingıltere'dekı bır fabrıkasını geçenlerde bır ay sureyle kapatmak zorunda kaldı Nedenı Bınadakı tozlar havalandırma sıstemının fıltrelerını tıkamışlardı Tum bu guçluklere rağmen CD'ler yakında plak pıyasasını tamamen altust edeceğe benzıyorlar Geçen yılın sonu na kadar yaklaşık 50 mılyon dısk uretıldı, dısk fıyatları da yarı yarıya ucuzladı D Başlatıcı etkenler tamamen saptanmış olsaydı bugun her şey daha kolay olacaktı Ne yazık kı^ bunların ancak bırkaçı bılınmektedır Orneğın akcığer mesotelyoması amyantla, Burkıtt lenfoması da Epsteın Barr vırusuyle ılgılıdır Ikısı de az görulur Oysa Batılı toplumlarda en sık rastlanan kanserler arasında sadece akclğer kanseri Ile tütün duma Esofagus Meme Bugünün çarpık süreci Bır anlamda bugunun ınsanı, çarpık bır bıyolojık sureç yaşamakta, Taş Devrı fızyolojılerı, doğru durust uyum sağlayamadığı 20 yuzyıl dıyetıyle çarpışmaktadır Diyettekı değışıklık, yalnızca ınsan vucudunun ırıieşmesınden değıl, obesıte (şışmanlık) erken olgunlaşma ve kalpdamar hastalıkları ıle kanser gıbi kronık hastalıkların yaygınlaşmasından da sorumludur Şu an kanser oluşumuna ılışkın en yaygın göruşe göre kanserın, her bırı dığerınden bağımsız olarak, değışık zamanlarda değışık etkenlerle ortaya çıkan ayrı evrelerı vardır Başlangıç, karsınojenle (kanser yapıcı etken) hedef dokunun genetık materyalı arasındakı açık ve gerı dönuşsuz etkıleşımı kapsar Reaksıyon, bazı hucrelerı anormal bır bıçıme dönuşturen, ama ılerletıcılerle (promoter) etkıleşmedıkçe klınık olarak saptanabılen tumör boyutuna ulaşmayan molekuler bır lezyon ya da mutasyonla (genetık yapıda değışım) sonuçlanır Bır ilerletici, değışıklığe uğramış hucrelerın çoğalmalarına, bır tumör oluşturmalarına yol açmasıns karşın kendısı mutajenık veya karsınojen değıldır Bıyolojık bır etkısı olabılmesı ıçın de surekli uygulanması gerekır uyarma durdurulduğunda ılerletıcının etkılerı gerı dönuşludur Bu, bır karsınojen ıçın fark lıdır ve önleyıcı önlemlere gelındığınde bu fark önemlıdır Başlangıç ıle tumörun belırmesı arasında geçen zamana gızıl sureç denır Bu, ınsanlarda 1020 yıl arasında değışır Over Dıyetıçerığı ıle bağlantılı kanserler nı arasında ılışkı kurulabılmıştır Tum kanserden ölumlerın kadınlarda %48, erkeklerde %28'ını oluşturan meme, kalınbağırsak, prostat, pankreas, uterus ve over kanserlerının ıse başlatıcı etkenlerı hakkında pek az şey bılınmektedır Bu durumda İlerletici ve durdurucu etkenleri araştırmak daha akılcıdır. Dıyette İlerletici etken olarak yağ, durdurucu olarak da lif, A,C ve E vitaminl, eser mıktarda selenyum elementi ıle Turpgıller'den lahana, kamıbahar gıbı sebzelerdekı bellı bıleşıkler bılınmektedır Bu bıleşıklerın, karsınojenle rı detoksıfıye eden enzımlerı uyararak etkı gosterdıklerı ılerı surulmektedır Bır çalışmada da fasulye ve bıtkı tohumlarındakı bıleşıklerın proteaz ınhıbıtoru oldukları, proteınlerı parçalayarak tumörun komşu dokulara yayılmasına yardımcı olan enzımlerın aktıvıtelerını önlediklerı belırtılmıştır Kanserde rol oynayan dıyet etkenlerının araştırılması ıkı yolla olabılırdı, epıdemıyolojık çalışmalar ve kemırıcılerle yapılan hayvan deneylerı Değışık ulusların kanser olum oranları karşılaştırması kansenn nedenı ıçın önemlı ıpuçları sağlamıştır Orneğın
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle