05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 3 4 NİSAN 2021 PAZAR PERŞEMBEYE DİKKAT! Hava sıcaklıklarının yarından itibaren artarak mevsim normallerinin üzerine çıkacağını belirten Meteoroloji, perşembe gününden itibaren sıcaklığın yeniden azalacağını tahmin ediyor. İşte ilk günüydü İstanbul Beyoğlu Hacımimi Mahallesi’nde bulunan inşaatın bekçisi, inşaat işçisi Hayrettin Şahin’i (56) düştüğü çukurda hareketsiz görünce yardım istedi. Çukurdan çıkarılan Şahin’in cesedi, Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Şahin’in işe o gün başladığı öğrenildi. l DHA SINEMACI ŞÜKRIYE BULGURCU İstanbul’da şüpheli ölüm İstanbul Küçükçekmece’de yaşayan sinemacı Şükriye Bulgurcu’ya (28) ulaşamayan arkadaşları evine gitti. Kapının açılmaması üzerine içeri giren arkadaşları, genç kadının cesedini buldu. Kadir Has Üniversitesi Sinema ve Televizyon Bölümü mezunu Şükriye Bulgurcu’nun Müjdat Gezen Tiyatro Merkezi’nde oyunculuk eğitimi aldığı öğrenildi. Şükriye Bulgurcu Bulgurcu’nun cenazesi memleketi Hatay’da toprağa verilecek. l İSTANBUL / Cumhuriyet BUKET İLHAN’IN ÖLÜMÜ Sevgilisi dahil 3 kişi adliyeye sevk edildi Konya’nın Ereğli ilçesinde, ailesinin kayıp başvurusu yaptığı Bahriye Buket İlhan (20) geçen perşembe yol kenarındaki boş arazide başından vurularak öldürülmüş halde bulundu. Polis, olay sırasında Buket İlhan’ın yanında bulunan ve erkek arkadaşı olduğu belirtilen Batuhan B. ile olayın ardından yardım istediği arkadaşı S.Ş. ile babası A.Ş’yi gözaltına aldı. Batuhan B. ifadesinde, “Ben ve Buket, araçla birlikte mezarlığın karşısındaki boş araziye gittik. Buket intihar edeceğini söyleyip, çıkardığı tabancayı başına dayayarak ateş etti. Panikleyip, arkadaşım S. Ş’yi aradım. Babası ile birlikte geldi. Tabancayı onlara vermiştim, saklamışlar” dedi. l İHA 89 YAŞINDAYDI Gelinini öldüren kayınpedere ev hapsi Aksaray’da miras meselesi yüzünden çıktığı iddia edilen tartışma sonrası gelinini öldürüp 4 yeğenini bıçakla ve bastonuyla darp ederek yaralayan kayınpeder Cemal Ç. (89), yaşlı olması nedeniyle ev hapsine çarptırıldı. Diğer şüpheliler Muammer, Mustafa, Süleyman Ç. ve Gülsever E. ise serbest kaldı. l İHA EŞININ ŞIDDETINDEN KAÇTI Çıplak ayak 2 km koşarak polise sığındı Çorum’da bir kadın, çıplak ayak 2 kilometre koşarak geldiği kontrol noktasında, evde tartıştığı eşinin kendisini dövdüğünü söyleyip polisten yardım istedi. İsmi açıklanmayan kadın, sağlık kontrolünün ardından polis merkezine götürüldü. l DHA ŞABAN VATAN: OLAY ŞÜPHELİ Kaymakam Kurt yaşamına son verdi 11yaşındaki Rabia Naz Vatan’ın şüpheli ölümü sırasında Giresun’un Eynesil ilçesinde kaymakam olan Aydın’ın Kuyucak İlçe Kaymakamı Yılmaz Kurt, (45) önceki gün Didim’de aracında ölü bulundu. Evli ve 3 çocuk babası Kurt’un intihar etmiş olma olasılığının kuvvetli olduğu bildirildi. Rabia Naz Vatan’ın babası Şaban Vatan, Twitter hesabından “Olay şüpheli gibi. Eynesil’den tanıyorum. Haf Yılmaz Kurt ta sonları çocuklarını gezdirmeyi seviyordu. Ben bu olayı anlayamadım” paylaşımında bulundu.l İSTANBUL 150/1 0 0 200/1 0 0 160/9 0 200/1 2 0 210/1 0 0 160/3 0 100/ 2 0 160/5 0 210/9 0 200/1 0 0 160/3 0 230/1 1 0 110/0 0 200/1 2 0 140/3 0 90/ 2 0 150/3 0 210/4 0 90/3 0 190/7 0 140/6 0 210/1 1 0 TARİHTE BUGÜN 1929: İstanbul’daki “Yerli Malı Kullanma ve Koruma” toplantısında, gençlik, yerli malı kullanmaya ant içti. 1953: Dumlupınar denizaltısı, Çanakkale Boğazı’nda Naboland adlı İsveç gemisiyle çarpışarak battı, 81 denizci şehit oldu. Bir hükümlü erin mektubu ‘Size hakkımızı helal etmiyoruz’ ‘Evde hastalananlar var, nasıl meslek hastalığı kabul edelim’ diyen Bakan’a, tabip odalarından ve hekimlerden istifa çağrısı Koronavirüsün meslek hastalığı kabul edilmesi talebine, Aile, ÇalışSIBEL ma ve Sosyal Hizmetler BAHÇETEPE Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un, “Evde hastalananlar var, nasıl meslek hastalığı kabul edelim” açıklamasına tepkiler sürüyor. “Bakan’ı, Covid19 nedeniyle hayatını kaybeden meslektaşlarımızın ailelerinden özür dilemeye ve istifa etmeye çağırıyoruz” diyen tabip odaları ve hekimler, “Bu açıklama, sağlık çalışanlarının hafızasına ve tarihe sorumsuzluk örneği olarak not düşmüştür. Siz kabul etmek istemezseniz de dünya yuvarlaktır, Covid19 da meslek hastalığıdır!” dedi. ‘Özür dilesin’ Dr. Ergün Demir ve Dr. Güray Kılıç, “Bakan Selçuk’a tekrar hatırlatırız ki kamuözel tüm sağlık kurum ve kuruluşlarında; özellikle acillerde, yoğun bakımlarda, poliklinik ve servislerde, eczanelerde, aile hekimliği merkezlerinde ,112 acil yardım istasyonlarında, halk sağlığı ve ilçe sağlık müdürlükleri ile filyasyon ekiplerinde görev yapan tüm sağlık çalışanları Covid19 virüsünü, deri koltuklarında ve evlerinde otururken kapmadılar. Salgında en ön saflarda mücadele ettikleri için kaptılar ve hayatlarını kaybettiler. 200 bin sağlık çalışanının hastalandığı ve 395 hekim ve sağlık çalışanının yaşamını yitirdiği bilinmektedir. Covid19 nedeniyle hayatını kaybeden meslektaşımızın eşinin Bakan’a yazdığı ‘size hakkımızı helal etmiyorum’ cümlesini tekrar hatırlatarak Selçuk’u Covid19 nedeniyle hayatlarını kaybeden hekim ve sağlık çalışanlarının ailelerinden özür dilemeye ve istifa etmeye çağırıyoruz” dedi. CHP, MECLİS’E TAŞIDI CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, TBMM’ye soru önergesi vererek “İşi ve mesleği gereği koronavirüs hastalarına bakan, muayene eden, müdahale eden, temas eden sağlık çalışanlarının buna bağlı olarak koronavirüs hastalığı tanısı almaları ile sağlık çalışanları için koronavirüsün Türkiye’de ivedi meslek hastalığı olarak kabul edilmesi amacıyla somut adım atılacak mıdır. İstifa edecek misiniz” diye sordu. TABIP ODASI: SORUMSUZLUK Türk Tabipleri Birliği tarafından yapılan açıklamada ise “Bakan Zehra Zümrük Selçuk’un ‘Evde hastalananlar var, Covid19’u nasıl meslek hastalığı kabul edelim?’ açıklaması sağlık çalışanlarının hafızasına ve tarihe sorumsuzluk örneği olarak not düşmüştür. Siz kabul etmek istemezseniz de dünya yuvarlaktır, Covid19 da meslek hastalığıdır!” ifadelerine yer verildi. Yeni doğan yoğun bakım bölümünde bir hemşire. Covid19 pozitif annelerden doğan ve kendileri de pozitif olan bebeklere özenle bakıyorlar. Sağlık çalışanlarının Covid19’u deri koltuklarında ve evlerinde otururken kapmadıklarını vurgulayan Dr. Ergün Demir ve Dr. Güray Kılıç, “Salgında en ön saflarda mücadele ettikleri için kaptılar ve hayatlarını kaybettiler” dedi. 500 KIŞILIK PARTIYE GECE BASKINI İstanbul Üsküdar’da “sosyal medyada içerik üreten bir kanal için eğlence sahnesi çekiyoruz” gerekçesiyle toplanan çoğu turist yaklaşık 500 kişi, koronavirüs yasaklarını hiçe sayarak parti düzenledi. Kuzguncuk’ta bulunan 4 katlı eğlence mekânına, ihbar üzerine polis dün 03.30’da baskın yaptı. Polisten kaçanlardan kimi kimi tuvalete gizlendi, kimi de ağaçlık alana kaçtı. Ön kapıdan dışarı çıkan bir grup olay yerinden ayrılmak isterken gece bekçileri kendilerine engel olmak istedi. Bir kadın, “Bekçilerin başı benim dayım, hepinizi yakarım” diyerek tehdit etti. Üst katta uyuduğu için olan bitenden haberinin olmadığını belirten eğlence mekânı yetkilisi ise “Eğlence sahnesi çekeceklerdi” diye konuştu. l DHA BIR HEMŞIRE DAHA KORONADAN ÖLDÜ İstanbul Tuzla Devlet Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde hemşire olarak çalışan Serap Yılmaz Yağcı (34), Covid19 nedeniyle hayatını kaybetti. 2 çocuk annesi Yağcı’nın ölümü nedeniyle İstanbul Tabip Odası tarafından yapılan paylaşımda, “Acımız büyük, bir çalışma arkadaşımızı daha Covid19 nedeniyle kaybettik. Hemşire Serap Yılmaz Yağcı 34 yaşında 2 çocuk annesi” ifadeleri kullanıldı. l Haber Merkezi ASLIYE CEZA MAHKEMESI HÂKIMI YAŞAMINI YITIRDI İzmir 27. Asliye Ceza Mahkemesi hâkimi Kemal Oruç, 25 Mart’ta Covid19 testi pozitif çıkınca karantinaya alındı. Durumu ağırlaşınca önceki gece hastaneye kaldırılan Oruç, yapılan müdahaleye karşın kurtarılamadı. l AA Haftalık verilere göre 100 binde en fazla vaka Samsun, İstanbul ve Yalova’da görüldü KORKUTAN ARTIŞ SÜRÜYOR Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 27 Mart 2 Nisan haftasında illere göre 100 bin kişide koronavirüs vaka sayılarını gösteren haritayı sosyal medya hesabından paylaştı. Türkiye’de 40 binlerle görülen günlük vakalardaki artışın bu tabloya da yansıdığı görüldü. Buna göre, İstanbul’da 100 bin kişide vaka sayısı 591.45’e yükseldi. İstanbul Türkiye’de en çok vaka görülen ikinci il haline geldi. Ankara’da ise 100 bin kişide 272.79 İzmir’de ise 218.88 vaka oldu. Vakaların en yoğun görüldüğü Samsun’da, 100 bin kişide 678.72 koronavirüs vakası oldu. AKP kongreleriyle gündeme gelen Rize’de 100 bin kişide vaka sayısı 404.81, Trabzon’da 353.49, Ordu’da da 459.94 oldu. Salgının başında mavi rengiyle dikkat çeken Uşak’ta da 100 bin kişide vaka sayısı 84.72’ye yükseldi. Yalova da 100 bin kişide 564.03 ile en yüksek vakaya sahip üçüncü il oldu. Şırnak, Hakkâri, Şanlıurfa, Van ve Bitlis ise 100 bin kişide en az Kovid19 vakası görülen iller oldu. l ANKARA 3 NISAN CUMARTESI 249 BIN 126 44 BIN 746 39 MILYON 319 BIN 889 32 BIN 78 %3,6 1483 186 23 BIN 214 3 MILYON 445 BIN 52 2 BIN 231 3 MILYON 82 BIN 676 Şu anda yurdumuzun bir “E Tipi Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu”nda, 15 Temmuz 2016 silahlı kalkışması suçlamasıyla yatan bir genç (er) vatandaşımızdan aldığım mektubu aynen yayımlıyorum: HHH “Ben, 83 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti’nin bir evladı olarak anayasamızın 72. maddesinde her Türk gencine kutsal kılınan vatani görevimi yapmak üzere, taze kan olmaya ve can vermeye askere giden bir Türk genciyim. Vazifesi komutanının emrine mutlak itaat olan ve bu sebeple İBB işgal davasında 15 kez müebbet2400 yıl ceza almış, 49 aydır cezaevinde yatan bir erim... Ben ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, yetim kaldığım çocukluğumdan bu yana kutsal bildim. Bu ülkenin temel dinamikleri, kurucu değerleri ve varlığımın kaynağı olarak özümsedim ve bu davayı, bu yaşıma kadar her daim sahiplendim. Ben bir Cumhuriyet çocuğuyum ve Cumhuriyet değerlerimizin her zaman savunucusu oldum. İşte bundandır ki Cumhuriyetle hayat buldum ve Cumhuriyet uğruna öleceğim. Türkiye Cumhuriyeti’nin emaneti olan bu genç, bugün emanete ihanet edenlerden dolayı FETÖ mensuplarının eline teslim edilmiştir. Cumhuriyet çocuğu özünü ve kimliğini ayaklar altına alan bu drama hangi yürek dayanır? Bunu sizin vicdanlarınıza bırakıyorum. 5 yaşındaki çocuğun inandığı, 7’den 70’e herkesin bildiği bir hakikate, Türk milletinin vicdanı neden kayıtsız kalıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde, ER’in emir almadan en temel ihtiyacı olan yemek alımını gideremeyeceği ve suyu dahi içemediği herkes tarafından bilinen bir gerçektir... Disiplinle yattık ve disiplinle kalktık. Komutanlarımızın iki dudağının arasından çıkacak emirlere tabi olduk ve maalesef birilerinin malzemesi olduk. Bugün de o birilerinin günahlarının bedelini ödüyoruz. FETÖ’cüler itirafçılık adı altında 1 gün bile içeride yatmadan evlerine, işlerine dönüyor. Hiçbir dahli olmayan, emirkomuta zinciri içinde sokağa çıkarılan biz ER’ler 15 kez müebbet2400 yıllık cezalara maruz kalıyoruz. Geriye bir asılmadığımız kalıyor. Biz FETÖ’cülükten hüküm giymedik, hiç kimse de giymedi. Yedi düvel bir araya gelse de giydiremez. Darbeci yapamadılar, sadece iddia ettiler. Yani o kılıfı da bu vücuda uyduramadılar. Biz masumlara atfedilen suçlamaların ne kadar tutarsız ve yersiz olduğunu, mektubuma eklediğim Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vekili’nin mütalaası ve bozma talebi de göstermektedir. Ama bugün söylemler gerçeklere galip geliyor... Ben hiçbir zaman aldatan ve tüm değerlerini satan şerefsiz bir evlat olmadım, olmayacağım da. Benim gücüm, hayatın gerçekleridir, Cumhuriyete inancımdır ve Cumhuriyettir. Bugün cezaevinde 5. yılımı geçiriyorum. Yaşayan bir ölüye benzediğim bu mücadelede, gazi bir ER olarak daha kimlere sesimi duyurmam gerekiyor. Binlerce kez, büyük haksızlığı yazdım, susmayı kendime ihanet saydım. Bu karanlığın içinde ihtiyacım olan iğne ucu kadar aydınlıktır, umuttur. Vatan evladının bu şekilde sahipsiz bırakılması, akıtılan kanımdan ve harcanan gençliğimden çok daha ağır gelmektedir. Artık vicdanlar sorgulanmalı ve bu vaziyetin adı konulmalıdır. Ben Cumhuriyet şerefini gururla taşımaktayım ve ölene kadar da taşıyacağım. Siz büyüklerimden tek isteğim, Cumhuriyetin emaneti olan biz gençleri daha fazla değersizleştirme çalışmalarına daha fazla müsaade etmemeniz ve gerçekleri haykıran sesimiz olmanızdır. Saygılarımla.” HHH Albay Talat Aydemir’in 22 Şubat 1962 darbe girişiminde, Polatlı Yedeksubay Topçu Okulu’nda öğrenciydim ve o gece okul komutanlığı kapısında nöbet tutuyordum. Ertesi sabah biz öğrencileri tadat (sayım) alanında topladılar, hepimize mermi dağıttılar; bizi Ankara’ya götürmeye hazır Reno kamyonlarının yanında saatlerce beklettiler. Ne olupbittiğini bilmiyorduk. Saatler sonra olayı öğrendik. Okulda kaldık. Albay Talat Aydemir’in 21 Mayıs 1963 günü yaptığı ikinci darbe girişiminde Bornova 57. Topçu Er Eğitim Tugayı’nda teğmen rütbeli bir yedek subaydım. O gün kışladan ayrılmamız yasaklandı, geceyi uyumadan geçirdik. Albay Talat Aydemir’in iki darbe girişimine komutanların kararıyla onun yanında katılmak zorunda kalsaydık halimiz nice olurdu? Kim bilir kaç yıl hapis yatardık. HHH Benim bu konudaki maruzatım bu kadardır. 57. Dönem Topçu Teğmeni olarak bilginize arz ederim. Kış lastiği yokluğu ‘bilinçli taksir’ sayıldı Yargıtay 12. Ceza Dairesi, kış lastiği olmayan kamyonetle buzlu yolda seyir halindeyken çarptığı kişinin ölümüne neden olan sürücünün cezasının “bilinçli taksir” hükümleri uygulanarak artırılmasına hükmetti. TCK’nin “bilinçli taksir” ile ilgili 22/3. maddesindeki hüküm, taksirli suça ilişkin cezanın üçte birden yarısına kadar artırılmasını öngörüyor. l ANKARA / Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle