05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 19 NİSAN 2021 PAZARTESİ HABER Belediyeler aracılığıyla insan kaçakçılığı yapıldığı iddiası gittikçe genişliyor BU TOPRAKLARIN TARİHİNDE VAR Salgına takılmışlar! SEFA UYAR Malatya Yeşilyurt Belediyesi aracılığıyla Almanya’ya gidenlerin Türkiye’ye dönmediğinin ortaya çıkması ile başlayan “insan kaçakçılığı” iddiası, diğer AKP’li belediyelere de sıçradı. Elazığ Arıcak, Akçakiraz, Baskil, Ordu Korgan, Tokat Erbaa ve Bursa Yıldırım gibi ilçelerde de benzer olayların yaşandığı iddia edildi. Kocaeli Dilovası Belediyesi’nin Ekim 2020’de, Ankara Kızılcahamam Belediyesi’nin ise 6 Ağustos 2020’de, Almanya’nın Hannover kentine gezi düzenleme kararı aldığı belirlendi. İki belediyenin planladığı geziler, salgın nedeniyle gerçekleştirilemezken, Kızılcahamam Belediye Meclisi’ndeki karara, 3 İYİ Partili meclis üyesinin şerh koyduğu öğrenildi. Malatya’nın AKP’li Yeşilyurt Belediyesi, Eylül 2020’de, “Çevreye Duyarlı Bireyler Yetiştirmek Projesi” kapsamında Almanya’nın Hannover kentinde düzenlenecek olan çevre, eğitim ve kültürel inceleme gezisine 53 kişinin gönderilmesine karar vermişti. Ancak geziye gidenlerin birçoğunun geri dönmemesi ile insan kaçaklığı iddiaları gündeme geldi. Olayın yalnızca Yeşilyurt Belediyesi ile sınırlı kalmadığı, benzer olayların Elazığ Arıcak, Akçakiraz, Baskil, Ordu Korgan, Tokat Erbaa, Bursa Yıldırım gibi belediyelerde de yaşandığı iddia edildi. Bu ilçelerde de çeşitli dernekler aracılığı ile Almanya’nın çeşitli kentlerine geziler düzenlendiği ancak birçoğunun geri dönmediği öne sürüldü. Merkezde iki isim iddiası Kamuoyuna yansıyan iddialara göre, yaşanan olayların merkezinde iki Bingöllü isim var. Biri eski Bingöl Servi Belediye Başkanı Ali Ayrancı, diğeri de Almanya’da Yeşilyurt Belediye Başkanı AKP’li Mehmet Çınar, Almanya’ya düzenlenen gezi ile ilgili yürütülen soruşturma kapsamında, geziye katılan başkan yardımcılarından Bekir Karakuş’un görevden alındığını açıklamıştı. yaşayan Ersin Kilit. İddiaya göre, yurtdışına gitmek isteyenler Ayrancı’ya yüklü miktarda ödeme yapıyor. Bu isimler, aracı belediyeler ve Almanya’daki Kilit tarafından düzenlenen gezi listelerine dahil ediliyor ve kendilerine hizmet pasaportu çıkarılıyor. Pasaportu alanlar, gezi ekibi ile birlikte yurtdışına çıkarılıyor. Daha sonra bu kişiler orada kalarak, iltica başvurusunda bulunuyor. Organizasyonun Almanya merkezinde ise Kilit ailesine ait şirketler olduğu öne sürülüyor. Ancak Ayrancı ve Kilit, iddiaları reddediyor. Başarısız girişimler var Gerçekleşen olayların yanı sıra girişimde bulunulan ancak sonuçlandırılmayan geziler olduğu da öğrenildi. Ağrı’daki Doğubeyazıt Belediyesi’nin çalışmalarını başlattığı geziye ilişkin işlemlerin asıl niyetin anlaşılmasının ardından durdurulduğu belirtildi. Sonuca ulaşmayan girişimlerden ikisinin de Kocaeli Dilovası ve Ankara Kızılcahamam belediyelerinde yaşandığı öne sürüldü. MHP’liler de var iddiası Cumhuriyet’in edindiği bilgiye göre, AKP’li Kızılcahamam Belediye Meclisi’nin ağustos ayında gerçekleştirilen olağan toplantısında, “Çevreye Duyarlı Bireyler Yetiştirmek” adlı proje kapsamında Almanya’nın Hannover kentine, “kentin çevre, eğitim ve kültürel çalışmalarını yerinde görmek ve incelemelerde bulunmak” üzere belediyeyi temsilen 10 kişinin görevlendirilmesi kararlaştırıldı. Kararda, tüm masrafların Hannover Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından karşılanacağı kaydedildi. Başlangıçta 12 kişinin adı verilen gezi listesine sonradan, arasında MHP’lilerin de olduğu 41 kişi daha eklendi. Listede Bingöllü bazı yurttaşların da olması, meclis görüşmelerinde, “belediye görevlileri dışındaki kişilerin geziye katılmasının, belediyenin kurumsal yapısına zarar vereceği” tartışmalarına neden oldu. Tartışmaların ardından karar, üç İYİ Partili meclis üyesinin itirazına karşın AKP ve MHP’li 12 meclis üyesinin oyçokluğu ile kabul edildi. Gezinin ise Covid19 vakalarının artması nedeniyle yapılamadığı öğrenildi. ‘Teklif gelmedi’ Başka bir karar da AKP’li Dilovası Belediye Meclisi’nde Ekim 2020’de alındı. İlçede bulunan sivil toplum kuruluşları ve belediye çalışanları için “işbirliği ve bilgi alışverişi” amacıyla yine Almanya’nın Hannover kentine inceleme gezisi yapılması kararlaştırıldı. Gezinin tüm masraflarının Almanya’da faaliyet gösteren bir şirket tarafından karşılanacağı belirtilen kararda, geziye katılacak isimlerin ise başkanlık makamının oluru ile hazırlanacağı aktarıldı. Ancak, “belediye çalışanları dışındaki bazı isimlerin de dahil edildiği ve yaklaşık 50 kişinin yer aldığı gezinin, hizmet pasaportlarının hazırlanmasına karşın Covid19 vakalarındaki artış nedeniyle ertelendiği” iddia edildi. Cumhuriyet’in ulaştığı Dilovası Belediye Başkanı Hamza Şayir, ziyaretin, belediyeciliğin, şehir planlamasının yerinde incelenmesi için düşünüldüğünü söyleyerek, masrafları karşılayacak şirketin ise Hannover belediyesinin şirketi olduğunu belirtti. Şayir, gezinin pandemi nedeniyle iptal edildiğini kaydederken geziye ilişkin belediyeye teklif gelmediğini aktararak “Dışarıdan teklif gelmedi. Belediyenin kendi kararıydı” dedi. Belediye çalışanları dışındaki kişilerin de gezi listesine dahil edildiği iddialarına ilişkin ise Şayir, “Hayır, öyle bir şey yok. Varsa, iş insanıdır. Bir tane, iki tanedir. Gri pasaport dahi almadık” ifadelerini kullandı. l ANKARA İnsan kaçakçılığı skandalının önemli ismi, Akdeniz ve Yenişehir belediyelerine de başvurmuş Mersin’de de pandemi engellemiş ABİDİN YAĞMUR Malatya’nın AKP’li Yeşilyurt Belediyesi’ni kullanarak Almanya’ya 45 kişiyi götüren ve 43 kişinin geri dönmemesinden sorumlu tutulan K.Ş. adlı iş insanının Mersin’de de AKP’li Akdeniz Belediye Meclisi’nden gezi kararı aldırdığı ortaya çıktı. K.Ş’nin talebi üzerine Akdeniz Belediye Meclisi, 22 belediye meclisi üyesiyle birlikte 82 vatandaşın Almanya gezisine götürülmesi konusunda Başkan Mustafa Gültak’a yetki verdi. CHP’li Yenişehir Belediye Meclisi de Almanya’da yaşayan E.A. adlı kişinin davetine olumlu yanıt verdi. 61 kişi Mersin Ortopedik Engelliler Derneği ve Yenişehir Belediyesi’nin adını kullanarak Almanya’ya gidecekti ancak o gezi de pandemi engeline takıldı. Yeşilyurt’taki projenin aynısı Beyaz Melekler Tüm Engelliler Derneği adına iş insanı K.Ş. tarafından yapılan başvuru 1 Aralık 2020 tarihinde Akdeniz Belediye Meclisi’ne geldi. K.Ş. dernek adına yazdığı yazıda “Geleceğimiz Çöp Olmasın/Hayatın İçinde Biz de Varız” projesi kapsamında Mersin Körler Eğitim Derneği’nden iki, Beyaz Melekler Engelliler Derneği’nden 56 ve Akdeniz Belediye Meclisi üyelerinden 10 kişiyi, masrafları tamamen kendisi tarafından karşılanmak üzere Almanya gezisine götürmek istediğini bildirdi. Akdeniz Belediye Meclisi teklifi komisyonlara sevk etti. Konu komisyonlarda görüşülürken geziye katılacak belediye meclisi üyesi sayısının 10 değil, 22’ye çıkarılması önerildi. Akdeniz Belediye Meclisi, 15 Aralık 2020’de sadece bu konu için olağanüstü gündemle toplandı. Toplantıda, 22 belediye meclisi üyesiyle birlikte derneklerin belirleyeceği 58 kişinin Almanya gezisine gitmesi konusunda Başkan Mustafa Gültak’a yetki verilmesi oybirliğiyle kabul edildi. Ancak gezi pandemi nedeniyle yapılamadı. CHP’li Yenişehir Belediyesi’nin de Almanya merkezli faaliyet yürüten ve Türkiye’deki engelli derneklerini kullanarak ilçe belediyeleri aracılığıyla yurtdışına insan götüren derneklerin hedefi olduğu ortaya çıktı. Almanya’da faaliyet gösteren ‘Profuture E.V kinder jugendund famili en hilfemuhren kamp’ adlı bir derneğin başkanı olduğunu beyan eden E.A. adlı Türk vatandaşı, Mersin Ortopedik Engelliler Derneği aracılığıyla Yenişehir Belediyesi ile temasa geçti. E.A., “Temiz Çevre Temiz Toplum” projesi kapsamında Mersin Ortopedik Engelliler Derneği’nden 61 kişinin Almanya gezisine götürüleceğini belirterek belediye meclisi üyesi 8 kişinin de geziye katılmasını istedi. Belediye meclisi de işbirliği teklifini onayladı ve 8 isim belirledi. 8 belediye meclisi üyesi ile 61 vatandaşın gideceği bu gezi de pandemi koşulları nedeniyle yapılamadı. CHP’LILER ‘TOPLU ILTICA’ SKANDALLARINI TBMM’YE TAŞIDI: Meclis’te komisyon kurulmalı CHP Genel Başkan yardımcıları Seyit Torun ve Veli Ağbaba, Malatya Yeşilyurt ile birlikte bazı AKP’li belediyelerde yaşandığı ortaya çıkan “yurtdışına toplu kaçış” skandalını TBMM’ye taşıdı. Torun ve Ağbaba, Meclis’te komisyon kurulması talebiyle araştırma önergeleri verdi. CHP’li Torun, “Malatya’daki insan kaçakçılığı skandalının CHP’li belediye meclis üyeleri tarafından ortaya çıkarıldığını anımsatarak “Bu gelişmenin ardından AK Partili pek çok belediyede benzer iddialar gündeme geldi. Elazığ Akçakiraz Belediye Başkanı, 2019’da Almanya’ya gönderdikleri 20 kişiden 3’ünün geri döndüğünü kendi açıkladı. Arıcak ve Baskil belediyelerinde de soruşturma başlatıldı. Bize gelen bilgilere göre, skandal dört belediye ile sınırlı değil. Onlarca belediyenin aracılık etmesiyle, yüzlerce kişinin yurtdışına kaçtığı iddiaları var” diye konuştu. Torun, iktidarın attığı adımların kamuoyunu tatmin etmediğini kaydederek “Akıl almaz kaçışlar konusunda siyaset kurumu devreye girmeli. İddiaların şeffaf şekilde incelenmesi parlamentonun görevi. Meclis’te bir araştırma komisyonu kurulmasını ve sorumluların bilgi vermesini istiyoruz. Böyle bir skandal CHP’li belediyelerde yaşansa kıyameti koparacak olanlar, şimdi kafasını kuma gömerek milleti kandıramaz. Yüzlerce kişi Erdoğan’ın yönettiği ülkeden Erdoğan’ın belediyeleri aracılığıyla kaçmış. ‘Avrupa bizi kıskanıyor’ diyenlerin belediyeleri, Avrupa’ya insan kaçırır hale gelmiş” değerlendirmesinde bulundu. ‘CHP inceliyor’ Torun, iddialarla ilgili parti içinde kapsamlı inceleme başlattıklarını belirterek “Ülkenin dört bir tarafından, örgütlerimizden, belediye meclis üyelerimizden gelen iddialar bize ulaşıyor, biz de bunları detaylı olarak inceliyoruz. Halka hizmeti, insan kaçakçılığı olarak gören bu zihniyetin tüm foyasını meydana çıkaracağız. Bu skandalının peşini asla bırakmayacağız” dedi. Ağbaba, ilçeleri saydı Ağbaba da Malatya Yeşilyurt Belediyesi’ndeki kaçakçılığa dikkat çekerek “Elazığ Arıcak, Akçakiraz, Baskil, Ordu Korgan, Tokat Erbaa, Bursa Yıldırım gibi Türkiye’nin birçok ilçe belediyesinde de toplu ilticaların yapıldığı ortaya çıktı. Belediyelerin amacı dışında yurtdışına insan taşıdığı iddiası etkin bir şekilde araştırılmalı. Devlet imkânlarının kullanılıyor olması, yurtdışına gönderilen kişilerin kimliklerinin, haklarında herhangi bir suç isnadı bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, aracı şirketlerin hangi amaçla kurulduğu ve hangi faaliyetleri yaptığının belirlenmesi büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı. l ANKARA/Cumhuriyet Gazetemiz Cumhuriyet 1996’da yaşananları böyle haberleştirmişti. O sınırlar vız gelir bize vız! Nâzım usta “Cevap” adlı şiirinde “O duvar/ o duvarlarınız vız gelir bize vız!” demiş gerçi ama bugünlerde yurdum insanının Avrupa’ya tüyme maceralarını öğrenince şiirinin ilk dizelerini bu duruma uyarlayıverdik affola... Bu topraklarda insan kaçakçılığının tarihi MIYASE hayli eskidir. ILKNUR Taa 1840’lara kadar uzanır. Çerkesya’dan genç kadın ve erkeklerin “köle” pazarlarında satılması için Osmanlı tacirler Batum Limanı ile Trabzon ve Samsun limanları arasında on yıllarca mekik dokumuşlardır. Padişah Abdülmecid’in ve sonraki yıllarda da Mithat Paşa’nın köle ticaretini önlemek için aldığı önlemler hiçbir işe yaramamıştır. Oldukça kârlı bir iş olan köle tacirliği Kafkasya’nın tümüyle Rusya’nın egemenliğine girmesine kadar kaçak yollardan sürmüştür. 1800’lü yılların sonlarına doğru bu kez de Yeni Dünya’ya göç başlamıştır. Özellikle Harput (Elazığ), o günkü adıyla Dersim (Tunceli) ve Kığı’dan Amerika’ya kitlesel işçi göçü on binlere ulaşınca, hükümet çok sıkı önlemler almış almasına da göçmen kaçıkçılığı yapan şebekeler bu yasakları delmenin yöntemlerini bulmada gecikmemiştir. Trabzon ve Samsun limanlarında önlemler sıkılaştı mı, Beyrut ve Batum limanları var. Hükümet oraları da denetime almışsa Mersin’den Kıbrıs’a doğru çıkan tekneler deniz ortasında büyük gemilere nakletmişler göçmenleri. Ya da bu topraklarda hayli eski olan görevlilere rüşvet vererek çözmüşler işi. Hem babamın hem de annemin dedesi 1912 yılında göçmen kaçakçıları tarafından aparılmış Amerika’ya. 1960’lı yılların sonu ile 1970’lerde ise Almanya başta olmak üzere Hollanda, Belçika, Fransa, Avusturya ve İngiltere’ye kaçak işçi göçü ve bu göçü organize eden şebekeleri biliyoruz. Bu konu pek çok filme, romana konu olmuştur. 12 Eylül darbesinden sonra da siyasi mültecilerin kaçak yollardan Avrupa’ya kaçma öyküleri de çoğunlukla Kapıkule, Meriç nehri ve Yunan adaları üzerinden olmuştur. Bosna’nın şaşkın kaçakları 1996 yılı ekim ayında İlhan Abi (İlhan Selçuk), odasına çağrıp “Bavulunu topla haftaya Saraybosna’ya gidiyorsun” dediğinde beynime yumruk yemiş gibi oldum. Tamam Dayton Anlaşması ile silahlar susmuş gibi görünüyordu Bosna’da ama yine de Sırpların Sniper’le her gün insan avına çıktığını da haberlerden öğreniyorduk. İlhan Abi’yi bu kararından vazgeçirmek “Abi Saraybosna yerine Yenibosna’ya gitsem olmaz mı sonuçta ikisinin de içinde Bosna sözcüğü var” türü zevzeklikler de dahil her yolu denedim. Hiçbiri para etmedi tabii. Sonuçta o yıllarda Saraybosna’ya sefer yapan tek havayolu şirketi olan Top Air’in pırpırlı uçaklarına binip yollandık Bosna’ya. Saraybosna’ya vardığımızda rahmetli Hüseyin Baş’ın Saraybosna Büyükelçiliği’nde çalışan eşini ziyarete gittiğimde Büyükelçi ile de tanıştım. Bir hafta sonra büyükelçilikten arayıp THY’nin Saraybosna’ya ilk seferi nedeniyle havalimanında yapılacak törene diğer yerli ve yabancı basınla birlikte bir davet aldım. Havalimanı binası dediysek bildiğiniz bir depo ya da ambardan bozma prefabrik bir yapı. İşte bu depo gibi yerde bir kokteyl düzenlenmiş ve bu kokteyle basın mensuplarının yanında BM, AGİT ve NATO temsilcileri de katılmıştı. Bando mızıka ile kaçakları karşılama Kokteylde büyükelçiyle sohbet ederken birden THY yer görevlilerinden birinin telaşla “Efendim uçak aprona indi” diye seslenmesi üzerine hepimiz aprona koştuk. Bando takımı marşlar çalarken, THY görevlileri ve büyükelçi ellerinde çiçeklerle uçaktan inecek kafilenin gelişini bekliyor. Biz gazeteciler de fotoğraf makinelerimizle deklanşöre basmaya hazır uçak merdivenlerinin iki yanına konuşlanmışız. Sonunda uçağın kapısı açıldı ama yolcular kafalarını uzatıp geri çekiyor bir türlü inmiyordu. Anlaşılan yolcular böyle bir karşılama töreni beklemiyordu. Dakikalar geçiyor ama uçaktan inen yok. Hosteslerin zorlamasıyla hatta biraz da ittirerek ilk yolcular indi. Ama yolcular elleriyle yüzlerini saklamaya çalışıyor ve kendilerine uzatılan çiçekleri bile almadan hızlıca sıvışıyorlardı. Karşılama heyeti de oldukça şaşkındı. THY’nin ilk seferinde iş insanı ve özel davetliler beklenirken şalvarlı teyzeler ile kasketli dayılar inmişti uçaktan. Yolcular panik içinde Kürtçe birbiriyle konuşuyor ve bir an önce kendilerini karşılamaya gelecekleri bulmaya çalışıyordu. Sonunda anlaşıldı ki, Avrupa’da Türklere vize uygulamayan tek devlet Bosna olduğu için THY’nin bu ilk seferinde uçağa Avrupa’ya kapağı atmak isteyen kaçak göçmenler binmişti. Biraz araştırınca Saraybosna’da kaçak göçmen işi yapan pek çok şebeke olduğunu öğrendik. Vizesiz Saraybosna’ya gelen kaçaklar şebeke tarafından buradan Zagreb’e ordan da Avrupa’nın çeşitli ülkelerine gönderiliyordu. Sonuç olarak Türk insanı göçmen kaçakçılığı konusunda kafayı çalıştırmaktaki mahirliğini başka konularda gösterse sırtımız yere gelmez evvel Allah!..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle