22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

3 EKİM 2008 CUMA 7 P A T İ K A SENFONİ, YENİ SEZONU BURHAN ÖÇAL’IN KONUK OLACAĞI KONSERLE AÇACAK Bir Adam Yitirmek... HALUK IŞIK Bir Patikalık yalnız yürümek istiyorum, “Yerel Yönetimlerde Kültür ve Sanat” konusunu önümüzdeki hafta sürdürürüz, bana izin verir misiniz? İstanbul’un Teşvikiye diye bir semti vardır. Gördüğün en güzel karakol binasının karşısındaki okulun adı Rüştü Uzel’dir. Okulun salonu nicedir –ne direnmelerin ürünü olarak bir tiyatro salonudur ve dış duvarında “Yeditepe Oyuncuları” yazar. Gencecik bir yazar olarak, “Bizans”tan; seni küçümseyeceğine, mafyozik ilişkileri arasında sana asla şans tanımayacağına inandığın o gayya kuyusundan, bir gün bir telefon gelir. İncelikli, duyarlı bir ses, “Oyununuzu tiyatromuzda sahnelememize izin verir misiniz?” diye sorar. “Kurşun Askerin Utancı” ile başlayan bu tanışıklık, “Hoşgeldin Amerika”, “Bir Oyun Gibi” (Tıpkı Sen Tıpkı Ben) ile sürecek, sana ödüller getirecektir... Ne günler! Anılarını “Güzeltmek” başlığıyla paylaşacak kadar insancıl, bir izbeden bir sahne yaratacak kadar inatçı, yorgunluğunu gülümsemesiyle saklamayı bilen, en karabasan zamanlarında (nasıl hissederdi?) sana sesiyle umut taşıyan biri, hayatının en önemli öznelerinden olacaktır. Ne yapıyorum ben? Sözü neden dolaştırıyorum? Üzüntümden boğuluyorum, Hadi Çaman’ı yitirdim, yitirdik. Ben bir adam yitirdim, ülkeniz bir tiyatrocu yitirdi. Artık bizim Hadi Çaman’ımız yaşamıyor. Kadıköy’deki evine ilk gittiğimde, beni devasa bir Çehov karşılamıştı. Koca kafalı, bilge bakışlı bir köpek. Gözlerine acımasızca sprey sıkılan ve kısa sonra ölen, dünya tatlısı bir şey. Hadi Çaman çok üzülmüştü, sonra Candaş girdi hayatına. Şimdi de Candaş öksüz kaldı. Yalnızca o mu, eziyet gören her canlı, Hadi Çaman gibi yiğit bir savunucuyu yitirdi, yalnız kaldı. Benim elimde ise yarım bir oyun, “Benim Adım Tapsi”. Bir başına oynayacaktı, bir köpeğin gözünden dünya hallerini anlatacaktık. Ama kelebek ruhu, özgürlüğü seçti. Tek avuntum, çok acı çekmeden gitti. Babaannemi anımsıyorum. Derdi ki, “Siz okumuşlar yüzünden çekmediğimiz yok. Eskiden bizim yalnızca başımız, karnımız, sırtımız ağrırdı. Şimdi, bin türlü hastalık icat ettiniz!” Hadi Çaman’ı bir onulmaz hastalık aldı götürdü, umarsız, ölümcül. Canım abim benim, şimdi yaşasaydı “Yazarın hatları karıştı, çay getirin düzelsin!” diyerek kahkahayı basardı. Hayır, ama bu haksızlık! Ölüm en büyük haksızlıktır, hele birçok canlı cenaze, bir haltmış gibi ortalıkta dolaşırken, fiziksel, sözel onca pisliğiyle bizi boğmaya çalışırken. Yahya Kemal der ki; “Ölmek değildir ömrümüzün en feci işi /Müşkül odur ki ölmeden evvel ölür kişi.” Hadi Çaman, önünden arkasından edilen onca söze, atılan çamura inat; yazdıkları, yönettikleri, yetiştirdikleriyle, en çok da mesleği uğruna bir ömür tüketerek, tiyatronun unutulmazlarına karıştı. Sözün bittiği demlerdeyim. Nazım Hikmet, sanki onun için yazmış; “ölümün adil olması için / hayatın adil olması lazım…” Kazım Kanat da gitmiş, bir kartal sonsuzluğa uçmuş, içim acıyor. Eylül’ü sevmek için bir gerekçe arıyorum, sizde var mı? İZDSO, Öçal’la başlayacak İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Devlet Senfoni Orkestrası, (İZDSO) 20082009 sezonunu açmaya hazırlanıyor. Senfoninin 9 Ekim saat 20.30'da, Fuar Açıkhava Tiyatrosu'nda gerçekleştirilecek sezonun ilk konserinde Burhan Öçal konuk olacak. 17 Ekim'de gerçekleştirilecek “Sonbahar Konseri”ni Şef Betin Güneş yönetecek, keman sanatçısı Anna Sophie Daunhauer solist olarak katılacak. Konser, saat 20.30'da, İzmir Ekonomi Üniversitesi'nde yapılacak. Fazıl Say'ın “Nazım Oratoryosu” 10 Kasım saat 21.00'de Halkapınar Spor Salonu'nda sunulacak. Ankara Devlet Çoksesli Korosu'nun yanı sıra, Fazıl Say, Zuhal Olcay, Genco Erkal ve Güvenç Dağüstün de sanatseverlerle birlikte olacak. Orkestrayı İZDSO Şefi İbrahim Yazıcı yönetecek. İZDSO, yeni sezonda İzmir Büyükşehir Belediyesi Gezici Sanat Otobüsü'yle haftanın iki günü ilköğretim ve ortaöğretim öğrencilerine yönelik etkinlikler gerçekleştirecek. Urla – Bademler Köyü'ndeki geleneksel konserler sürdürülecek. Etkinlikler, Fuar Açıkhava Tiyatrosu, İzmir Ekonomi Üniversitesi, Halkapınar Spor Salonu, İsmet İnönü Sanat Merkezi ve Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde yapılacak. İZDSO Müdürü Kenan Gökkaya, Atatürk'ün “Türk milletinin tarihi bir vasfının da güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir” sözünü anımsatarak, “Milletleri diğerlerinden ayıran, onlara tüm dünyada kimlik, kişilik ve saygınlık kazandıran en önemli ölçüt, kültürel ve sanatsal gelişmişlik düzeyidir. Programlarımızı bu çerçevede hazırladık” diye konuştu. İZDSO Müdürü Kenan Gökkaya, kentin ve ülkenin sanatsal gelişmesine katkı koyacak programlar hazırladıklarını söyledi. halukisik@gmail.co m C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle