05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 4 NİSAN 2021 PAZAR HABER Otoyol, köprü ve havalimanlarından sonra demiryoluna da yolcu garantisi yolda Evli ama başkasıyla imam nikâhlı Bir okuyucumdan mesaj geldi. ATV’de yayımlanan “Esra Erol’da” adlı programı izliyormuş. Gördükleri karşısında afallayınca konuyu CİMER üzerinden devlet yetkililerine aktarmış. Başvuru metni böyle: “12 Mart 2021’de ATV TV Esra Erol’da adlı programda 6 çocuklu, evli bir bey ile başkasıyla evli bir bayan, imam nikâhı kıyarak evlendiklerini beyan etmişlerdir. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın resmi web sitesinde evlilik konusunda Bakara Suresi 231. ayete atıf yapılarak ‘Hakların zayi ve tarafların mağdur olacağını bile bile resmi nikâh yapmadan imam nikâhı ile evlenmek caiz değildir’ ifadesine yer verilmiştir. Bu vesileyle sağlıklı bir toplumsal hayata aykırı bu nikâh işlemini gerçekleştiren imama bu ayetin hatırlatılmasını, Diyanet mensubu tüm imamların da gerekirse resmi bir genelge ile uyarılarak ‘resmi nikâh akdini görmeden imam nikâhı kıymamalarının doğru uygulama olduğunun’ hatırlatılmasını bir sade vatandaşınız olarak isterim.” Programın kaydını bulup ben de izledim. Kadın, resmi nikâhlı kocasından boşanacakmış ama erkek, kadını kuma gibi düşünerek imam nikâhı kıydırmış. 31 Mart’ta Diyanet İşleri Başkanlığı Aile ve Dini Rehberlik Daire Başkanlığı’ndan başvuruya verilen yanıtı alıntıladım: “Din İşleri Yüksek Kurulumuz 30.09.2015 tarih ve 6994203010518215 sayılı yazısında, ‘Bir kadının başka bir erkekle evlenebilmesi için evli olmaması veya boşanmış ise iddetini tamamlamış olması gerektiğini’ belirtmiştir. İçişleri Bakanlığı’nın 10.12.2020 tarihli ve 134263 sayılı oluru ile bu yetkinin kapsamı il müftü yardımcıları ve ilçelerdeki şube müdürlerine de verilerek genişletilmiştir. İl/ilçe müftüsü, il müftü yardımcısı ve ilçelerdeki şube müdürleri dışında başkanlığımızın hiçbir personeli evlendirme memurluğu yapamamaktadır.” Bu yanıtta, bir kadının başka bir erkekle resmi olarak evlenebilmesi için gereken koşullardan söz ediliyor. Bunları zaten biliyoruz. Oysa sorun farklı. TV’ye yansıyan olayda, erkek ve kadın, başkalarıyla resmi olarak evli ama buna karşın ikisi arasında imam nikâhı kıyılmış! Bu nasıl oluyor? İmam nikâhını Diyanet’e bağlı bir imam mı kıydı? Yoksa bu nikâhı imamların kıyması şart olmadığı için söz konusu kişilerin bir yakını mı kıydı? HHH Bu olay, vahim bir durumu ortaya koyuyor. Konuyu Anayasa Mahkemesi’nin 6 yıl önce aldığı bir karara getireceğim. Bilindiği gibi din görevlilerinin resmi nikâh cüzdanını görmeden imam nikâhı kıymaları, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Birden çok evlilik, hileli evlenme, dinsel tören” başlıklı 230. maddesinin 5. ve 6. fıkralarına göre suçtu. Bu suça iştirak eden din görevlileri ve çiftler, 2 ay ile 6 ay arasında hapis cezasına çarptırılıyordu. Fakat Anayasa Mahkemesi, Erzurum Pasinler Sulh Ceza Mahkemesi’nin başvurusu sonucunda, kanunun bu maddesinin ilgili fıkralarını 27 Mayıs 2015’te 4’e karşı 12 oyla iptal etti. İptal yönünde oy kullanan AYM üyeleri, yazılan kararda, kadın ve erkeğin nikâhsız olarak birlikte yaşamasına ceza verilmiyorken, imam nikâhının suç sayılmasını çelişkili gördüklerini, bu durumu din ve inanç özgürlüğüne aykırı bulduklarını beyan etti. Karşı görüşteki üyeler ise iptal kararı ile resmi nikâh önceliğinin kalkacağını, dini nikâhın resmi nikâhın alternatifi olacağını, kadınlar açısından hukuki ve ekonomik sorunlar yaratacağını savundu. Bazı üyeler, kararın laiklik ilkesine ve devrim yasalarına aykırı olacağını da dile getirdi. Fakat sonuçta imam nikâhı için resmi nikâh şartı kaldırıldı... HHH Görünen o ki iptal kararı sonrasında gelinen nokta şu: Dini nikâh yaptıranlar arasında başkasıyla evli olanlar da bulunabiliyor ve böylece kadın kolaylıkla kuma konumuna geliyor! Diyanet, yanıtında neden açıkça bunun suç olduğunu belirtmiyor? Neden evli erkeğin başkası ile evlenmesine getirilen kısıtlamalardan söz etmiyor? Acaba “bir erkek, dinen imam nikâhı ile 4 kadınla evlenebilir” diye mi düşünülüyor? AYM iptal kararını aldığında ve ardından müftü nikâhı başlatıldığında bunun bir karşıdevrim hamlesi olduğunu söylemiştik. Ne yazık ki dinsel hukuk dayatmasına dair öngördüğümüz olumsuzluklar kanıtlanıyor: Erkeklere 4 kadınla evlenmenin önü iyice açılmış. Üstelik evli ve başkasıyla imam nikâhlı olanlar sadece erkekler de değil, kadınlar da var. Resmi nikâh şartını din adına iptal edenler memnun mu? Savurganlığa devam SAĞLIK BAKANI YARDIMCISI MEŞE, GÖREVDEN ALINDI Her giden ‘teşekkür’ ediyor! Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yine bir gece yarısı kararnamesiyle Sağlık Bakanı Yardımcısı Emine Alp Meşe’yi görevden aldı. Meşe, eski Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal gibi görevden alındığı için Erdoğan’a teşekkür etti. Meşe’nin yerine ise 2020’nin ağustos ayında Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun (TİTCK) başkanlığına getirilen Doç. Dr. Tolga Tolunay atandı. Resmi Gazete’de dün akşam yayımlanan Cumhurbaşkanı kararına göre Erdoğan’ın imzasıyla görevden alınan Meşe, TBMM’de yapılan bütçe görüşmeleri üzerinden tartışmalara da konu olmuştu. Plan ve Bütçe Komisyonu’nda konuşan CHP’li Murat Emir, Meşe’nin yönetim kurulu üyeliği yaptığı Uluslararası Sağlık Hizmetleri (USHAŞ) AŞ’nin 9.8 TL’ye satılan test kitlerini Sağlık Bakanlığı’na 32 TL’ye sattığını söylemişti. SağMeşe lık Bakanı Fahrettin Koca ise “test kitlerinin 32 TL’ye alındığını” doğrulamıştı. Meşe, sosyal medya hesabından “Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle atandığım ‘Sağlık Bakanı Yardımcılığı’ görevim sona ermiştir. İki yılı aşkın süredir devletimize hizmet imkânı veren Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nu, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı’nı, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nü, Sağlık Bakanlığı’nı, Sağlık Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’nü, USHAŞ’ı ve Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu’nu etiketleyerek ikinci bir paylaşım daha yapan Meşe, “Beraber çalışmaktan çok büyük mutluluk duyduğum bakanlık merkez ve taşra teşkilatındaki mesai arkadaşlarıma ve pandemide özveriyle çalışan sağlık ordumuza saygı ve sevgilerimle” dedi. Meşe’nin Bakan Koca’yı mesajında anmaması ise dikkat çekti. l ANKARA / Cumhuriyet Turkcell yönetiminde yer alan isimlerin maaşları yıllık 100 bin Avro’dan başlıyor AKP’lilerin maaşları ortaya çıktı CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, Turkcell Yönetim Kurulu’nda görev yapan AKP’lilerin maaşlarını Twitter hesabından açıkladı. Yönetim kurulu tutanaklarını paylaşan Yavuzyılmaz, yönetim kurulu başkanının yıllık 250 bin, üyelerin ise 100 bin Avro maaş aldıklarını belirterek “2010 yılında belirlenen bu tutarlar bugüne kadar hiç değişmedi” dedi. Yavuzyılmaz, Turkcell Yönetim Kurulu’nda görev yapan isimleri de yıl yıl açıklayarak Atilla Koç’un 59. Hükümet Kültür ve Turizm Bakanı, Hilmi Güler’in 58.59. ve 60. Hükümet Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı ve halen Ordu Büyükşehir BeleYavuzyılmaz diye Başkanı, Bülent Aksu’nun Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı, Hüseyin Aydın’ın 26 Mart tarihinde görevinden ayrılan Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü olarak görev yaptığını ve Bekir Pakdemirli’nin 10 Temmuz 2018 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Tarım ve Orman Bakanı olarak görevlenDemirkıran Yazar Aksu Kılıç Aydın Olpak Turkcell’in görevdeki yönetim kurulu. dirildiğini kaydetti. Demirkıran da var Turkcell Yönetim Kurulu’nda dikkat çeken isim ise AKP 24. Dönem Siirt Milletvekili olan Arif Demirkıran oldu. 2012 yılında Pensilvanya’da Fethullah Gülen ile görüşen heyet içinde yer alan Demirkıran, 2020 yılında yönetim kurulunda görev alırken Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi Güler ile eski Kültür ve Turizm Bakanı Atila Koç’un görevleri ise sona erdi. Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Aksu, Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı döneminde bakan yardımcısı olarak görev yaptı. Yönetim kurulunda yer alan Tahsin Yazar ve Figen Kılıç ise Çalık Holding kökenli. l İç Politika MHP LIDERI BAHÇELI, SON GRUP TOPLANTISINDA ‘YERLI VE MILLI EKONOMI’ VURGUSU YAPTI Ortağa ekonomi eleştirileri SELDA GÜNEYSU Döviz kurlarındaki artış ve ülke ekonomisinin özellikle salgından sonra düşüşe geçmesi, MHP’nin de gündeminde. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin geçen hafta salı günkü grup toplantısında, “yerli ve milli ekonomiye” işaret etmişti. MHP’nin, AKP’nin ekonomi politikalarına yönelik eleştirileri ve çözüm önerileri şöyle: l İsraf ekonomisinden vazgeçilmeli: AKP içinde son günlerde tartışmalara neden olan Kürşat Ayvatoğlu olayı, “siyasi vurgun, haksız kazanç gibi eleştirileri” de beraberinde getirdi. Bu durum sadece AKP’nin sorunu değildir. Bu, bugün daralan ekonomiyle birlikte herkesin sorunudur. Ekonomi daraldıkça “kısa yoldan zengin olmanın yolları da aranmaya başlanmıştır.” Bu nedenle Ayvatoğlu gibi isimler için AKP’nin başlattığı soruşturmalar yerindedir ancak olaya büyük çapta bakılması gerekir. Bunun için de “büyük iktisadi hareketlilik” başlatılmalıdır. “Tüketime dayalı ve israf ekonomisinden vazgeçmek, tasarruf ve verim ekonomisine dönmek gereklidir.” Türkiye’de ise israf çoktur. Ülkeninse tasarrufa ihtiyacı vardır. Türk milliyetçileri, ülkenin kalkınmasında temel problemi “insan olarak” tanımladığından “insan üzerine odaklanmak” gereklidir. İnsana yatırımlar artırılmalıdır. Bir an önce bilim ve teknikte en ileriye giderek, ülkeBahçeli nin sanayileşmiş iktisadi refaha kavuşturulması gereklidir. Kurtuluş Savaşı yıllarından da görüldüğü üzere Türk insanı, “ekonomik sıkıntılara” göğüs gerer ancak “haksızlık ve adaletsizliğe katlanamaz.” Ekonomideki adaletsizliği ortadan kaldırmak için de yerel üretim odaklarına yönelmek birincil görev olmalıdır. Kamuda da “tasurrufa gidilmelidir.” İsraf, “vatanseverliğe de dine de aykırıdır.” lYabancı paraya dayalı ekonomi terk edilmeli: Türk ekonomisi bugün “yabancı paraya dayalı ekonomi eksenine” oturmuştur. Türkiye’nin döviz ve dışa bağlılığı Türk Lirası’nın her geçen gün değer kaybetmesine yol açmaktadır. Döviz ve dışa bağımlılığı azaltmak için de “üretimi artırmak” gerekmektedir. Fabrikaların üretimlerinin yanı sıra tarımsal üretim destekleri de artırılmalıdır. Bununla birlikte halkın büyük sermayelere yönelebilmesi için güven sağlanmalıdır. Bu konuyla ilgili gerekli yasal düzenlemeler çıkarılmalıdır. Tarımsal kalkınma için de köylülerin kalkındırılması gereklidir. Köykent nüfusu dengelenmeli, köylülerin şehirlere göçünü azaltmak için şehirlerdeki olanaklar köylere taşınmalı. Köylerde “tarım kentleri” kurularak, tarımsal desteklerle köylünün üretimi güçlendirilmeli. Gerek tarımda gerekse sanayide üretimin desteklenmesi, iç pazarların açılması, yabancı paraya dayalı ekonomiyi Türkiye ve Türk Lirası lehine çevirecektir. lTürkiye’nin sermaye birikimi yok: Avrupa ve diğer ülkelerde bulunan sermaye birikimi, Türkiye’de yeterli düzeyde değil. Bunun için de ülkedeki sermaye birikimi artırılmalı. Yurtdışı kaynak yaratmada, yeni pazarlar aranabilir. Özellikle Ortadoğu ülkelerine yönelinebilir. Sadece bir ürün değil, ara mallar üreten sanayi desteklenmelidir. Bu durum dışa bağımlılığı da azaltacaktır. Kamu iktisadi teşebbüslerin güçlendirilmesi de dışa bağımlılığı azaltmada etkin rol oynar. Bunun için de “dövizli garantiler” yerine yerli üretim kaynakları desteklenmelidir. lEnerji politikalarına yön verilmeli: Türkiye son zamanlarda gerek Doğu Akdeniz’de gerekse Karadeniz’de yürüttüğü sondaj faaliyetleri ile enerji sektörü ile ilgili atılımlar gerçekleştirdi. Bu atılımların devamı sağlanmalı. Bu sayede deniz ticaretinin gelişmesinin de önünün açılabilir. Deniz teknolojisinin gelişmesi Türkiye’nin ihracat ve ithalat dengesini de sağlar. l ANKARA ERDEM SEVGİ AKP iktidarında kamuda savurganlığa devam ediliyor. Kamu bütçesine yük olan otoyol, köprü ve havalimanlarına verilen dövizli garantilerin ardından demiryollarına da benzer bir model gündemde. CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, “Yatırım programından çıkarılan İstanbulAnkara Sürat Demiryolu’na kamu özel işbirliği (KÖİ) modeliyle yolcu garantisi verilmesine yönelik çalışma yapılıyor. Önceki örneklerde olduğu gibi bu da kamu zararına yol açar. ‘Yolcu garantisi’ demek, vatandaşın cebinden alıp yandaşa vermektir” tepkisini gösterdi. CHP’li Akın, köprülerden otoyollara, havalimanlarından şehir hastanelerine verilen bütün garantilerin yurttaşın ödediği vergilerden sağlandığına dikkat çekerek “Yıllar boyunca döviz üzerinden verilen garantiler, kurdaki artışla her gün daha da büyüAkın yor. Bugüne kadar KÖİ’ler ile verilen garantilerin toplam tutarının 140 milyar doların üzerinde hesaplanıyor. Tüm bu gerçekler ortadayken iktidarın demiryollarında da ilk kez yolcu garantili bir KÖİ modelini hayata geçirmeye hazırlandığını duyuyoruz” bilgisini paylaştı. ‘Özkaynak kalmadı’ Akın, özkaynak kullanılarak yapılması planlanırken 2021 yatırım programından çıkarılan Ankaraİstanbul Sürat Demiryolu için KÖİ modeliyle bir sürecin gündemde olduğuna işaret ederek “İktidarın yanlış ekonomi politikalarıyla Türkiye büyük bir buhran yaşıyor. Ülkede özkaynak kalmayınca yurtdışından kredi getirmek için girişimlerde bulunuyorlar. Ancak yurtdışındaki kreditörler yalnızca garantili projelere destek veriyor” değerlendirmesinde bulundu. Akın, Ankaraİstanbul Sürat Demiryolu’na ilişkin yolcu garantili bir model için ciddi bir hazırlık yapıldığına dikkat çekerek şunları kaydetti: “Kamu bütçesinden yalnızca 2020’de İstanbul Havalimanı’na yapılan garanti ödemesi 230 milyon Avro oldu. Havalimanlarında bile ulaşılamayan yolcu sayısına demiryollarında nasıl ulaşılacak? Demiryollarına garanti vermek yalnızca kamu zararına neden olacaktır. Demiryollarına yolcu garantisi demek, vatandaşın cebinden alıp yandaşa vermektir. Yolcu garantili projeler bütçeye kara deliktir. Döviz üzerinden verilen garantilerin derhal Türk Lirası’na çevrilmesi gerekmektedir.” l ANKARA BAĞCI BÜYÜKELÇİ OLDU Baku’ya da siyasi atama HÜSEYİN HAYATSEVER Dışişleri Bakanlığı’nda son dönemde sayıları giderek artan siyasi atamalara bir yenisi daha eklendi. Türkiye’nin Baku Büyükelçiliği’ne eski AKP milletvekili Cahit Bağcı atandı. Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlanan Cumhurbaşkanı kararlarıyla 13 ülkeye yeni büyükelçi atandı. Buna göre Roma Büyükelçiliği’ne Ömer Gücük, Madrid Büyükelçiliği’ne Burak Akçapar, Vorşova Büyükelçiliği’ne Cengiz Kamil Fırat, Bağdat Büyükelçiliği’ne Ali Rıza Güney, Yeni Delhi Büyükelçiliği’ne Fırat Sunel, Abu Dabi Büyükelçiliği’ne Tugay Tunçer atandı. Baku için liste değişti Geçen aralık ayında 54 büyükelçilik ve daimi temsilciliğe yapılacak atamalar belirlenmiş, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun yeni büyükelçileri arayarak yeni görev yerlerini tebliğ etmişti. Dün yapılan 13 atamadan 12’si o listeden olurken Baku Büyükelçiliği için belirlenen eski Doha Büyükelçisi olan Ahmet Demirok’un bu göreve ataması yapılmadı ve Baku Büyükelçiliği’ne 20072015 yılları arasında AKP’den Çorum milletvekili olan Cahit Bağcı atandı. Aralık ayında açıklanan listede Berlin Büyükelçiliği için belirlenen Ahmet Başar Şen’in ataması halen yapılmadı. Berlin için de siyasi bir atama yapılabileceği konuşuluyor. l ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle