Katalog

6 14 MAYIS 2021 CUMA HABER Atanamayan engelli öğretmenler, kontenjan sayısının düşüklüğüne tepki gösterdi ‘Aman…’ virüsü İnsanoğlu, tarihin her döneminde türlü çeşitli virüslerle boğuşmak zorunda kaldı. Kimi, tedavi edilebilir, kimi ölümcül, kimi de elini yıkayınca, dezenfekte edince ölüp gidiveren virüsler. Bugünlerde de Covid19 denilen bela ile uğraşmaktayız. Bu da geçecek ve bugünleri nesiller boyu anacağız, anlatacağız. Ama bir de “Çaresi zor” başka bazı ölümcül virüsler var. Onlardan biri de şu “Aman abi… Virüsü” dür. Tehlikeli, tehlikeli olduğu kadar da insan beynine ve yüreğine yerleşti mi, bir türlü çıkmayan, yapışkan bir virüstür bu “Aman…” virüsü. Beyni ve yüreği işgal eder ve çıkıp gitmez oradan. “Aman abi… Neme lazım başıma bişi gelmesin” varyantı, en tehlikelilerinden biridir, mesela. Elini oynatamazsın. Ağzını açamazsın. Klavyen kilitlenir. Kaleminin mürekkebini tüketir. Mikrofonunun kablosunu koparır. Kameranın merceğini kapkara bir boya ile örter. Özellikle de söz ve yazı erbabını, akademisyeni, gazeteciyi yakaladı mı, bırakmaz. Hayatına kasteder. “A.A.N.L.B.L.B.İ. Aman abi… Neme lazım… Bulaşmamak lazım bu işlere/bu adamlara” varyantı daha da kötüdür. “Bu adamlar” bedel ödetme eğilimindedir çünkü. O bedel de rahatını bozuverir insanın. Bugüne kadar iyi kötü eline geçen ayrıcalıkları, kurduğun düzeni, kazandığın üç beş kuruşu (kimi zaman üç beş milyonu) yitirmek riski vardır işin ucunda. Dilini bağlar adamın. “Aman abi… Başıma durup dururken iş almayayım abi… Çoluk çocuğumuz rahatsız olmasın” varyantı ile aynı laboratuvar çıkışlıdır bu virüs de. Hele ki geçmişinde gıllıgışlı ilişkiler içinde olmuşsan, muktedir mahfillerde kemik (ve yemek artığı) yalamışsan, bu virüsten korunman zaten mümkün değildir. “Götürür” insanı, maazallah. Bir de bu “Aman abi…” virüsünün siyasetçilere musallat olan bir varyantı vardır. Nesiller boyu mutasyona uğraya uğraya, iyice “canavarlaşır” bu virüs. Üstelik, “muhalif siyasetçi” tayfasının, kendi geçmişinde (ya da bugününde) unutulmasını istediğin açıklar, yamuklar yumuklar varsa iyice kolay yakalanır bu virüse. Mesela bu meretin bir de “Aman abi… Şimdi devri sabıkmabık kim uğraşacak bunlarla” varyantı vardır ki… Uyku uyutmaz adama. Bu virüsün “Kim uğraşacak şimdi abi…” türünden çok ölen olmuştur. Bugünün yamuğuna yumuğuna ses ederken bile aklının bir köşesine takılır muhalif siyasetçinin. “Ulan şimdi, biz bunları bir kenara yazıyoruz ama. Hesap soracağımızı söylersek potansiyel seçmen tabanını, yani ötekilerden aparacağımız oyları ürkütmek var işin içinde… Neme lazım abi… Boşver… İktidara gelelim de… Unutalım bunları. Maksat ağızların tadı bozulmasın…” hissiyatına neden olur. Çok tehlikelidir bu virüs. Adeta, “Musluklar, köşe başları bize geçecek nasılsa. Gerisini fazla kurcalamayalım şimdi” hissiyatıdır bu. Kapkara bir kâbus gibi çöker ciğerlere, dalaklara, böbreklere. Çoklu organ iflasına neden olur. Sıradan insana da bulaşma riski taşır bu “Aman abi…” virüsü. Üç satırlık sosyal medya paylaşımını bile yaptırmaz adama. Klavyenin tuşlarına, telefonun ekranına adeta tutkal gibi yapışır. “Çoluğumu çocuğumu düşünmem lazım abi. Şimdi iki like’tan üç RT’den başımıza bir iş gelir. Huzurumuz kaçar. Bak, geçen gün komşunun kapısına dayanmışlar. Eltimin kızına soruşturma açmışlar. Görümcemin terfisini engellemişler. Kayınbiraderin oğlunu işten atmışlar…” duygusunu beynine işgale yollarlar adamın. Kötüdür bu virüs. Çaresi vardır ama. Özgür bir yürek, sürekli antikor üretir bu virüslere ve varyantlarına karşı. Öyle güçlü bir antikordur ki anında öldürüverir bu baş belası virüsü. Tavsiye ederim. Gündüzleri dipdiri tutarken insanı, geceleri yastığa başınızı koyduğunuzda öyle güzel uyutur ki. Bebek gibi uyur ve rüya bile görürsünüz. Güzel günlerin çok yakın olduğu rüyası. Motorları maviliklere süreceğimiz günlerin, en güzel elbiselerimizle meydanlara doluşup özgürlüğü kutlayacağımız rüyası. Bayramınız şeker tadında olsun. Bulu’nun tebrikine ‘istifa’ çağrısıyla yanıt Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, AKP’li Rektör Prof. Dr. Melih Bulu’nun kendilerine gönderdiği bayram tebriki mesajına “istifa” çağrısıyla yanıt verdi. “Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz” diyen akademisyenler, tebriki kabul etmeyerek Bulu’nun istifasını istediklerini yineledi. Akademisyenlere sosyal medyada, üniversitenin öğrencileri ve mezunları da destek verdi. l Haber Merkezi ‘Bize atama müjdesi verin’ Şeker Bayramı’na denk gelen engelli haftasında hükümete çağrıda bulunan engelli öğretmenler, “Bize çifte bayram mutluluğu yaşatarak atama müjdesi vermesini bekliyoruz” dedi. Pandemi gerekçesiyle üç kez sınavları ertelenen atanmayan engelli öğretmenler atama bekliyor. 26 Nisan 2020 tarihinde yapılması planlanan Engelli Kamu Personeli Sınavı (EKPSS) üç kez ertelendikten sonra, 15 Kasım 2020 tarihinde yapıldı. Engelli öğretmenlerden 3 bin 11 kişinin katılıp başarılı olduğu sınav sonrasında 2021 Şubat ayındaki atamada sadece 500 engelli öğretmene kontenjan verildi. Atanamayan 2 bin 511 engelli öğretmen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a seslenerek atanma taleplerini iletti. ‘Adımlar atılsın’ “Soyut cümlelerden ziyade somut adımlar” beklediklerini belirten ve sosyal medyadan yayımladıkları video ile seslerini duyurmaya çalışan engelli öğretmen adayları, hükümete şu çağrıda bulundu: “1016 Mayıs Engelliler Haftası’nın bayrama denk gelmesinAtanamayan 2 bin 511 engelli öğretmen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenerek atanma talebinde bulundu. deki en büyük beklentimiz, bize çifte bayram mutluluğu yaşatarak 2 bin 511 engelli öğretmen adayına atama müjdesi vermesi. Engelli öğretmenler olarak ayrıca Maliye Bakanımızdan bize kaynak ayırmasını ve Milli Eğitim Bakanımızdan da 2 bin 511 kontenjan açmasını talep ediyoruz.” Yaptıkları görüşmelerde atanmama nedenlerini sorduklarında “Kaynak yok” yanıtını aldıklarını belirten atanmayan engelli öğretmen adayları, “Biz, yapılan ‘kaynak yok’ açıklamasını samimi bulmuyoruz. Devletimiz istedikten sonra her yere kaynak bulunabiliyor. 2 bin 511 atanmayan engelli öğretmen arkadaşımızın atanmasını istiyoruz. Biz kimseden hakkımız olmayan bir şeyi istemiyoruz. Sosyal yardımlarla yaşamak değil, mesleğimizi yapmak istiyoruz” dedi. ‘Sayılar çok düşük’ Sağlık Hizmetleri Öğretmeni Fatih Doğan, “Bakanlığımız 2017 yılında 1700 engelli öğretmen alımı gerçekleştirmişti. Branş bazında da atama sayıları iyiydi. Ancak bu yıl şubat ayında açılan 500 kişilik kontenjan branşlara bölündüğünde çok düşük kalıyor. Mesela coğrafya öğretmenliği branşına sadece 16 kadro verildi. Üstelik coğrafya öğretmenliği, ülkemizin stratejik durumunu gençlere aşılayan yegâne branş olmasına rağmen sayılar böyle düşük kaldı. Bunun gibi benim branşım olan Hasta ve Yaşlı Bakım Hizmetleri Öğretmenliği’ne sadece 3 kontenjan verildi. Ayrıca sağlık hizmetleri öğretmenliği branşına da başvuru yapılmasına rağmen bu alanda da kadro verilmedi. Bu sayılar çok düşük” şeklinde konuştu. l İSTANBUL/Cumhuriyet KINAMA CEZASI VERİLEN ÖZGÜR KILIÇ: SAVUNMA HAKKIM ELİMDEN ALINDI ‘Ayağa kalkmadın’ soruşturması SAĞ KURTULAN MADENCİ MUTLUER, FENALIK GEÇİRDİ Madenci ailelerinin buruk bayramı Manisa’nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014’te meydana gelen maden faciasında şehit olan 301 işçi, acı olayın 7’nci yılında anıldı. Koronavirüs salgını nedeniyle uygulanan sokağa çıkma kısıtlamasından muaf tutulan şehit yakınları, faciada hayatlarını kaybedenlerin mezarlarını ziyaret etti. Bazı çocuklar, karanfillerin yanı sıra yazdıkları mektupları da babalarının kabrine bıraktı. Faciadan sağ kurtulan madenci Ahmet Mutluer de mesai arkadaşlarının kabirlerini ziyaret edenler arasındaydı. Yaşadığı duygu yoğunluğu nedeniyle fenalaşan Mutluer’e şehitlikte bekleyen sağlık ekipleri müdahale etti. Ambulanstaki tedavisinin ardından arkadaşlarının kabirlerini ziyaret eden Mutluer, bayram sevincini yaşayamadığını belirterek “Acılarımız dinmedi. Çocuklar var, babasını hiç görememiş çocuklar var. Şehit arkadaşlarımın çocuklarını görünce kötü oldum, fenalaştım” dedi. l AA HDP’DEN SOMA AÇIKLAMASI: İktidar sorumluları korudu HDP, Soma katliamının 7’nci yılına ilişkin dün yazılı açıklama yaptı. AKP’nin olayın ardından hesap sormaktan uzak durarak sorumluluları korumaya çalıştığı belirtilen açıklamada, “İktidar, sorumluluğundan kaçan tutumunu hiç değiştirmedi. İktidar için sömürüyü bitirme ve işçiyi yaşatma anlayışı hiçbir zaman gelişmedi. Her yıl binlerce işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Sermaye sömürmeye, iktidar sermayeyi kollamaya devam etti. AKP dönemi, işçi sınıfı açısından zamana yayılmış katliamlar silsilesi olarak var oldu. Sermaye yanlısı tutumu ile iktidar, her katliamın doğrudan ortağı olmayı tercih etti” denildi. Açıklamada yaşamını yitiren 301 işçinin hesabı sorulana kadar mücadele edileceğine vurgu yapılarak “Soma katliamını asla unutmadık, unutturulmasına izin vermedik. Yargı sürecini uzatarak Soma katliamını unutturmak, hak arayışlarını bastırmak isteyenlere karşı mücadelemiz sürecek. Soma katliamının yedinci yıldönümü sebebiyle kaybettiğimiz 301 işçi canımızı tekrar anıyor, katliamın hesabını sorana ve alın terinin demokratik yönetimini var edene kadar mücadelemizi büyüteceğimizin sözünü yineliyoruz” ifadelerine yer verildi. l İç Politika ABD’DEN, DİNİ ÖZGÜRLÜKLER RAPORU ‘Azınlık politikası’ eleştirildi ABD’nin 2020 Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu’nda Türkiye’nin “azınlık haklarını kısıtladığı ve azınlık okullarına gerekli desteği vermediği” iddia edildi. Raporu açıklayan ABD Dışişleri Bakanı Blinken, dünyanın farklı bölgelerinde Müslümanları, Hıristiyanları ve Yahudileri hedef alan saldırıların ve ihlallerin arttığına işaret ederek her türlü dini ayrımcılığın ve dini özgürlük ihlalinin reddedilmesi gerektiğini söyledi. Raporun Türkiye bölümünde ise “sivil toplum örgütlerinden alınan verilere” dayandırılarak “Protestan cemaatlerinin Türk vatandaşı olmayan liderlerinin giriş yasaklarının ve sınır dışı edilmelerinin hızlandığı bildirildi” ifadelerine yer verildi. Raporda, azınlıkların ibadethane açmalarının zorlaştığı belirtilerek hükümetin “gayrimüslim azınlıkların liderliğini veya idari yapılarını tanımadığı” belirtildi. Hükümetin azınlık okullarına yeterli fon sağlamadığı da belirtilen raporda, “Hükümet, İslamı öğreten kamu, özel ve dini okullara fon sağlamaya devam etti . Ancak Lozan Antlaşması kapsamında tanınan azınlık okulları için Türk edebiyatı gibi Türkçe öğretilen derslerin maaşlarını ödemesi dışında herhangi bir destekte bulunmadı. Azınlık cemaatler, tüm masraflarını, kilise vakıfları ve mezunları dahil olmak üzere bağışlarla finanse etti.” Alevilere saldırı oldu Raporda ayrıca Alevilere yönelik ırkçı saldırılara yer verilerek Sivas’ta yaşanan Madımak katliamı anlatıldı ve Tunceli’de yaşayan Alevi nüfusun “yerlerinden edilmeye çalışıldığı” iddia edildi. Ayrıca konuyla ilgili kimi aileler tarafından yasal yollara başvurulan “zorunlu din dersleri” hatırlatılarak eğitim sisteminde ve ibadet etme konularında sıkıntılar yaşadıkları belirtildi. Diyanetin “Camilerin Aleviler için uygun ibadethaneler olduğu” yönündeki açıklamasına yer verildi. Ayasofya ve Kariye’nin camiye çevrilmelerine de değinildi. l Haber Merkezi Vahap Bekin yaşamını yitirdi Cumartesi İnsanları’ndan Vahap Bekin, geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Bekin’in vefatı ile ilgili Cumartesi Anneleri’nin sosyal medya hesabından bir açıklama yapıldı. Açıklamada, “Cumartesi İnsanları’ndan Vahap Bekin’i kalp krizi sonucu kaybetmenin derin acısı içindeyiz. Her cumartesi kalbimizde taşıyacağımız arkadaşımız güle güle... Ailesine, sevenlerine ve Cumartesi İnsanlarına başsağlığı diliyoruz” denildi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Tunceli İl Özel İdaresi’nde Harita Kadastro Teknikeri olarak görev yapan Özgür Kılıç hakkında İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Nazif Yıldırım’ın ziyareti sırasında ayağa kalkmadığı için disiplin soruşturması açıldı. Kılıç’a kınama cezası verildi. Savunma hakkının ihlal edildiğini ve kendini savunmasının engelKAYHAN AYHAN lendiğini kaydeden Kılıç, verdiği itiraz dilekçesinde cezanın bozulması ve kaldırılmasını istedi. Nazif Yıldırım, 19 Mart 2021 tarihinde birimlere yaptığı rutin denetimlerde Su ve Kanal Hizmetleri Müdürlüğü bünyesinde bulunan proje odasına da gitti. İddiaya göre Kılıç, proje odasında masada oturarak ayağa kalmadı. Bunun üzerine Kılıç hakkında “masada oturarak, kurum üst yetkilisini muhatap almayarak, görmezlikten gelip, ayağa kalkmayarak saygısız davranış içerisinde bulunduğu” iddiasıyla soruşturma başlatıldı. Tunceli İl Özel İdaresi İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü tarafından başlatılan soruşturmada Kılıç hakkında kınama cezası verildi. Vali Yardımcısı V. Muhammed Emin Nasır imzalı kararda, “savunmanın yeterli görülmediği” belirtildi. Kılıç’tan itiraz dilekçesi Karara itiraz eden Kılıç ise masasının üzerinde kalemle çizim yaptığı sırada Yıldırım’ın geldiğini ve bu yüzden kendisini görmediğini belirterek “Gelişini görmemin mümkün olmadığı esnada bana yüksek sesle ‘Günaydın beyefendi’ diye seslendiği an kendisini fark ettiğim, kafamı kaldırıp ‘Günaydın müdür bey hoş geldiniz’ diye cevap verdiğim, bu süreçte saygı kurallarına aykırı bir tavrımın olmadığı, kendisinin ‘Neden ayağa kalkmıyorsun geldiğimi görmedin mi’ demesi üzerine söylenen sözün ve söyleme üslubunun şaşkınlığı içerisindeyken genel sekretere ‘Çalıştığım için gelişinizi görmedim, bu nedenle kalkamadım’ diyerek cevap verdiğim, bunun üzerine aynı odayı kullandığımız mesai arkadaşım Yalçın Ateş’in yaşanan diyalogları ifadelerimizde belirtmiş olmamıza rağmen genel sekreter tarafından hakkımda soruşturma başlatılmıştır” dedi. Kılıç, itiraz dilekçesinde söz konusu soruşturma sürecinde ve ceza verilirken bazı usul ve esaslara uyulmadığını kaydederek savunmanın yetersiz görüldüğüne ilişkin bilgi verilmediğini aktardı. Kılıç, dilekçede, “Savunma hakkım bilerek ve isteyerek ihlal edilmiş, bilgi edinme hakkım elimden alınmıştır. Disiplin Kurulu ve Disiplin Amirleri yönetmeliği ve ek çizelgeye göre İl Özel İdaresi’nin disiplin amiri Vali veya İl Özel İdaresi Genel Sekreteri’dir. Amirlik yetkisi devredilmeyecek yetkiler arasında olduğundan Vali Yardımcısı tarafından verilen ceza, usul açısından hatalıdır” ifadelerini kullandı.