Katalog

14 15 MAYIS 2021 CUMARTESİ HABER Aylardır işsiz kalan müzisyenler ‘ekmek parası’ için sokağa indi ‘İntiharı da düşündüm’ Pandemi nedeniyle aylardır işsiz kalan müzisyenler “ekmek parası” için bayram günlerinde sokaklara indi. İzmir’de sokak sokak gezerek mesleklerini icra eden müzisyenler, balkonlardan kendilerini dinleyen yurttaşların gönüllerinden kopan paralarla geçimlerini sağlıyor. Kimsenin kendilerini işe almadığını ve sokakta müzik yapmaya mecbur kaldıklarını belirten Rüstem Fitil, “3 bin lira fatura borcu olan müzisyen bir arkadaşım ‘İntihar edeFitil ceğim’ diyordu. Ben de düşünmedim değil. Ne yapacağız bilmiyorum. Bu daha ne kadar böyle devam edecek. Ben kızıma bayramlık alamadım. Baba olan herkes anlar bu durumu. Mekânlarda çalışıyorduk, kapanınca sokaklara mecbur kaldık. Sigortamız da yok, işsizlik maaşı alamıyoruz. Hiçbir gelirimiz yok” dedi. İzmir’de pandemi nedeniyle işsiz kalıp bunalıma giren müzisyenler Erdem Topuz (30) ve Mehmet Mert El (29) intihar etmişti. l ANKA KEKIK TARLASINDA ÇALIŞAN ÇOCUK IŞÇILERLE HAYALLERINI KONUŞTUK Penceresi olmayan, kömürlükten bozma evlerde yüksek kiralar ödeyerek yaklaşık 10 kişi kalan göçmenlerin tam kapanma sürecinde yaşamlarına misafir olduk. Pandemi değil, açlık korkutuyor Sierra Leone’den Türkiye’ye gelen Musa, ayakkabı, çanta gibi ürünleri ülkesine göndererek geçimini sağlıyor. Ancak Covid19 sürecinde işlerine devam edemediklerini anlatıyor. KURTULUŞ ARI Onların gündemi dünyayı kasıp kalenmeyerek adeta kaderlerine terk vuran koronavirüs salgını değil, edildi. Bu kesimlerin başında da çok daha yakıcı bir gündem: Açlık elbette göçmenler geliyor. Varlıkve hayatta kalma mücadelesi. Özellikle geçimini günübirlik işlerle kazanan kesimler tam kapanları dahi görülmeyen, kayıt dışı TUĞBA ÖZER Türkiye’de bulunan göçmenler, onlarca kişi yaşadıkları evlerinde bu ma sürecinde devlet tarafından destek sürecin geçmesini bekliyor. Özlem Mustafa Ah okuyabilseydim... Bu yıl koronavirüs nedeniyle uzaktan eğitime geçildiği için çocukların büyük bir kısmı tüm yılı çeşitli işkollarında çalışarak geçirdi. Şanlıurfa’dan kekik tarlasında çalışmak için Denizli’nin Pamukkale ilçesine giden çocuk işçiler ile konuştuk. 11yaşında olan Özlem en büyük hayalinin öğKÜBRA retmen olduğunu KÖKLÜ söyleyerek “Ben tarlada çalışırken, arkadaşlarım oyun oynuyor ve derslerine devam ediyor. Elimizdeki tek telefon da kırılınca, derslere giremedik. Zaten burada ders çalışabileceğim bir yer de yok. Çadırda yaşıyoruz. Yağmur yağdığında çadırı su basıyor. Hiç oyuncağım yok. Bir bebeğimin olmasını çok isterdim. Okulumu ve öğretmenimi çok özledim. Büyüdüğümde öğretmen olmak istiyorum” dedi. 8 yaşındaki Mustafa ise “Bu yıl ilk defa okula gittim. Ancak birkaç kez gidebildim. Ben de ailemle beraber tarlada çalışıyorum. Bazen de iş sonrası tarlaya götürdüğüm oyuncaklarımla oynuyorum. Tabletim, telefonum ve bilgisayarım olmadığı için EBA’ya giremiyorum. Tarlada çalışmak istemiyorum, okumak istiyorum. Tarlada çalışıyor olmasaydım, okulda olurdum” diye konuştu. 2 MİLYONDAN FAZLA ÇOCUK İŞÇİ VAR Çocuk işçiliği konusu üzerine çalışmalar yapan İştraktör ve kamyonet kasalarında çalışmak üzere götürüldükçi Sağlığı ve İş Güvenliği leri tarla yollarındaki trafik kaMeclisi’nin (İSİG) Ankara Temzalarında, temiz suya erişmek silcisi Pınar Abdal, Türkiye’de için kullandıkları sulama kanalson yıllarda çocuk işçiliğilarında, barajlarda boğulma sonin ve buna paralel olarak çonucu, sokaklarda çalışırken uğcuk işçi ölümlerinin de arttığına dikkat çekti. Abdal, şöyAbdal radıkları şiddet, araba çarpması sonucu, sanayide çalışırken le konuştu: “Çocuk işgücü anmakineye sıkışma ya da inşaketleri, Türkiye’de mevsimsel olarak atta çalışırken elektrik akımına kapılçocuk işçiliğin en az olduğu ekim ila ma, inşaattan düşme sonucu kaybearalık aylarında yapılıyor, bu da çodiyoruz. Çocuk iş cinayetleri sermacuk işçiliğin gerçek boyutlarını gizli yenin ucuz işgücü ihtiyacını karşılayor. Türkiye’de 2 milyondan fazla ço mak üzere yoksul ailelerin çocuklarını cuk işçi bulunuyor. Türkiye’de derle işçiliğe iten emek politikalarının, budiğimiz verilerde 5 yaşında tarım işçi na eklemlenen denetimsizlik ve cesi çocuk iş cinayeti var. Çocuk işçileri zasızlığın bir sonucu... ” İSA, POLİS OLMAK İSTİYORDU İsa (15), “Urfa’da iş derslerde yok yazmıimkânı olmadığı için yor. Okuma hayalleriDenizli’ye geldik. Bu mizden vazgeçip, ailerada her işi yapıyoruz. mizin de kaderi olan Çalışmak zorunda ol güvencesiz tarım işduğum için okula gi çisi oluyoruz. Okuyademiyorum. Çocuk iş bilseydim o zaman bu çi olmadan önce ders kaderi değiştirebilirlerim çok iyiydi, ba dim. Polis olmak isşarılı bir öğrenciydim. terken, çocuk işçi olEBA’ya girmek için te dum. Para kazanabillefonum ya da table mek için burada çatim yok. Şu an tüm sı dırlarda kalıyoruz. Yaİsa nıf arkadaşlarım da şam koşullarımız köbenim gibi çocuk iş tü ancak buna mecçi. Onlar da benim gi buruz. Bizlere bayram bi derslere giremiyor. yok, çalışmaya devam Öğretmenimiz çocuk edeceğiz” diye koişçi olduğumuz için nuştu. PROF. ÖZMEN MIKROFONU AÇIK UNUTTU Üniversitede torpil! Sakarya Üniversitesi’nde Yazılım Mühendisliği Bölüm Başkanlığı ve Bilgisayar Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürlüğü’nü yapan Prof. Dr. Ahmet Özmen, uzaktan eğitimde canlı derse ara verdiği sırada mikrofonunu açık unutarak nasıl torpil yaptığını anlattı. 5 dakikalık ders arasında Özmen ile Özmen’in “Hocam” diye seslendiği bir kişi arasında “torpil” diyaloğu yaşandı. Diyalogda Özmen, bir öğrencinin kendisine attığı mesaja yönelik “Stajlara siz bakıyorsunuz diye bana mail atmış. Burada stajını yapabilirsin ama etrafa yayma dedim. Herkesi almıyorum dedim. Burası güvenli bir yer. Bu çocuk uzaktan öğretim öğrencisiymiş” dedi. ‘Dayısı bizde profesör’ Konuştuğu kişinin “Ben çok bilmiyorum, dayısını biliyorum. Dayısı bizde profesör” demesi üzerine Özmen, “Ben herkesi almıyorum. Benim de yeğenim gelecek, çalışsınlar burada. Bizim işimiz bu, öğretmeniz biz” dedi. Özmen, daha sonra derse kaldığı yerden devam ederek “Ben mikrofonu kapatmamışım ama siz de duymuş oldunuz. Mesele değil, arkadaşlarla görüşüyoruz böyle bazen” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi MAĞDUR KADINLA İRTİBATA GEÇİLDİ CHP’den yardım eli CHP Kadın Kollairtibata geçtiklerini belirtti. İstanbul rı Genel BaşkaSözleşmesi’nin fenı Aylin Nazlıaka, sih kararına rağKocaeli’nde Efsun men halen yürürHabiboğlu’nun calükte olduğunu nına aynı gün içinanımsatan Nazlıde iki kez kasaka şunları söyleteden Gökhan di: “6284 de uyŞen’in serbest bıHabiboğlu gulanmıyor. Şidrakılmasına tepdet mağdurları ki gösterdi. Nazlıaka, “İs korku ve çaresizlik içinde tanbul Sözleşmesi’nin fe bir hayata mahkum edilirsih kararı ile birlikte ka ken erkekler sırtı sıvazladınların can güvenliği iyi narak karakollardan gönce ortadan kalktı. Hükü deriliyor. Yaşanan her kamet üzerinde düşeni yap dın cinayetinin sorumlumadığı için Gökhan Şen, su AKP hükümetidir derelini kolunu sallayarak ge ken tam da bunları kasteziyor” dedi. diyoruz. Biz kadınların haCHP’li Nazlıaka, CHP yatı hükümetin cemaat ve Kadın Kolları’nın uygula tarikatlara göz kırpan podığı “YaşamHak” projesi litikalarından daha değerkapsamında şiddet mağ lidir.” l ANKARA / duru Efsun Habiboğlu ile Cumhuriyet Tarlabaşı Dayanışma Grubu’ndan Muhammed Sıddık Yaşar ile Afrikalı göçmenlerin yoğunlukla yaşadığı İstanbul Aksaray’daki mahalleleri dolaştık. 9 yıldır başta mülteciler olmak üzere yoksul kesimlerle dayanışma faaliyeti içerisinde olduklarını anlatan Yaşar, kapanma sürecinde İstanbul’un çeşitli semtlerinde evlere giderek ihtiyaç sahiplerine market kartları dağıtıyor. “Kapanma sürecinde ciddi kırılmalar var” diyerek sözlerine başlayan Yaşar, “Acil ihtiyaçları gıda sorunu bu süreçte. Salgınla çok ilgilenmiyorlar çünkü koronadan daha büyük sorunları var. Hayatta kalmaya çalışan insanlar bunlar. Buraya Afrika’dan Ebola virüsü salgınını yaşayıp gelen insanlar var. Salgına değil, güncel yaşamlarına bakmak durumundalar” diyor. Sıklıkla sahada olan Yaşar, süreci şu sözlerle özetliyor: “İnformel işlerde çalışan ister yurttaş ister sığınmacı olsun yiyecek stoku yapamıyor. Bir de kapanmanın birden açıklanması bebekli aileleri ve hasta insanları yemek bulamamaya itti. Restorandan bir şeyler dilenme imkânları oluyordu ama şimdi onlar da kapalı. Devlet de yeterli önlemi alamadı. Bu insanların toplumda bir karşılığı yok. Nerede yaşadıkları, ne yaptıklaYaşar rı belli değil. Zaten resmi bir kayıtları da olmadığı için herhangi bir statüye sahip değiller. Göçmenler tamamen olayın dışında bırakıldı. Pandeminin başından beri yaşamları önemsenmiyor. Ve Türkiye’deki kayıt dışı sayısı azımsanacak gibi değil.” GERİ GÖNDERİLME REKORU ONDA Afrikalıların çoğunun hedefi İstanbul’da kısa bir süre geçirdikten sonra Avrupa’ya geçiş yapabilmek. Konuştuğumuz göçmenler neden gitmek istiyorsunuz sorumuza ise “iş yok” yanıtını verdiler. 30 yaşındaki Senegalli Ali için “geri gönderilme rekoru onda” diyor arkadaşları. 1,5 yıldır Türkiye’de olan Ali, birçok kez Hollanda’daki ağabeyinin yanına kaçmaya çalışmış ancak her seferinde Yunanistan polisleri tarafından yakalanıp, üzerindeki kıyafetler de dahil tüm eşyaları alınarak geri gönderilmiş. Burada bir ayakkabıcı dükkânında çalışan Ali, ülkesindeki yaşlı annesine para gönderdiğini söylüyor. Gitmeye çalışsa da Türkiye’yi ve insanlarını sevdiğini de sözlerine ekliyor. Salgın sürecinde ilişkin ise “Çalıştığım yerden aldığım maaş düşük, yetmiyor. Ama boş oturmaktan her zaman daha iyidir. 17 gün evde boş oturacağım. Bu süreç bizim için çok zor. Şu an sınırlardan geçişler de tamamen durmuş durumda, bu süreçte gitmek imkânsız” diyor. Ali Maryem MARYEM GİTMEYİ DÜŞÜNMEYENLERDEN Göçmenlerin hepsi gitme taraftarı değil. Bazıları burada kendine küçük de olsa bir yaşantı kurabilmiş. Türkiye’yi sevdiklerini, burada ırkçılıkla çok fazla karşılaşmadıklarını söyleyenler de var. Bir Batı Afrika ülkesi olan Sierra Leone Cumhuriyeti’nden Türkiye’ye gelen Maryem, henüz gitmeyi düşünmeyenlerden. Kiralık ev bulmak konusunda ayrımcılık yaşadıklarını anlatan Maryem, “Afrikalı olduğumuz için bazı ev sahipleri bize evlerini vermek istemiyor. Kiralayanlar da çok yüksek ücretler talep ediyor” diyor. Aksaray’da erkek arkadaşı ile birlikte kendi yöresel yemeklerini sattıkları bir “ev restoranı” işleten Maryem bu süreçte Afrika’dan ürün getiremediği için işlerinin iyi gitmediğini söylüyor: “Ay sonunda kazandığımız küçük maaş, tüm faturaları ve kirayı ödemeye yetmiyor.” Maryem kadın mülteci olmayı şöyle anlatıyor: “İş ve cinsel taciz konuları kadınlar için çok zor. Kadınlar hayatını idame ettirmek için fabrikalarda işe giriyor ve gün sonunda patronları onları taciz ediyor. Bu, olağan hale geldi.” Maryem, aynı zamanda yardıma ihtiyacı olan çocuklu göçmen kadınlar için de çalışmalar yürütüyor: “Afrikalı bir kadın olarak kadınları güçlendirmeyi ve onlara yardım etmeyi amaçlayan bir grup oluşturdum. Farklı kuruluşlardan yardım alarak hamile, çocuk sahibi, hastalıktan mustarip olup parası olmayan kadınlara destek olmayı amaçlayan için bir kuruluş bu.” l İSTANBUL PİKNİK DÖNÜŞÜ KAZA: 3’Ü ÇOCUK 4 ÖLÜ, 18 YARALI Ankara’nın Haymana ilçesi yakınlarında piknikten dönen ailelerin bulunduğu traktör römorkunun devrilmesi sonucu Necmiye Tan (70), İlknur Akyüz (16), Belinay Tan (9) ve Dilay Koyuncu (2) römorkun altında kalarak yaşamını yitirdi. Aralarında sürücünün de bulunduğu 18 yaralı ambulanslarla Haymana Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Tedavi altına alınan 18 kişiden 5’i taburcu edilirken 13 yaralı Ankara’daki hastanelere sevk edildi. l DHA Şişli’de 3 bina boşaltıldı Şişli Esentepe Mahallesi Kardeşler Sokağı’ndaki 6 katlı binada oturan apartman sakinleri, binadan ses gelmesi üzerine yetkililere haber verdi. İhbar üzerine olay yerine itfaiye, polis ve zabıta ekipleri sevk edildi. Kolonlarında çatlama ve eğilme olduğu gerekçesiyle 6 katlı bina ile birlikte bitişiğindeki iki bina boşaltılırken vatandaşların binadaki eşyalarını almasına sırayla izin verildi. Şişli Kaymakamı Ali Fuat Türkel, “Buradaki 9 binamız İTÜ tarafından riskli bina olarak değerlendirilmiş” dedi. l AA