Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 SPOR GÜNDEMİ 3 EKİM 2008 CUMA Teknik Direktör Hüseyin Hamamcı, futboldaki geri kalmışlıkta kulüp yöneticilerini suçladı Bayram Hediyesi Olmadı... NÜVİT TOKDEMİR Tümünün hedefi hiç kuşkusuz rakiplerini yenip, Şeker Bayramı'na mutlu girmek; yandaşlarına bir bayram hediyesi vermekti. Tümünün derken, İzmir ve Ege takımlarından söz ediyorum tabi ki. Ama öngörüleri, istençleri tutmadı. Buruk ayrıldılar sahadan. Kimi öne geçti, skoru koruyamadı; kimi yenik duruma düştü, yenilgiden zor kurtuldu; kimi de, "Bayram öncesi bu maç da nereden çıktı? Bitse de gitsek" düşüncesiyle oynadığı için gol sevincini bile yaşayamadı. Bakınız haftanın sonuçlarına, gerçek orada duruyor işte... Lider Manisaspor ile Altay, kozlarını Alsancak Stadı'nda paylaşırken, gol 10 kişi oynayan konuk ekipten gelince şok yaşayan İzmir'in siyahbeyazlılarıydı. Altay, zorlanarak eşitliği sağladıktan sonra rakip sonlarda 9 kişi kalmış olsa da yengiyi getirecek golü bulamadı. Bu noktada, dönüp son iki maça bakmak gerekiyor. Ligdeki Güngören Belediye ve Fortis Türkiye Kupası'nda Beykoz karşılaşmalarında oynadıkları futboldan ne teknik direktör Feyyaz Uçar ne de futbolcular hoşnuttu. Alınan bir puan ve kupada gruplara kalmak sevindirici olsa da, ligin ilk üç maçına göre daha düşük performansta oynamak birşeylerin habercisi olmalıydı... Bu noktada da, "eksiklerimiz vardı, kısa sürede gideremedik; yorgunduk" gibi savunmalar, günü geçiştirmekten öte bir anlam taşımıyor. Altay için de, Manisaspor için de henüz 5. haftayı tamamladıkları göz önüne alınarak kötümser yorumlarda bulunmak, hele ki ligdeki konumlarına bakıldığında haksızlık olur. Önemli olan eksik olan neyse, kısa sürede giderilmesi ve tutunulan noktadan aşağı düşülmemesidir. Her iki takım da kadro yapılarına baktığımızda bunu başarabilecek güçteler. Dikkat edilmesi gereken en önemli nokta kırmızı ve sarı kartlar konusunda futbolcuları uyarmak, daha duyarlı davranmalarını sağlamaktır. Kart sorunuyla yıkılmak en kötü sonuç olur. Hafta içini "şok" haberleriyle, gazete manşetlerinde geçirerek gündemden düşmeyen Karşıyaka'nın yaptığına bakın siz. "Bu takımda yönetim çöker", "Reha Kapsal başına buyruk, kendi söylediklerini sahada uygulamıyor, ne yaptığını bilmiyor" eleştirilerinin ağır baskısı altında gidip İstanbul'da iddialı Kasımpaşa'dan bir puanı alıp döndüler İzmir'e. Üstelik 10'lık yengiyi koruyamadıkları için üzgündüler. Yandaşlarına bir bayram hediyesi sunamadıkları için hüzünlendiler. Ama olsun, şimdi daha bir sıkı sarılmaları gerekiyor işlerine. Yapacakları çok şey var. Kapsal'ın inatçılığına katılıyorum, yeniden bir takım yaratma sürecinde olduğundan zaman istemesine de tabi ki. Ancak, Karşıyakalılar sabırsızdır sevgili Kapsal, bunu sen de biliyorsun. O nedenle çok konuşmak yerine, o süreyi kısaltmak için çok çalışmak gerekiyor. Yani çeneler değil de, ayaklar çalışmalı... İzmir'e tek yengiyi tattıran Bucaspor oldu. Sarılacivertliler 2. Lig B Klasmanı'nda şampiyonluğun en büyük adayı olduklarını Afyon'dan aldıkları üç puanla bir kez daha ortaya koydular. Yolları açık olsun. Aynı gruptaki Altınordu, İzmir'de puan yitirmeyi Tarsus karşısında da sürdürdü. Anlaşılan kırmızılacivertlilerin bu lige ısınma turları uzun sürecek. Ancak dikkat etsinler, bu ısınma sürecinde atı alan Üsküdar'ı geçmesin! 3. Lig'de de Göztepe, İzmirspor, Menemenspor, Torbalıspor kendi aralarında oynadıkları maçlarda puanları paylaştılar. Görüldüğü gibi İzmirliler bayrama sevinçle giremediler; sevdiklerine bir hediye sunamadılar. Bakalım önümüzdeki haftalar neler gösterecek? ‘Günlük başarı yetmez’ EMRE DÖKER n.tokdemir@hotmail.com 100'ÜN ÜZER NDE MADALYA İzmir futboluna önemli ölçüde emek veren Teknik Direktör Hüseyin Hamamcı, kentte futbolun “geri kalmışlığı” konusunda kulüp yöneticilerini suçladı. Bugüne kadar Çanakkale Dardanelspor, Kayseri Erciyesspor, İzmirspor, Karabük, Karşıyaka ve Sakaryaspor'da teknik direktörlük yapan Hüseyin Hamamcı, İzmir futbolunun artık çıkışa geçmesi gerektiğini belirtiyor. Günümüzdeki gelirlerle bir kulübün borçlu olmasının mümkün olmadığını kaydeden Hamamcı, borçların kötü yönetimden kaynaklandığını söylüyor. Hamamcı, “1981 yılında GöztepeKarşıyaka maçını 80 bin kişi izledi. 15 bin kişi dışarıda kaldı. Ne oldu da taraftarlar maçlardan bu kadar uzaklaştı? Takımlar şu anda günlük başarılarla yaşıyorlar. Bir maç kazanılıyor hafta boyunca tüm takımda moraller yerinde. Yönetici, teknik direktör, futbolcu taraftar hepsi mutlu. Ertesi hafta maç kaybedilince de herkes mutsuz. Çünkü sistem yok. Günlük işlerle uğraşılıyor” diye konuşuyor. İzmir takımlarının iyi yönetilmediğini, başarısızlığın da buradan kaynaklandığını dile getiren Hamamcı, bugünkü gelirlerle bir kulübün borçlu olmasının imkansız olduğunu söylüyor. le getiriyor: “20 yıl önceki İzmir nüfusuna bakın, bir de tribünlerdeki seyirci sayısına. Kulüplerin bulunduğu mevkilere bakın. Kulüplerin çoğu o zamanki birinci ligde. İzmir'in nüfusuna göre 4 tane birinci ligde takım olması, önemli bir başarıdır. Alsancak Stadı'nın kapasitesi 20 bin kişi, 15 bin kişiye oynanıyor maçlar. İzmir'de nüfus arttı, ama 3 bin seyirci geldiği zaman 'müthiş seyirci geldi' deniyor. Bu nüfusla Alsancak Stadı'nın dolması, tüm maçların Atatürk Stadyumu'nda oynanması gerekiyor.” Bu yıl İzmir'den Altay ve Karşıyaka'nın Süper Lig'e çıkacak kadroları olduğunu, bunu başaracaklarına inandığını dile getiren Hamamcı, “İzmir'den iki takımın da çıkmasını istiyoruz. Ancak birisi kesin çıkmalıdır. Ligde takımların güç dengelerinde çok büyük farklılık yok. Herkes herkesi yenebilecek durumda. Neden her ikisi de çıkmasın. Kendi iç huzurunu bulan takım bu yıl Süper Lig'e çıkacaktır” diyor. Stadyumlara seyircilerin gelmemesinin kaliteli oyuncu yetişmemesinden kaynakladığını, futbolun temaşa zevkinin ortaya koyamayan oyuncuların keyif vermediğini de kaydederek, “Takımların başarısızlıkları da buradan kaynaklayor. Bugün çok kaliteli Ronaldinho gibi oyuncuları insanlar televizyonlardan kaçırmadan seyrediyor. Bu tür oyunculardan her takım da olacak ki, taraftarlar tribüne gelsin, izlesin takımını. Pazar günü stadyuma giden insanların sadece 'maçı kazandım, kaybettim' düşüncesiyle gitmemesi gerekiyor. Zevk alması gerekiyor insanların. O zevk kalmadı artık. Futbol düz, statik hale geldi. Bu kadar paralara yazık” diye konuşuyor. ANLAMIYORLAR Takımlardaki çarpıklığın düzelmesi için önlem alınması gerektiğinin altını çizen Hamamcı şunları vurguluyor: “Futbolu kavga dövüş alanına getirdiler. Spor, insanları birleştirici, yardımlaştırıcı bir olay. Profesyonelce yapılan bir iş. O yüzden çok daha ciddi yapılması gerekiyor. Futbolun şahıslarla değil sistemlerle sıkıntısı var. İnsanlar kendi haddi olmayan işlerle uğraşıyor. Hayatında futbol maçına gitmemiş adam, bir bakıyorsunuz futbol şubelerinde görev yapıyor. Borçlanmalar da futboldan anlamayan yöneticilerden kaynaklanıyor. Menejarler 3 liralık oyuncuları 13 liraya satabiliyor bu yöneticilere. Bizde maç kazanılınca başkanlar soyunma odasına iniyor. Oyuncular da bağırıyor 'başkan pirimi üçten 4 yap' diye. Şimdi bu sistem mi? Düzen olması gerekiyor, kaybettiğin maçın cezası bu, kazandığın maçın ödülü bu. Kazanılan maçın ardından başkan omuzlarda, bağırışlar çağırışlar... Bu kişiler kendilerini tatmin ediyorlar. Bu futbola hizmet değil ki!” FUTBOLDAN TRİBÜNLER BOŞALDI İzmir takımlarının iyi yönetilmediğini, takımların başarısızlığının da buradan kaynaklandığını vurgulayan Hamamcı, şunları di Uluslararası Artemis Ephesia Cimnastik Festivali'nin ilki yapılacak Selçuk’ta cimnastik festivali Atletizmin yıldızı Pınar ZM R (Cumhuriyet Ege Bürosu) Konak Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü’nün 16 yaşındaki ulusal sporcusu Pınar Aday, ulusal ve uluslararası şampiyonlarda kazandığı 100'ün üzerindeki madalyayla “atletizmin yıldızı” oldu. Beden eğitimi öğretmeni anne ve babanın sporcu kızı Pınar Aday, hedefinin yüksek atlama ve engelli koşuda dünya şampiyonalarına ve 2012 Olimpiyat Oyunları'na katılarak Türkiye'yi en iyi şekilde temsil etmek olduğunu söylüyor. Geçtiğimiz yıl Türkiye 15 Yaş Altı Salon Atletizm Şampiyonası'nda, bayanlarda tüm branşlarda birincilik kürsüsüne çıkan Aday, geçen ay Finlandiya'nın başkenti Helsinki'de düzenlenen 23. Uluslararası Gençlik Oyunları'nda, 3 branşta 3 madalya kazandı. Aday, 16 ülkenin katıldığı Uluslararası Gençlik Oyunları'nda da 80 metre engelli yarışında 12.12'lik derecesiyle birinci, üç adım atlamada 11.46 ile üçüncülük elde etmenin gururunu yaşıyor. Yıldız , genç ve genç yıldızlar Türkiye yüksek atlama ile yüz metre engelli koşuda Türkiye birinciliği elde ederek başarı grafiğini yükselten Pınar Aday, Karadağ’da yapılan Balkan Şampiyonası’nda yüksek atlama Balkan 2’ncisi,100 metre engellide Balkan 3.'lüğü, 4x100 metrede bayrak koşusunda yine Balkan 3’üncülüğü elde etmişti. Bosna Gençlik Oyunları’nda yüksek atlamada da ikincilik kürsüsüne çıkan Pınar Aday, madalyalarının sayısının yüzün üzerinde olduğunu belirtiyor. Aday, “Çok programlı ve planlı bir çalışma yürütüyoruz. Annem ve babamın antrenörlüğümü üstlenmesi, ayrıca bana manevi anlamda büyük destek oluyor. Başarılarımın ardında her ikisinin büyük desteği bulunuyor” diye konuştu. SELÇUK (Cumhuriyet) Selçuk, Uluslararası Artemis Ephesia Cimnastik Festivali’ne hazırlanıyor. Bu yıl ilki yapılacak olan festival, 812 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek. Festivale yurtiçinden ve yurtdışından 250’yi aşkın sporcu, teknik heyet ve federasyon temsilcileri katılacak. Selçuk Belediyesi'nin Türkiye Cimnastik Federasyonu ve Selçuk Kaymakamlığı ile ortaklaşa düzenlediği 1. Uluslararası Artemis Ephesia Cimnastik Festivali’ne birçok üniversite ve cimnastik kulüplerinden yurtiçi ve yurtdışı katılımların da beklendiği belirtiliyor. Festivalde 12 yaş ve üstü cimnastik, akrobasi, dans, trambolin gösterileri de sunulacak. Özellikle Türkiye’de üniversitelerarası yarışmalarda birinci olan üniversitelerin gösterilerinin yanı sıra Almanya, Yunanistan ve Selçuk Belediyesi’nin kardeş şehri olan DionPieria da gösteri grubuyla katılacak. 8 Ekim'de başlayacak festival kapsamında çalıştaylar, performanslar ve forumlar gerçekleştirilecek. 910 tarihlerinde saat 21.00’da Selçuk Tören Alanı'nda festivale katılan gruplar performanslarını halka açık olarak sergileyecekler. Festivalin ilçeye getireceği sosyal hareketliliğin yanı sıra Selçuk esnafına da katkı sağlayacağını belirten Selçuk Belediye Başkanı Vefa Ülgür, “Sporcuların tüm konaklama ve yeme içme ihtiyaçları şehir merkezindeki işletmelerden karşılanacak. Bu organizasyonun Selçuk'a güzel bir hareketlilik getireceğini düşünüyoruz. Ayrıca ilçemizin tanıtımına katkı yapacak bu festivalin Selçuk’ta yıllardır faaliyet gösteren ve birçok ulusal ve uluslararası başarıya imza atan Zuhal Fitness Spor Kulübünün başarılarının daha da artmasına tetikleyici bir ortam hazırlayacağını, ilçe gençlerini cimnastik sporuna teşvik edeceğini düşünüyorum” dedi. Festivalde, yurtiçi ve yurdışından 250'yi aşkın sporcu ve teknik heyet katılacak. C M Y B C MY B