02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DIŞ HABERLER [email protected] 7 15 MAYIS 2021 CUMARTESİ Yıllardır abluka altındaki bölge ateş çemberine dönüşürken insani kriz derinleşiyor GAZZE’NIN ÇIĞLIĞI İsrail bombardımanı hız kesmezken yine çocuklar hedef oldu. Gerilim, Tel Aviv’de bir süredir devam eden hükümet kurma görüşmelerinin gidişatını da değiştirdi. İsrail’in, uluslararası tepkilere rağmen işgali altındaki Doğu Kudüs’te Filistinli aileleri tahliye etme girişimiyle, Mescidi Aksa baskınlarıyla alevlenen, Gazze Şeridi’ne yoğunlaştırarak sürdürdüğü kanlı müdahalesinde can kayıpları artıyor. İsrail’in geçen pazartesi gününden bu yana sürdürdüğü hava bombardımanı ve topçu ateşinde yaşamını yitirenlerin sayısı 30’dan fazlası çocuk en az 126 kişiye yükseldi. 950 kişinin yaralandığı duyuruldu. İsrail, Gazze’nin batısında bulunan Filistin İçişleri Bakanlığı binasını da vurdu. Önceki gece ve dün de süren bombardımanlarda hayatlarını yitirenler arasında altı kişilik bir aile de vardı. Eşi ve dört çocuğuyla yaşamını yitiren kadının hamile olduğu belirtildi. İsrail güçlerinin, Kudüs ve Gazze Şeridi'ne destek için Lübnan sınırında düzenlenen gösteriye müdahalesinde de 1 kişi yaşamını yitirdi, 1 kişi yaralandı. Gazze’den roket atışlarına karşı misilleme yaptığını söyleyen İsrail, önceki gün bölgedeki askeri yığınağın artırıldığını bildirmişti. İsrail ordusunun kara harekâtı başlattığı haberleri gündeme yansımış, ordu sözcüsü daha sonra yaptığı açıklamada, “askerlerin Gazze’ye girmediğini” söylemişti. Hamas yönetimindeki Gazze’den geçen pazartesiden bu yana düzenlenen roket saldırılarında 8 İsrailli yaşamını yitirmişti. Su, elektrik sıkıntısı Birleşmiş Milletler (BM), İsrail’in 10 Mayıs’tan bu yana düzenlediği hava saldırılarında Gazze’nin yoğun nüfuslu bölgelerinde sivil mülklerin ve 24 okulun büyük hasar gördüğünü, 200’den fazla konutun yıkıldığını veya ciddi zarar gördüğünü, yüzlerce kişinin sığınacak yer aradığını bildirdi. BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) Sözcüsü Jens Laerke, “İşgal altındaki Filistin topraklarında ve İsrail’de devam eden şiddet olaylarından endişe duyuyoruz. Yaralı sayısı çatışmanın her iki tarafında da tırmanmaya devam ediyor ve siviller acı çekiyor” dedi. Sözcü Laerke, tahminen iki milyon sivilin yaşadığı İsGazze’de ateş hattında kalan Filistinliler güvenli bölgelere gitmek için yollara döküldü. rail ablukası altındaki Gazze Şeridi’ndeki saldırıların temiz suya, yeni tip koronavirüs ile mücadele ve diğer sağlık hizmetlerine erişime darbe vurduğuna dikkati çekti. İsrail’in 10 Mayıs’ta Beyt Hanun (Erez) Sınır Kapısı’nı uluslararası insani yardım çalışanlarına da dahil olmak üzere kapattığını, bölgeye mal ve yakıt geçişini de engellediğine de işaret etti. Gazze’de sınırlı yakıt rezervleri nedeniyle günde 812 saat elektrik kesintisi yaşandığını, ayrıca bölgede yüz binlerce kişinin temiz su sıkıntısı çektiğini vurguladı. Tel Aviv’de siyasi hesaplar Öte yandan Reuters’ın haberine göre, İsrail’in Araplarla Yahudilerin bir arada yaşadığı kentlerinde, “iç savaş” uyarılarına neden olan, bugüne kadar görülmemiş şiddet olaylarının da etkisiyle Başbakan Binyamin Netanyahu muhaliflerinin hükümet kurma çalışmaları sekteye uğradı. Aşırı milliyetçi Yamina Partisi lideri Naftali Bennett, merkez ve sol partilerle yeni bir hükümet kurma çalışmalarından çekildiğini duyurdu. İsrail basınına yansıyan haberlere göre Bennett, merkez partisi Yesh Atid’in lideri Yair Lapid ile iki yıl başbakanlık koltuğuna oturmasını sağlayacak bir anlaşmaya varmak üzereydi. Bennett olmadan Lapid partisinin çoğunluğu sağlayamayacağı, ülkenin iki yıl içinde beşinci seçime doğru yol alabileceği belirtiliyor. Kimi analistlerin, “LapidBennett ortaklığının çökmesinin Netanyahu’yu tekrar hayata döndürdüğü” yorumları dikkat çekti. Times of İsrail’in haberinde Benett’in Netanyahu ile “ulusal birlik hükümeti” kurmak için görüşmelere başladığı kaydedildi. İsrail’de mart ayındaki erken seçimin ardından Binyamin Netanyahu’nun partisi en çok oyu almış fakat Netanyahu bir ay süren görüşmelerde bir koalisyon hükümeti kurmayı başaramamıştı. Bunun üzerine hükümeti kurma görevi muhalefetteki Lapid’e verilmişti. Lapid, 15 yıllık Netanyahu iktidarına son vermek için yedi partinin yer alacağı ve Birleşik Arap Listesi’nin de dışarıdan destek vereceği bir koalisyon için çalışıyordu. Fakat Gazze’ye yönelik bombardıman, Arap Listesi’nin pazartesi günü görüşmeleri dondurmasına yol açmıştı. ‘İŞGALİ TARAF TUTAN DİL!’ ABD Başkanı Joe Biden’ın krize dair açıklamaları iç siyasette tepki çekti. Demokrat Temsilciler Meclisi üyesi Alexandria OcasioCortez, “ABD Başkanı ve diğer bazı siyasi figürler, İsrail’in kendini savunma hakkı olduğunu söyledi. Peki, Filistinlilerin hayatta kalma hakkı var mı? Buna inanıyor muyuz? O zaman bunun içinde sorumluluğumuz var” ifadelerini kullandı. Cortez, “İsrail’in saldırılarını görmezden gelip sadece Hamas’a yüklenen Biden yönetiminin sanki şiddetin kaynağı Filistinlilermiş gibi davrandığını” belirterek “Bu tarafsız bir dil değil, taraf tutan, işgalin tarafını tutan bir dil” yorumunu yaptı. Filistinli kökenli Demokrat Temsilciler Meclisi üyesi Rashida Tlaib, meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada, “Bizler adalet arayanlarız. Ve meslektaşlarım, İsrail’in apartheid hükümetine ne kadar para gönderirseniz gönderin, Filistinliler bir yere gitmiyor” dedi. “Önemli sayılmaları için kaç Filistinlinin ölmesi gerekiyor” diye sordu. Tlaib, Gazze’den kendisine yazan bir annenin “Bu gece çocukları bizim yatak odamızda yatıracağım ki, birlikte ölelim” dediğini anlatırken gözyaşlarını tutamadı. “Filistinli veya İsrailli hiçbir çocuk, kim olurlarsa olsa, hiçbir zaman, gökyüzünden ölüm yağacağından endişe etmemeli” ifadelerini kullandı. Maas, Hamas’ı suçladı Berlin hükümetinden ise dün bir kez daha “Hamas’ın İsrail’e attığı roketlerin terör saldırısı olduğu” çıkışı yükseldi. Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Hamas’ı Ortadoğu’daki gerginliği kasıtlı olarak tırmandırmakla suçladı. ‘ PEKIN’DEN ABD’YE TEPKI İsrail’in bombardımanı, Gazze’den roket saldırılarıyla bölgede alevlenen gerilimin durmasına yönelik uluslararası çağrılar devam ediyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), pazar günü toplanma kararı aldı. Konsey bu hafta iki kez acil oturumda toplanmış ancak ABD’nin engellemesi üzerine ortak açıklama yayımlanamamıştı. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Çunying, “ABD’yi, bir yandan Müslümanların insan haklarını önemsediğini söylerken diğer yandan Filistinlilerin acılarını görmezden gelmekle” suçladı. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Twitter hesabından, “Bayram ruhuna saygı duyduğum için, Gazze ve İsrail’deki düşmanlıkların derhal hafifletilmesi ve durdurulması için çağrıda bulunuyorum. Çok fazla masum sivil öldü. Bu çatışma, ancak tüm bölgede radikalleşmeyi ve aşırılığı artırabilir” mesajını paylaştı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, “Ortadoğu’da şiddet sarmalının sona ermesi gerektiğini, güçlü bir şekilde ateşkes ve diyalog çağrısı yaptığını” kaydetti. ‘Kahire’ye ret’ Elysee Sarayı’ndan yapılan açıklamada, “Fransa’nın Ortadoğu’daki ana müttefikleriyle irtibatta olduğu, özellikle Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi’nin aracılığına tam destek verdiği” kaydedildi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Filistin ile İsrail arasında tırmanan gerilimin Rusya’nın güvenlik çıkarlarını doğrudan ilgilendirdiğini söyledi. Bu arada Suudi Arabistan’ın El Arabiya kanalı, İsrail’in, Filistin ile bir yıllık ateşkes için Mısır tarafından yapılan teklifi reddettiğini duyurdu. El Arabiya’ya konuşan kaynaklar, İsrail’in teklifi reddetmesinin ardından Mısır’ın bazı konularda işbirliğini dondurduğunu savundu. ‘KKTC, Gazze olmayacak’ İsrail’in Gazze’ye saldırısına bir tepki de KKTC’den geldi. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Siviller katledilirken, BM Güvenlik Konseyi ve uluslararası güçler, 196474 döneminde Rumların, Kıbrıs Türk halkına saldırılarına seyirci kaldıkları gibi İsrail’e karşı da seyirci kalıyor. Dünya şunu bilmelidir ki Türkiye’nin garantörlüğü kaldırılmayacak, Türk askeri Kıbrıs’tan çekilmeyecek ve KKTC, Gazze olmayacaktır” dedi. ‘Yeni KARA HAREKÂTI HAMLESI katliamların habercisi’ Türkiye’den İsrail’e sert tepkiler sürüyor. Gazze Şeridi’ne kara operasyonu hamlesinin ardından Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda, “İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, yeni katliamların habercisidir. İsrail’in hukuk dışı ve işgalci tavrına karşı tüm dünyayı acilen sorumluluk almaya davet ediyoruz” dedi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun ise “İsrail, katliamlarına ve terör eylemlerine aralıksız devam ediyor... Son bulması için ne gerekiyorsa yapacağız” ifadelerini kullandı. AKP Sözcüsü Ömer Çelik de “Netanyahu hükümeti suç makinesidir. Uluslararası hukuka göre işlemediği suç kalmamıştır... Gazze’ye yapılan saldırılar Filistinlileri topyekun katletme saldırılarıdır. Sessiz kalan ve destekleyen herkes sorumludur” dedi. Öte yandan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Nijerya Cumhurbaşkanı Muhammed Buhari ve Libya Milli Birlik Hükümeti Başbakanı Abdülhamid Dibeybe ile ayrı ayrı telefon görüşmesi yaptı. Görüşmelerde, karşılıklı Ramazan Bayramı tebriğinde bulunulurken İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırıları da ele alındı. l ANKARA / Cumhuriyet Ankara’dan bayrak tepkisi Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, “dayanışma işareti olarak” federal başbakanlık binasına İsrail bayrağı çekildiğini açıkladı. Kurz, “İsrail’e yönelik terörist saldırıların en güçlü şekilde kınanacağını ve İsrail’in yanında olduklarını” belirtti. Ankara’dan Kurz’a sert tepki yükseldi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Aklın, vicdanın, insanlığın sustuğu nokta. Siz böyle davrandıkça İsrail daha pervasızca saldıracak” dedi. AKP Sözcüsü Ömer Çelik de “Avrupa’da İslam düşmanlığı, Türk düşmanlığı ve Erdoğan düşmanlığının sembolü olan bu şahıstır” ifadesini kullandı. İngiliz vekillerden Türkiye mektubu İngiltere’de Muhafazakâr Partili Crispin Blunt ve İşçi Partili Hilary Benn’in girişimiyle 53 milletvekili, Boris Johnson hükümetini “Türkiye’deki hak ihlallerine karşı daha aktif pozisyon almaya” çağırdı. Dışişleri Bakanı Dominic Raab’a hitaben yazılan mektupta, Türkiye’nin “insan hakları” gelişiminin, Tayyip Erdoğan liderliğinde “tersine döndüğü” belirtildi. Mektupta, eski HDP milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılarak hapis cezasına çarptırılmasının “Türkiye’nin demokratik değerleri ne ölçüde paylaştığı konusunda” şüpheleri artırdığı belirtildi. Mektupta, İngiltere’nin dostluğunun “koşulsuz olmadığının” Türk hükümetine bildirilmesi talep edildi. Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmasının endişe verici olduğu belirtilen mektupta Gara saldırısına işaret edilerek “Türk rehinelerin PKK tarafından öldürülmesini kınıyoruz” ifadeleri yer aldı. Camiye saldırı: 12 ölü Afganistan’da Şeker Bayramı nedeniyle ilan edilen üç günlük ateşkes yine bir saldırıyla bozuldu. Başkent Kâbil’in Shakar Darah semtindeki bir camide cuma namazı sırasında meydana gelen patlamada imam dahil 12 kişi öldü, 15 kişi yaralandı. Geçen hafta, başkentteki bir kız okulunun önünde düzenlenen bombalı saldırıda 50 kişi yaşamını yitirmişti. Öte yandan bazı kaynaklar ABD’nin, Afganistan’dan asker çekme yönündeki kararı çerçevesinde Kandahar’daki hava üssünü tümüyle boşalttığını duyurdu. NALAN YAZGAN İsrail ve Filistin arasındaki gerginlik ve çatışmalar kimse için yeni veya şaşırtıcı değil. Ama son hafta boyunca alevlenen ve çoğumuza aniden ortaya çıkmış gibi görünen olaylar neden gelişti... Büyük resme baktığımızda Doğu Kudüs’ün Şeyh Cerrah semtinde yaşananlar ile İsrail’de yeni hükümetin bir türlü kurulamaması olayların bu aşamaya gelmesindeki önemli etkenlerin başında geliyor. Bunu daha iyi anlayabilmemiz için İsrail’in iç siyasetine bakmamız gerekir. Son iki yıl içerisinde İsrail’de dört kez seçim yapıldı. 23 Mart 2021’de yapılan son seçimden sonra da hükümet kurulamadı. Muhtemelen beşinci seçim kapıda. 2009’dan bu yana başbakan olan Binyamin Netanyahu’nun koltuğunu kimseye kaptırmaya niyeti yok. Yolsuzlukla suçlanan Netanyahu proaktif davranarak; mahkeme ile uğraşmamak, ceza almamak, hapse girmemek için ortalığı yangın yerine çevirmekten çekinmiyor. Daha önceleri yaptığı gibi yine gündemi değiştirmek için Filistinlilere yükleniyor. Müslümanların kutsal ramazan ayında olmaları da hassasiyeti dolayısıyla da çatışmayı hızlandıracağından iç siyasetteki gerilimi gizlemek için iyi bir fırsat. Lakin, bu gerilimi kontrol altında tutmak da bir o kadar zor. Eğer Netanyahu’nun raİki devletli çözüme dinamit kipleri ondan önce davranıp koalis bin Filistinlinin çoğu, 1948 savaşı yonda anlaşarak hükümeti kurarlar sonrasında Filistin’in diğer şehirlesa ya da olaylar tamamen kontrol rindeki evlerinden sürülerek Birleşden çıkarak büyürse de Netanyahu miş Milletler Yakın Doğu’daki Filisiçin sonun başlangıcı olur. tinli Mültecilere Yardım ve BayındırŞeyh Cerrah’ta neler oluyor... lık Ajansı tarafından Şeyh Cerrah’a yerleştirildi. Bu ajans sırf 1949 yılında, yani 1948’de İsrail’in kurulSon günlerde masından sonsıkça duyduğura ortaya çıkan muz Şeyh Cerrah, Arap İsrail savaDoğu Kudüs’te şından sonra yebir semtin adı. rinden yurdundan Geçen ekim ayınedilen mültecilerda, İsrail Mahle ilgilenmesi için kemesi Şeyh kuruldu. Cerrah’ta ika1956 yılında Ürmet eden 12 Fidün Krallığı’nın listinli ailenin zorparçası olan Şeyh la tahliye edilmeCerrah’a yerleşsi kararını vertirilen Filistinliledi. 6 Mayıs’a ka Netanyahu askerlerle buluştu. rin yasal olarak üç dar süre vererek yıl sonra tapularıevlerin bu tarihte boşaltılmış olma nı alması gerekiyorken işler aksadı. sı gerektiğini açıkladı. Bu karar ay 1967’de Doğu Kudüs, İsrail’in işgalardır birikmekte olan gerilimin do li altına girdikten sonra da tapularızunu artırdı. Böylece 550 Filistinli nı almaları imkansızlaştı. Şeyh Cermülksüzleştirilme tehlikesi ile karşı rah’taki evlerin bir kısmının 1948 karşıya kaldı. Ayrıca oturma izinleri Arapİsrail savaşından önce Yahudide tartışmalı bir hal aldı. Karar Yük lere ait olduğu ve savaş esnasında sek Mahkeme’ye gönderildi. Günü evlerini bırakıp gittikleri iddia edimüzde Şeyh Cerrah’ta yaşayan üç liyor. Yani İsrailliler geçmişe yönelik hak talep edebilirken Filistinliler aynı hakka sahip değil. Bu mantıkla, Filistinlilerin tüm mülklerine yasal olarak el koyabilirler, nitekim öyle de yapılıyor. Hepimizin gözü önünde Filistinliler mülksüzleştirilerek, yaşadıkları topraklardan sürülüyor ve buralar İsrailli yerleşimcilere devrediliyor. Kudüs sadece Müslümanlar ve Yahudiler için değil Hıristiyanlar için de kutsal bir kent. Ağlama Duvarı, Tapınak Dağı ve Kubbetüs Sahra, hepsi 500 metrekarelik bir alan içerisinde. Burayı tamamen kontrolü altına almak İsrail’in nihai amaçlarından biri. Kudüs’ün Yahudi kimliğinin öne çıkarılarak Hıristiyan ve bilhassa Müslüman kimliklerinin silikleştirilmesi iki devletli çözümü ortadan kaldırmaya yönelik. Çünkü Şeyh Cerrah’ın bulunduğu Doğu Kudüs, gelecekteki Filistin devletinin başkenti olarak görülüyor. İsrail ise tüm Kudüs’ü kendi başkenti yapıyor yavaş yavaş. Eski ABD Başkanı Trump ve damadı Kushner’ın mimarlığını yaptığı “Yüzyılın Anlaşması” ile İsrail’in bölgedeki Arap ülkeleriyle ilişkilerini normalleştirmek için imzaladığı Abraham Anlaşmaları da bu amaca hizmet ediyor. Ancak bu seferki gerginlik çok değişik boyutlara evrilmeye başladı ve Netanyahu’nun yanlış hesabından dolayı Filistinİsrail çatışmaları standartlarında bile şok edici olaylara şahitlik ediyoruz. Bakalım yanlış hesap nereden dönecek... ACILARINIZI PAYLAŞIYORUZ... Vefat ve başsağlığı ilanlarınız için yaptığınız ödemenin yüzde 20’sini Cumhuriyet Vakfı Burs Fonu’na aktarıyoruz. Bu fondan, yetenekli, ihtiyaç sahibi öğrencilere burs veriyoruz. Acılarınızı paylaşıyoruz. Yakınlarınızın adı bu burslarla yaşasın. www.cumhuriyetvakfi.org.tr ANKARA: 0312 442 30 50 İZMİR: 0232 441 12 20 İSTANBUL: 0212 343 72 74
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle