Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
FİZİK BİLİM YAYIN Işık 2 Dalganın zaferi Esir kavramının çöküşü, elektriksel ve manyetik olayların aynı olgunun parçaları olduğunun anlaşılması. Prof. ömur Akyuz I şığın dalga nıtelığı taşımasının "görulmemesı" çok ılgınç bır durum Çunku herhangı bır şıddetlıce ışığa göz kırparak bakınca görulen saçak saçak renklenmeler veya seyrekçe dokunmuş bır perde arkasından yözlenen ışık kaynağı çevresınde gorulen hem enıne hem boyuna renklı ışık saçakları yeterı kadar merak uyandırmalıydı Gene de olağan gozlemlerde ancak dalgalara özgu nıtelıklerının gorulmemesının çok doğal bır gerekçesı var Işığın dalgaboyu gozle gorduğumuz nesnelerın boyutlarına oranla çok kısa (en az bınlerce kere), oysa Huyghens'ın lımanda görduğu dalgaların tepelerı arasındakı uzaklık, bunların çarptığı nesnelerden ya da aralarından geçtığı çeşıtlı aralıklardan çok fazla kuQUk değıldı Dalga olayında tanecıklerın hareketınden hıçbır zaman görulemeyecek olan bır ozellık var Bunu su dalgalarında bır ölçude goruyoruz Karşılaşan ıkı dalga, bırbırlerı ıçınden geçerek bır şey olmamışçasına devınımlerıne devam ederler Yalnız çok dıkkat edılırse, bırbırlerının ıçınden geçerken, o ara bırbırlerını bozdukları, yanı bırının tumseğı öburununkıne rastladığında daha buyuk bır tumsek oluştuğu, ama rastlaşanlar tumsekle çukur olduğunda bırbırlerını zayıflattığı gorulebılır Bu olguya dalgaların "gırışımı" denılır Işte Young'ın gorduğu saçakların da Huyghens'un lımandakı dalgalarda gözledığı ılgınç olayların da sebebı gırışımdır Ikı dalga kaynağından çıkan dalgalar devamlı olarak bırbırlerı ıçınden geçerken, bırbırlerını bellı bölgelerde şıddetlendırırler, bellı bölgelerde zayıflatırlar işte Young'ın ıkı ınce ve yakın yarıktan geçen ışıkta görduğu saçaklar boyle oluşuyor Her bır yarık, bır dalga kaynağı olarak davranınca şıddetlenen bolgeler parlak, zayıflayan bölgeler ıse karanlık saçaklara yol açar Oysa ıkı tanecık, hareketlerı sırasında rastlaşırlarsa çarpışıp Nevvton'un dınamık yasaları uyarınca bırı bır yana, bırı de uygun bır yana savrulur gıderler Thomas Young'ın ardından ışığın dalga olduğu kısa zamanda herkesçe kabullenıldı, ancak bu kez de öncekı yazımızda da belırttığımız "ortam" sorunu ortaya çıktı Alışılmış dalga olaylarının hepsınde bır madde veya bır maddenın parçaları yer yer duzenlı olarak, ılerı gerı veya sağa sola hareket eder ve bu hareketın şeklı hemen yakındakı madde bolgesıne de geçerek dalgayı oluştururlar Dolayısıyla uzay boşluğunu bıle aşıp gelen ışığı oluşturmak ıçın de bır maddesel ortam bulunmalıydı Bu maddeye "esır" adı verıldı Evrenın tumunu doldurduğu, ancak ıçındekı her turlu tanecık hareketının oluşuna hıçbır etkı göstermedığı varsayılan esırın özellıklerıne gıttıkçe yenı çelışkıler katılmaya başlandı Madde ıçındekı dalgaların hızları, o maddenın fızıksel özellıklerıne bağlıdır Madde ne kadar sert olursa dal Thomas Young'dan önce A) Bır dalgakırandakı açıklıklan geçerken kırınıma uğrayan duzlem dalge B) Yukarıdakı dalgalardan ikısıntn glnşimı Aydınlfk Yarık '] ^Karanlık " Ay ı? ı "" k Karanlık I Âydınlık 1 ' Yarık\ Kaynak \ YBterınce yakın yarıktan gelen ışığın gırişımı ıle oluşan âydınlık ve karanlık şerıtler ganın hızı o kadar çok olur IşıÇın tahmın edılen hızı bıle herhangı bır madde dalgasından bınlerce kat fazla olduğundan, ıçınden bu kadar rahat geçılen esırın gereklı sertlığının nerede olduğunu sormak herhalde garıpsenmeme'ı Dahası var, katılarda ses ıkı turlu oluşur Bırı, cısmın yayılma doğrultusunda sıkışıp genleşmesı, dığerı ıse, bu doğrultuya dık yonlerde eğılıp bukulmesı Bırıncıye "boyuna", ıkıncıye ıse "enıne" dalga denır Çok gevşek yapılı madde ıçınde enıne dalga olmaz Ancak enıne dalganın oluşabılmesı ıçın maddenın bu doğrultuda bellı bır esneklığı bulunması gerekır Boyuna dalga olmaması, an cak maddenın sonsuz derecede sıkı ve katı olmasıyla mumkundur Oysa ışığın bazı ozel koşullar altında gosterdığı ve "polarızasyon kutuplanma" denılen ozellığı, ışığın yalnızca "enıne" dalga olduğuna ışaret etmektedır Demek kı esır, ışığın yayıldığı yonde sonsuz sert, ona dık yonlerde ıse yeterı kadar esnek olacak Ama uzayda ışık her yönde ıstedığı gıbı yayıldıgına göre, aynı anda aynı bolgede bırbtrıne dık gıden ıkı ışık dalgası oluşurken, esır bellı bır yönde hem sonsuz sert hem yeterı kadar esnek davranmak zorunda kalmalıydı Şımdı arada olan önemlı bır değışıklığe değınelım Işığı taşıması ıçın "ıcat" edılmış olan esır, aslında yenı bır kavram değıl Antık çağlardan berı sırf mutlak boşluk kavramına karşı olmak ıçın bıle evrenı doldurduğu duşunulen bu nesnenın en cıddı kullammlarından bırısı de, elektrık ve magnetık kuvvetlerın aktanlmasını sağlamak olmuştur Bu yuzden ışık ıçın olanla karışmamaları ıçın bu ıkı fızıksel esırın bırısıne "elektroferus", dığerıne "luminoferus" sıfatı takılmıştı Ancak 19 yy'ın ortalarında James Clerk Maxwell, dahıyane bır sezgıyle Örsted ve Faraday deneylerının sonuçlarını kuramsal olarak bırleştırerek elektriksel ve manyetik olayların aynı olgunun parçaları olduğunu ve bunun doğal bır sonucu olarak da elektriksel ve manyetik etkılerın bırbırını doğura doğura uzayda, pardon, 'elektroferus' esır ıçınde elektromanyetık dalgalar oluşturacağını onerınce ış bırden değıştı Maxwell, bu dalgaların esır ıçındekı hızını hesapladığında tam ışık hızını buluyordu Neden olmasın? "Işık, elektromanyetık dalgadır!" Yapılmaya başlanan deneyler, ışığın elektriksel ve manyetik kuvvet alanlarından etkılendığını, orneğın polarılma doğrultusunun sapabıldığını gostermeye başladı Maxwell bır taşla ıkı değıl uç kuş vurmuştu Yalnız elektriksel ve manyetik etkılerı bırbırıne bağlamakla kalmamış, ışığı ve bunu ınceleyen optık bılımını de bunların çerçevesıne sokuvermıştı Artık bır tane esır yetıyordu, ama tum tuhaflıklarıyla bırlıkte! Derken ortaya elektron" çıktı Bunu anlamaya uğraşırken elektromanyetızma ve ışık daha bır ınce elenmeye maruz kaldı f l Anlambilim Pıcrrc Guıraııd ANl AMBİLlM Pıerre Guıraud Kuzey Yayınlan, Ankara. 138 s Çev Berke Vardar Anlambilim, kendı başına bır ınceleme alanı olma özellığını geçen yuzyılın başında kazanmış olan dılbılımın bır dalı. En yalın tanımıyla, dılı anlam açısından ınceleyen anlambilim, son yıllarda dilbilım içınde yoğun ılgı konusu Dılbılımsel yonuyle dılı gerek evrımsel (artsuremlı) gerek eşsuremlı olgular açısından ınceleyen anlambılimin, mantık ve ruhbılım alanlarında dıl ve anlama ılışkın gelışmelerle de yakından ılgısı var. Anlambilımın onde gelen temsıîcılerınden bırı olan P Guıraud'nun/La Semantlque adlı çalışmasının, Pıof Berke Vardar tarafından gerçekleştınlen bu yetkın çevırısı, anlambilim konusunda yeterlı kaynak bulamayan okurların ılgısını çekecek nıtelıkte. McGravv Hill Encyclopedia of Science and Technology Derin suda aerasyon yapmak Yılmaz tdıl uyuk bır gol ya da körfez duşunun, klzmır Körfezı örneğın Körfezın suyu, 'oksıjenınl yuzeyındekı havadan sağlayacak Ruzgâr ve dalga hareketlerı bu yuzeyı bıraz arttırır gerçı, ama pek çok değıl Bu nedenle, bırıkı metre dennlıkte, devamlı kırlenen denızın kendı kendını arıtması ıçın yeterlı oksijen kalmaz Daha derın suda yalnızca anaerobık özumleme yaparak yaşayabılen canlılar kalır Bunlar da bolca CO, H S ve CH 2 çıkarırlar Böylece su yavaş yavas ölur Derın suya bır döner kanatlı pompa ıle hava bastık dıyelım Dakıkada 1m3 dıyelım, orneğın Bu hava, 1 cm çaplı kuresel kabarcıklar halınde yayılıp yukarı çıkar dıyelım 1 cm çaplı hava kuresının hacmı yaklaşık 0,5 cm 3 , yuzeyı de yaklaşık 3 cm2'dır Boylece bır dakıkada, toplam yuzeyı 60 m 2 tutan ıkı mılyon hava kabarcığı guyun dıbıne bırakıl mış olur Yanı dıp suyu, 60 m2'lık bır yuzey teması ıle, havadan oksıjen alabılır Iç körfezın yuzeyıne yaklaşık 30 km 2 (30 mılyon metrekare) desek, körfez yuzeyınm beş yuz bınde bırı tutar ve kuçuk gorunebılır Ama kaım ayağı öyle değıl' Çunkü, bu, yalnızca bır dakıkada oluşan bır tema», Kabarcıklar yu B karı çıkarken, adezyon kuvveti ıle bır akıntı oluşturur, dıp suyunu yukarı surükler ve yuzeyden hava almasını sağlarlar, bu bır Ikıncısı, yuzey suyu, hele durgun havada pek az hareket ettığı ıçın, oksi)en alışvenşı pek dur gun ve dar bolgede sınırlı kalmak zorunda Halbukı devamlı basılan hava ıle 24 saatte 24x60x60=50400 m 2 lık toplam yuzey hava ıle temas edıyor Hava habbecığı daha kuçuk çaplı olursa, kuşkusuz bu değer çok artar 100000 m 2 dıyelim1 Yanı körfez yuzeyınm beşte bırı! Bu ufak analız, derın su aerasyonunun önemınl sanırım yeterınce açıklıyor Körfezın on ayrı yerınde herbırı dakıkada 1 m a hava basan on adet hava pompasım bu ışe sureklı tahsıs ettınız mı, körfezın yuzeyı sankı uç kat buyumuş gibı oksıjen alışverişl yapmış olursunuz Bu da, en azından şımdıkı kırlenme devam etse bıle, denız olu nunu uç kat daha yavaşlatır Havaya daha az pıs gazlar çıkar ve ınsanların sağlığı daha az bozulur Kımı bolgelerde suyun mavıleşmeğe başladığını bıle görebılırız izmır ve Izmıt Korfezlerı gıbı ruzgârı bol körfezlerde bu ışı ruzgâr gucu ıle çalışan hava pompaları ıle yaparsak, denize ettiğımız kötuluğu bıraz azaltmış oluruz U Mc Graw Hıll. 1987 20 cılt Besay (Istanbul) McGravv Hlll'ın yayımladığı Encyclopedia of Science and Technology (Bılım ve Teknolojı Ansıklopedısı), bu alanda uzmanlaşmış ansıklopedıler arasında genış kapsamı ıle özel bır yere sahıp Ansıklopedının altıncı basımında, 77 ana konuda toplanmış yaklaşık 7700 madde, yaklaşık 13 bın sayfada ayrıntılı bır biçimde ele alınmış BılımTeknık alanındakı son gelışmelerı ıçeren ansıklopedının guncellığını korumak amacıyla, her yıl ek bır cılt de yayımlanmakta YABANCIYAYIN La Decouverte du Neutron (19201936) JSıx Ed du CNRS 1988 176 s Time's Arrovv, t ime's Cycle. Myth and Metaphor in the Dlscovery of Geologlcal Tlme S J Gould Harvard Unıversty Press 1988 222 s