05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 3 19 NİSAN 2021 PAZARTESİ 240/150 310/170 240/120 200/130 210/110 220/100 210/60 210/140 260/180 300/160 290/160 220/120 150/50 330/200 170/20 140/80 150/60 180/50 130/30 160/50 160/90 230/90 Mısra’nın Baba Mehmet Öz: Kızımın üzerinde baskı nedeniyle stres vardı. Bu yüzden hasta oldu ve 20 gün hastanede yattı. Çıkınca sesi oldular virüseyakalandı. Desteği görünce gözyaşlarımı tutamadım Covid19 nedeniyle yoğun bakımda tedavi gören Mısra Öz’ün baba ZEHRA sı Mehmet Öz, kızı ÖZDİLEK nın son zamanlarda üzerindeki baskının arttığını ve stresten bağırsak sendromuna yakalandığını, bir süre hastanede kaldığını söyledi. Torunu Arda Sel’i Çorlu’daki tren faciasında kaybeden baba Öz, “Mısra 20 gün kadar hastanede kalmıştı. Hastaneden çıktığında ise bağışıklık sistemi zayıfladı ve koronavirüse yakalandı. Şu an durumu iyiye gidiyor. Kamuoyunun Mısra’nın mücadelesine verdiği desteği görünce dün gözyaşlarımı tutamadım” dedi. Yediremiyoruz Öz, “İnsanlar adaletsizliği görüyor ve doğru yönde karar veriyorlar. Çorlu tren faciası olmadan önce 2016 yılında yerel gazetelere baktığınızda Uzunköprü/Çerkezköy açılışında AKP milletvekilleri hepsi bu yolu biz açtık diye boy gösterdiler. Faciadan sonra hiçbiri ortada yok. Bu faciayı üstlenen de yok. Hâlâ oturdukları yerden maaş alan suçlular var. Bunu kendimize yediremiyoruz” dedi. Öz, “Ankara’da AYM önünde polis şiddetiyle karşı karşıya kalmıştık. Onun mahkemesi vardı. Sözde kızım 6 polisi darp etmiş. Mısra, duruşma günü yaklaştığı için stresliydi. Bilirkişi raporunda bir değişikliğe gidildi onun stresi de vardı” ifadelerini kullandı. Öz hakkında bilgi veren baba Mehmet Öz, kızının yoğun bakımda ve stabil durumda olduğunu söyledi. Ailede eşinin, oğlunun ve Mısra Öz’ün korona olduğunu dile getiren Öz, “Sağlık Bakanlığı’ndan getirelen ilaçları kullandıktan sonra Mısra fenalaştı. Hastaneye kaldırdık” dedi. l İSTANBUL Mısra Öz, kazada oğlu Oğuz Arda Sel ve eşi Hakan Sel’i kaybetti. KILIÇDAROĞLU ÖZ’Ü ARADI CHP lideri Kılıçdaroğlu Mehmet Öz’ü arayarak bir haftadır yoğun bakımda korona tedavisi gören kızı Mısra Öz için geçmiş olsun dileklerini iletti. Çorlu tren kazasında oğlunu kaybeden Öz, koronavirüse yakalanmadan önce her gün Twitter’dan kazayı hatırlatan tweet’ler atarak adalet mücadelesini sürdürüyordu. Sosyal medya kullanıcıları yoğun bakımda olduğu için tweet atamayan Öz’ün adalet arayışında sesi oldu. Sosyal medyada yüzlerce kişi Öz’ün adalet çağrısını paylaşan tweet’ler attı. Diyanet pasaportlu 15 yaşındaki dede Ah Pandora, o kutu keşke hiç açılmasaydı! Zeus, kendisinden ateşi çalan Prometheus ve kardeşi Epimetheus’tan intikam almaya karar vermişti. Güzeller güzeli Pandora’yı yarattı. Siz “kandırılmış” da diyebilirsiniz, “sonradan anlayan” Epimetheus’a gönderdi. Düğün dernek, evlendiler… Gel gör ki Zeus, Pandora’nın çeyiz sandığının içine felaketler, hastalıklar, ölümler saklamıştı. Pandora’nın kutusu açıldı. İnsanlığa kötülükler yadigâr kaldı. Cumartesi günü, Cumhurbaşkanı, “İnsanlarımız Avrupa’ya, Amerika’ya gitmek zorunda kalırdı, bugün bu tablo büyük oranda tersine döndü” dedi. İçimden “Epimetheus hâlâ Pandora’nın kutusunun farkında değil” diye geçirdim. Oysa kutu çoktan açıldı. Önce Malatya Yeşilyurt’ta, belediye aracılığıyla, ceplerinde “hizmete özel” pasaportla yurtdışına gidenlerin bir daha geri dönmediği haberi çıktı. Sonra ardı ardına geldi: Elazığ Akçakiraz, Urfa Ceylanpınar derken devletin imkânlarının insan kaçakçılığı için kullanıldığı anlaşıldı. Artık sınırı gizlice geçmeye, botla denizi aşmaya gerek yok. Devletin kurumları “uydurma” bir projeye aracı oluyor. “Çevreye duyarlı insan yetiştirmek”, “yabancı sporcuları tanımak” gibi bir amaçla Avrupa’ya gidecek insan listesi hazırlanıyor. Valilik aracılığıyla “hizmete özel” pasaportlar alınıyor. Elini kolunu sallayarak gidenler bir daha geri dönmüyor. Birileri de binlerce Avro’yu cebine koyuyor. Bir gazeteci, bir muhalif politikacı kurcalamasa “kaçan memnun, kaçıran memnun” düzeni sürüp gidecek. Diyanet’le kaçış planı Bu seferki ise çok başka. İşin aracısı Diyanet. Şöyle anlatayım… Diyanet, cemevlerini ibadethane saymadı ama başka bir şey yaptı. Çeşitli Alevi vakıfları ve dernekleriyle protokol imzaladı. Buna göre özellikle muharrem ve hızır aylarında, yurtdışına Alevilik ile ilgili bilgilendirmede bulunmak üzere, Alevi kanaat önderleri gönderilecekti. Niyet oydu ki böylece “Ali’siz Alevilik” ile mücadele edilecek, Türkiye’deki Aleviler “doğru Aleviliği” anlatacaktı. Gelgelelim, bu projenin de “Türkiye’den kaçmak” için kullanıldığı ortaya çıktı. Meseleyi ortaya çıkaran Tunceli Cemevi (Hacı Bektaşı Veli Kültürü Yayma ve Yardımlaşma Derneği) dedesi Ali Ekber Yurt. Yurt, Tunceli’den Avrupa’ya Diyanet projesiyle insan kaçırıldığını araştırıp buldu. Yetmedi, 23 Mart 2018 tarihinde savcılığa suç duyurusu yaptı. Konunun ayrıntılarını öğrenmek için Yurt’u aradım. Bu “kaçış”ı nasıl fark ettiğini sordum, anlattı: “İnsanlar bana geliyorlardı. ‘Bizi yurtdışına gönder, istediğiniz kadar para verelim’ diyorlardı. ‘Biz kimseyi yurtdışına göndermiyoruz’ dedim. Ama bana gidenler olduğunu, para karşılığı gönderildiğini söylediler. Diyanet’in bazı Alevi vakıf ve dernekleriyle yurtdışı protokolü yaptığını biliyordum. Tabii ‘para veririz’ lafı bende rahatsızlık yarattı. Bunun para karşılığı yapıldığını düşündürdü.” Yurt, taleplerin ardından meselenin peşine düşmüş: “Bunu araştırdım. Kimlerin gönderildiğine ilişkin listeleri temin ettim. İnceledik, giden birçok kişinin dedelikle, Alevilik uzmanlığıyla alakası yok. Devletin pasaportuyla gitmişler ve orada kalmışlar, dönmemişler. Mesela birinin PKK davasında 24 yılla yargılandığını gördük ve mahkemesi sonuçlanmak üzereydi. Şöyle bir duyumum var, delilim yok. Bu adamdan 25 bin Avro alındığı söyleniyor. Neden vermesin. 24 yılla yargılanıyor. O kadar hapis yatmamak için verir.” Sadece bu kadar değil, Yurt başka örnekler de veriyor: “Benzer birçok vakanın olduğunu gördüm. Adli vakalardan soruşturmaları devam edenler, madde bağımlılığından yargılananlar vardı.” ‘15 yaşındaki dede’ Ancak asıl şaşkınlığı listede gördüğü bir isimle yaşamış: “Biz bunları araştırırken son liste geldi. Gözlerime inanamadım. 15 yaşında bir çocuğun listede isminin olduğunu gördüm. Buna itiraz ettim. Konuyu yerel basına taşıdım.” Sanmayın ki her şey bitti. Yurt anlatıyor: “Benim itirazlarımla valilik bu şekilde gidenleri sınava tabi tutma kararı aldı. Bizim verdiğimiz listedeki 7 kişi de mülakatta başarılı oldu. Çünkü hepsi cemevinde başkan, yönetici, dede sıfatı taşıyor. Zaten beni de komisyona yazdılar. İki vali yardımcısı ve müftü de vardı komisyonda. 15 yaşında çocukları yazan vakıf temsilcisi de vardı. Bir mülakat yapıldı. Sonuç içler acısı. 15 yaşında, 17 yaşında, 20 yaşında çocuklar. Alevilikten haberleri yok. Çok sakat, çok yakışıksız bir iş. O mülakatta tam bir facia yaşandı. Komisyonda bu çocuklar için ‘uygun değil’ kararı çıktı. Görüş birliğine varıldı. Ama daha sonra bu kişilere gri pasaport verildiğini öğrendim. Bunun üzerine savcılığa suç duyurusunda bulundum. ‘Alevilik, dedelik makamı istismar edilerek insan kaçakçılığı yapılıyor’, ‘Devlet eliyle iltica ediyorlar’ dedim. Sosyal medyadan bana tehditler, hakaretler geldi. Bu işe aracılık edenlerse çift daire aldılar. Zenginleşenleri gördük.” Ali Ekber Yurt, konuyu devletin zirvesine de taşıdığını anlattı: “Ali Erbaş’a, Diyanet İşleri Başkanlığı’ndaki bir muharrem sofrasında, bu konuyu dile getirdim. O iftar programında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay Bey de vardı. Benim bu şikâyetleri yapmamdan sonra, bu iş Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan alındı. Dışişleri Bakanlığı’na bağlı bir oluşuma verildi.” Savcılık dosyasında kaçan 20 kişi Peki, Tunceli Cumhuriyet Savcılığı’nın soruşturmasında ne oldu? Savcılık üç yıl boyunca soruşturmayı sonlandıramadı. Götürülen insanlar kim olursa olsun, fiilen insan kaçakçılığı yapılan olaydaki soruşturmayı, “suçluyu kayırma ve görevi kötüye kullanma” gibi oldukça hafif bir iddiayla yürüttü. Diyanet ve bu işe aracılık edenler yeterince incelenmedi. 13 Ocak’ta “kovuşturmaya yer yok” kararı verdi. Üstelik… Savcılık, Tunceli’deki Pasaport Şube Müdürlüğü’nden, hizmet pasaportu alarak yurdışına gidenlerin listesini istedi. Dosyaya 472 ve 57 kişilik iki ayrı liste geldi. Elbette bu listeler her kurumdan gönderilen insanların listesiydi. Listede Yurt’un iddia ettiği gibi, 20 kişinin geri dönmediği saptanmıştı. Savcılık, takipsizlik kararı verirken “hizmete özel” pasaportla kaçan 20 kişiden şöyle bahsetti: “20 kişiden 13 tanesi hakkında herhangi bir suç kaydı bulunmadığı (…) 4 tanesi hakkında hırsızlık, uyuşturucu kullanma, tehdit, ihaleye fesat karıştırma gibi adi suçlar kapsamında soruşturma yapılarak bazıları hakkında takipsizlik kararı verildiği, bazıları hakkında dava açıldığı ancak bunlar hakkında da herhangi bir yakalama kararı bulunmadığı (…) 3 kişi hakkında da terör örgütü üyeliği, terör örgütü propagandası, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet suçlarından hakkında soruşturma yapıldığı, bunlardan da ikisi hakkında yakalama kararı bulunmadığı, sadece Şahin isimli şahıs hakkında yakalama kararı bulunduğu, ancak bu kararın yurtdışına çıktıktan sonra çıkarıldığı tespit edilmiştir.” Yazanlar, Ali Ekber Yurt’un anlattıklarını doğruluyordu… Yıllardır Tunceli’den verdiği haberlerle tanıdığımız Ferit Demir de uzun süredir olayı araştırıyordu. Tunceli’de bu olayın resmen kanıtlandığını, ancak Diyanet’in pek çok ilden insan gönderdiğini, bunların soruşturulmadığını anlattı. Pandora’nın kutusunda ne kaldı? Hikâye o ki Pandora kutuyu açıp da dışarı çıkanları fark edince hemen kapatmıştı. O sırada dışarı çıkamayan bir tek “umut” kalmıştı. Şimdi en çok ihtiyacımız olan umut için, kutunun kapağını açma zamanı. PLAJDA DENETİM İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kısıtlamayı suiistimal eden ikamet sahibi yabancılara yönelik “ikametini iptal ederim” açıklamasının ardından Antalya’da polis Konyaaltı Sahili’nde denetim yaptı. Polis, sahilde güneşlenip denize giren turistlerin tek tek pasaport ve ikametgâhını sorguladı. Bakanlık ayrıca, yurt genelinde yapılan denetimlerde sokağa çıkma kısıtlaması muafiyetini kötüye kullanan 3 bin 787 kişiye idari işlem uygulandığını açıkladı. l İHA Bir doktor 3180 NTEİSMAMNUZ PPEARZŞAERMBE daha öldü İstanbul’da Kadıköy 5 No’lu Aile Sağlığı Merkezi hekimi Dr. Kadir Ceyhan, koronavi301 BİN 243 55 BİN 802 3 BİN 101 43 MILYON 768 BIN 759 35 BIN 926 4 MILYON 268 BIN 447 3 BIN 275 rüs nedeniyle yaşamını yitir318 di. l Haber Merkezi 43 BİN 856 % 3.3 3 MİLYON 687 BİN 590 Kimsesizlerin avukatıydı İstanbul Barosu avukatlarından kimsesizlerin avukatı olarak tanınan ünlü ceHAFTALIK TABLODA DA ARTIŞ SÜRÜYOR En çok vaka Çanakkale’de İllere göre her 100 bin kişide görülen Covid19 vaka sayılaher 100 bin kişide İstanbul’da 920.57’ye, Ankara’da 534.14’e za avukatı Alpay Gülleoğ rına ilişkin haftalık tabloda, Ça ve İzmir’de 351.97’ye yüksellu, 44 yaşında koronavirüsten hayatını kaybetti. nakkale, 962.98 ile en çok vakanın görüldüğü il oldu. Sağlık di. Çanakkale, İstanbul, Yalova, Kırklareli ve Tekirdağ 100 bin Gülleoğlu’nun yoğun bakıma Bakanı Fahrettin Koca, sosyal kişide en çok vakanın görüldügirmeden önce dostlarına, medya hesabından, 1016 Niğü; Şırnak, Siirt, Van, Şanlıurfa “Eğer geri gelmezsem kimsesiz garibanlar sizlere emasan tarihleri arasında illere göre vaka sayılarını açıkladı. Buve Hakkâri ise 100 bin kişide en az vakanın görüldüğü iller oldu. net” yazılı mesajlar attığı or na göre, haftalık vaka sayısı, l ANKARA/Cumhuriyet taya çıktı. l Haber Merkezi Başkan yardımcısı yaşamını yitirdi İzmir Çiğli Belediye Başkan Yardımcısı 63 yaşındaki Mustafa Avdan, Covid19 nedeniyle yaşamını yitirdi. Acı haberi, sosyal medya hesabından Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü duyurdu. l İZMİR/Cumhuriyet Cinel: Virüs silah değiştirdi Seferberlik çağrısı Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Cinel, artık çok daha genç yaşta hastaların kaybedilmeye başlandığını vurguladı. Cinel, “Bu son dalga hiçbirine benzemiyor. Virüs silah değiştirdi. Lütfen herkes artık bir adım geri dursun, seferberlik varmış gibi kurallara riayet etsin” diye konuştu. l DHA İftar sonrası aşı sürüyor Başakşehir Çam ve Şakura Şehir Hastanesinde iftar sonrasında da aşılama işlemleri sürüyor. Başhekim Yardımcısı Dr. Aslan Çoban, “Aşı saat 24.00’e kadar devam ediyor” dedi. l İHA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle