Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÇE V R E Bİ R PORTRE ırtışı ve iklimsel devam edeceğını anlamaktır Işe CO2'nın gezegenımızın sıcaklık dengesını ne denlı etkıleyeceğını araştırmakla başlayahm Dunyamızın bulunduğu yıldızlararası uzayda sıcaklık 3 kelvın (270°C) dolaylarındadır Oysa dunya yüzeyinde sıcaklık, uzayda ya payalnız olsa bfle buyuk olçude kayaların dogal radyoaktıvıtesıne bağlayabıleceğınız kendı ıçınden gelen ısı dalgası nedenıyle 30 kelvın (243°C) dolaylarında olacaktır Neyse kı dunyamız yalnız değıl. guneş dunyaya yukarıda sözu geçen ısı dalgasından yaklaşık on bın kat daha fazla enerjı sağlıyor Her m 2 başına 344 W Demek oluyor kı, guneş sayesınde dunya yuzeyındekı sıcaklık 279 kelvıne yanı 6°C'a ulaşacaktır Bu mıktar henuz yeterınce sıcak değıldır ve gerçekte yaşanandan çok azdır Hesaplanan ve yaşanan sıcaklık arasındakı fark, guneşın gönderdığı enerjı mıktarının yaklaşık % 30'unun toprak, bulutlar ve ufak bır mıktar da hava tarafından gerı yansıtıldığı göz önune alınırsa, çok daha fazla olacaktır Dunya tarafından yansıtılan guneş enerjısı (ışığı) çok bozulmadan yanı çeşıtlı renklerın oranları fazla değışmeden gerı gıder Demek oluyor kı bu, ayın yansıttığı görunen ışığa benzer bır ışıktır Gerı kalan enerjı (%75) toprağın yuzeyıne ulaşır, yanı atmosfer bu enerjının dörtte bırını emmış olur 20 km yükseklıkte, guneşln ultravıyole ışınlarının buyuk bır kısmını kapan ozon, stratosferın ısınmasına neden olur Kısaca, guneş enerjıaınin yaklaşık yarısı dunya yuzeyıne ulaşır (yaklaşık olarak 170 W/m2) Fakat burada daha onemlı olan, dunya yuzeyındekı ısının, yıldızlararası uzaya gerı dönmeden önce havada dağılıyor olmasıdır Böylelıkle guneşın bızı ' yukarıdan" ısıtıyor olmasına karşın hava, esas olarak "aşağıdan" ısınır ve yukarılara çıktıkça soğur Dağ havası almaya çıkan herkes bunu kolaylıkla görecektır 170W/m2' nın 65 W/m2 kondüksıyon yoluyla havaya yollanır, 40W/m2 toprağın (ya da denızlerin) suyunun buharlaşmasını sağlayacak ve su buharının yoğunlaşması sırasında atmosfer tarafından emılecektır (bulutlar sevıyesınde), gerı kalanı yanı 65W/m2 ıse toprak tarafından yansıtılır Su buharı, (H2O), karbon dıoksıt (CO2) ve metan (CH4) gıbı bazı molekullerın, toprak tarafından yansıtılan kızılötesı ışınları, uzayda dağılmadan emerek, atmosfenn alçak kısımlarını ısıtma özellıklerı vardır Bunlar sayesınde dunya çevresındekı hava her turlu yaşam ıçın uygun bır ortam sağlamaktadır "Sera etklsl" adını alan bu sureç, camla kaplı barınaklarda bıtkı ureten ve böylece ışığın gecmesıne olanak verırken, kızılötesı ışınları engelleyen uygulamalara benzetılebılır Bu 'sera etkısı" nedenıyle gezegenımızın toprak yuzeyindekı ortalama sıcaklık +15°C dolayındadır Fakat toprak tarafından yansıtılan kızılötesı ışınların sadece bır kısmının hava tarafından emılıyor olması, havayı meydana getıren bıleşkenlerın mıktarlarındakı bır artış ıle havanın daha da ısınacağı sonucunu doğurur ve tum dunya ıklımı bundan etkılenır H2O molekulu kızılötesi ışınının en buyuk ahcısıdır, fakat doyum noktasına ulaşmış olması nedenıyle atmosferdekı su buharı oranının artması, durumu fazla değıştırmeyecektır Dığer yandan, yogunlaşma özellığı su buharı mıktarını kontrol edıcı nıtelıktedır Buhar, su olarak toprağa gerı döner Bununla beraber, havadaki nem oranındakı buyük bır artış, daha çok bulutlanmaya neden olur ve dunyanın yansıtıcı gucunu etkıler Böylesıne blr mıktar nereden kaynaklanıyor? Petrol ve kömurun sanayıdekı ve güncel kullanımı, doğal gaz ve çımento uretımının neden olduğu karbon dıoksıt, atmosfere senede yirmı mılyar ton CO2 pompalıyor Bu mıktarın buyuk bır kısmı karbon depolayan bıtkıler ıle denız suyu tarafından emılmekte Dolayısıyla, gelecektekı karbon dıoksıt mıktarının tam olarak belırlenebılmesı, doğal karbon depoları ıle atmosfer arasındakı karbon alışverışının gerçekçı bır şekılde saptanabılmesıne bağlı Bunu yaparken de dunya ıklımındekı doğal veya toprağın yansıtma gücundekı ya da atmosferın kımyasal yapısındakı değışmelerden kaynaklanabılecek gelışmeler göz önune alınmalı Oldukça zor olan bu probleme eğer zamanında yani, gelecek yuz/ıl ıçın uygun bır ekonomık ve sa nayı polıtıkası izlıyerek duruma mudahale etmek ıstenıyorsa, çözum bulmak zorundayız kınlık açısından buyuk önem taşır Bıtkıler gece boyunca atmosfere karbon dıoksıt gönderırler Bıtkısel uretımın yoğun olduğu bahar ve yaz aylarında bıtkılerın daha fazla CO2'ye ıhtıyaçları olur sonbahardan ıtıbaren ıse olen bıtkller, karbonu karbon dıoksıte dönuştüren bakterılenn hucumuna uğrarlar Toprak ve bıtkılerden salgîlanan CO2cr XIX yuzyılda fosıl yakıi kullanımından salgîlanan mıktarın çok uzerındeydı XX yuzyılın başlarında bu ıkı mıktar eşıt bır hale geldı, 1970 senelerınde ıse sanayıleşmenın etkısı belırgın bır şekılde görulmeye başladı Günumüzde bltki örtusu karbon diokaitl emmekten çok salgılayıcı nitellktedlr. Sanayı etkınhklerı tarafından uretılen karbon dıoksıtın yaklaşık yuzde 4O'ı okyanuslar tara fından emılmektedır Bu yuzey sularındakı karbon mıktarında görulen artışın nedenıdır Pekı gelecek neler gızlıyor? Bunun ıçın gelecekte fosıl yakıt tuketımının ne olacağını ve dolayısıyla ınsan etkınliklerının ne kadar karbon dıokslt uretıceğını bılmek gerekır Insan nufusunun gıderek artması ve bu ınsanların hayat sevıyelennı yukseltmeye çabalamaları, kışı başına enerjı tuketıminin de gıderek artması anlamına gelmektedır Yeryuzunun fosıl yakıt ve özellıkle kömur depoları bu artışa bırkaç yuzyıl daha cevap verecek nıtelıktedır Bu da CO2 uretımınde bır artışın de George Sarton Yayımladığı Yapıt ve Dergilerle Doğa Bllimlerinin Tarihsel Gellşimlnin İncelenmesinde Çığır Açan Blllm Tarihçisi Bılım dergılerınde genellikle bılım adamlan tanıtılır, doğabılımlerının tarıhsel gelışımınt ınceieyen bılım tanhalerı ço(jjunlukla arka plana ıtılmıştır Bu konvda onemlı bır ıstısna, bılım tarıhındekı oncu çabalan, genış kapsamlı çalışmalan ve bu alana getırdığı yüksek akademık sfondartla bılım tarıhının kurumlaşmasına be/ kı de en onemlı katkıyı sağlamış bulunan George Saıion'dur Gerçekten de bılım tanhıne ılgı duyan bır kışının eninde sonunda yapıtlanna başvuracağı yazarların başınaa Sarton gelır, yalnız bılım tarihi meraklılan değıl, bılım farıhı yazarlan ıçın de Sarton un çalışmalan onemlı bir kaynak nıtelığındedır. George Alfred lâon Sarton, 1884'te Belçıka'da doğdu, 1956'da ABD'de ö/dü. Genç yaşta felsefe ıle ılgılenmesıne karşın, ünıversıte öğrenımıride doğa bılımlerıne yönelerelc ozellikle kımya ve matematığe ağırhk verdı 191 Vde 'Newton'un Mekanik llkelerı' adlı tezıyle matematık doktorası alan Sarton, bu yıllarda çeşıtlı bılimsel araftırmalar da yaptı, kımya çalışmalanyla bır altın madalya kazanırken, roman ve fiirler de yazdı. Gene de, daha bu yıllarda bılım tanhıne olan ılgısı gıderek artmaktaydı. Comte'un da etkısıyle gelışen bu ılgının ılk somut ürünlennden bın, 1912'de yayımlamaya başlodığı Isis adlı bılım tarıhı dergısıydı Poıncani, Oswald, Durkheım, Ramsay ve Anrhenıus gıbı onemlı bılım adamı ve dufunurlerın de koikılanyla gerçekten bu dergının yayım XIX yuzyılın başlarından ıtıbaren, sanayı devrının başlaması ve kendını ormanlardakı azalma ıle kömur kullanımındakı artışla göstermesı bunun, atmosferdekı CO2 mıktarının çoğalmasına neden olacağını anlayan bılım adamlarını tedırgın ettı 1983 yılında yapılan ölçumler ıse atmosferde ıkl yuz on mılyar ton CO2 biriktıgını ortaya koyuyordu Sanayıleşme surecındekı gelışmelerın, atmosferdekı COj artışını hızlandırdığı ortaya konmuştur 1900'den bu yana karbon dıoksıt mıktarında dört yuz on mılyar tonluk bır artış olmuştur kı bu yüz 0/1 mılyar ton karbon artışı demektır Atmosferdekı karbon mıktarı, 1985 yılında 720 mılyar ton olarak belırlenmlştır, bu karbon genelde karbon dıoksıt halınde bulunmakta ve ancak dığer karbon depoları tarafından emıldığı zaman yok olmaktadır Insan etkinllklerı sonucu, atmosfere salgîlanan karbon mıktarı ıse her yıl ıçın 5 mılyar ton olarak bellrlenmıştlr Kutup bölgelerınde yüzey sularının derınlere ınmesı ve tersıne tropıkal bölgelerde soğuk ve CO2 mlktarı açısından zengın derın sularının yuzeye çıkmaları, okyanusların karbon dıoksıtlerını atmosferle değıştırmelerl olayını etkıleyecek, bazı bölgeler alıcı bazıları ıse verıcı olacaktır Dahası bu mıktar, sıcak ve soğuk yuzey sularının yer değıştırmelerı ve denızde yaşayan organızmaların yaşam süreçlen nedenıyle mevsımler arasında da farkhlıklar gösterecektır Demek oluyor kı genelde, okyanuslar ıle atmosfer arasında değıştokuş edılen karbon mıktarı, suyun sıcaklığı ve hava ve suda bulunan karbon dıoksıtın basıncı göz önune alınarak, suda çözunmuş CO2 rmktarı ıle bağlantılıdır 19611962 yıllarında yapılan nukleer sılah denemelerı kısa bır zaman ıçınde atmosferde bulunan 14C'nın dogal mıktarının ıkı katına ulaşmasına yol açtı Bu tarıhten sonra deneylerın azalması, atmosferdekı M C ıle belırlenen CO ; mıktarının atmosfer ıle ıkı buyuk depo arasındakı değıştokuş sonucunda bır mıktar azalmasına neden oldu Bltkılere gelınce, bunların dokularını, yaprakları sayesınde aldıkları karbon dıoksıt yardımıyla oluşturduklarını bılıyoruz Işık, sıcaklık, nem ve diger bazı değışkenıer bitkısel et vam edeceğını gösterıyor, fakat hangı oranda? 1970 yıllarının sonuna doğru petrol flyatlarındakı artışın neden olduğu bır enerjl kısrttaması sonucunda bu artış oranında belırlı bır azalma oldu Bakalım gelecekte klm kazanacak: Atom korkusu mu, karbon dıoksıt korkusu mu, yoksa ekonomık durgunluk mu? Uretılen karbon dıoksıtın yaklaşık yuzde 40'ının, denızler tarafından emıldığını ve yuzde 60'ının atmosfere karıştıgını görmustuk Fakat okyanusların emme kapasıtelerı sonsuz olmadığı ıçin, CO2 uretımı hızlanırsa ne olacak? Sonuç olarak, atmosferde ne oranda CO2 bulunabıleceğını şlmdiden kestlrmek hemen hemen olanaksız gıbı Yıne de şımdıye kadar kı bulgular, XXI yuzyılın ortalarına doğru atmosferdeKİ CO2 mıktarının ıkı mıslıne ulaşacağını vurguluyor, tabıı bunun ıçin yenı enerjı kaynaklarının fosıl yakıtların yerını almamış olması gerek Bu şartlar altında, fosıl yakıtların azalmasına kadar karbon dıoksıt artmaya devam edecek ve sanayı öncesı devırlerdekı oranın on mıslıne ulaşacak Bu durumun sonucu olarak dunya sıcaklığındakı bır derecelık artış, daha çok su buharlaşmasına ve dolayısıyla bulutlanmaya yol açacak ve dunyanın yansıtıcı gucu de (albedo) de artacak Bu ıse dunyaya ulaşan guneş enerjisınde belırlı bır azalmaya neden olurken, "sera etkısım" arttıracak Karbon dtokat mıktarı Ikı mialıne çıktığı takdlrde, dunya sıcaklığında +2 ıle +4 derecelık bır artış olacağı hesaplandı Bu artış, daha az etkılenen tropıkal bölgeler ıle çok daha sıcak bır ıklıme kavuşacak Kutup bolgelerı arasında eşıt olmayan bır durumda dağılacak Buna paralel olarak kuru ve nemlı bölgelerın dağılımında da büyuk değışıklıkler olması beklenıyor (La Recherche, No: 189) T9î5'fe ABD'ye yerleşti (Ülkesıni terkederken evinin bançesıne gömdüğü notlarına J9J9'da yenıden kavufacaktı) Harvard Ünıversrfesı'nın ünlü Widener kutuphanesinde çalışmalarını sürdören Sarton, bu kurumdan uzun yıllar iembolık bır destek gördu, çalışmalarını bır sure dostlarının aesteğıyle gerçekleştırdı 1920'de unıversıtede gbreve atanan Sarton, 1940'ta profesbrluğe yukteltıldı Sarton, I936'do, Isıs'te yayımlananlardan daha uzun makalelere yer verebilmek omacıyla Oisiris adlı ıkıncı bır bılım tarıhı dergısı daha yayımlamaya başladı Bılım tarıhı alanına kuşkusuz en onemlı katkısı ne, ılk aldını 1928'de, uçuncü cildının son bolümünü 194748'ae yayımladığı Introduction to the History of Science (Bilim Janhine Giriş) adlı aev çalıy masıdtr Başlangıçtan gunümüze kadarki bilimsel gelışmeleri incelemeyı amaçlayan bir çalifmanın bır bölumünO olufturması planlanan bu yapıt, ge/ışme/en 14 yüzyıla kadar ele alır Sarton, bu ve dığer çolışmalannda bı/ımse/ gelışmelerın süreklılığını vurgulamış, tanh boyunca çeşıtlı uygarlıkların bılıme yaklaşımlarını ve bunlar arasındak'ı etkileşımı ıncelemıştı Toplam 15 yapıtın yanı sıra, 300'u aşkın makalesı ve yaklaşık 80 bıblıyografya çalışman bulunan Sarton'un ınce/eme/ennaeki tıtızlığı, dunyanın çeşıtıl ulkelerındekı uzmanlarla yaptığı yazışmalar ortaya koymakta. Elaekı verılere göre, uç bıne yakın kışiyle yaptığı yazışmalarm toplamı otuz bine yakın mektubu bulmakta.