27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 MAYIS 2021 PAZAR BÜYÜKADA’DA DENİZ SALYASI Marmara Denizi’nde sık sık görülmeye başlanan deniz salyası olarak da bilinen müsilaj İstanbul’daki Büyükada’yı da sardı. Dibe çökmesi halinde deniz canlıları için büyük tehlike oluşturan deniz salyası, adalıları kaygılandırdı. Büyükada sakinleri, “Başlarda denizde ne olduğunu anlamadık ama normal bir kirlilik olmadığı çok belliydi. Kokusu çok kötü. Görüntüsü de hiç hoş değil” dedi. l DHA Kendilerini ağaçlara zincirleyen köylülere müdahale edildi İkizdere’de EMRAH KOLUKISA LEYLA KILIÇ direnişe balta Kerim Yanık Uzun yıllar Tekel’de önemli görevler üstlenen, emeklilik yıllarını ise kitap yazarak değerlendiren Kerim Yanık’ın “Rakıların Başı Dönüyor” adlı son kitabı raflardaki yerini aldı. Oğlak etiketiyle basılan kitap vesilesiyle Yanık ile bir söyleşi yaptık ve Tekel’in kapanmasından içki yasaklarına dek birçok konuyu konuştuk. İçki yasağı tüketimi artırır Birkaç gündür süren ve hükümetle toplum arasında ciddi bir gerilime yol açan “içki yasağı” tartışması belki de tarihimizin en ilginç rekorlarından birine sebep oldu. Sosyal medyada da takip etmişsinizdir, ramazan ayında içki satış rekoru kırdırmak bu hükümete kısmet oldu. Hiçbir mantığı ve hukuki dayanağı olmayan içki satışı yasağına toplumsal tepkiler o kadar güçlü geldi ki, kapanmanın ilk gününden itibaren birçok bayi içki satışına devam ederek güçlü bir duruş sergiledi. Türkiye Tekel Bayileri Platformu da bu anlamda aktif bir rol oynadı ama yine de tam anlamıyla sorunun çözüme ulaştığı söylenemez, zira satış yapmamaları yönünde birçok bayiye de baskı yapıldığı haberBomonti Bira Parkı’nda kadınlar... leri geldi. Tam da bu tartışmaların hemen bir iki hafta öncesinde piyasaya çıkan “Rakıların Başı Dönüyor” kitabıyla Kerim Yanık ilginç bir tesadüfün odağındaki isim oldu. 1967 yılında işçi olarak girdiği Tekel Fabrikası’nda yıllarca çalışmış ve sonrasında Tekel’de üst düzey yönetici olarak görev almış biri. 2005 yılına kadar Tekel’de, sonrasında ise özel sektörde çalışan Yanık, bir süredir emekliliğin tadını sürüyor ve deneyimlerini paylaştığı kitaplar yazıyor. Şarköy’de yaşayan Yanık ile mail yoluyla söyleştik. ğını da ayrıca rahatlıkla söyleyebilirim. Uygulanan her baskının ve yasaklamaların karşısında bir direncin de ortaya çıktığını unutmamalıyız. Yani her tür yasaklamalar, beraberinde bir de karşı duruşu yaratır. Az veya çok alkollü içki tüketen her birey, ne pahasına olursa olsun bu ihtiyacını karşılayabilmek için türlü çarelere başvurmaktan çekinmez. Bunun en önemli göstergelerinden biri, kaçak veya evde üretim denen uygulamalar olmaktadır. O nedenle, alkollü içki tüketiminde herhangi bir azalmanın olduğunu kimse bana inandıramaz. ‘Ya tutarsa...’ n Kaçak içki tüketimi hayli arttı... Kaçak içki konusu, Tekel’in özelleşn Kapanma süresince, alkollü içkile tirildiği 2004 yılından sonra başlamış rin satışının yasaklanmasını nasıl yo ve günümüze kadar hızını hiç eksiltmerumluyorsunuz? Şaşırdınız mı? miştir. Kitabımda da sözünü etmiş olduHiç de şaşırmadığımı ifade etmeliyim. ğum gibi, Tekel’in var olduğu dönemde, İdeolojik olmanın yanı sıra, “Ya tutarsa” “Kaçak Takibat Şubeleri”, ülkemizin heyaklaşımıyla uygulanmaya çalışılan bir men hiçbir noktasında kaçak üretime fırhamledir diye düşünüyorum. Toplumun sat vermeyen bir yapıya sahipti. Ayrıca önemli bir bölümünün alınan bu karabir devlet kuruluşu sıfatını taşıyan Tera boyun bükecekleri, daha doğrusu ses kel Genel Müdürlüğü, aşırı bir vergi uysiz kalacakları düşüncesiyle alınmış bir gulaması anlayışında olmadığı için, kakarardır. Ancak görüyoruz ki, başta baş çak içki üretimleri de pek gündemde yer kanları Özgür Aybaş’ın önderliğinde Tür almazdı. Kısaca kaçak ve insan sağlığıl ve sonrası kiye Tekel Bayileri olmak üzere, henı tehdit eden içki üretimlerinin men hemen tüm muhalefetartmasında, yeterli kamu teki siyasi partiler, önemdenetiminin olmayışıli güce sahip sivil topnın yanı sıra, alkolTeke lum kuruluşları, bu kararın insanların özel yaşamların Bugün Tekel diye bir kurumun içki nı tehdit ettiğinpiyasasını kontrol etmiyor de birleşmişleroluşunun avantaj ve dezavantajları... dir. Öyle inanıyorum ki, siyasal iktidar böyle bir direncin oluşabiEvet bugün artık Tekel denen bir kurumdan söz etmek olası değil. Tekel sadece üretim değil, otokontrol görevini de üstlenmiş bir kurumdu. Her ne kadar piyasanın kontrol görevini lü içkilere uygulanan aşırı vergilerin rolü kaçınılmaz olmuştur. Viski imbikleri... leceğini bekleözelleştirmeden sonra kurulan miyordu. TAPDK üstlenmiş gözüküyorsa n Sizce içki da istenilen başarılı çalışmaları yasağının içyürüttüğü söylenemez. Ancak ki tüketimini Tekel’den sonra kurulan Boğma rakı, üzüm, incir, erik, kayısı, azalttığına mı birçok üretim firmalarının hatta dutun önce fermantasyonu, tanık oluyoruz kalite ve ambalaja yönelik sonra imbiklerde damıtılmasıyla elde biz, yoksa artırdıgörsel başarılarını edilen anasonsuz bir içecektir. ğına mı? da görmezden Alkollü içki yasakgelemeyiz. lamalarını, hiçbir zaBira kaynatma man Tekel Genel Mükazanları. dürlüğü döneminde yaşamadığımızın altını çizmek isterim. Hele son 20 yıl içerisinde alkollü içki satış ve tüketimlerine getirilen yasaklamaların; alkollü içki tüketimini azaltmadıYanık, “Evlerde yapılan içkilere rakı veya viski denilmesi mümkün değil. Üzümden kaynaklanmayan alkollerle yapılan içkilere rakı değil, olsa olsa anason kokulu içki denir” diyor. Rize İkizdere’de İşkencedere Vadisi’ni doğa talanından korumak için kendilerini ağaçlara zincirleyen direnişçi kadınlar ağaçlardan zorla indirilmeye çalışıldı. İş makinelerinin çalışması için jandarma alandaki direnişçileri zorla vadiden çıkarırken 4 köylü gözaltına alındı. İfadeleri alınan köylüler serbest bırakıldı. Sabah jandarmadan önce erken saatlerde vadide iş makinelerinin önünde bir araya gelen köylüler, iş makinesinin çalışma yapacağı yönde bulunan ağaçlara çıkarak kendilerini zincirledi. Jandarma alandaki köylülere müdahale ederken Kemal Baş isimli yurttaş gözaltına alındı. İş makinelerinin çalışması için jandarma alandaki direnişçileri de zorla vadiden çıkardı. O sırada alanı terk etmek istemeyen direnişçilerden Ayşe Baş, Pervin Baş ve Derya Ekşi de zor kullanılarak gözaltına alındı. Alanda fenalaşan Derya Ekşi için ambulans çağırıldı. Direnişçi kadınlar, önce hastaneye ardından da emniyete götürüldü. İfade işlemlerinin ardından 4 köylü serbest bırakıldı. ‘Bu işi uzatmayın’ Kendini ağaca zincirleyen köylülerden Funda Baş, “İş makineleri çalışmaya başladı ama biz onların önünde duruyoruz. O yüzden bizi buradan indirmeden ilerleyemeyecek” diyerek çağrıda bulundu. Zeynep Baş ise önceki gün alana gelen AKP’li milletvekilleri Hayati Yazıcı ve Osman Aşkın Bak’a çok kızgın olduklarını kaydetti: “Derdimizi dinlerler diye düşündük ama onlar gelir gelmez alana gittiler. Sonra gitmeden köylünün yanına uğradılar. Konuşmaya ‘Bu işi uzatmayın’ diyerek başladılar. Bize taş ocağının bölge için iyi olacağını savundular. Milletvekili de valisi de buraya laf olsun diye geldi.” Rize İkizdere’de AKP’ye yakınlığı ile bilinen Cengiz İnşaat’ın yapmak istediği taş ocağına karşı direnen köylüler, jandarmanın müdahalesi ile karşılaştı. CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da direnişteki köylülere destek olmak için alana geldi. İş makinelerinin çalışmalarını sürdürdüğünü aktaran direnişçi köylüler, CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın olası gözaltıları engellediğini ancak iş makinelerini durdurmak için herkesin İkizdere için ses olması gerektiğini söyledi. AVUKAT IZIN BELGESI ALAMADI Gözaltılar üzerine bölgeye gitmek isteyen İkizderelilerin avukatı Yakup Okumuşoğlu, EDevlet sistemindeki yoğunluk nedeniyle seyahat izin belgesi çıkartamadığını belirterek sosyal medya hesabından Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e tepki gösterd: “İkizdere’ye gitmeye çalışıyorum. Seyahat izin belgesi için EDevlet’ten izin alınamıyor. Gözaltı var, İkizdereliler avukat bekliyor, Sayın Abdülhamit Gül, hak arama hürriyeti kısıtlanmış durumda. İzin talep ediyorum.” İkizdere’deki taş ocağı yetmemiş bir de kapasite artışı istemişler Gözleri doymamış Dipsiz Göl IKINCI DIPSIZ GÖL VAKASI OLACAKTI Ordu Çaybaşı’daki doğa harikası Âşıklı Şelalesi gölünde define olduğunu öne süren B.B., arama yapmak için yasal başvuruda bulundu. Ordu Valiliği ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, akış yönü değiştirilerek suyu kesilecek gölün iş makineleri ile kazılacağı define arama başvurusunu yönetmeliğe aykırı olduğu gerekçesiyle reddetti. Avukat Ozan Karagöz, “Dipsiz Göl’de hassasiyetin oluşmasından sonra yapılan mevzuat değişikliği ikinci bir Dipsiz Göl vakasını engelledi” dedi. l DHA Âşıklı Şelalesi 64 MILYONDAN FAZLA KADIN IŞSIZ KALDI Salgın kadını vurdu Uluslararası sivil toplum kuruluşu Oxfam’ın raporuna göre, salgın en çok kadınları etkiledi. 2020’de salgın yüzünden 64 milyondan fazla kadın işini kaybetti, 800 milyar dolar, yani 98 ülkenin gayri safi yurtiçi hasılasına eş değer gelir kaybı yaşadı. Kadın istihdamında yüzde 5’lik bir kayıp yaşandı. Bu oran erkeklerde yüzde 3.9 oldu. Oxfam International İcra Direktörü Gabriela Bucher, 800 milyar dolarlık gelir kaybının ev hizmetleri, pazar, terzi gibi kayıt dışı istihdama tabi milyonlarca kadının gelir kaybını içermediği, kadınların ekonomik kaybının çok daha yüksek olduğu değerlendirmesinde bulundu. l AA HAZAL OCAK Rize İkizdere’de yapılmak istenen taş ocağına karşı halkın direnişi sürerken taş ocağına ilişkin bir skandal ortaya çıktı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na taş ocağına ilişkin 2 ay arayla 2 başvuru yapıldı, ikinci başvurada daha açılmayan ocak için kapasite artışı istendi. Avukat Yakup Okumuşoğlu, “Burada şu an yol yok. Böyle bir yola başvurarak ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararını alınca orman iznini daha kolay alıyorlar” dedi. Patlayıcı madde kullanılacak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na taş ocağına ilişkin ilk başvuru 19 Ocak tarihinde yapıldı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Trabzon 11. Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan başvuru kapsamında bakanlığa Rize, İkizdere ilçesi, Cevizlik köyünde 13.45 hektar orman alanı üzerine yapılmak istenen “Cevizlik Bazalt Ocağı” proje tanıtım dosyası sunuldu. Dosyada ocağın müdürlük tarafından işletilmesinin planlandığı belirtilerek ocak sahasında temin edilecek malzemenin AKP’ye yakınlığıyla bilinen Cengiz İnşaat’ın yapacağı İyidere Lojistik Merkez ve Limanı yapım, bakım ve onarım faaliyetleri ve bölgedeki yol yapımı projelerinde kullanılmasının planlandığı belirtildi. Dosyada faaliyet kapsamında ocak sahasından yılda 15 milyon 724 bin 800 ton üretim yapılması planlandığına dikkat çekildi. Ayrıca dosyada patlayıcı madde kullanılacağından da bahsedildi. Rize Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü 21 Ocak’ta bu projeye ilişkin “ÇED Gerekli Değildir” kararı verdi. Süre uzayabilir Aynı müdürlük “Cevizlik Bazalt Ocağı Kapasite Artışı” adıyla 3 Mart’ta ikinci başvuruyu yaptı. Projenin ÇED başvuru dosyası bakanlığa sunuldu. Bu kez ÇED alanı 37.02 hektara çıkarıldı. Temin edilecek malzemenin tamamının yine İyidere Lojistik Merkez ve Limanı yapım, bakım ve onarım faaliyetlerinde ve bölgedeki yol yapımı projelerinde kullanılmasının planlandığı belirtildi. Yıllık üretimin de 20 milyon tona çıkarılmasının planlandığı ifade edildi. Dosyada işletme süresinin 2025’e kadar olduğu ancak cevher bulunması ya da üretimin artırılmasının planlanması durumunda işletme süresinin uzatılması için yeniden başvuru yapılacağının belirtilmesi dikkat çekti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle