04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 4 NİSAN 2021 PAZAR PAZAR YAZILARI Hışt hışt sesi gelmezse fena! Bu Covid19’un gitmediği yer yok; kar, buz, fırtına dinlemiyor! Kanada’nın Kuzey Kutbu civarındaki, haritada arasanız kolayca bulunmaz, ortalama sıcaklığın eksi 40 derecelerde dolaştığı Arviat isimli bir küçük kasabaya da ulaşmış bulunuyor. Bizde Eskimo adıyla anılan, yerli İnuit halkının yaşadığı Nunavut Özerk Bölgesi’nin 2 bin 300 kişilik bu yerleşim yerinde salgın bugüne kadar 500 kişiyi yatağa yatırdı; 9 can kaybı oldu. Kanada hükümeti buradaki sağlık hizmetlerini artırdı, desteğini aşıyla sürdürdü, zaten ekonomik yetersizlik içinde olan bölgeye para aktardı. Ancak yine de her gün yeni Covid19 vaka sayıları aktarılıyor. Bu iklim kuşağında kutba yakın olunduğundan gece, saat 10’da başlar; o yüzden kasabaya 22.0008.00 arasında sokağa çıkma yasağı konuldu, ek önlemler getirildi. Arviat, bizim Marmara’dan 108 defa büyük Hudson Körfezi’nin kıyıcığında, tabii Hudson yılın 8 ayı buz kaplı; üstünde kutup ayıları cirit atıyor. Yerliler de Husky köpeklerin çektiği kızak üstünde Hudson’da balığa çıkıyor. Sandal kürek, yaz olunca... Radyoyla moral Gri gökyüzü, buzlu bir dünya, üstüne Covid! Sosyal nedenleri uzun açıklama gerektiren yerli halkın alkolizme, ruhsal sorunlar ve intihara yatkınlığı yüzünden salgının bu yönüyle ciddiye alınması gerekiyordu. Belediye Başkanı Joe Savikaataq bu dönemde, çoğu bakımsız, şehrin temel gereksinimlerine dahi ulaşmakta eksik kalmış evlerde insanları kapalı tutmanın oyalayıcı çaresini, Arviat’ın FM 96.5 kanalından yayın yapan tek radyo istasyonunda program kalitetırmak kolay değil, olsa bisini yükselterek bulmuş. Bele sorunlu. Gelgelelim interlediye evvela evinde radyo netin sınır tanımayan dünolmayan varsa kapılara biyasında şimdi herkes radrer tane radyo dağıtıyor, aryocu, podcast’ci, hatta dından Kanada’nın, bizde bir YouTube’cu, Zoom’cu olzamanlar kıymetli neşriyat MAHMUT ŞENOL du. Ciddiye alınan bu yayınyapan TRT’si gibi CBC radyolara dair istatistikler de var: sundan destek alarak yerel 2015’te yıllık 106 milyon yayına geçiliyor. Sabaha kadar eğlence dolar kazanç elde etmiş olan internet programları, yılbaşı gecelerini aratmayan radyoculuğu, geçen yıl 865 milyon dolar tombala çekilişleri, morali yüksek tutmak getiriye ulaşıyor. Elbette bunda salgının, için ne lazımsa radyoyla kasabada evlerin kapalı kalmanın payı da var. 2021 sonuiçine kadar ulaşılıyor. Radyo bütün gün na kadar yıllık kazancın 1.45 milyon dobu evlerde şimdi açıktır, sevilen bir arka lara ulaşacağı da tahmin edilmekte. daş olmuştur, denilebilir ki Arviat’ı moral açısından kurtaran sese dönüşmüştür. Sesli kitaba ilgi Ben gibi radyomanisi olanların haklı çık Kanada’nın 10 eyaletinde en çok podtığını gösteren bir toplu kanıttır bu. Evvela castYouTube izleyeni İngiliz Kolumbiyasıuzun dalganın, ardından orta dalga yayın BC’dir; toplam izlencenin yüzde 40’ına bucılığın gereksiz görünüp ortadan kaldırıldı rası kulak veriyor. Bu dağılım yüksek öğğı, kentlerde sadece 40 km. çapta fm ya renim görmüşlerde ve gelir düzeyine göyınına razı edilmiş radyoculuğun böylece re artıyor. Sevindirici sayısal veri, sesli kiönemi bir kez daha ortaya çıkıyor. tap dinlemeye daha çok vakit ayrıldığı yöBiz; Nâzım Hikmet’in Memleketimden nünde. Böyle olunca amatör radyopodİnsan Manzaraları’ndaki bir Akdeniz kasa cast üretimi de artış gösterdi. Mahallemibasında 2. Dünya Savaşı’nı radyosundan zin evlerinden birinde, içerisi görünsün istakip eden Cevdet Bey’ler, haklı çıktık. ter gibi penceresini açık tutmakta olan bir Orta dalga yayıncılığını iptal etmeyin, en genç var, kaldırımdan geçerken göz misaacil durumda topluma lazım olur diyenle firi oluyorum. Bilgisayar ekranı açık, önünre, tekno karşıtı diye gülüp geçmişlerdi. de bir mikrofon, arkasında bu! Benim maNeyse ki Arviat’ın fm kanalı işe yaradı, fa halleye göz kulak olan komşum, İngiliz Likat yetersizdir; şimdi bölgede uzak me verpool göçmeni Mr. Harold’a sordum, safelerde küçük yerleşim alanlarına ulaş podcast yapıyormuş, bir kere dinlemiş, mak üzere tekrar orta dalga yayıncılığına ıııh beğenmemiş. Beğensin beğenmesin, başlama kararı alındı. bu tür yayıncılık rağbette. Tevekkeli değil, İnternet radyoculuğu ve buna bağşimdi ne vakit elektronik eşya satan bir lı podcast yayıncılık ayrı bir mecra, baş mağazaya gitsem, tezgâhta yüksek kalitelı başına bir mesele! Kanada gibi büyük li mikrofonlar görüyorum; ucuzu 150 docoğrafyanın her noktasına internet ulaş lardan başlıyor, podcast yapmaya müsait olanı 300’den fazla eder. YouTubezoom gibi ekranda canlı yayın da rağbette. Gün geçmiyor ki bilhassa Türkiye’den bir tanıdığım “YouTube’da falanca mevzuda konuşacağız” diye mesaj göndermesin. Çokseslilik güzeldir ama bu kadarı da fazla; kakafoniye yol açıyor. İzlemezsen, bir de üstüne güceniyorlar; izlesen, en az 1 saat ekran başında fuzuli lakırdı dinleyeceksin. Zor durumdayız! Zaten küsmeye meraklılar, dostunu kaybetmesi de söz konusu; çaresiz ekranda yakalandım mı, dinliyorum. Sonra bir de tebrik etmek lazım! Neyse ki podcast öyle değil, mp3 çalar bir alete yahut cep telefonuna indir, ne vakit dilersen dinle, küsen falan da olmuyor... Bu podcast deyişini ilk kez ortaya atan Amerikalı müzik DJ’si ünlü yapımcı Adam Curry’dir, mikrofon arkadaşı J.C.Dvorak’la birlikte 10 küsur yıldır No Agenda adlı bir program yapar; haftada iki kez, ikişer saat. Bir parça cahildir ama mikrofonda cambaz! Ben her seferinde bu cehalete kulak vermeyeyim derim, fakat alışkanlık oldu, dinlemeden duramam. Tabii 10 yılda siyasal konulara, sosyal teorilere değinmek zorunda kaldıkça o da biraz yontuldu, fakat doktorası olan Mr. Dvorak lafı toplamasa yine ipe sapa gelmez laf edecek görünüyor. Varsın olsun, yine de katlanır, birisi “hışt” diyorsa dinleriz. Sait Faik’in “Hışt Hışt” isimli o güzelim hikâyesinde dediği gibi “Nereden gelirse gelsin, dağlardan kuşlardan, denizden insandan, ottan böcekten, çiçekten. Gelsin de nereden gelirse gelsin. Bir HIŞT sesi gelmedi mi, fena...” [email protected] Irkçılara karşı ‘buraya aitiz’ haykırışı ABD, yaklasık 330 milyon nüfusuyla ekonomik ve askeri güç oldu TEVFIK DALGIÇ ğu kadar teknoloji üreten, yazılım dünyasının lideri bir ülke. Ülke nüfusu Avrupa, Afrika, Asya ve yerli halktan oluşur. Asya kökenlilerin nüfusu 2019 yılı rakamlarına göre 18 milyon 640 bin. Şu anda yaklaşık 20 milyon olarak kabul ediliyor. Asyalı deyimi genel olarak Çin, Vietnam, Tayland, Filipinler, Kore, Malezya, Hindistan ve Japon asıllıları ve ABD’de doğmuş olanları da kapsıyor. Ülkede Asya kökenlilere ilişkin kimi araştırma toplum genelinde daha eğitimli, çalışkan ve ekonomik güçlerinin daha fazla olduğunu gösteriyor. İş dünyasında etkinler. Farklı inanç kesimlerinden olanlar var, ancak yine kimi araştırma çoğunluğun laik görüş yapısında olduğuna işaret ediyor. Genel olarak büyük metropollerde yaşıyorlar. Yoğun olarak Los Angeles, New York ile San Fransisko bölgesindeler. 3800 ayrımcı tutum, saldırı ABD’de son günlerde Asya kökenlileri gündeme taşıyan konu ise ne yazık ki onları hedef alan saldırılarda yaşanan artış. Son saldırılardan biri geçen ay Atlanta’da yaşandı. Saldırgan, Asyalı kadınların çalıştığı 3 kaplıca türündeki işyerine saldırdı, 6’sı Asya kökenli 8 kadını öldürdü. Kanlı eylem, ülkede bir yandan bireysel silahlanmaya yönelik tepkilerin sürdüğü diğer yandan da Trump’ın başkanlık koltuğunda oturduğu dönemde Covid19 salgını vurgusu da dahil Çin’i hedef alan açıklamalarının ırkçı çevrelerde yankı bulduğu yorumlarının arttığı dönemde geldi. Geçen ay açıklanan bir araştırmaya göre son bir yılda ülkede Asya kökenlilere karşı 3800 ayrımcı tutum ve ırkçı saldırı düzenlenmiş. Amerikan Psikoloji Derneği nefret suçunu şöyle tanımlıyor: “Nefret suçu bir insan veya mala karşı önyargı ile bir ırk, din, sakatlık, cinsel nitelik veya cinsel eğilimlere yapılan saldırı suçudur”. Araştırmalarda nefret suçu işleyenlerin çoğunlukla korku, cehalet, kızgınlık ve kıskançlıkla hareket ettikleri belirtiliyor. Atlanta’daki saldırı tüm ülkede infial yarattı. Zanlı, kendisinin seks bağımlısı olduğunu savunarak ırkçılık suçlamalarını reddetti. Kimi yorumda Asyalı kadınları hedef seçen saldırganın kadın düşmanı olduğu iddiası da aktarıldı. ABD’de siyahlara yönelik ayrımcılık, ölümcül polis şiddetine karşı eylemler sürerken Asya kökenli toplumu da hedef alan ırkçılıkla toplum diken üstünde. Gözler Biden yönetiminin ülkede sıkça dile getirilen sistematik ırkçılığa, bireysel silahlanmaya yönelik ne tür adımlar atacağında. Atlanta’da yaşanan saldırı sonrasında ülkenin pek çok bölgesinde başta Asya kökenli gruplar olmak üzere binlerce kişi meydanlara çıktı. Protestolarda “Biz buraya aitiz”, “Nefrete son” sloganları atıldı. [email protected] Fransa’da kısıtlamalar yeniden sıkılaşırken paskalya tatili öncesi Paris’ten çok sayıda kişi ayrıldı. Paskalya’da yeniden kapanma Yeni tip koronavirüs (Covid19) salgınında küresel çapta dün itibarıyla vaka sayısı 130 milyonu aşarken can kaybı 2 milyon 853 bin 189’a yükseldi. Avrupa’da korona tedbirleri paskalya döneminde sertleştirildi. Artan koronavirüs vakaları üzerine Fransa’da dört hafta boyunca uygulanacak olan kapanma dün başladı. Önlemler kapsamında ülkede saat 19.00’dan itibaren sokağa çıkma yasağı uygulanacak. Covid19 salgınında can kayıplarının 110 bini aştığı İtalya’da dünden itibaren paskalya tatili için tüm ülke en sıkı tedbirlerin uygulandığı “kırmızı bölge” ilan edildi. Öte yandan İngiltere İlaç ve Sağlık Ürünleri Düzenleme Kurumu, İngiltere’de 7 kişinin Oxford ve AstraZeneca tarafından geliştirilen aşısı olduktan sonra oluşan kan pıhtısından hayatını kaybettiğini doğruladı. Yetkililer, 7 ölümün titizlikle araştırıldığını ve bu durumun sadece bir tesadüf mü yoksa aşının gerçek bir yan etkisi mi olduğu konusunun henüz net olmadığını belirtti. Seçimlerde kadınların zaferi Hollanda’da 3. dalga koronavirüs ve aşı tartışmaları gölgeJacobs’un başvurusunu kabul etmez. sinde renksiz, tatsız, tuzsuz bir Jacobs, Hollanda’nın genel seçim geride kaldı. Sanırım ülke tarihinde hiçbir zaman böylesi heyecansız bir seçim olmailk kadın doktoru olMEHMET EMİN masına karşın, ilk üniALKANLAR versite öğrencisi demıştı. Hükümet, seçimleri 3 güğil. Jacobs’tan önce, ne yaysa da katılım daha öncekilerden 1617’de Anna Maria van Schurman, Utdaha düşük düzeyde kalarak yüzde 79 recht Üniversitesi’ne ilk kadın öğrenoldu. Toplam 37 partinin katıldığı seci olarak girmeyi başarmış. Hollanda ve çimde 150 sandalye için yarışan 1581 dünyadaki üniversiteye giren ilk kadın aday arasında 37 Türkiye kökenli aday öğrenci sayılan Schurman, dersleri tabulunuyordu. Bu adaylardan 5’i doğru kip etme hakkını da almış. Ancak dersledan seçimleri kazanma başarısı göster ri öğrenim yılı boyunca erkek öğrenciledi, önümüzdeki günlerde tercihli oyların rin kendisini göremeyeceği bir perdenin açıklanması ve hükümetin kurulmasıyla arkasından takip edebilmiş. Bu cesur, bu sayı yediyi bulacak. öncü kadının el yazmaları ve diğer tüm Adaylardan Nilüfer Gündoğan, VOLT belgeleri 404 yıl önce girdiği Utrecht partisinden meclise girmeyi başaranlar Üniversitesi’nin arşivlerinde yer alıyor. dan. VOLT, Avrupa Partisi olarak yakın Jacobs’un yaşadığı yıllarda, dönemde kuruldu ve tüm ülkelerde ay Almanya’da Rosa Luxemburg, Clara Zetnı isimle seçimlere katılıyor. Bu parti ilk kin gibi kadın hareketi önderleri de aynı denemeyi Hollanda’da yaptı ve katıldığı mücadeleyi vermekteydi. Sonuçta Holilk seçimde meclise 4 milletvekili birden landa, 1917’de kadınların seçme hakkıyollamayı başardı. Bu parti önümüzdeki nı kabul etmiş, II. Dünya Savaşı’nın sogünlerde Almanya ve Bulgaristan’da yeni na erdiği 1918 yılında da seçilme hakdenemelerini yapacak. kıyla birlikte ilk kadın milletvekili olan 1917’de hak tanındı Suze Groeneweg, Hollanda parlamentosuna Sosyal Demokrat Parti’den girmeSeçimlerde kadınların büyük başarı yi başarmış. lar kazanmasında, sanırım Hollanda’da kadın hareketinin çok eskilere dayanmasının doğrudan bağlantısı var: Bilinen ilk kadın aktivistlerden birisi olan ve ilk dalga feminist hareketinin önderi Aletta Jacobs 1883 yılında “yeter artık erkek egemenliği, ben de adayım” diyerek Amsterdam Belediye Meclisi için adaylığını koyar. O dönemin belediye yönetimi bir araya gelerek “devlet kurumla60 kadın milletvekili Çok değil bu tarihten 16 yıl sonra, 1934’de yeni kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti’nde de kadınların seçme ve seçilme hakkı kabul edilerek yasalaşmıştı. Aradan geçen onlarca yıl, Hollanda’da kadınların konumlarını daha güçlendirirken Türkiye’de kadınlar için güvence olan İstanbul Sözleşmesi’nin iptali, karımızın ruhuna uygun olarak, kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmemiştir” diyerek aynı zamanda doktor olan dınların kazanımlarının bir darbeyle ellerinden alınmasına, toplumdaki konumlarının zayıflamasına neden oldu. Geçen ay yapılan Hollanda genel seçimlerinde, katılan 37 partinin 10’unun lideri kadındı. Bu partiler 150 sandalyeli parlamentoda 50 sandalye kazandı. Seçimde parlamentoya 60 kadın milletvekili girmeyi başardı. Kadınlardaki bu olumlu gelişme ülkede seçimlere giren Türk adaylarda da gözlemlenebildi. D66 Partisi’nden Hülya Kat, seçimleri kazanan liberal VVD partisinden Dilan Yeşilgöz, VOLT partisinden Nilüfer Gündoğan ve parlamentoya girmesine kesin gözle bakılan Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nden Songül Mutluer siyasetin yeni kadın yüzleri oldu. Erkek adaylardan ise Sosyalist Parti’den Mahir Alkaya, Türklerin kurduğu DENK partisinden Tunahan Kuzu ve önümüzdeki günlerde tercihli oyların sayılması ya da hükümet kurulması sonrasında D66 Partisi’nden avukat Nazmi Türkkol, yemin ederek milletvekili olacaklar. Hollanda seçim sisteminde koalisyonu oluşturan partilerin hükümete verdiği üyelerin milletvekilliği düşüyor ve seçim listesinde alt sıralarda olan adaylar parlamentoya girebiliyor. Hemen şunu da söyleyeyim, Hollanda’da 1937 yılından bu yana kurulan tüm hükümetler, koalisyonlar biçiminde oluşturuldu ve ciddi sorunlar yaşanmadı. Kimi zaman 4, kimi zaman 5 partinin katıldığı koalisyonlar öncesinde partiler ortak bir protokol üzerinde anlaşıyorlar ve hükümet etme döneminde bu protokol çerçevesinde yönetiliyor. Protokol tartışmaları, hükümet kurulmasında en zorlu bölümü oluşturuyor. Ülkede 2017’deki seçimin ardından hükümet 225 günde kurulabildi, 1977’de sonuca 208 gün, 2012’de ise 54 günde ulaşıldı. [email protected] Kutuplaşma ve olgun demokrasi İsveç’teki demokratik sistemin hal ve gidişiOSMAN İKİZ ni değerlendiren “Kutuplaşma” başlıklı 2021 raporunda, kutuplaşmanın demokrasinin itici gücü olduğuna dikkat çekildi. Bütün partilerin, sendikaların finanse ettiği SNS adlı araştırma kuruluşunun hazırladığı yıllık rapor, partiler arasında kutuplaşmalar eskiye göre biraz daha keskinleştiği için bu konuya ayrıldı. Raporu hazırlayanlara göre, kutuplaşma demokrasilere dinamizm getirdiği gibi farklı görüşlerle gelişmeyi de sağlar. “Olgun” sıfatını ben ilave ettiğimden başlığı tırnak içinde yazmadım. Raporda İsveç incelendiğinden yazanların “olgun” sıfatını kullanmaya gerek duymamalarını doğal karşılamak gerekiyor. Terbiye sınırlarını aşan, demokratik eleştiriyle ilgisi olmayan ifadelerin sıradanlaştığı Türkiye’deki siyasi tartışmalar, olgun demokrasilerdeki kutuplaşmanın sınırları içinde görülemeyeceğinden, yanlış anlamaya meydan bırakmamak için başlıkta “olgun” sıfatını gerekli gördüm. “Kutuplaşma” raporunu hazırlayanlara göre, demokrasi bir yönetim biçimi olarak farklı görüşlere ve çözüm önerilerine açık olmalı. Bu, zaten herkesin bildiği gibi demokrasinin temel prensiplerinden biri. Uzmanlar farklı görüş ve çözüm önerilerinin iktidarların ufkunu genişletebileceğine özellikle işaret etmekteler. Aktörlerin sorumluluğu Raporun, hazırlayanlar söylemese bile laf olsun diye yazılmadığını düşünebiliriz. İsveç’te her ne kadar yıkıcı bir kutuplaşma yaşanmıyorsa da eskiye göre gerginliğin arttığı aşikâr. Raporda, 2010’dan önce siyasi yaşamın oldukça sakin olduğu, 2010’dan sonra kutuplaşmanın başladığı, 2014’ten sonra ise sağ ve sol arasında zıtlaşmaların derinleştiği üzerinde duruluyor. Örnek olarak da seçimlere sağ ve sol partilerin cephe olarak katılmaları gösteriliyor. Özellikle küçük bir hareket olarak başlayıp ırkçı söylemleriyle güçlenen İsveç Demokratları’nın parlamentoya girmesiyle, kutuplaşmanın belirgin hale geldiğine dikkat çekiliyor. Rapor, siyasi aktörleri, medyayı ve yurttaşları uyarmak için kaleme alınmış izlenimi veriyor. Kutuplaşmanın karşılıklı eleştirel düzeyde kalması için uyarılan kesimlere bakınca, raporun bu bölümüyle bütün ülkeler için geçerli olduğu söylenebilir. Öncelikle, politikacılar ile kamuoyu oluşmasında önemli rolleri olan yazarlar ve sivil toplum temsilcileri ve benzerlerinin üslup bakımından dikkatli olmaları gerektiğine işaret ediliyor. Uyarılan ikinci kesim medya. Başlıklardan, haberlerin içeriğine kadar nüanslı ve objektif olunmasına aşırı dikkat edilmesine vurgu yapılıyor. Üçüncü olarak her bir yurttaşın, karşıt görüşlere saygı duyması ve herkesin saygılı davranması gerektiğinin üzerinde duruluyor. Raporda dile getirilen ve aslında herkesin bildiği gibi, bir sistemin kazasız belasız yürüyebilmesinin, tamamen insanın gelişmişliğiyle, olgunluğuyla mümkün olduğu ortaya çıkıyor. Demokrasinin antidemokratları Sosyal demokrat Başbakan Stefan Löfven’in, “İsveç demokrasisi tehlikede” açıklaması, raporun açıklandığı günlere rastgeldi. Başbakanın siyasi yelpazedeki cepheleşmeden kaynaklanan tartışmalarda bu ifadeyi kullanması dikkat çekici olduğundan tartışma konusu oldu. Tartışma Liberal Parti’nin gelecek yıl yapılacak seçimlerde, ırkçı hareket olarak başlayıp güçlenen İsveç Demokratları ile işbirliği zorunlu hale gelse bile sağ cephede yer alacağını açıklaması üzerine başladı. Başbakana göre Liberal Parti’nin, aslında demokrat olmayan bir partiyle işbirliği yapması demokrasi için tehlike yaratacak bir tercihtir. Bu değerlendirme üzerine gazeteciler doğal olarak Löfven’e, yüzde 20 dolayında oy alan bir parti ile işbirliği yapmanın ne sakıncası olabileceğini sordular. Başbakan’ın yanıtı zihin açıcı netlikteydi: “Demokrasilerde oy tabanı olan partiler, parlamentoda, belediyelerde oturabilirler ama demokraside kıstas oy oranı değildir. İşbirliği için o partinin politikasının demokratik prensiplere uyup uymadığına bakılır.” 2022 seçimlerine bu tartışma zemini üzerinde gidilecek gibi. Kutuplaşma da biraz daha derinleşecek. [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle